Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
böyle soðumak örste bir kýlýç gibi (Lir, s.163) Kâmil Çaðlar Aksu’nun ilk þiir kitabý Sýr ve Sûr (173s.), Ferfir Yayýnlarý’ndan çýktý. Soran, sorgulayan, düþünen, farkýndalýðý yüksek þiirlerden oluþan önemli bir ilk kitap. Sýr ve Sûr, bir aðacýn altýnda sakin, telaþsýz otururken aniden belirip her þeyi darmadaðýn eden deliþmen bir rüzgara benziyor. Benziyor çünkü, þair, kalemini kaðýda deðdirdikçe, ‘yaratýlýþ aný’nýn o sýrlý müziðini, o gizem dolu baþlangýcý, lirik bir yakarýþ ve destansý bir ezgiyle size yeniden hatýrlatýyor. Varlýðýn o saf, berrak görüntüsüne ürpererek dokunuyor ve þaþýrtýcý bir gök aralýðýndan zýtlarýn ironisini ve kavramlarýn deðiþkenliðini seyredip insanýn ezeli yarasýna biraz daha yaklaþýyorsunuz. Yaratýlýþ sancýlarý çeken, gizemli, epik bir arayýþýn saf ve derin imgelerle çýðlýðýný duyarak. Kamil Çaðlar, bitmemiþ, tamamlanmamýþ bir sözü imgeye yaslanarak coþkulu bir müzikal gibi kurguluyor. Kitabýn baþýnda ‘Halname için’ baþlýklý yazýda K. Çaðlar þiirini, “Esasen “insanýn” yani “ademoðlunun” piþmanlýðý, utancý ve bir nevi günah çýkarmasý, sarsýlarak uyanmasý, yanlýþ yolda olduðunu anlamasý. Ürpererek Tanrý gerçeðinin farkýna varmasý, kendisini tuzaða çeken olgularý irdelemesi ve bütün menfi durumlarýný “bulgulamasý”ndan ibarettir” þeklinde izah ediyor. Zihinlerde kök salmýþ nedenselliði, epik, lirik ve ironik bir dille eleþtiren þair, bu yaklaþýmla evrensele yaslanmýþ “durumun ortak sesi” olmayý amaçlýyor. Kitapta, alýþýlmadýk, baþkalaþmýþ, özgün bir biçim ve imkanlarý geniþletilmiþ bir dil, gitgide yoðunluðu artan ve sýnýrsýzlýk hissi içinde devinen bir yapýsökümle ilerliyor. Dili yapýsöküme uðratmakla kalmayýp metafizik göndermeler ve soyutlamalarla þiirin çatýsýný kuran þair, “Dil, insana ait deðildir, tersine insan dile aittir.”, diyen Heidegger’in sözünü pekiþtiriyor. Sýr ve Sûr, destansý öðelerin baskýn olduðu gizemli ve farklý okumalara imkan veren bir biçem ve biçime sahip. Yeþile kesmiþ bir vadide daðýlmýþ çiçekler gibi duran þiirlerin arasýnda ayaklarýnýz biraz da dikenlere denk geliyor; sert, acý ve umarsýz olaný da duyumsuyorsunuz. Okur böylece, mýsralarýn farklý renklerinde kayboldukça, incelen ve farklýlaþan muhayyilesini var ve yok arasýnda bir gel-gitle yeniden bulmaya çalýþýr. Derin bir sözün yataðýnda kendini aka aka bulan, hýrçýn ancak yalýn ve içten bir dildir bu seyredilen. Kâmil Çaðlar, þiirindeki bu karmaþýk yapýnýn, Fransa’da 1960’larda ortaya çýkan Oulipo adlý akýma ve Mallarmé’ýn “zar ile asla dönmeyecek þans “ adlý þiirin form yapýsýna eklemlenmesi gerektiði inancýnda olduðunu söyler. Sýr ve Sûr’daki þiirler, Oulipo atölyesiyle pek çok açýdan ama özellikle, þiirde yeni yapý ve modellerin aranmasý, deðiþime açýk olmak, iç içe geçmiþ kurgular, oyunlar ve labirentlerle ilerleyen ve edebiyat-matematik-mantýk üçlüsünün kullanýlmasý bakýmýndan benzerlikler taþýmaktadýr. ey gizem bana –buralý- olduðunu söyleme! sorma! Sorma! Ne komik ceviz tohumu benim beynim içindeki aðaçtan korkuyor ve kinik klinik vakýasýn ve doktorlarýn çekinik (Halname, s.15) Kitapta uzun denilebilecek þiirler, destansý bir dile evrilmiþ, zengin ve gizemli bir ritimle sürer. Dili biraz saklama çabasý içinde kapalý ve hareketli, ele avuca sýðmayan, zeki bir þiirdir bizi þaþýrtan. Sert, vurgulu bir ezginin arasýnda sivrilen emir kipleri, ses uyumunu bile isteye bozan sorularla ilerler, lirik þiirin gizemini epik dokunuþlarla derinleþtirir. Lirizm burada epik sayýklayýþlarýn dokunduðu bir iþlik gibidir. Bunlarýn yanýnda konuþma dilinin etrafýnda dönen bir söyleyiþ de sýklýkla kendini gösterir. Þair, bir çýrpýda anlaþýlamayan bu komplike þiir yapýsýný mýsralarda bir çerað gibi ýþýldatýr. Sýr ve Sûr, insanýn modern çað içindeki pasif ve eðreti duruþunu ironik bir dille eleþtirmekten de geri kalmaz: hipnoz eden markalar reklam afiþleri eþyalar ve ergonomi, kötü karanlýða kitleyen sesler ceplerde motorlarda cihazlarda müziklerde popta topta varda yokta avm’ler sistemin toplu hipnoz hapishaneleri, (Motor!, s.24) Özellikle eleþtirinin yoðunlaþtýðý mýsralarda modern bir derviþin serzeniþleri belirir. Bir þairin derin içgörüsüyle modern insanýn çýkmazlarýnýn altýný çizer: hasta televizyon þimdi daha NET beyinlerde ufalanan cývýk yankýlar ve set! hasta fikir ne kadar hastayým, ne kadar haplýyým ne kadar haklýyým diye hapý yutmuþsun dünya izlet yakýnda rüya satacak uykular tatlý rüyalar (ateþler neþesi çanlarý vurur durur, s.25) Sýr ve Sûr’un þairi, yeri gelir kör bir karanlýðý harflerle döker ak bir kaðýda. Söz, aðýr bir yükü sýrtlandýkça þiir, dalýnda bir meyve gibi olgunlaþýr: ben her hasta þeye zaten benzedim yeterince, benimle sakýn yarýþma gece! bak yalnýzlýðým ilah gibi sevgili, tapýlacak þey de deðil…. (Belki Benimdir, s.42) Seyreltilmiþ bir yalnýzlýðý söyleten þair, þiirinde felsefenin yüz ifadelerini de iyi okur. Mekanýn ve zamanýn kesiþtiði o yaþamsal noktayý, o yaþamak sözcüðünün ne’liðini sorgulamakta mahirdir. Ve o uzamýn hayallerini, mümkünlerini þiirde gösterir. Yaþam arenasýnda hassas bir ruhla gezinirken gördüðünü söylemekten geri durmaz. Bazen dil, kadim zamanlarýn ikliminde ufuktan yükselerek görünür: insana bir seher bir ibret baþý yaptýk ayý, birkaç yýldýzla omuzladýk o aðýr sandukayý, (Ýnsanlýk ve Ýblis, s.56) Dil’in hançerini biledikçe, bu yolla dili dilden sýyýrmak istediði hissine kapýlýr insan. Þair kendisi de kurguladýðý bu ayrýksý dille yaþamýn katýlýðýndan kurtulmak ister gibi soluklanýr mýsralarda. Ancak yine de, tüm bu çýðlýðýn altýnda elbette varlýðý hissedilen bir umudun ayak seslerini duyarýz. Öylesine ki, bu umut doðada her zerrede mevcuttur. Þair, doðada her canlýnýn, en ufak bir parçanýn bile bir bilinç taþýdýðý sýrrýnýn eþiðinde bekletir bizi: çiçekler bir serumla yaþadý, seri numarasýný aydýnlýðýn biliyorlar. (Serum, s.59) Yine bunca umudun ve yakarýþýn yanýnda koþulsuz bekler insaný yalnýzlýk. Þair bu yalnýzlýðý eldeðmemiþ bir renkle örer. Kanatlarýný mavi bir göðe sermiþ soylu bir kartal gibi güçlü ve birbaþýna süzülür mýsralar: çehrende buzullar öyle açýk ve seçik sinende kapanmýþ kilitli çöller gizden, sýrtýnda kýrýlmýþ kirli kanat gökler ezik, mavinin acýsý çýkmýþ susmuþ dilinden… (Hiçbirisin, s.65) Alýntýladýðým bu bölüm bir tükenmiþliði nasýl da kusursuz anlatýr! Ýnsan ruhunda gezinip duran bir karalýðý nasýl da ebruli bir sesle boyar! Sýr ve Sûr, bir kederin aðzýndan kendi tiryakýný verebilen bir þiiri yazar. Üstelik bunu acýyý estetize ederek, insan olmanýn getirdiði ýzdýrabý erinç dolu bir kaseye dökerek yapar. Þiirde aradýðýmýz bu deðil midir zaten? Tüm ýzdýraplarý, elemleri, çýkmazlarý katlanýlýr/anlaþýlýr kýlan bir söze dönüþtürmek, kendimizi yeniden merhametten devþirmek… Dirlik içinde bir ülkeden geçerek sözle aðýrlanmak ve gönenmek…. Kýsaca yaþamý yaþanýlýr kýlan bir mýsraya göç etmek. Diyebiliriz ki, þair, deðiþken ve devingen bir yapý içinde, yaratýlmýþ olmanýn coþkusunu ve alev alev bir arayýþýn hallerini yazmaktadýr. Þiirde þairin, yer yer bile isteye bozduðu biçim ve bu biçim içinde yaþayan farklý ritim ve imgeler, bu kýrýlmalarý/ çekilmeleri iþaret eder. Sözün þekilden þekilde halden hale girmesi bundandýr. Þair, ansýzýn deðiþebilen bu hareketli saðanakta bile bir ebru teknesinde gül çizer gibi çekingen dokunur hikmete. Bazen söz, onda cezbeye tutulmuþ gibi çýrpýnýr. Yeri gelir tertemiz, berrak bir kaynaða döner yüzünü, yeri gelir daðýnýk bir endiþenin izini sürer ve parýldayan bir ýþýltý gibi rahmete yönelir. ellerini aç ellerini sýkma rahmete kaç, tutma bulutlarýný tutma kendi yaðmurlarýna saç! (Buz Devri, s.97) Sýr ve Sûr’un þairi, çoðunlukla konuþma diline yakýn, rahat bir söyleyiþle baþlamayý tercih eder þiirlerine. “fazla yazmasýn kalbindeki taksimetre” dedikten sonra, hormonun yettiði yere kadar gidersin aþk postmodern intikamsýn, sermayesin pazarsýn, harcarýz seni bidon bidon sen ve dokuz saniyelik libidon (Aþk-ý Beþer, s.107) diyerek, sözü, aþka dair bir sorgulama üzerinden bugünün dünyasýna getirir. Kamil Çaðlar, þiirlerinde bir ölçüsüzlüðü yakalamak istercesine, sözü, durmaksýzýn kaynaðýna yönelen sular gibi özgür býrakýr: ‘ben yalnýzým..’ diyene kadar kopmayan salýncak.. …. ‘ve yanýmda!..’ diyene kadar üzüm vermemiþ koruk.. (Koruk ve Salýncak, s.130) Onun þiirlerinde her nesne yaþayan ve düþünen bir bilinçtir. Diridir, her zerreye söz hakký verilmiþtir. Þair, hýzla akan yaþam içinde atladýðýmýz duygularý bir gerilimin aynasýnda gösterir: Yalnýzlýk gülünçtür! Dijital çaðda ölmek demodedir! Hayat hayattan uzaklaþmaktýr gitgide! Sýr ve Sûr’da deðiþim ve hareket süreklidir, söz durmaksýzýn bu deðiþimin içinde yýkanýr, yenilenir. Aþk, ölüm, yalnýzlýk, varoluþ gibi temalarý iþlerken bireyin kimlik arayýþýna da sözcülük eder. Þiirinde yapýsökümcü bir dile yönelirken, ses benzeþimlerini ve diri vurgularý ustalýkla kullanýr. Yer yer mýsra içine kaydýrýlmýþ uyaklarla yarattýðý müzik, ünlemler ve emir kipleriyle oluþturduðu devingen dokuyla þiirini örer. Kamil Çaðlar, okurun zihnini alabora edecek ve onu þaþýrtacak kadar çok yönlü kullanýr dilin imkanlarýný. Bunlarýn yanýnda onun þiirlerinde alttan akan sufiyane bir söyleyiþ kendini hissettirir. Bir arayýþýn sancýlarýný içten ve yalýn bir ruh hali içinde verir. Epik bir yakarýþtýr bu Tanrý’ya, yaratýlýþ anýna ansýzýn dönmek ve onu anlamak çabasýdýr topyekûn. Orda nasýllar nasýl, nicedir ki her niçin? Asýllarý küstürdük, sahteyi sevmek için. ….. ….. Burada…. þimdi burada, sen çalan bir rapsodi; Esin esin dize dize, birkaç satýr ezgisin…. Ya rahmandan ya þeytandan eser eser geçersin…. Si ve Sin! …….Denir ki “gelsin!”……… Ve maestro son esi verir sana bir gün, Þarkýsý canýn susar portede biter beden; gidersin (Ölüm Týnýsý, s.169)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © leyla karaca, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |