..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabırlı ve yürektendir, sevgi kıskanç ve övüngen değildir. -İncil
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Tarihsel Olaylar > hasan tülüceoğlu




1 Aralık 2011
Geçmişle Teselli Edilmek  
hasan tülüceoğlu
Üstat Necip Fazıl, “Son Devrin Din Mazlumları” adlı eserinde yakın tarihimizle ilgili daha bir çok konuyu inceler ve açıklığa kavuşturmaya çalışır. Dersim olayının dışında şapka devrimiyle ilgili idam edilen İskilipli Atıf Hoca, bir saf ve genç subayın kurban edildiği Menemen olayı, Bediüzzaman Said Nursi ve Süleymancılar cemaatinin kurucusu Süleyman Efendinin(Süleyman Hilmi Tunahan) mazlumlukları ayrıntılı olarak anlatılır.


:BJAF:
GEÇMİŞLE TESELLİ EDİLMEK

Hasan TÜLÜCEOĞLU

Yakın, uzak yada eski olsun tarihimizle ilgili dar çerçevede birazda gizliden gizliye farklı anlatımlar duymuşuzdur. Ben bu anlatılara “yastık altı tarihi” diyorum.

Bu “yastık altı tarihi”, zaman zaman bazı Cesur Kalem Şövalyelerince yazıya dökülüp genelin haberdar olacağı bir gerçekliğe büründürülmüştür. Bu Cesur Kalem Şövalyeleri, bu eylemlerinin bedelini hayatlarını zindanlarda geçirerek ödemişlerdir. Bunlardan en büyük ve en etkilisi, geldiğim ortamda “üstat” diye isimlendirilen, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Dersim’le ilgili açıklamalarında meşhur eserinden alıntılar verdiği büyük yazar, düşünür ve şair Necip Fazıl Kısakürek’tir.

“Yastık altı tarih” anlatımlarının bir Başbakan tarafından resmi ağızla dile getirilmesi bu anlatımların gerçekliğini doğrulamıştır. İlk defa bir Başbakanın devlet adına özür dilemesi de elbette tarihimiz açısından yeni ve büyük bir olaydır.

Ancak, bu açıklamalar, hükümetin tarihe bu yaklaşımı, anlatıla gelenleri resmileştirmek dışında pekte bir şey değiştirmemiştir.

Üstat Necip Fazıl, “Son Devrin Din Mazlumları” adlı eserinde yakın tarihimizle ilgili daha bir çok konuyu inceler ve açıklığa kavuşturmaya çalışır. Dersim olayının dışında şapka devrimiyle ilgili idam edilen İskilipli Atıf Hoca, bir saf ve genç subayın kurban edildiği Menemen olayı, Bediüzzaman Said Nursi ve Süleymancılar cemaatinin kurucusu Süleyman Efendinin(Süleyman Hilmi Tunahan) mazlumlukları ayrıntılı olarak anlatılır. Dersim olayı bu ülkenin gerçeği olduğu gibi Menemen olayı da, İskilipli Atıf Hocanın idamı da, Said Nursi Hazretlerinin sürgün ve zindanı da bu ülkenin gerçeğidir. Madem bir gerçeğin aydınlatılmasından başlandıysa devamına da gidilmelidir. Bu ülkenin dindar camiasından da devlet özür dilemelidir.

Muhtemelen hükümet bunları ‘İstiklal Mahkemeleri’yle gündeme getirecektir. Dindar kesimde yıllarca işkillenerek anlatılan bu gerçeklerin resmi ağızlarca ifadesi onlara bir manevi rahatlık verecektir.

Lakin, “Yastık Altı Tarihi” ve Cesur Kalem Şövalyelerinin yazıya döktükleri bilgiler yoluyla bir çok insanın bildiği bu gerçeklerin devletçe gerçekliklerinin ifade edilip gerektiğinde özür dilense de içinde bulunduğumuz mevcut şartlar düşünüldüğünde dindarlar açısından fazla bir şey değiştirmeyecektir. Belki yıllarca biriken manevi sancılar bebeğin gazının alınması benzeri dindar kesimi rahatlatacaktır.

Velev ki dindar kesim yeni nesline yeterli dini eğitim veremiyorsa, başörtüsü hala bu insanların büyük bir sancısıysa, onca modern cemaat okullarına rağmen kendi İslam kültürünü topluma yaygınlaştıramıyorsa, gazete radyo televizyon genel isimlendirmeyle medya hala bu millete batı kültürünü gözünün içine içene dayatıyorsa, dindarlar açısından geçmişin haksızlıklarının resmi ağızlarca dile getirilip doğrulanması, geçmişle teselli edilmenin dışında sizce neyi değiştirir yada değiştirecektir?

Ha bu bir başlangıçtır; zamanla devamı gelecek, işaret ettiğiniz değişiklikler gerçekleşecektir diye itiraz edilebilir. Elbette her şey bir tedrici zaman içerisinde gerçekleşir. Bu, sürece başlangıç ise yanlış yerden başlandığını düşünüyorum. Ata sahip olmadan yolculuk yaptığını hayal etmenin bu yolculuğu ne kadar gerçekleştirme ihtimali vardır?

Şöyle bir hikayeyle sözü bağlayalım: Bir zamanlar bir köy ve bu köyün bir ağası varmış. O zamanlar ağasız köy olmazmış. Ağamız ağa ancak zalim bir ağadır. Yüzlerce haksızlık yapar; bir çok insanı mazlum konumuna düşürür. Zaman geçer asır başkalaşır köyde herkes bir anlamda kendi kendinin ağası olur. Ancak köylü vatandaşın zihninde ağalık düşüncesi tamamen kalkmaz. Ağanın torunlarına karşı hala bir ayrıcalıklı yaklaşım ve yüceltme vardır. Gün gelir söz sahibi torunlardan biri dedesinin zalimliğini yaptığı haksızlıkları açık açık dile getirir. Ağanın torunları insanların kendilerine karşı olan duygu, düşünce meyillerine ve dedelerinin geçmişte sağladığı aşikar bir ekonomik üstünlüğe sahiptirler. Bu durumda sizce ağanın torununun dedesinin zalimliğini açıklaması anti demokratik zihniyete sahip bu köyde neyi yada neleri değiştirir?




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tarihsel olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
İlk Batılılaşma Kahramanımız: II. Mahmut
Yoksa İstanbul, Hiç Bizim Olmadı mı?
Mithat Paşa"dan 28 Şubat"a, Ehl - İ Beyti Hanedanlaştırma
Panoramik Fetih

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mezapotamyanın Nemrutları ve Mısırın Firavunlarından Postmodern Batılı Yeni Sahiplerin Kısmı Demokrasi Vaadeden Yeni Ortadoğu Düzenine
Türkçe Olimpiyatları ve Kelebek Etkisi
Allah"tan Tanrı"ya, Tanrı"dan Rabbe!
"Muhteşem Yüzyıl"ın Masumiyeti
Asım’ın Nesli Akif’i Bıraktı mı?
Seçmeli Kuran Dersleri Bedrin Aslanları Kadar Şanlı mı?
7. 2"ler Kader Mi?
Kaddafi Tamam da Masum Halk ve Müslüman Halkların Geleceği Ne Olacak!
Dindarlık Eğitimin Neresinde?
Kutlama mı, Hırıstiyanlaşmak mı?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tülücüler İlkokulu [Öykü]
Otoyoldan Tren Gelmiyor [Deneme]
Hz. Ömer"in Demokrasisi [İnceleme]
Mızıka - İ Hümayun"dan Senfoni Orkestrasına Mehteran Güncellemesi [İnceleme]
Lale Devri'nin Demokrat Havası [İnceleme]
Kesintisizi Kesmeden Kur’an Dersleri [İnceleme]
Dizisine Bak Toplumunu Anla [İnceleme]
Yüzde Ellinin Kodları [İnceleme]
İktidar, Uçkur ve Huri [İnceleme]
Avrupa"ya Açılan İlk Pencere [İnceleme]


hasan tülüceoğlu kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © hasan tülüceoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.