..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aþýk olmayan âdem / Benzer yemiþsiz aðaca. -Yunus Emre
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




4 Aralýk 2013
Tomadantello  
Mehmet Önder
Bir gün böyle eylemleri daðýtmak için Toma diye bir araç icadedildiðini duydu. Durur mu?


:AAHH:
TOMADANTELLO



Bütün olaylar, bizim muhtarýn köy meydanýndaki Ulu Çýnarý yerinden söküp atmaða kalkýþmasýyla baþladý. Neymiþ, oðlunun bakkal dükkanýnýn önüne karaltý ediyormuþ. Bu yüzden mallarý görünmüyor, satýþ yapamýyormuþ. Her ne kadar “Öteki dükkanla da öyle.” dendiyse de, “Beni ne baþgý dükkanladan. Ben kendi gazancýmý bakarým.” dedi çýktý. Ne dense kâr etmedi. Nuh dedi demesine, þimdi günahýný almayalým. O konuda bir sorun yok. Ama, Peygamber dedirtebilen bir bahtiyara rastlanamadý.
Hiç þýkký yok; bizim muhtar yüz yýllýk, belki de yüz elli yýllýk çýnarý yýkýp devirecek. Amaç oðlunun dükkanýndaki mallar görünsün.



Muhtarýn inadý kýrýlamayýnca, doðal olarak köylü de tepki göstermeye baþladý. Özellikle köyün gençleri Kdb adýyla çalýþmalara baþladý. Bunun açýlýmý köyün delikanlýlarý birliði idi. Muhtarýn yanýndan geçerken kýrýtanlarý, þirinlik yapanlarý almýyorlardý aralarýna.
Bir tür örgüttü bu, kurulur kurulmaz çalýþmalara baþladý. Öncelikli eylem Ulu Çýnarýn çevresini sarýp olasý bir sökümü engellemekti. Baþardýlar da. Muhtar, gençlerin oluþturduðu çemberi yarýp çýnarý sökmek bir yana, yanýna bile yaklaþamýyordu. Gençlerin oluþturduðu çember dükkanýn önünü daha çok kapatmýþ, mallar hiç görünmez olmuþtu.
Muhtar, çemberi daðýtmak için birçok yol denedi, olmadý. Ama pes etmedi. Bir gün, böyle eylemleri daðýtmak için tazyikli su sýkan Toma diye bir araç icat edildiðini duydu. Durur mu? Hemen bir tane getirtti.
Toma gelir gelmez, çemberdeki gençlerin üzerine salýndý. Ama bir sorun vardý; sýkýlan ilk suda daðýlýr gibi olan Kdb’li gençler, ara veridiði anda yine çember oluyorlardý. Bu Toma da yirmi dört saat su sýkacak deðildi ya. Daha etkili bir yöntem bulmak gerekiyordu. Bir ara þehirden, zehir gibi Firenk biberi tozu bile getirtti; bunu suya karýþtýrýp öyle sýktýrdý. Ama ne çare, gençler gözleri cayýr cayýr yansa da direniyorlardý.



Muhtar gençleri daðýtmakla da yetinmek istemiyordu; bulacaðý yöntem gençleri daðýtýrken üzerinden kazanç da saðlanmalýydý. Derin düþüncelerden sonra Toma için bir dantel yarýþmasý açmaða karar verdi. Öyle ya, biz aldýðý her þey için dantel örmeðe meraklý bir milletiz. Eve yeni bir þey gelmesin; radyo, televizyon, dikiþ makinasý ne bulursak danteller örer süsleriz. Hatta çoðunun üstündeki dantelden süsten ne olduðu anlaþýlmaz da, kaldýrýp bakmak gerekir. Toplumca danteller arasýndan siyaset takip etmiþliðimiz, oyun havalarý eþliðinde göbek atmýþlýðýmýz vardýr. Kýsacasý tarihsel bir dantel kültürümüz vardýr.
Eh artýk, bizim muhtarýn da bu alýþkanlýktan yarar saðlamamasý düþünülebilir miydi?
Ama bu kez iþ büyük, önemli. Koskoca Toma’ya dantel örülecek. Öyle ya ör ör bitmez. Pikaplý radyo deðil ki bu, entarisini iki günde ör giydiriver.
Yalnýz bizim muhtar buna da çare buldu. Yarýþmada ilk ona giren dantel örücüleri için büyük para ödülleri koydu. Ýþ en güzel Toma Dantelini örmeðe kalmýþtý.



Her yýl olduðu gibi, köylünün ürünü o yýl yine para etmemiþti. Muhtar ve yakýnlarý dýþýnda herkes gýrtlaðýna kadar borç içindeydi. Bankalarýn, her þeylerini satýþa çýkarmasý an meselesiydi. Üstelik verilecek ödüller de köylüyü borçtan kurtaracaðý gibi, zengin edecek denli büyüktü. Eh para bu, herkesi bir heyecan sardý. Þunun þurasýnda yapýlacak iþ de neydi? Dantel örmek!
Köylünün heveslendiðini gören muhtar, yarýþmaya bir de ad buldu: Tomadanteli. Yalnýz, köylü bu adý çokça alaturka bulup Avrupai bir ad arama koyuldu. Sonunda yarýþmanýn adýný Tomadantello yaptýlar.
Dedim ya, bizimkini tecimsel zekasý aþýrý geliþkindir! Bu iþ için dantel yumaðý satýþ tekelini oðluna, týð satýþý tekelini de güveysine verdi. Baþka hiç kimse bunlarýn satýþýný yapamayacaktý. Önlem olarak da bekçi kadrosunu geniþletip köyün tüm giriþ ve çýkýþlarýna ikiþer bekçi atadý. Böylece dýþarýdan satýn alýnmasýný, kendince “kaçak mal” sokulmasýný da önlemiþ oldu. Daha doðrusu bizim muhtar kazancý cebine girmeyen her iþi yasadýþý saydý.
Aldýðý her önleme karþýn, köye yumak, týð sokmaða kalkýþan birkaç Kdb’li genç giriþimci olmadý deðil. Ama, onlarýn kollarýný, bacaklarýný bekçilere kýrdýrdýktan sonra önünde hiçbir engel kalmadý. En hýzlý kol bacak kýran bekçilere de özel prim verdi.



Zaten borç içinde yüzen köylü, yediden yetmiþe dantelle yatar dantelle kalkar olmuþtu. Giderlere de güç yetecek gibi deðildi aslýnda. Elde avuçta ne varsa dantele yatýrýldý. Herkesten saklanan ölümlük dirimlikler harcandý. Bu da yetmedi; öyle ya, koskoca Toma bu, yumak mý yeter, týð mý dayanýr? Baþýný sokacak evini, varsa dükkanýný, ayaðýný yerden kesen hayvan haþadýný, aracýný satýp bu iþe yatýranlar oldu. Bir umuttu bu. Nasýlsa hepsi borca gidecekti, bari dantele yatýrýp yarýþmaya gireyim, belki borçlardan kurtulur, hatta yitirdiklerimi bile geri alýrým umudu vardý.
Ama bu umut yalnýzca muhtarýn sözüne dayanýyordu.
Son umutlar Tomadantello yarýþmasýna baðlanýnca, muhtarýn oðlu dantel yumaðý, güveyi týð yetiþtiremez oldu. Köylü her þeyini yitirirken, bu ikisine oluk oluk para yaðýyordu. Ýlk önce köy meydanýndaki öteki dükkanlarý satýn aldýlar; ardýndan, gözlerine iliþeni.
Köylüye de umut etmek kalmýþtý. O yaþlý baþlý amcalarýn kahvelerde, sokaklarda dantel örme yarýþýna tutuþmalarý görülmeðe deðerdi doðrusu!
Bu arada, köyün adýný beðenmeyip deðiþtirmek isteyenler bile çýktý. “Emekçi köyü de ne demek oluyormuþ öyle!” diyen mi arasýnýz, “Yemekçi diyelim bari!” deyip kih kih gülen mi? Hatta muhtarýn yaðcýlarýndan biri, “Yahu arkadaþlar, köyün adýný Dantelistan diyelim, bu iþin yakýþýðý bu gari.” diye tutturdu. “Sen bilin.” diyen çýkmadý da neyse ki.



Toma Danteli örmek dediðiniz de kýrk yýl sürecek deðildi elbette, onun da günü geldi; ve bitirenler eserlerini, köy meydanýnda sergilemeðe baþladý. Yalnýz rahatsýz edici bir durum vardý: Muhtar, yarýþma için ne bir ses çýkarýyor ne de en ufak bir hazýrlýk yapýyordu. Köylü yarýþma yarýþma diye sesini yükseltmeðe baþladý. Elde avuçta ne varsa dantel yumaðýna, týða harcanmýþ; muhtarýn oðlu, güveysi yörenin zenginleri arasýna girmiþti. Yarýþma bir an önce yapýlmalýydý ki, on kiþi de olsa harcadýklarýný geri alsýn, borçlarýný ödesin, dahasý biraz nefes alýnsýn.



Muhtar ise hiç oralý deðildi. Köylü yarýþma yarýþma diye baðýradursun, o oðlunun aldýðý dükkanlardan birini aþevine çevirmiþ, yiyecek ekmeðe muhtaç duruma gelenlerin karnýný doyurup hayýr dualarýný alýyordu. Muhtaç ettiði köylüye yedirip içirdiði bir çanak bulgur aþýyla, bir maþrapa ayraný büyük fedakarlýk sayýyordu anlaþýlan. Arada da iþlerin yoðunluðundan, giderlerin çokluðundan yakýnýp, kendini acýndýrýyordu:
-Benimki de yaþamak mý gadeþim. Tarlýdan muhtarlýða, aþevinden köy giriþlerinin güvenliðin saðlayan kahraman bekçilerin ikramiyesini daðýtmaða; camiye bile uðrayamaz oldum. Yorgun ölücem ben yorgun!



Yarýþma mý? Dedim ya, o taraklarda bezi yok. Ne denli baðýrýlýp çaðrýlsa boþuna; sýkýþtýrýlmazsa kimseye ödül filan vereceði yok. Köylü bunu anlayýp tümden ayaklanýnca, hoparlörden bir duyuru yayýnladý:
-Diyerli köylülem, havýla çok ýscak gidiyoru. Kövlülem terleyip orasý burasý biþmesin diye yarýþmayý güz mevsimine ertelemiþ bulunmaktayým, bilgilenize.
“Eh, güz mevsimine ne kaldý þurda.” dedi gönlü zengin köylü. “Ýki üç ay daha beklenir.” diye de ekledi. Bekledi de. Ama çözüm olmadý; güz mevsimi gelip çattý, muhtar yine oralý deðil. Köylü homurdanmaða baþlayýnca muhtardan bir duyuru daha:
-Diyerli ve gýymatlý köy halkým; metroliciden aldýðýmýz haberi göre fýrtýný çýkýcamýþ, hatta daha dý kötüsü tisinami bile bekleniyomuþ, kövlümün âli menfaatlerini göz önünü alýp yarýþmayý üç ay daha ertiledim.
Köylü “Yahu, denizi olmayan köyde tisinami görülmüþ þey mi? Üstelik ertilediði tarih de gýþa denk geliyor!” dese de yapacak bir þey yok. Yine beklendi. Ama, beklense ne? Günü geldi, muhtarda yine bir kýpýrtý yok. Bu kez köylüden daha büyük bir homurtu ve yine bir duyuru:
-Diyerli ve çok gýymatlý köylülem, bildiðiniz gibi gýþ aylarý soðuk olu. Tam yareþmeyi yapakan gar dý yaðýbili. Þindi eri oturalým doru gonuþalým; gardan ayaðý kayan olu, düþüp golunu, bacaný, hatta gýçýný kýran olu. Köylümü böyle kazalardan belalardan gorumak için yarýþmayý bahara ertiledim.
Muhtar bu, yapacak bir þey yok. “Eh artýk baharda havýla güze olu, hem muhtar baþgý bahani di bulamaz, bir üç ay daha bekleyelim.” der köylü.
Sað olana günler geçiyor. Bahar aylarý da gelir dayanýr. Ama muhtardan yine ne bir lakýrdý ne bir kýpýrtý.
Köylünün dayanacak hiç gücü kalmamýþtýr. Muhtarlýðýn önünde toplanýrlar, baþlarlar en üst perdeden baðýrýp çaðýrmaða. Öyle ya, her mevsim yaþandý da bahar geldi. Daha ne bekleniyor? Ama muhtarda köylüyü oyalayacak çareler tükenmiyordu. Hemen o anda yeni bir erteleme gerekçesi buldu:
-Diyerli ve gýymatý biçilmez köylülem. Biliyom, yarýþmý neden yapýlmadý diye soruyorsunuz. Sebebi va! Düþünün biyo, bahar geldimi ortaya nele çýka?
Köylü durduk yerde ortaya çýkan þeyi çok merak etti:
-Nele çýka?
Muhtar bilmiþ bilmiþ bir gerindi:
-Ya bakýn iþte, bilenlen bilmeyen bir oluyo mu? Ne çýkcak yahu kelibekle çýka.
Köylü buna çok þaþýrdý ama, hemen toparlanmaða çalýþtý:
-Çýkasa çýksýn, yareþme engel mi olcak?
Muhtar bu kez daha bir bilmiþ gerindi:
-Yahu benim ne anlayýþsýz köylüm va, o kelibek dediðin nereyi sýça?
-!!?
-Dantellerin üstüne.
Köylü aslýnda kelebeðin nereye sýçabileceðini biliyordu ama, sabretti. Ancak, köylünün þaþkýnlýktan tam kurtulamadýðýný gören muhtar yükünü daha bir yukarý yýðdý:
-Siz benim yarýþmayý yapýp köylümü zengin etcek uygun günü bulamamaktan ne acýla çektiðimi biliyo musunuz?
-!!?



Sonunda baktýlar ki, durum “Ýmamevinden aþ, ölü gözünden yaþ”. Dantelleri bir kýyýya savurup, eyleme dönmeðe karar verdiler.
Ertesi sabah eyleme baþlanacaktý. Erkenden yine çember oluþturulacak, Toma ise Toma, Firenk biberi ise Frenk biber, bekçi dipçiði ise bekçi dipçiði; Ulu Çýnar için sonuna dek savaþýlacaktý.
Yalnýz köylü o eylem sabahý bir þeyin farkýna vardý. Uðruna savaþtýklarý Ulu Çýnar yerinde yoktu. Ne zaman sökülüp götürülmüþtü? Bilen, eden çýkmadý. Tomadantello yüzünden, her gün onlarca kez basýp geçtikleri taþ döþemenin yerinde, ulu bir çýnar olduðunu anýmsayan bile çýkmamýþtý.


av.mehmetonder@hotmail.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.