..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Zaman dostluğu güçlendirir, aşkı zayıflatır. -La Bruyere
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Toplumsal Olaylar > hasan tülüceoğlu




24 Temmuz 2011
Lale Devri'nin Demokrat Havası  
hasan tülüceoğlu
Antik Yunan eserlerinin Arapça!ya tercümesi sonrası yetişen Farabi, İbn-i Sina, Biruni, İbn-i Rüşt gibi isimlerde o dönem İslam dünyasının özgürlükçü ortamında yetişmişlerdi. Keza dini ilimlerin birer ilim dalı olarak ortaya çıkması İslam toplumundaki hoşgörü ve özgürlükçü yaklaşımın bir sonucuydu.


:BCJF:
LALE DEVRİ'NİN DEMOKRAT HAVASI

hasan TÜLÜCEOĞLU

İlmi çalışmalar, bilimsel inkişaflar hep toplumların hür ve demokrat ortamlara kavuştuğu dönemlerde gelişip neşvü nema bulmuştur.

Avrupayı bugünkü seviyeye getiren, toplumun üzerine bir kabus gibi çöken ortaçağ kilise baskısından kurtulmasıdır. Bu dayatmacı ve zorlayıcı anti demokrat baskının kalkması elbet kolay olmamıştır. Meydanlarda nice insanlar yakılmış, giyotinlerde yüzlerce kafa kopartılmıştır.

Demokrasinin hakim olduğu Antik Yunan'da günümüz biliminin temellerini kuran bilginler yaşamıştır. O gün Aristo her ne kadar bazı açılarda dömeokratik yönetimi eleştirsede şayet böyle bir ortamda yaşamamış olsaydı bildiğimiz Aristo olamayacaktı.

Antik Yunan eserlerinin Arapça!ya tercümesi sonrası yetişen Farabi, İbn-i Sina, Biruni, İbn-i Rüşt gibi isimlerde o dönem İslam dünyasının özgürlükçü ortamında yetişmişlerdi. Keza dini ilimlerin birer ilim dalı olarak ortaya çıkması İslam toplumundaki hoşgörü ve özgürlükçü yaklaşımın bir sonucuydu.

Bu bağlamda Lale devri kısa süren ancak tarihimizin çok önemli dönümlerinden biridir. Sürekli savaşçı ve asker ağırlıklı toplum Nevşehirli İbrahim paşanın sadrazamlığıyla barışçıl ve durağan bir yapıya dönüştürülmek istenmiştir. Toprak kaybının kendine dönecek olumsuz sonuçlarına rağmen Pasarofça anlaşmasını imzalayarak savaşsıl toplum ortamını barışsal ve huzurlu bir topluma geçirmeye çalışmıştır. Böyle bir ortama ogün Osmanlı toplumunun ihtiyacı vardı. Çünkü kendini değerlendirip özeleştiri yapması ve ilerleyip güçlenen Avrupayı doğru algılamasının tam zamanıydı. Bunun için topluma ferah ve güzel bir ortam sağlayacak olan sanatsal imar faaliyetleri başlatıldı. Buna başat kütüphaneler kuruldu, doğu ve batıdan tercümeler yapıldı. Bu tercümeler Cumhuriyet döneminde Hasan Ali Yücel'in girişimleriyle yapılan doğu ve batı klasikleriyle birlikte tarihimizin en önemli sosyo-kültürel girişimidir.

Hedeflenen antiaksiyonel ve düşünsel ve içsel sosyal yapı yavaş yavaş oluşmaktaydı. Matbaanın ülkeye getirilmesi ve devamında kütüphanelerin açılmasıyla toplum, bilim ve kültüre yönlendirilmişti. Siyasi kuralların belli kurallarda netleşmesiyle padişahın tahttan edilme endişesinin bulunmaması toplum üzerindeki siyasal baskıyı da kaldırmıştı. İsteyenin eğitim görmesine, araştırma yapmasına düşünceler üretmesine açık bir siyasal ortam oluşmuştu. Bizce Lale devri tarihimizin en demokratik dönemiydi. Belki toplumumuz hiçbir zaman bu kadar hoşgörülü ve demokratik bir ortama kavuşmadı.

Lale devrinin demokratik sosyo-kültürüel yapısı şayet devam etseydi henüz işin başındaki Avrupa'yı yakalamamız doğal bir sonuç olacaktı. Muhtemelen ikinci İbn-i Sina'ların, Farabi'lerin yetişmesine ortam hazırlanmış olacak ve bugün Avrupa'nın konumunda biz olacaktık.

Ancak mevcut toplum yapımız ve kabul edilmesede sürekli bizi gözetleyen Avrupa'nın hiçbir zaman farkında olamadığımız ve olamayacağımız müdahaleleriyle milletin önünü açacak Lale devri ortamı maalesef benzerlerini çok yaşadığımız tertipleme bir isyanla sonuçsuz kalacaktı. Hemde çok uzun bir süre benzer girişimlere kimse cesaret edemeyecekti. Toplum statükocu atıl ve bağnaz yapısına kendiliğinden razı olacaktı.

Demokratik ortamdan uzaklaşmamız, grup olarak birilerini hep kazandırdı ancak toplum olarak bizi hep gerilere götürdü. Hak ve adalet adına ortaya çıkan Patrona Halil, bu millete en büyük kötülüğü yaptığını elbette bilmeyecekti. Asıl hak ve adalet, matbaaların kurulması, kütühanelerin açılması, sarayların yapılması ve masum eğlencelerin devamı sonrasında ortaya çıkacaktı.

“İnsaf, İnsaf” sözü benzeri “ah biraz demokrasi” diyorum. Şu an en çok ihtiyaç duyduğumuz şey demokratik toplum ortamıdır. Bırakın dileyen dilediğini yapsın söylesin yazsın etsin. Korkmayın zülfüyare dokunmayacaklardır. Dokunurlarsa siz ne güne duruyorsunuz.!






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplumsal olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hz. Ömer"in Demokrasisi
Mızıka - İ Hümayun"dan Senfoni Orkestrasına Mehteran Güncellemesi
Dizisine Bak Toplumunu Anla
Yüzde Ellinin Kodları
İktidar, Uçkur ve Huri
Avrupa"ya Açılan İlk Pencere
Komün Krala Ağlamak
Ah Nizam - I Cedid, Vah III. Selim!

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kesintisizi Kesmeden Kur’an Dersleri
Varlık ve Güç

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tülücüler İlkokulu [Öykü]
Otoyoldan Tren Gelmiyor [Deneme]
Mezapotamyanın Nemrutları ve Mısırın Firavunlarından Postmodern Batılı Yeni Sahiplerin Kısmı Demokrasi Vaadeden Yeni Ortadoğu Düzenine [Eleştiri]
İlk Batılılaşma Kahramanımız: II. Mahmut [Eleştiri]
Türkçe Olimpiyatları ve Kelebek Etkisi [Eleştiri]
Yoksa İstanbul, Hiç Bizim Olmadı mı? [Eleştiri]
Allah"tan Tanrı"ya, Tanrı"dan Rabbe! [Eleştiri]
"Muhteşem Yüzyıl"ın Masumiyeti [Eleştiri]
Mithat Paşa"dan 28 Şubat"a, Ehl - İ Beyti Hanedanlaştırma [Eleştiri]
Asım’ın Nesli Akif’i Bıraktı mı? [Eleştiri]


hasan tülüceoğlu kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © hasan tülüceoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.