..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Vildan Sevil




7 Ocak 2012
Sadakat  
O sabah, her zamanki gibi, birbirlerine sabah kurlarını yapmışlar.

Vildan Sevil


Akşam olmuş. Tinleri ve bedenleri, birbirini istemiş. Dolamışlar kuyruklarını birbirlerine. Dişi, uzun bir borucuğa benzeyen üreme organını, erkeğin kesesine değdirmiş, akıtmış yumurtalarını.


:BJEE:
Bir yerlerde okumuş ya da bir yerlerden duymuştum : Sadakatin sembolüymüş.

Kendisiyle on altı yıl önce Cunda’da tanıştım. Bir tezgâhın üzerine, minicik, tırtıklı gövdesini sermiş yatıyordu. Küçücük “kısrak başı”nı, “Akdeniz’e” değil de, hemen yanındaki denizyıldızlarına, büyücek şeytanminarelerine, denizkestanelerine, omurgasızları içinde taşıyan kabuklara çevirmişti. 14-15 cm boyundaydı. Hafif pırtlak gözleriyle, tek başına, onlara öylece bakıyordu.

Onu aldım, eve getirdim. Bir misinaya bağlayarak, bir tablonun ardından duvara sarkıttım. O gün bugündür yeri değişmedi, orada durur. Evde, benden başka ona her gün bakan var mıydı bilmem. Sanmıyorum. Ama biz, her gün bakışır dururuz hâlâ.

Bilinçdışımda birikmiş, sürekli kovulmaya mahkûm ettiğim, nedensizmiş gibi görünen kuşkular mıydı beni ona çeken yoksa duruşundaki zarafet miydi ? Bilmiyorum.
...............

Denizatı, Hippocampus türünden bir balık. Tropikal ve ılıman sularda yaşar. Bazıları çok saydam olur, görünmez. Benimki kahverengi. Üstüne atılan cila matlığını gidermiş.
Çin’de fiziksel hastalıklarda, şifa amaçlı kullanılmaktaymış. Sadakati nedeniyle ruhsal şifa ummak kimin aklına gelmiş, bilmiyorum. Bizde ise her değerli varlığımız gibi dışsatım amaçlı talan edildiğinden neredeyse türü tükenmek üzereymiş.

Biliyor musunuz ?... Denizatı ve yılaniğnesi, bugüne değin bilinen türler içinde erkek gebeliğinin görüldüğü tek tür ve tek eşli yaşayan az sayıdaki canlı türlerinden.
.................

Benim, denizatımla “bakışır dururuz” dediğime bakmayın. Söyleştiğimiz, dertleştiğimiz de oldu bunca yıllık birlikteliğimizde.

Benim denizatım, erkekmiş. Ergenlikten çıkar çıkmaz, gönlünü bir dişiye kaptırmış, büyük umutlarla yaşamı paylaşmaya başlamışlar.

O sabah, her zamanki gibi, birbirlerine sabah kurlarını yapmışlar. Dokunmuşlar, başlarını tokuşturmuşlar, kuyruklarını değdirmişler, dolamışlar. Sonra yiyeceklerini aramak için ayrılmışlar. Esmer, kırmızı suyosunlarının arasında dalgalanıp tutam tutam yemişler. Küçük karideslerin tadına bakmışlar.

Akşam olmuş. Tinleri ve bedenleri, birbirini istemiş. Dolamışlar kuyruklarını birbirlerine. Dişi, uzun bir borucuğa benzeyen üreme organını, erkeğin kesesine değdirmiş, akıtmış yumurtalarını.

Ertesi sabah, yine kur yapmışlar birbirlerine, sevgiyle ayrılmışlar doyunmak için... Gün bitiminde kavuşmanın sabırsızlığıyla vedalaşmışlar.

Akşama doğru beklemiş durmuş dişisini benim denizatı. İyice kararmadan sular, aramaya koyulmuş. Kırmızı, esmer alglerin mercanların kabukluların arasında dolanıp durmuş. Bulamamış sevgili eşini. Ne ertesi sabah ne de daha sonra... Ya şiddetli dalgalarda tutunamayıp yok olurlar ya da avcıların eline düşerler, telef olurlarmış.

Denizatları, tel eşlidir dedik ya... Başkasıyla birlikteliği olanaksızmış, ne tininin ne de bedeninin böyle bir gereksinimi varmış. Sabah akşam, birbirlerine karşı, aksatmadan aşklarını dillendirmenin ve tüm gün birbirlerini düşünmenin sonucu olduğunu söylemişti.

Haftalar geçmiş. Kesesi şiştikçe şişiyormuş bizimkinin. Günü geldiğinde, tepişen yavrularını salıvermiş suya. Yavrular tıkış tıkış büyümekten iyice sıkıldıkları için dağılmışlar dört bir yana. Özgür, mutlu, umutlu... Dalgalanmışlar sularda.

Gözleri yaşlarla dolu baba, gururla bakmış arkalarından. Onlar, iyice uzaklaşınca görevini yerine getirmiş, genetik töre böyleymiş çünkü. Kırmızı bir denizyosunun yaprağına dolamış başını, dolamış, dolamış, yaşamına son vermiş.

Biliyorum, diyeceksiniz ki ölüler, denizatı da olsalar konuşmazlar ki, uyduruyorsun...

Eee... Siz konuşturana bakın.

Hem ne hakla yargılıyorsunuz beni ? Bütün gün TV’lerde, gazetelerde gözünüzün içine baka baka söylenilen yalanlara kanıyor, acısını benim gibi garibandan mı çıkartıyorsunuz?

El insaf sevgili okur !...

07.01.2012
Vildan Sevil



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ozan/şair> Şiir> Okur// Yazınsal Yaratı Üstüne Fikir Uçuşmaları (Iı)
Benim Güzel Şiirlerim ve Şiirde Eytişim// Yazınsal Yaratı Üstüne Fikir Uçuşmaları (Iıı)
Evren - Zaman - Hız ve Hız Tutkumuz Üstüne
Bir Kadın, Sinsi Bir Şiddet ve Bir Yanıt
Senden Bir Şeyler İsteyeyim Mi?.. Ne Dersin?..

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İpek Nehir, 1 Mayıs, Vay İstanbul...
Okurun Sevinç Çığlığı ve Yazarın, Kitabın Çilesi
Yine Tecavüze Uğradım!.. Yine Tecavüz Ettim!..
Sen Kaç Kere Doğdun Sevgili Okur?..
Konuğum Var: Cengiz Akın, Post - Modern Edebiyatta "Zaman" Kavramı, Zaman - Bilinç İlişkimiz
Ant Olsun ve Şart Olsun ki Umursamayacağım!.. Nerde Benim Şu Cımbızla Ayna?..
Kassandra'nın Güncel Kehaneti
Poetika// Sanatsal Yaratı Üstüne Fikir Uçuşmaları (Iv)
Ahhh İstanbul... Çekme Beni Böyle Kendine Kendine... Yorgunum...
Kırk Katır mı, Kırk Satır mı? Mutluluk, Onur ve Bölünmek

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Duruşma [Şiir]
Dedem Düşlerime Giriyor [Öykü]
Çocukların Çığlığından Göklerin Tılsımına [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artık Türkülerle Değil, Ateşlerle Anılmaktasın [Öykü]
İlk Sosyalist Muhtar Fevzi Ağabey [Öykü]
Düşselin Gerçeğinde, Gerçeğin Düşselliğinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aşk"a Geldin, Hoş Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koşuşturmaktan yoruldu. Altmışından sonra, çok yabancısı olduğu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktı. İletişim kurmak, duygu, düşünce, birikim paylaşmak, genç kuşaklardan yeni şeyler öğrenmek istedi. Yazarlık deneyimine burada adım attı. İşte böyle sınır tanımaz bir "dinazor ". . . Başarır mı acaba ?

Etkilendiği Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransız yazını, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlı Amin Maalouf...Elbette Nazım, Aragon, Neruda ve nice ozan/şair...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.