Güzel birşeyin fazlası harika olabilir -Mae West |
|
||||||||||
|
Seval Deniz Karahaliloğlu “Ben çocukluğumda hep Gelibolu hikayeleriyle büyüdüm. Evde hep Çanakkale’de kaybedilen atalarımızdan bahsedilirdi.”Böyle diyor Prof. Dr. Robyn Rowland. Ressam Korkut Uluğ ile sohbet ederken Çanakkale’ye duyduğu özel sevgi ve ilginin kaynağını böyle açıklıyor. Bu iki sanatçının sanatın ve insanlığın evrensel dilini kullanarak nasıl bir araya geldiğinin ve ortak bir yapıtta nasıl buluştuklarının şaşırtıcı öyküsüdür. Avustralya’da Melbourne Üniversitesinde İngiliz Edebiyatı profesörü. Çocukluğundan beri hikayelerini dinleyerek büyüdüğü toprakları görmeye gelir. 2014 yılında, Çanakkale Şehitlerini ziyaret ederken yolu Çanakkale Deniz Müzesi’ne düşer. Müzeyi ziyaret ettiğinde Korkut Uluğ’un Çanakkale Şehitlerini konu alan tablolarıyla karşılaşır ve aşık olur. Öylesine etkilenir ki, her bir tablo için bir şiir yazar. Sonra, bu olağanüstü güzellikteki tabloların ressamı ile iletişim kurmaya çalışır. Uluğ’a internetten bir mesaj yollar ve böylece iki sanatçı bir araya gelir. Bu yıl Çanakkale Savaşının 100. yıldönümü. Truva Savaşından sonra, Anadolu topraklarının gördüğü en büyük istilanın etten kemikten bir duvarla geriye püskürtüldüğü eşi benzeri görülmemiş bir kahramanlık destanı. Son günlerde bu destan farklı sanat dallarına konu oluyor. Mesela Gladyatör filminin unutulmaz komutanı General Maximus olarak hafızamıza kazınan Russell Crowe. Hem yönettiği hem de başrolünü oynadığı “Son Umut” filminde iki oğlunu savaşta kaybeden bir babayı canlandırıyor. Avustralyalı babanın oğullarını Anadolu topraklarında arayışının hikayesi gözleri yeniden Çanakkale Savaşına çevirdi. Aynı dönemde başka bir Anzak, Melbourne Üniversitesi’nden Prof. Dr. Robyn Rowland Çanakkale Savaşına akademik olarak ve daha tarafsız bir bakışla yaklaşıyor. Konu hakkında bilimsel bir araştırma yapan Prof. Rowland ülkesinde çok ünlü bir şair. Ressam Korkut Uluğ’un tablolarına duyduğu hayranlıkla ve yaptığı araştırmalarla, savaş ve tablolar hakkında şiirler yazmaya başlıyor. “Görme Biçimleri” adını verdiği kitabının kapağına Korkut Uluğ’un Çanakkale Savaşını konu eden tablosunu koymak ister ve iki sanatçının ortak çalışması böyle başlar. Çanakkale Savaşının 100. yıldönümünde şehitlerimizi anmak için yapılacak törene katılmak için 18 Mart’ta Avustralya’dan Çanakkale’ye gelecek olan şair ülkesinde çok ünlü bir sanatçı. Hazırlanan kitapta her şiirin İngilizce ve Türkçe olarak her iki dilde de basılacak olması yazarın hassasiyetinin bir göstergesi. Mayıs ayında Avustralya’da basılacak olan kitap, Avustralya, Yeni Zelanda, İrlanda, İngiltere ve Türkiye’de eş zamanlı olarak piyasaya çıkacak. Tabloların büyüleyici etkisine ilişkin bir başka öykü de Fransa’da yaşanır. Bundan bir kaç yıl önce, Paris Louvre Müzesi Carousell Salon Sergisine katılan Türk Delegasyonunda yer alan Korkut Uluğ’un Atatürk portresi Fransızlardan büyük ilgi görür. Atatürk’ün insanı delip geçen gözleri sergiyi ziyaret eden bir Fransız soylusunu yüreğinden vurur. Mustafa Kemal Paşa’nın tablosunu satın almak ister ama Uluğ tabloyu satmaz. Çünkü tablo Çanakkale Şehitleri anısına düzenlenen daimi sergide yer alacaktır. Avustralyalı bir şairi Melbourne’dan Anadolu topraklarına kadar getirecek, Fransız soylusunu malikanesinin duvarına asmayı isteyecek kadar derinden etkileyen şey nedir? Nasıl bir büyü var bu tablolar da. Bu tabloların bu kadar ilgi görmesinin nedeni “o anın duygusunu” çok canlı biçimde yakalamış olmaları. Resimlere baktığınızda, o anda kendinizi savaşın cehennemi içinde buluyorsunuz. Acıyı, çığlıkları, ölümüne verilen mücadeleyi iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Sanki o anda savaşın tam ortasına ışınlanmış gibi hissediyor insan kendisini. Tablolardan yayılan “sahicilik” ve “samimiyet” duygusu izleyenleri içine doğru çekiyor. Ve bunun insan üzerinde yarattığı etki inanılmaz biçimde güçlü. Bu bir çeşit büyü. Aynı duyguları Atatürk portrelerine baktığınızda da hissediyorsunuz. Sanki Atatürk karşınızda canlı gibi duruyor. Bir an dile gelip sizinle konuşacaklar hissine kapılıyorsunuz. Konuşuyorlar ama “gözleriyle”. Tablolara, size baktıkları kadar samimi bakarsanız Kurtuluş Savaşı destanını, Laik Türkiye Cumhuriyetinin nasıl ve hangi şartlar altında kurulduğunu ve Cumhuriyet Devrimlerinin öykülerini dinleyebilirsiniz. Yeter ki kulak verin. Çanakkale Şehitleri, Kuvay -ı Milliye serisi ve Atatürk tabloları Çanakkale Deniz Müzesi daimi sergisinde izleyicleri yüreğinden vuruyor. Özellikle Atatürk tabloları. İnsanın yüreğini titreten bir çift göz size bakıyor. Ruhunuzun derinliklerine işliyor. Atatürk resimlerine duyulan bu ilgi Mustafa Kemal’in gözlerinden kaynaklanıyor. Gözlerde yoğunlaşan bütün duygular yüze mükemmel bir duyarlılıkla dağılıyor. O nedenle, tablolara bakanlar büyülenmiş biçimde Atatürk'ün gözlerinde kayboluyor. Yakın plan Atatürk tabloları insanı çarpıyor. Karşımızda etten kemikten bir insan var. Dokunma mesafesindeki büyük ebatlı tablolardaki bakışlar insanı delip geçiyor. Tablolarda sadece duygu yok. Bir hayat tarzı da var. Mesela fötr şapkasıyla gördüğümüz Atatürk şapka devriminden hemen sonra Anadolu’yu gezer, Türk insanını çağdaş medeniyet çizgisine çekebilmek için şapkasıyla, kılık kıyafetiyle ama en önemlisi “tavrıyla”, “duruşuyla” örnek olur. Kalpaklı Tablo milli mücadele yıllarını anlatır. Tam anlamıyla yokluk, sefalet, yobazlık, cehalet, dize kadar ihanet ama asla umutsuzluk değil. Bu ölümüne bir savaş. “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır”. Mustafa Kemal Paşa ileriye, uzaklara bakıyor. Geleceği görüyor. Kuracağı Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri o gözlerde atılıyor. Bu bakışlardan kaçmak, saklanmak mümkün değil. Mavi Atatürk. Mavinin hüznü vurmuş Mustafa Kemal Paşanın üzerine iç düşmanlar, dış düşmanlarla çepeçevre sarılmışken direnmek kolay mı? Dış düşmanlar neyse, ama iç düşmanlar? O nedenle, bu hüzün. Kendinden olanın, mübarek Anadolu topraklarında yetişmiş, beslenmiş olanların ihanetine katlanmak daha ağırdır çünkü... Mehmetçik ve Anzak Askeri. Mustafa Kemal Paşa Çanakkale Savaşı sonrasında hayatını kaybeden Anzak askerleri için “oğullarını bu topraklarda kaybeden anneler evlatlarınız için üzülmeyiniz. Onlar şimdi Mehmetçik ile koyun koyuna yatıyor. Artık onlar bizim çocuklarımızdır” der. İşte bu olağanüstü insancıllık ve duyarlılık Korkut Uluğ’un fırçasında tabloya dönüşür. Bir zamanlar karşı taraflarda savaşan Mehmetçik ve John şimdi aynı topraklarda koyun koyuna yatan kardeştirler. İnsani duyarlılığın ortak paydasında buluşabileceğimiz bu daimi sergi, gelecek kuşaklara miras olarak kalabilecek bir hazine olma özelliğini taşıyor. Laik Cumhuriyetin değerini anlayabilmek için Atatürk’ü bir kez daha hatırlama ve onun ideallerini anımsama zamanı. 18 Mart Çanakkale Şehitlerimizi anma haftası kapsamında, Çanakkale’ye gidecek olanlar tarihin en büyük destanının hikayesini, Çanakkale Deniz Müzesi daimi sergisinde görebilirler. İnsan sevgisinin, onurlu yaşamanın ve sanatın ortak paydasında buluşan Avustralyalı şair, akademisyen Robyn Rowland ve ressam Korkut Uluğ sıra dışı bir kitabın dostluğunda bir araya geliyorlar. İzmir Konak Belediyesi Türkan Saylan Kültür Sanat Merkezinde 4 Nisan saat 13.00’de izleyicilerle buluşacak olan sanatçılar Çanakkale Savaşı Destanından ve kapitalist güçler tarafından karşı karşıya getirilen Mehmetçik ve Johny’nin hikayesinden bahsedecekler. Korkut Uluğ tarafından hazırlanan Çanakkale Belgeselinin gösterileceği etkinlikte, Korkut Uluğ’un tablolarından ilham alan Robyn’in şiirlerinden oluşan “İçli Dışlı Bir Savaş” kitabından şiirler okunacak. Şiirleri dilimize kazandıran Pamukkale Üniversitesi İngiliz Edebiyatı hocalarından Mehmet Ali Çelikel şiirlerin Türkçelerini seslendirecek. Akademisyenlerin, şairlerin ve ressamların yüreklerini ortaya koyduğu bu sıra dışı etkinlik uzun yıllar anımsanacak. İzmir dışında yaşadığı için etkinliği kaçıranlara ise size farklı bir dünyanın kapılarını açacak olan ve Bilge Yayınlarından çıkan “İçli Dışlı Bir Savaş” isimli kitabı tavsiye ediyoruz…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |