Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuştuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo |
|
||||||||||
|
Başın sıkışsın, kahpe felek. Kumarda para kaybet, vay kahpe felek. Takımın maç kaybetsin, kahrolası felek. Zenginlikten fakirliğe düş, alacağın olsun kahpe felek... Bu örnekleri tabi daha da çoğaltabiliriz. Biz, sen, ben adam gibi davranmıyorsak, yaşamıyorsak felek ne yapsın? Her şey Allah'ın yazdığı ilahi kader doğrultusunda meydana gelmiyor mu zaten? Kadere ve kazaya iman ediyorsak, o zaman feleğe ya da herhangi başka bir şeye sövüp sayıp durmayacağız. Rahman ve Rahim olan Allah bir ayeti kerime de ''Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle kazandıklarınız yüzündendir. Bununla beraber Allah yine de çoğunu affeder.'' ŞURA/30 buyruluyor... O zaman feleğe, kadere kötü söz söylemenin ne bize ne de kimselere faydası var... Yine Türkçe Sözlüğe bakacak olursak, Kahpe kelimesi çok onur kırıcı ve itici bir kelime olarak karşımıza çıkar ki ahlaksız kadın ve diğer bir anlam olarak da dönek manasına gelmektedir... Sen çalışma, yan gel yat, geçineme, sonra feleğe küfret. Kumar oyna varlıklarını bir bir kaybet, sonrasında feleğe ağzına ne gelirse söyle... Arabayı kurallarına uygun kullanma, hız limitlerini aş, kaza yap, üç beş yakının ölsün, sonra da felek suçlu olsun... Yok öğle yağma... İnsan önce kendinde arayacak eğer bir suçlu varsa kendine bakmalı ilk aşamada... Hiç bir zaman kaderi suçlamayın ve yakınlarınıza da aşılayın ki böyle bir düşünce içinde olup da feleğe çatmasınlar... Zaten kadere, kazaya inanan, teslimiyeti olan insanlar, başlarına gelen her türlü hayrında, şerrin de Rahman ve Rahim olan Allah'dan olduğunu bilirler o nedenle isyan da etmezler... İsyan edenler, bir hizaya çekip önce kendilerini sorgulasınlar ''Ben neler neler yaptım da bunlar geldi başıma.'' diye... Bir de şu var tabi ''Allah sevdiği kuluna dert verirmiş.'' ki acaba verdiğim sıkıntılara isyan mı ediyor, yoksa tevekkül gösterip sabır mı gösteriyor? ''Sabredenleri müjdele.'' ayeti kerimesi gereği, bize düşen sadece sabır ve tevekküldür...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |