"Yüzüncü kez düzeltilen bir metin, intihar mektubu gibi okunmaya başlar." - Dorothy Parker"

Yûşa Irmak

Modern Külkedileri ve Meşhur Pabuçları

Hele hele, Külkedisinin sarayda çalışmaya başladığını, üstelik sunulan hizmetin eskisinden daha iyi olduğunu fark ettiğinde kendini daha da berbat hissediyor. Ara sıra duygulanıp cam pabucu okşuyor. Külkedisinin evlenmek isteyeceği gibi biri olsaydım diye hayıflanıp duruyor. Bu arada Külkedisi de aşktan zerre kadar anlamayacak şekilde işine kaptırmış kendini eşek

Hangi İnsan Tipisiniz?

Psikolojide bu uyumdan söz eden ilk yazar, Carl Gustav Jungdur. Çalışmalarında Nietscheden ve Doğu felsefesinden etkilenen Jung, sözünü ettiğim elbiselere arketip diyor. Yani tanımlanmış benimize uygun olarak giyip durduğumuz elbiseler bilinçli yanımızı, giymeyip gardropta beklettiklerimiz ise bilinçdışımızı oluşturuyor. Jung psikolojisinin esas amacı; bilinçli aydınlık yanımızı tanımak ve yardıma

Genellemeler

Şöyle bir düşünelim, genellemeler olmazsa; detaylardan, tüme varmaya çalışan yazarlar ne yazardı hiç düşündünüz mü? Ya da edebiyat sürekli olarak size, yaşam kalitesi için -şiir değilse-, vasiyetiniz kadar özel sırlarınızı giriş gelişme ve sonuç noktasında daha da acıklısı anafikri olan bir düzyazıya dönüştürme mecburiyetini dikte etseydi ne yazardınız

Tartışma Edebiyatı veya Adabı

Martin Heideggerin, Kastner ile olan yazışmalarında kullandığı güzel bir sözü var. Söz aslında Paul Valérynin. Der ki: Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır. Çok doğru ve yerinde bir söz. İnanın söyleyecek sözü kalmayanın yumruğu sıkılır, dili küfürlü konuşur ve nihayetinde son çare kavga etmeye başlar.

Asıl Afet, İnsanoğlunun Kuraklaşmasıdır!

İş yerinde her gün ve her an hareketli saatler yaşıyoruz. Malum bu ülkede gündem ışık hızında değişebiliyor. Tabii ki benim vazifem biraz daha farklı. Yani, yaptığım işler yüzünden ne gecem, ne gündüzüm belli Kendime ayırdığım bir zaman yok maalesef.. Hal böyle olunca her fırsatı sonuna kadar kullanmaya çalışıyorum.

Tanpınarın Şark ve Garp Çıkmazı Üzerine

Doğu ve Batı üzerine birçok esere imza atan Ahmet Hamdi Tanpınarın takdire şayan çabası, yaşadığı dönemde maalesef pek anlaşılamamış Hatta döneminin birçok yazarları tarafından ortaya koyduğu bu eserler küçümsenmiş, yadırganmıştır. Söz konusu bu çabanın bugün bile yeterince anlaşıldığını sanmıyorum maalesef

Bizi Birleştirenler

Nerudanın şiir kitaplarından birini elime ne zaman alsam, derdimi sıkıntımı unutuveririm. Okuduğum bu kitapta yazarla adeta karşılıklı konuşup, dertleşir gibi hissedip bir nevi terapi olurum

Ver Elini Gidelim

Bütün ilkler şirindir, tatlıdır ve güzeldir! Hatta bütün ilk gözağrıları da öyledir. Adını unuttuğumuz şairlerden biri olan Celâl Sahir Erozanın da dizesinde dediği gibi: Bir genç şair ilk yazdığı şiiri nasıl severse diye başlar şiirine İşte öyledir ilkler, ilk gözağrıları..

Yaşamak Nedir?

Yaşamak buysa, yaşayalım ama bu değilse, o zaman yaşamak neredeyse oraya gidelim.
Bu sözü ilk duyduğumda sevmiştim. Hala etkili bir söz olarak bir kenarda durur benim için. Çünkü sözün sahibi rahmetli Suzan Akay ile aynı duyguları farkında olmadan ben de hissederek yaşamışım. Benim de ne zaman

Dünyanın Bütün Sabahları (Tous Les Matins Du Monde 1991) Filmi Üzerine Birkaç Kelam

Nedenini bilemiyorum ama ne zaman bir film seyretmek istesem 18 bine yakın film arşivimde; seksenli, doksanlı ve ikibinli yıllara ait filmleri seyretmeyi tercih ediyorum Bu his bilgisayarımın başına oturduğumda kendiliğinden oluşuyor ve hiç kimsenin seyretmeyi tercih etmeyeceği veya etmek istemeyeceği eski filmlere takılıp kalıyorum.

Başlamadan Biten İlişkiler

Bu ülkede, ne zaman bir erkek ile bir hanım, biraz ileri düzeyde arkadaşlık etmeye başlasa, ikinci dereceden ne kadar akraba, eş, dost ve arkadaş varsa, hemen hepsi büyük bir yaygara koparır. Hatta olayla ilgili, ilgisiz, herkes işin içine karışır ve sanki kıyamet kopmuşçasına bir telaş ve panik içerisinde,

Bir Şey

Çocukluğundan beri yaşadığı her şey bazı duyuların kaybolmasına sebep olmuştu. Artık duyuları hiç de iyi işlemiyordu. Yani her bir şey dışarısında kalıyordu. Etrafını sis bürümüştü. Aniden, bir uç sivriliyor, batıyordu. Canı çok acıyordu. Öyle ki uyku için başını koyduğu yastık bile çividen farksız geliyordu. O, bu ucun açtığı

Ağır ve Hafif Erkekler! Biraz da Adalet

Pazartesi günü haber merkezinde arkadaşlarla birlikte çay sigara muhabbeti yaparken bir arkadaş zamanında Kenan Işıkla yapılan bir röportajın giriş yazısında, (sanırım Kenan beye genç kızların gözdesi olduğunu söylemiş olmalılar) ben emin değilim diye yazdığını, genç kızlar Tarkana yaptıkları gibi bana dokunmak için üzerime atlamıyorlar filan diye demeç verdiğini

Başa Dön