"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Yûşa Irmak

Asıl Afet, İnsanoğlunun Kuraklaşmasıdır!

İş yerinde her gün ve her an hareketli saatler yaşıyoruz. Malum bu ülkede gündem ışık hızında değişebiliyor. Tabii ki benim vazifem biraz daha farklı. Yani, yaptığım işler yüzünden ne gecem, ne gündüzüm belli Kendime ayırdığım bir zaman yok maalesef.. Hal böyle olunca her fırsatı sonuna kadar kullanmaya çalışıyorum.

Tanpınarın Şark ve Garp Çıkmazı Üzerine

Doğu ve Batı üzerine birçok esere imza atan Ahmet Hamdi Tanpınarın takdire şayan çabası, yaşadığı dönemde maalesef pek anlaşılamamış Hatta döneminin birçok yazarları tarafından ortaya koyduğu bu eserler küçümsenmiş, yadırganmıştır. Söz konusu bu çabanın bugün bile yeterince anlaşıldığını sanmıyorum maalesef

Bizi Birleştirenler

Nerudanın şiir kitaplarından birini elime ne zaman alsam, derdimi sıkıntımı unutuveririm. Okuduğum bu kitapta yazarla adeta karşılıklı konuşup, dertleşir gibi hissedip bir nevi terapi olurum

Ver Elini Gidelim

Bütün ilkler şirindir, tatlıdır ve güzeldir! Hatta bütün ilk gözağrıları da öyledir. Adını unuttuğumuz şairlerden biri olan Celâl Sahir Erozanın da dizesinde dediği gibi: Bir genç şair ilk yazdığı şiiri nasıl severse diye başlar şiirine İşte öyledir ilkler, ilk gözağrıları..

Yaşamak Nedir?

Yaşamak buysa, yaşayalım ama bu değilse, o zaman yaşamak neredeyse oraya gidelim.
Bu sözü ilk duyduğumda sevmiştim. Hala etkili bir söz olarak bir kenarda durur benim için. Çünkü sözün sahibi rahmetli Suzan Akay ile aynı duyguları farkında olmadan ben de hissederek yaşamışım. Benim de ne zaman

Dünyanın Bütün Sabahları (Tous Les Matins Du Monde 1991) Filmi Üzerine Birkaç Kelam

Nedenini bilemiyorum ama ne zaman bir film seyretmek istesem 18 bine yakın film arşivimde; seksenli, doksanlı ve ikibinli yıllara ait filmleri seyretmeyi tercih ediyorum Bu his bilgisayarımın başına oturduğumda kendiliğinden oluşuyor ve hiç kimsenin seyretmeyi tercih etmeyeceği veya etmek istemeyeceği eski filmlere takılıp kalıyorum.

Başlamadan Biten İlişkiler

Bu ülkede, ne zaman bir erkek ile bir hanım, biraz ileri düzeyde arkadaşlık etmeye başlasa, ikinci dereceden ne kadar akraba, eş, dost ve arkadaş varsa, hemen hepsi büyük bir yaygara koparır. Hatta olayla ilgili, ilgisiz, herkes işin içine karışır ve sanki kıyamet kopmuşçasına bir telaş ve panik içerisinde,

Bir Şey

Çocukluğundan beri yaşadığı her şey bazı duyuların kaybolmasına sebep olmuştu. Artık duyuları hiç de iyi işlemiyordu. Yani her bir şey dışarısında kalıyordu. Etrafını sis bürümüştü. Aniden, bir uç sivriliyor, batıyordu. Canı çok acıyordu. Öyle ki uyku için başını koyduğu yastık bile çividen farksız geliyordu. O, bu ucun açtığı

Ağır ve Hafif Erkekler! Biraz da Adalet

Pazartesi günü haber merkezinde arkadaşlarla birlikte çay sigara muhabbeti yaparken bir arkadaş zamanında Kenan Işıkla yapılan bir röportajın giriş yazısında, (sanırım Kenan beye genç kızların gözdesi olduğunu söylemiş olmalılar) ben emin değilim diye yazdığını, genç kızlar Tarkana yaptıkları gibi bana dokunmak için üzerime atlamıyorlar filan diye demeç verdiğini

İnsanları Tanıma Sanatı

İnsanları, olayları ve eşyayı duyularımızla algılar daha sonra onu zihnimizde şekillendiririz. Bu algılama biçimi tam olarak sübjektiftir ve kişiye özel bir durumdur. Karşımızdakini anlamak ve anlamlandırmak istiyorsak, sübjektiflikten kurtulup, görme, işitme ve dokunma duyularını bilinçli olarak harekete geçirilmesi gerekir.

Gerçek Temizlik

Nezafet(paklık, arılık, temizlik), doğal temizlik anlamı taşır ve bütün varlığı kuşatıcı ontolojik bir olguyu temsil eder. Bu kelime, maddi çağrışımlar ile birlikte esasen maneviyatımızla da ilgilidir.

O, Gariplere Ne Mutlu

Takrîr edemem çektiğim âlâmı felekten
Zirâ ki anın zikri de bir gûne elemdir
(Müverrih Râşid) İzzet Mollanın bir beyti ile girelim söze.
Der ki,
Gerdûn sitem-i baht-ı siyâh etmeğe değmez

Başa Dön