Zaman dostluðu güçlendirir, aþký zayýflatýr. -La Bruyere |
|
||||||||||
|
Hasan TÜLÜCEOÐLU Bu ifade demokrasi kültüründen gelmemiþ, ataerkil, anti-demokrat, monarþik ve otokratik doðu toplumlarý geleneksel özelliklerine sahip toplumun fertleri olarak bizlere biraz tuhaf gelecektir. Hz. Peygamber’in getirdiði yeni, en son ve mükemmel din, Antik Yunan geleneklerinden daha çok demokrasiyi içinde barýndýrýyordu. Hz. Muhammed tüm insanlarýn en seçkini olarak hiçbir zaman sultanlýk emarelerine bile yaklaþmamýþtýr. Meclisi mescid olan O, her konuda herkesin görüþüne yer ve deðer vermiþti. Ýfade ettiðimiz gibi demokrasi kavramýna uzak olan doðu toplumlarý olarak bugün Hz. Muhammed ve O’nun arkadaþlarýnýn salt demokratik uygulamalarýný bu isimle ifade edemiyor hatta çoðu kez kasýtlý olarak budan kaçýnýyoruz. Þayet demokrasiye açýk bir toplum olsaydýk “Hz. Ömer’in Adaleti” kavramý yerine Müslümanlar Hz. Ömer’in demokratlýðýný ifade edeceklerdi. Zira demokrasinin olduðu her yerde doðal olarak adalette mevcuttur. Hz. Ömer fertlerin hak ve hürriyetlerini koruma ve devam ettirme konusunda oldukça demokrattý. Onun en alt tabakadan bile olsa her ferde deðer ve önem verme hassasiyeti beraberinde adaleti ortaya çýkarmýþtý. Demokrasi kavramý ve bu kavramla ifade edilen uygulamalar ilk Antik Yunan’da ortaya çýkýp uygulanmýþtýr. Site devletleri halinde yaþayan Yunanlýlar yönetimlerine sitedeki tüm vatandaþlarý dahil etmiþlerdir. Her fert site ile ilgili görüþ ve önerilerini özgürce dile getirerek site yönetimine direk olarak katýlmýþtýr. Böylesine saf, sade ve doðrudan demokrasiyi baþta Aristo olmak üzere zamanýn bazý filozoflarý eleþtirmiþlerdir. Filozoflarýn genel görüþüne göre yönetim bilginlerin iþi olmalýdýr. Aristo, halk tabakasýndan herkesin direk yönetime müdahil olmasýný hoþ karþýlamamýþ; filozoflara nazaran çok daha az bilgili halktan insanlarýn yönetime katýlmalarýnýn sonuçta kargaþa ve kaosa yol açacaðýný ifade etmiþtir. Bugünkü Batýnýn demokrasi kaynaðý Antik Yunan’dýr. Avrupa, ortaçaðdan çýkýp kendini yenilemesinde referans olarak hep Antik Yunan’ý almýþ ve yönetimde Antik Yunan’dakine benzer bir demokratik uygulama ortaya koymuþtur. Demokratik uygulamalar ülkelere göre deðiþiklik arz etmekle birlikte Antik Yunan’a en yakýn demokratik uygulamayý Amerikalýlar yapmýþtýr. Ýslam dini özünde Antik Yunan’dan daha fazla demokrasi barýndýrmaktadýr. Bunu Peygamberin söz, davranýþ ve uygulamalarýnda gördüðümüz gibi dört halife döneminde de görürüz. Bilindiði gibi bugünkü demokratik uygulamalar benzeri o gün halifeler bir çeþit seçimle iþ baþýna gelmiþlerdir. Hz. Ömer’in kendinden sonra gelecek halifeyi belirlemeyi tamamen Müslümanlara býrakmayýp halifenin seçiminde belirli esaslar koyup þartlar getirmesi ilginçtir. Kendinden sonraki halifeyi kendi belirlemeyecek kadar demokrattý Hz. Ömer. Bir isimde diretse veya imada bulunsa muhtemelen halife o olacaktý. O, Müslüman toplumu hiçe saymadý. Antik Yunan’daki gibi sýradan halk tabakasýna da býrakmadý. Halifelik için Müslümanlar içinden altý isim belirledi. Halife seçilmemek þartýyla kendi oðlunu da bunlara ekledi. Müslümanlarýn en ileri gelenlerinden bu 7 kiþilik grup Müslümanlarýn halifelerini kendi aralarýnda seçeceklerdi. Bunlar, Ali b. Ebi Talib, Osman b. Affan, Sa’d b. Ebi Vakkas, Abdurrahman b. Avf, Zübeyr b. Avvam, Talha b. Ubeydullah, bir de halife seçilmemek þartý ile Abdullah b. Ömer’di. Bunlardan Zübeyr b. Avvam, Hz. Aliy’i; Talha b. Ubeydullah, Hz. Osman’ý; Sa’d b. Ebi Vakkas ise Abdurrahman bin Avf’ý halife olarak öne çýkardý. Abdurrahman bin Avf, halifelikten halifeyi belirleme adýna vazgeçti. Her ikisinin gönüllü isteði üzerine Abdurrahman bin Avf, Hz.Ali yada Hz. Osman’dan birini halife olarak ilan edecekti. Hz. Ömer’in üstlenmekte zorluk çektiði bu önemli görevi üzerine alan Abdurrahman bin Avf doðru adayý belirlemede çok hassas davranacaktý. Ümmetin öne çýkan þahýslarýyla bire bir ayrýntýlý olarak görüþecekti. Bunun dýþýnda tüm Medine sokaklarýný dolaþarak kadýndan erkeðe, yaþlýsýndan gencine görüþ sorarak bugünkü anlamda bir kamuoyu yoklamasý yapacaktý. Ümmetin ileri gelenlerinin ve halkýn genel çoðunluðunun halife olarak iþareti Hz. Osman’dý. O da son defa her iki adayla açýk ve net olarak konuþtuktan sonra Hz. Osman’a biat ederek onun halifeliðinde karar kýlmýþtý. Hz. Ömer’in bu halife seçim esaslarý ve o gün Müslümanlarýn doðru halifeyi seçme uygulamalarý bana hep Amerikan Baþkanlýk seçimlerini hatýrlatýr. Hz. Ömer’in hassasiyeti ve yöntemi doðru adayý belirlemede daha isabetliydi. Fert sayýsýndan hareketle salt çoðunluða býrakýlmayacak kadar çok önemli bir iþtir ümmetin idarecilerini belirlemek. Hz. Ömer, ‘yönetiminden zarar gören var mý?’ endiþe ve hassasiyetini toplumun en alt tabakasýndaki insanlara kadar yayýp hassas þekilde cevap ararken ümmeti yönetecek halifenin seçimini de Aristo’nun eleþtirdiði Antik Yunan uygulamalarýna kadar indirgememiþtir. Her toplumda halk sayý olarak her zaman çoðunluktadýr; ama çoðunluðun istediði her þey her zaman haklý ve doðru mudur acaba?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © hasan tülüceoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |