"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Hasan TÜLÜCEOĞLU 4+4+4 Kesintili Eğitim Sisteminin mecliste kabulü sonrası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) 4. Genel Kurulu toplantısında bu önemli olayı Menderes’in ezanı Arapçaya çevirmesine benzeterek şöyle değerlendirdi: "1950'de millet nasıl ki Adnan Menderes eliyle ezanına kavuştuysa, asli metnine kavuştuysa, bugün de millet bu hükümet eliyle dinini tam anlamıyla öğrenme özgürlüğüne kavuşmuştur" ABD başta olmak üzere batıdan estirilen demokrasi rüzgarı İnönü’yü çok partili sisteme geçmeye mecbur bırakmış ve sonrası Anadolunun kıpır kıpır kıpırdadığı Menderes dönemini yaşamıştık. Batıdan esen, batının müsaade ettiği ölçüde dini uygulamaları Menderes hükümeti gerçekleştirmişti. Bunların en önemlisi halkın ısrarla ihtiyaç duyduğu Arapça ezandı. Menderes bu tarihi uygulamayla halkın gönlünde taht kurmuştu. Burada Arapça ezan yasağının meclisce kaldırılma kararı fazlasıyla yetiyordu. Meclis kararını duyan Anadolu minarelere Arapça ezan okumaya koşmuştu. İmam-hatiplerin orta kısımlarının açılmasına imkan vermesi ve içinde seçmeli Kuran ve siyer derslerinin olması açısından 4+4+4 Kesintili Eğitim Sisteminin kabulü, Sayın Başbakanın benzetmesiyle Arapça ezana dönülmesi kadar önemli bir olaydır. Ancak uygulama aşamasında ezandan çok karmaşık ve bakanlığın uygulama kararlarına bağlı olması olayı biraz karmaşıklaştırıyor ve uygulamalar sapmalara müsait görülüyor. Arapça ezan yasağının kanunla kaldırılması tabanda hazır bekleyen uygulayıcılar için tek başına yeterliydi. Kanun netleştiğinde tüm müezzinler minarelere çıkıp on beş yıl suskunluğun ardından Arapça ezanı adeta haykırmışlardı. 4+4+4’te böyle bir kolaylık yok ve hali hazırda kanunu bekleyen uygulayıcılar da hazır değil. Öncelikle kanunun uygulanmasıyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı kendi içinde yeniden bir karar alıp uygulama esas ve önceliklerini belirleyecektir. Şayet talep olması durumunda İmam-hatipler için derslik başta olmak üzere okul idarecilerinin çözemeyecekleri altyapı sorunları ortaya çıkacaktır. Bu ve benzeri sorunların uzun süre devam etmesi vatandaşın tercihinde etkili olacaktır. İmam-hatiplerin orta kısımları dışında seçmeli olarak ilköğretim ve liselere konulması kanunlaştırılan seçmeli Kuran ve siyer derslerinin seçilip seçilmemesi tamamen Milli Eğitim Bakanlığının yapacağı uygulamaya bağlıdır. Sayın Bakan’ın 32. gün televizyon programında seçmeli Kuran derslerinin uygulamasıyla ilgili ifadeleri çıkarılan kanuna rağmen hükümetin uygulamalarda çekinceli davranacağının işaretlerini verir gibi. Sayın Bakan seçmeli Kuran derslerini ders bitimi sonrasında adeta bir akşam okulu gibi uygulamayı düşündüğünü söylüyor. Altı ders boyu yorulan hangi ilköğretim öğrencisi yedinci sekizinci dersleri işlemek ister ve hangi veli dünyalık başarı yarışı yolunda öğrencisini bir anlamda gereksiz yere yormak pahasına seçmeli kuran derslerini tercih eder? Ezanda kanun tek başına yeterliydi; ama eğitimde kanun tek başına yetmiyor maalesef. Bakanlığın alacağı uygulama kararları tüm ülkede seçmeli Kuran derslerini yüksek oranda tercihe yöneltirken aynı zamanda yine yüksek oranda tercih etmemeye yöneltecektir. Sayın Bakan’ın düşündüğü gibi seçmeli dersler, ders mesaisi dışında verilmeye kalkılırsa, temel ders saatleri azaltılacak olursa elbette ki öğrenci ve öğrenci velileri Kuran dersi bile olsa seçmeliyi tercihte düşüneceklerdir. Halihazırda müfredat programında temel dersler dışında bir çoğu yeterinden fazla uygulanan dersler mevcut. Yapılması gereken seçmeli dersi tercih eden öğrencide bu fazlalıklara bu dersin yerleştirilmesidir. Mevcut müfredata ve ders saatlerine dokunmadan akşam dersleri şeklinde uygulanacak bir seçmeli Kuran dersi uygulamasının, ezanın arapçaya çevrilmesi kadar önemli bir olay olacağını düşünmüyorum. Kanun çıkarmada gösterilen dirayet ve kararlılık uygulamada gösterilmezse çıkarılan kanunun elbet bir etkisi olmayacaktır. Sayın Başbakan Erdoğan’ın benzetmesi kanunun uygulanmasında da gösterilecek irade ve kararlılıkla gerçekleşebilecektir. Merhum M Akif Ersoy Çanakkale kahramanlarını biraz uç noktaya kaçarak Bedrin Arslanlarına benzeterek anlatmıştı: “Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi”. Hükümetin imam-hatipler ve seçmeli Kuran derslerine yol veren 4+4+4 kesintili eğitim kanunu, merhum Menderes’in Arapça ezan kanunu benzeri şanlıdır. Elbette ki ezanın Arapça okunması Türkçe ezan sonrası bu ülkede harika bir şeydir. Ancak 4+4+4’ün şanlı olup olmaması başta Milli Eğitim Bakanlığının alacağı kararlar ve uygulamaya bağlıdır. Aksi durumda Akif’in aslanları engellenmiş olacaktır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © hasan tülüceoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |