..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Öyle yaşamalısın ki ölünce mezarcı bile üzülsün. -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Vildan Sevil




11 Ocak 2012
Kassandra'nın Güncel Kehaneti  
Ve lanetler olsundu savaşa doymayan Ares’e...

Vildan Sevil


Akşam bana geldi Kassandra. Keramik kupalarımızda kırmızı, sıcak şaraplarımızı yudumlarken anlattı bunları. “Topla kafanı yaz, belki duyurursun” dedi. Yazdım.


:BHBF:
Troyalı Priamos’un kızı Kassandra, mermer sedirindeki döşeğinden fırladı. Ak bedeni ve kömür karası saçları,

Troya’nın üç denizden gelen nemiyle mi sırılsıklamdı yoksa korkunun kara, uzun, yırtıcı ellerinden akıttığı ter miydi bedenine bulaşan?...

Hızla Troya’ nın dar sokaklarına attı kendini koşa koşa, Aigeus’un dondurucu sularına bıraktı bedenini. Arınmalıydı çabucak. Daha şafak yüzünü okşamadan böyle uyanması hiç de hayra alamet değildi.

Bedenini kurulamadı. Soğuk sular iyice üşütsün, diriltsin istedi, yüreğinden fışkıran kızıl lavlar belki böyle sönecekti.

Göğe çevirdi kara gözlerini. İnanamadı gördüklerine. Karaya kesmişti gökyüzü, kapkaraydı. Kan yüklü bulutlar tomurcuklanmıştı dört bir yanda, sanki yağmura durmuştu kanlı bulutlar ve hızla büyüyor, çoğalıyordu.

Alakargaların akı da karası da görünmez olmuş, ala kesmişti tümden tüyleri. Ak martılar, ak güvercinler kırmızıya kesmişti; sokaklar, evler, ağaçlar... Kıpkızıldı Kassandra’nın dünyası, kıpkızıl...

Troya’nın sessizliğini; çok uzaklardan, sanki ta Küçük Asya’nın doğusundan, güneydoğusundan, güneyinden gelen savaş davullarının sesi bozuyordu. Araba tekerleklerinin takırtısı, kalkanların ve mızrakların şakırtısı doluyordu kulaklarına. Sesleri, delirmiş fırtınalar getiriyordu uğultular halinde. Kulakları, beyni zonkluyordu. Büyük denizlerde, büyük büyük gemiler görüyordu.

“Çıldırıyorum galiba, çıldırıyorum.” dedi Kassandra. Elleriyle kulaklarını tıkadı, gözlerini açıp kapayıp, açıp kapayıp sarayın yolunu buldu; babası Kral Priamos’un dizlerine kapandı, duyduklarını, gördüklerini anlattı.
İnanmadı babası. “Hava güneşli ve durgun kızım, nerden çıkarıyorsun bunları?” dedi. “Bak baba!” dedi

Kassandra. “Bak, tüm Küçük Asya’nın hayvanlarına ve insanlarına bak, işte böyle paramparça!... Ne haldeler gör !...” dedi. Odasından getirip Guernica’yı gösterdi babasına. İnanmadı Priamos. Tüm tanrılar adına yemin ettiyse de Kassandra, inanmadı Priamos.

Kassandra, annesine, kızkardeşi Helenon’a, ağabeyleri Hektor ve Paris’e, sonra arkadaşlarına ve en son Troya sokaklarına koşup halkına anlattı durumu, korkuya bulanmış çığlıklarla, gözleri kocaman. “Birlik olalım, bir şeyler yapalım, tehlike yok oluşumuzu imliyor !...” dedi. “Yaklaşıyorlar, şunun şurasında iki Boğaz var aramızda.” Kimse istifini bozmadı. Kimi alay etti, kimi bön bön baktı. Her zamanki gibi kimse inanmadı ona.

Güzelim Kassandra, dönüp evine, mermerdeki döşeğine kapandı; ağladı, ağladı, ağladı... Kırmızı köpüklü şelaleler aktı güzel kara gözlerinden. Gözleri yakıcı allara büründü.

Bir kez daha lanet etti, Apollon’la karşılaştığı güne. Kehanet gücünü vermişti de, bedenini ona vermediği için, inandırıcılık gücünü, kâhin-rahibe olmasını esirgemiş, Kassandra’yı süregen acılarla yaşamaya mahkum etmişti. Lanetler olsundu Apollon’a.

Ve lanetler olsundu savaşa doymayan Ares’e...

Ereşkigal’in kardeşi İştar’a, İnnina’ya, Animitu ve Aştar’a...(*)

Lanetler olsun!... Lanetler olsun!... Lanetler olsun!...
.......................

Akşam bana geldi Kassandra. Keramik kupalarımızda kırmızı, sıcak şaraplarımızı yudumlarken anlattı bunları. “Topla kafanı yaz, belki duyurursun” dedi. Yazdım.
..........................

(*) İştar : Mezopotamya’da savaş tanrıçası ve cehennem tanrıçası Ereşkigal’in kardeşi.
İnnina : Sümerler’de savaş tanrıçası
Annimitu : Babil’de savaş tanrıçası
Aştar : Fenike’de savaş tanrıçası
(O zamanlar, kadınlar, erkteki güçlerini tamamen yitirmemişlerdi. Savaş kararını, erkte olanların cinsiyeti belirlemez değil mi?...)/ V.Sevil

11.01.2012
Vildan Sevil




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yine Tecavüze Uğradım!.. Yine Tecavüz Ettim!..
Kırk Katır mı, Kırk Satır mı? Mutluluk, Onur ve Bölünmek
Yoldaş General Nereye?.. Daha Karpuz Keseceğdik Yahu...
Aman Allah'ım Ne Günlere Kaldık!..
Tek İstekleri Konaklamak ve Doyunmaktı... Oysa...
Bir Seçim Kampanyası Monologları Ya da Uzun Sözün Kısası
Hrant Cinayeti, Davası ve Sorular... Sorular... Sorular...
Her 1 Mayıs'ta Yenilenmek
Birgün Ben, Belki Bir Sığırcık Kolonisinin İçinde, Belki Yıldızlarla Birlikte Göklerde…….
Eyvah!.. Postmodern Tanrıça Angelina Yine Geldi. Ateş ve Kan Kokusu Mudur Burnumu Yakan?..

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İpek Nehir, 1 Mayıs, Vay İstanbul...
Okurun Sevinç Çığlığı ve Yazarın, Kitabın Çilesi
Sen Kaç Kere Doğdun Sevgili Okur?..
Konuğum Var: Cengiz Akın, Post - Modern Edebiyatta "Zaman" Kavramı, Zaman - Bilinç İlişkimiz
Ant Olsun ve Şart Olsun ki Umursamayacağım!.. Nerde Benim Şu Cımbızla Ayna?..
Poetika// Sanatsal Yaratı Üstüne Fikir Uçuşmaları (Iv)
Ahhh İstanbul... Çekme Beni Böyle Kendine Kendine... Yorgunum...
Belleğim... Gaddar Belleğim Benim!.. Zalim Belleğim!..
Bir Dinazorun Bitmez Tükenmez Soruları
Bir Kadın, Sinsi Bir Şiddet ve Bir Yanıt

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Duruşma [Şiir]
Dedem Düşlerime Giriyor [Öykü]
Çocukların Çığlığından Göklerin Tılsımına [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artık Türkülerle Değil, Ateşlerle Anılmaktasın [Öykü]
İlk Sosyalist Muhtar Fevzi Ağabey [Öykü]
Düşselin Gerçeğinde, Gerçeğin Düşselliğinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aşk"a Geldin, Hoş Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koşuşturmaktan yoruldu. Altmışından sonra, çok yabancısı olduğu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktı. İletişim kurmak, duygu, düşünce, birikim paylaşmak, genç kuşaklardan yeni şeyler öğrenmek istedi. Yazarlık deneyimine burada adım attı. İşte böyle sınır tanımaz bir "dinazor ". . . Başarır mı acaba ?

Etkilendiği Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransız yazını, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlı Amin Maalouf...Elbette Nazım, Aragon, Neruda ve nice ozan/şair...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.