Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
İşlerimi bitirince bir kahve pişirdim kendime, yaktım sigaramı (maalesef), keyif yapacağım aklım sıra. Fincanı ağzıma götürürken ellerime gitti gözlerim, keyfim birden kaçtı. Dikkatle baktım ellerime, irkildim. Nasıl da bitkin duruyorlardı kollarımın ucunda. Damarları belirginleşmiş yorgunluktan. Bir harita gibi ellerim. Yüzük parmağım boğuluyor sanki alyansımın içinde. Eklem yerleri şişmiş biraz. Parmak uçlarım çatlamış, rengi değişmiş. Ah ! Bedenimin yorgun savaşçıları ! İyilik, güzellik, kadınlık ve anneliğin gerekleri uğruna verdiğim çabanın gönüllü belki de zorunlu emekçileri ellerim..... Ellerimin hiç de hoş olmayan görüntüsü üzdü beni. Onlara ne kadar haksızlık ve onları nasıl ihmal ettiğimi düşündüm. Utandım, suçluluk duydum. Onların bu hale gelmesine nasıl göz yumdum ben ! Soğukta, bir çift yün eldiven içinde neden korumaya almadım onları? Buz gibi sulara sokmaya, kaynar sulara daldırmaya, bir tahta bezi gibi kullanmaya nasıl kıydım? Bazı hanımlar gibi neden iş eldiveni kullanmadım? Losyonlarla, kremlerle, nemlendiricilerle yeteri kadar neden beslemedim? Yorulduklarında, neden hiç oralı olmadım? Hırpalanmalarına, çizilmelerine, kırışmalarına neden ses çıkarmadım? Uyarılarını neden duymazdan geldim? Oysa ellerim benim için ne kadar değerli. Zaten yaşamımızda en çok üzdüğümüz kişiler de,hep çok sevdiklerimiz, hep bizim için çok değerli olanlar değil midir? İşte bu acı gerçekten, ellerim de almış nasibini. Bazı geceler sızım sızım sızlıyorlar, ağır bir taşın altında kalmış gibi. Bazen de yanıyorlar ateşe düşmüşçesine. Zavallı ellerim ! Zarif görüntülerini çoktan yitirmişler. Taşıdıkları yüzüklerin içinde bile kaba saba duruyorlar. ( “ Kocakarıya zülüf yakışmaz.” misali.)Yüzükler sanki ağlıyor parmaklarımda. Sonbaharda dökülmeye yüz tutmuş bir yaprak gibi ellerim. Yorgun, geçkin, bitkin....Ojeyle hiç tanışmadılar, manikür nedir bilmediler. Su, sabun, arada bir de yağlı kremle yetindiler yıllardır. Susuz topraklar gibi kurumuşlar, çatlamışlar işte. İpek kumaşa dokunacak olsam, parmak uçlarımdaki çatlaklarına takılıp kalacak kumaş. Okşadıkları bedeni, taşıdıkları çiziklerle incitecekler. Oysa bu eller ne uğraşlar verdi yıllardır. Otuz yıla yakın, hemen her gün tebeşir tuttu, kalem tuttu. Onlarca çocuğun yanaklarını okşadı, dağılan saçlarını tokaladı. Minik ellerle birlikte defter, kitap sayfalarını çevirdi. İliğinden çıkmış önlük yakalarını ilikledi ; henüz ayakkabılarını bağlayamayan öğrencilerin ayakkabılarını bağladı. Onlarca çocuğun alnına dökülen saçlarına yön verdi. Ağlayan öğrencilerin yanaklarından süzülen gözyaşlarını sildi. Yüzlerce dudağa değdi; yüzlerce eli dudaklarıma değdirdi. Bugün böyle mi olmalılardı! Zavallı ellerim ! Sizi neden bu kadar ihmal ettim, neden bu kadar hor kullandım? Saçlarıma gösterdiğim özeni neden size göstermedim? Oysa siz, saçlarımdan çok ama çok gereklisiniz bana. Saçlarımın benim için yaptığı pek bir şey yok. Gereken özeni gösterdiğimde, daha hoş görünmemi sağlıyor olabilir yalnızca, hepsi o kadar. Üstelik ikide bir kesim istiyor, boya istiyor, tarak istiyor saçlarım. Ama ya siz? Hem mütevazisiniz hem çalışkan hem sabırlı. Ve hep verici. Ellerim ! Bakmayın sizi hırpaladığıma, ihmal ettiğime. Siz herşeyimsiniz benim. Bugüne dek ne yaptıysam, sizin yardımınızla yaptım. Sevdiklerime sizinle dokundum. Yavrumu sizinle okşadım, sizin yardımınızla emzirdim, sizinle sarıp sarmaladım. Bana sevgiyle uzanan elleri sizinle tuttum. Sevdiğim erkeğin sıcaklığını, ilk kez sizinle duydum. Gözyaşlarımı sizinle sildim. Eğilmiş bir başı sizinle okşayıp teselli ettim. Zavallı ellerim ! Aslında siz, ben’siniz, benim adıma çalışıyorsunuz. Her işe siz koşuluyorsunuz. Şu anda duygularımı kâğıda dökmemi bile siz sağlıyorsunuz. Sabahtan akşama kadar dokunmadığınız bir şey kalmıyor. Soğukta üşüyor, sıcakta yanıyor, ağırlıklar altında eziliyorsunuz. Yanlışı siz düzeltiyor, çirkini siz güzelleştiriyorsunuz. Bir köle gibi itiraz etmeden, yüksünmeden, yorgunluğunuzu sineye çekip, bana hizmet ediyorsunuz. Üşüyüp ateşe yaklaştığımda, sıcaklığı önce sizin uçlarınızda duyuyorum. Yumuşaklığı sizle hissediyorum. Ateşi sizinle yakıyor, kirimi sizinle arıtıyorum. Üşüyorum, sizinle örtünüyorum; acıkıyorum, sizin yardımınızla doyunuyorum. Sigortam gibisiniz; bana gelebilecek tehlikelerden sizin yardımınızla korunuyorum. Yanlışlarla, korkularla, zorluklarla ilk siz tanışıyorsunuz; sonra da beni yönlendiriyorsunuz. Zavallı ellerim ! Bana bu kadar gerekli iken, benim için böylesine çalışıyorken, size nasıl kayıtsız kalabildim ! Sizi nasıl bu kadar ihmal edebildim! Zavallı ellerim; fedakâr, çalışkan, çilekeş, yorgun ellerim! Sizi çok seviyorum. Hiç “hayır” demediniz bana bugüne kadar. Hiç geri durmadınız, hep en öndeydiniz, hep uyanıktınız.....Buna rağmen size gereken özeni, ilgiyi göstermediğim için sizden özür diliyorum. Beni affedin. Zavallı ellerim ! Biliyorum, size, gereken bakımı ve ilgiyi göstermekte çok geç kaldım. Sizi yordum, incittim....... Tüm bunlara rağmen sakın terketmeyin beni. Birlikte alacağımız yolumuz var daha. Tutulacak eller, okşanacak yüzler, uzanacağımız çiçekler var. Birlikte üstesinden geleceğimiz dağ gibi işler var bizi bekleyen. Lütfen beni yalnız bırakmayın. Kanatsız kuş, susuz değirmen gibi ko’mayın. Zavallı ellerim! Lütfen beni affedin. Lütfen!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |