..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Düþgücü güzelliði, adaleti, mutluluðu yaratýr. -Pascal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Polisiye > MUSTAFA ESER




10 Aðustos 2023
Bereli 29  
MUSTAFA ESER
17/25 ARALIK


:BHA:
5 Kasým 2013 Salý

Karaþahin Holding Ali Abdullah Karaþahin’in Ofisi.

     Karaþahin Holding Baþ Mali Müþaviri Hýzma Karaþahin Yüksek gülerek odaya girdi.
-Günaydýn aðabey.
-Günaydýn Hýzma. Hayýrdýr sabah sabah?
     Hýzma koltuða oturdu.
-Müdürlerle falan bir toplantý yapalým demiþtin aðabey.
-Ne zaman toplanýyoruz?
-Bu hafta sonu planladým aðabey. Müþavirlerle görüþtüm. Kasým baþý itibarýyla geçici hesaplar hazýrlanacak. Gayri resmi bir bilgilendirme toplantýsý olacak. Tamam dersen ve kimlerin katýlmasýný istiyorsan haber vereceðim.
-Holding bünyesindeki þirket yöneticilerine haber ver Hýzma. Vakfýn durumunu da sen anlatacaksýn. Hava iyi olursa bahçede, olmazsa evde toplanalým. Babama da haber verelim. Hem kahvaltý hem öðle yemeði için hazýrlýk yapýlsýn. Sabah dokuzda toplanalým. Resmiyet istemiyorum Hýzma.
-Tamam aðabey. Ben haber veririm.


10 Kasým 2013 Pazar
     
Ali Abdullah’ýn talimatýyla Pazar sabah 08.45 te Karaþahin holding bünyesindeki þirketlerin yöneticileri Abdülkadir Karaþahin’in evinin bahçesine gelmiþlerdi. Dýþarý serin ama soðuk deðildi. Rutin aile toplantýsý için gelen aile fertlerinin ve yöneticilerin arabalarýyla otopark tamamen dolmuþtu. Ali Abdullah özel dizayn siyah minibüsten inerken gözüne bir arabadan inen takým elbiseli dört kiþi dikkatini çekti. Bunlar holdingin kýl dörtlüsüydü. Fevzi, Burhan, Serhat ve Rüstem. Her zaman kibar, her zaman kontrollü, her zaman titiz dörtlü. Ali Abdullah þoförü Hasan Kara’ya ayrýlmamasýný iþaret etti, dörtlüye yaklaþýp seslendi.
-Rüstem gelsene.
     Nakliyenin müdürü Rüstem Doðan aceleyle yaklaþtý.
-Buyurun Abdullah Bey.
-Etrafýna baksana Rüstem.
     Rüstem Doðan þaþkýnlýkla etrafýna baktý. Sorudan bir þey anlamamýþtý.
-Sizden baþka takým elbiseli kimse var mý?
     Rüstem tekrar etrafa göz gezdirdi. Otoparktan çýkanlar arasýnda takým elbiseli, kravatlý kendilerinden baþka kimse yoktu.
-Yok efendim. Biz..
-Hýzma resmiyet istemediðimi söylemedi mi size?
-Söyledi Abdullah Bey. Biz…
     Ali Abdullah la havle çekti.
-Sivil dedim Rüstem sivil. Anlamadýnýz mý? Yemek masasýnda ceket kravat istemiyorum.
     Ali Abdullah baþka bir þey söylemeden döndü. Hasan Kara arabanýn yanýnda bekliyordu.
-Hasan. Kibar Haným, Murat ve Yasemin kahvaltýdan sonra çýkacaklar. Yanlarýndan ayrýlma.
-Peki Abdullah Bey. Lokantaya mý?
-Evet Hasan. Yarýn açacaklarmýþ. Hazýrlýk varmýþ lokantada. Halledersiniz.
-Tamam Abdullah Bey.
     Bu güne özel bahçeye fazladan masalar çýkarýlmýþtý. Rutin aile geleneðinde bir eksiklik vardý. Orhan Metin yanýnda bir kadýnla gelmiþti. Abdülkadir Karaþahin masada tek baþýnaydý. Kýz kardeþleri yoktu.
-Baba halalar nerede?
-Memleketi özlemiþler oðlum. Gittiler.
-Yalnýz mý kaldýn?
-Yalnýz deðilim oðlum. Evde bir sürü çalýþan var. Merak etme.
     Kahvaltý öncesinde Orhan Metin yanýndaki kadýnla evlenmeyi düþündüðünü ve bir çocuklarýnýn olduðunu söyleyip Sevcan’ý aileye tanýttý. Kahvaltý bittiðinde Abdülkadir Karaþahin’le birlikte Sevcan, Kibar, Oylum, Murat, Yasemin, Ýbrahim Hakký’nýn çocuklarý ve Orhan Metin’in küçük oðlu eve doðru uzaklaþtýlar. Çalýþanlar masayý toplayýp ayrýlýnca þoför ve korumalar çaylarý tazeleyip, mangallarýn yanýnda beklemeye baþladýlar. Masadakilerin bakýþlarý Ali Abdullah’ýn üstündeydi. Ýlk defa böyle bir toplantý yapýlýyordu. Ali Abdullah çayýndan bir yudum içip konuþmaya baþladý.
-Çocuklar bu toplantýnýn gayri resmi bir toplantý olduðunu Hýzma size iletti. Biraz önce aklýma geldi. Hýzma?
-Efendim aðabey.
-Yeni yýlda ki ilk yönetim kurulu toplantýsýndan sonra yeniden toplanalým. Daha kalabalýk olsun.
-Tamam aðabey. Ayarlarým ben.
-Dediðim gibi bu resmi bir toplantý deðil çocuklar. Gayri resmi bir bilgilendirme toplantýsý. Holdingimizin genel durumu hakkýnda hepimizin bilgi sahibi olmasýný arzu ettim. Hepiniz yeteri kadar bilgi sahibisiniz ama birinci aðýzdan bilgi sahibi olmak her zaman iyidir. Þirketlerden önce vakýf hakkýnda bilgilendirme istiyorum. Seni dinliyoruz Hýzma.
     Hýzma Karaþahin yerdeki çantasýndan çýkardýðý bir tomar plastik dosyalardan birini kendine aldý. Diðerini Ali Abdullah’a uzattý. Diðer dosyalar elden ele azalarak dolaþtý.
-Hepinizin bildiði gibi Karaþahin vakfý holdingimizin onursal baþkaný ve babamýz Abdülkadir Karaþahin tarafýndan kuruldu. Vakýf tüzüðümüz gereði en önemli faaliyet alanýmýz her kademede okuyan fakir ve baþarýlý öðrencilere eðitim bursu vermek. Bir kýsmý Ýstanbul da olmak üzere Diyarbakýr, Mardin, Gaziantep ve Þanlýurfa illerimizde tespit edebildiðimiz öðrencilere karþýlýksýz burs veriyoruz. Eðitim burslarýnýn yanýnda staj ve lisansüstü eðitim desteði verdiðimiz öðrencilerimiz de var. Burs verdiðimiz öðrencilerimizin bir kýsmýný kendi iþyerlerimizde istihdam ediyoruz. Bu bakýmdan kalifiye çalýþan sýkýntýsý yaþamýyoruz. Burs baþvurularýnda önceliði kendi çalýþanlarýmýza ayýrdýðýmýzý söyleyebilirim. Ýkinci büyük faaliyetimiz gýda ve sosyal yardýmlar. Fakir olduklarýný tespit ettiðimiz kiþilerin gýda ve saðlýk harcamalarýný karþýlýyoruz. Ayrýca cami inþaatlarýna yardým, baþvuran bölgemiz stk larýnýn faaliyetlerine de katký saðlýyoruz. Vakfýn finansmanýna gelecek olursak…
     Hýzma zýmbalý kaðýtlarýn son sayfasýný açtý.
-Vakýf gelirlerimiz birkaç farklý kalemden oluþmakta. Vakýf onursal baþkanýmýz, babamýz Abdülkadir Karaþahin’in menkullerinin tüm kira ve satýþ gelirleri þirket hisselerinden elde ettiði tüm gelirler, holding ve þirket yönetim kurullarý kararý gereði aðabeyimiz Ali Abdullah Karaþahin ve aile fertlerinin huzur haklarý, Karaþahin holding bünyesindeki þirketlerin aylýk brüt cirolarýnýn % iki lik kýsmý.
     Ali Abdullah Hýzma’nýn bakýþýndan bir sorun olduðunu anlamýþtý.
-Vakýfla ilgili bir sorun mu var Hýzma?
-Sorun mu deðil mi bilmiyorum aðabey ama ödemeler konusu.
     Hýzma bakýþlarýný kardeþlerinin üstünde gezdiriyordu.
-Açýk konuþur musun Hýzma?
-Her ayýn ilk haftasý muhasebeden brüt cirolarý öðrenip havale istiyorum aðabey. Bazý müdürlerden þikayetler geliyor.
-Ne gibi þikayetler Hýzma?
     Bu sýrada lafa Helin girdi.
-Konuþmanýn buraya geldiði iyi oldu aðabey. Hýzmanýn söylemek istediði tam olarak þu. Her ayýn ilk haftasý muhasebeden arayýp Hýzma’nýn vakýf için havale istediði söylendiði için biz yani ben, Ýlhan ve Nuri itiraz ettik. Kazandýðýmýz parayý neden vakfa aktardýðýmýzý merak ediyoruz.
-Hýzma biraz önce vakýf faaliyetlerinden bahsetti ya Helin. Yönetim kurulu kararý.
-O karar alýnýrken ben yoktum aðabey. Merak ettiðimiz isteðimiz dýþýnda neden paramýzla birilerini finanse ediyoruz. Herkes çalýþýp çocuðunu okutsun bize ne? Ýnsanlar evlenip çocuk yaparken bize mi güvendiler?
     Helin’in bu çýkýþýyla masada soðuk bir rüzgar esti. Helin ayný þirretlikle devam etti konuþmasýna.
-Ýkinci merak ettiðimiz ise þirkette anlaþamadýðým biri var. Daha doðrusu birkaç kiþi var. Ýþten atýn diyorum Hýzma engel oluyor. Neymiþ efendim engelli çalýþtýrmak zorundaymýþýz. Eli yüzü düzgün insanlarla çalýþamayacak mýyýz aðabey? Hýzma kendinden dolayý…
Hýzma titrek sesle konuþmaya çalýþtý.
-Helin abartmýyor musun? Ne demek kendinden dolayý?
Helin bakýþlarý Hýzma’nýn üstünde sesini biraz daha yükseltti.
-Evet Hýzma doðru duydun. Kendi engelinden dolayý empati yapýp þirketleri engellilerle dolduruyorsun.
     Hýzma’nýn duyduklarý karþýsýnda aðlamaya baþladýðýný fark eden Ali Abdullah dayanamayýp haykýrdý.
-Helin kes sesini!!!
     Helin aðabeyinin böyle bir tepki vereceðini beklemiyordu. Devam edemedi. Ali Abdullah’ýn yüzü asýlmýþ, kaþlarý çatýlmýþtý.
-Kardeþlerinle birlikte merak ettiðiniz þeylere gelirsek Helin. Bir. Evet insanlar bize güveniyor bizde insanlara yardým ediyoruz. Yardým etmeye devam edeceðiz. Ýki. Orhan ve ben hariç hepiniz ya vakýftan burs aldýnýz veya ayný mantýkla verdiðimiz paralarla okudunuz. Üç. Sen ve Nuri yýllardýr vakýf iþlerinden para kazanýyorsunuz. En büyük müþteriniz vakýf. Öyle deðil mi Nuri?
-Evet aðabey.
-Dört. Vakýf yardýmlarýmýz sayesinde bu gün tam bir aile þirketiyiz. Tüm çalýþanlarýmýz holdingimize aidiyet duygusuyla baðlý. Gelelim ikinci konuya. Yasal olarak çalýþanlarýmýzýn % 2 sinin engelli olma mecburiyeti var. Ýkincisi þirketlerimizde çalýþtýrdýðýmýz engelli insanlarýn çoðu memleketlerimizin insanlarý ve bir kýsmý da doðrudan veya dolaylý olarak akrabamýz. Üç.
     Ali Abdullah bakýþlarýný Helin’e dikti. Helin baþýný eðdi.
-Ýstekleri dýþýnda insanlara ve en önemlisi de ablana söylediklerin için þimdi Hýzma’dan özür dile ve masadan kalk. Toplantýya sen olmadan devam edeceðiz Helin Haným.
     Helin cevap vermeden sandalyeden kalktý.
-Helin! Dediðimi duymadýn mý? Hýzma’dan özür dile masadan öyle kalk!
     Helin sandalyesine geri oturdu. Hýzma titrek sesle konuþmaya çalýþtý.
-Özür dilemeye gerek yok aðabey.
     Ali Abdullah sesi artýk daha sertti.
-Sen karýþma Hýzma! Helin özür dileyip masadan kalkacak.
     Þirretliðini herkese kabul ettiren Helin bu tepkiyi beklemiyordu. Ýlk defa aile masasýndan kovuluyordu. Gözleri sulandý, sesi titredi.      
-Özür dilerim Hýzma dedi. Hýzla masadan kalkýp eve doðru koþtu.
     Ali Abdullah’ýn eli titriyordu. Ýþaret parmaðýyla masayý takip eden korumalara iþaret etti.
-Çocuklar çaylarý tazeleyin.
     Çaylar tazelenene kadar konuþmadý. Korumalar uzaklaþýnca devam etti konuþmasýna.
-Sözlerim masadaki aile fertlerine. Birincisi: Vakfa aktardýðýnýz paralarla hiç biriniz ekonomik zarara uðramýyorsunuz. Örnek vermem gerekirse ben nakliye ve akaryakýt dýþýndaki þirket ortaklýklarýmdan elde ettiðim gelirleri vakfa aktarýyorum. Benim kaðýt ve emlak iþinden, Orhan’ýn haddehane ve atölye, Ýbrahim Hakký’nýn yapýp sattýðý villalardan, Ýlhan’ýn tamirhanesinde modifiye ettiði, sattýðý arabalardan, Nuri’nin sosyal medyadan kazandýðý paralardan pay istemiyoruz. Herkes aðýrlýk hissesine sahip olduðu þirket gelirlerinden deðil düþük hisseyle ortak olduðu þirket gelirlerinden pay aktarýyor. Ýkincisi biz bir aile þirketiyiz. Hepimiz birbirimizi, aile olarak ta ortak paramýzla vakfý finanse ediyoruz. Üçüncüsü ve en önemlisi ise vakýf babam ve benim kýrmýzý çizgimiz. Bu saatten sonra kýrmýzý çizgimden taviz vermem. Yeni yýla kadar düþünün vakýf paylarýna itirazýnýz devam ederse herkesin holdingden ayrýlma ve baðýmsýz olma hakký var. Vakýf payýný vermek istemeyen þirketlerdeki ortaklýðýmý sonlandýrma kararý aldým. Yeni yýldaki ilk yönetim kurulu toplantýsýnda bu konu gündeme alýnacak. Hisselerimi deðeri karþýlýðý isteyene devrederim.
     Bu cümleler masadakilere ikinci þoku yaþattý. Ali Abdullah’ý kimse bu kadar kararlý ve öfkeli görmemiþti. Orhan Metin hariç. Masadakiler üçüncü þoku Orhan Metin’in sözleriyle yaþadý.
-Öfkeyle mantýksýz konuþuyorsun aðabey. Mesele paraysa çocuklarýn paylarýný bundan sonra ben öderim.
     Orhan Metin’in parayý ne kadar sevdiðini holding te çalýþan herkes bilirdi.
-Mesele para deðil Orhan. Herkes kendi payýný kendi verecek. Vermek istemeyen benim paramý verecek.
     Ali neredeyse toplantýnýn baþýndan bu yana Ali Abdullah’ý bakýþlarýyla takip ediyordu.
-Bir þey mi söylemek istiyorsun Ali?
-Evet Abdullah Bey. Holding bünyesinde bir bilgisayar-biliþim þirketinin olmamasýný merak ettim.
     Masadakiler rahatlayýp içlerinden bir oh çektiler. Konuþmanýn seyrinin deðiþmesi iyi olmuþtu.
-Bu güzel bir soru Ali. Neden bilgisayar þirketimiz yok? Çünkü aile fertlerimiz arasýnda bilgisayarcý yok. Ama dediðin gibi bu holding adýna büyük bir eksiklik. Hýzma bunu araþtýrmaný istiyorum. Akrabalar veya burslu öðrencilerimiz arasýnda bilgisayarcý varsa çaðýrýn görüþelim.
-Tamam aðabey.
     Ali Abdullah’ýn toplantý hevesi kaçmýþtý.
-Toplantý bitti çocuklar. Baþka programý olanlar gidebilir. Ýsteyenler yemeðe kalabilir. Hazýrladýðýnýz kaðýtlarý birleþtirip dosyalayýn. Akþam ben inceler gerekirse size dönerim. Orhan sen beni býrakýr mýsýn?
-Elbette aðabey de.
-Kibar yengen yarýn lokantasýný açacakmýþ. Hasan onlarý götürecek birazdan.
     Orhan Metin sesli sesli güldü. Cebinden çýkardýðý puroyu yaktý. Masa boþalmýþtý.
-Seninle biraz gezelim o zaman aðabey. Konuþmak istediðim konular var. Müdür Fevzi’nin gittiði bir mantýcý varmýþ. Bol sarmýsaklý mantý ýsmarlarým sana. Ýçerdekiler daha Sevcan’ý hesaba çekecekler. Bu gün, eve erken gidemeyiz.
     Gülüþtüler.
-Babamýn yalnýz kalmasý kötü oldu Orhan. Diðer eve de ben mi taþýnsam diyorum.
-Yok artýk aðabey. Babam kendi baþýna idare ediyor. Düzenini bozmak niye?
-Tek mesele babamýn yalnýz kalmasý deðil Orhan. Sýkýldým biraz. Ýsterlerse benim evde Murat ile Yasemin kalýrlar. Biraz deðiþikliðe ihtiyacým var sanki.
-Sen asýl sorundan bahset aðabey. Helin deðil mi?
     Ali Abdullah arabalarýna doðru gidenleri iþaret etti.
-Gidenlere bak Orhan. Ýçlerinde her ay vakfa baðýþ yapanlar var. Minnet borçlarýný ödemek istiyorlar. Bir de bizimkilere bak. Tüm insani deðerlerden yoksun gibiler sanki. Bir yerde hata yaptýk ama nerede?
     Orhan Metin eskiden beri babasýndan bahsetmeyi sevmezdi.
-Babam da sende hata yapmadýnýz aðabey, merak etme. Yapmanýz gerekenden çok fazlasýný yaptýnýz. Üzülmeye gerek yok.
-Üzülmemek elde mi Orhan? Engelli diye bir insaný hele de ablaný aþaðýlar gibi konuþmak ne demek? Madem öyle herkes baþýnýn çaresine baksýn o zaman. Biz hatayý baþtan yaptýk Orhan. Çocuklarýn eline hazýr iþ, yanlarýna kalifiye eleman verdik. Çaba harcamadan ellerine geçenlerin kýymetini bilmez oldular. Neyse. Hadi gidelim.

     

Soner Ali’nin arabasýna binmiþti.
-Soner senden bir þey isteyeceðim kardeþ.
     Soner ilgiyle Ali’ye baktý.
-Ne istersen Ali, söyle.
-Orhan beyin güvenliðine çok dikkat etmeni istiyorum.
-Dikkat ediyoruz zaten Ali. Hayýrdýr? Bir sorun mu var? Bir þey mi duydun?
-Bir þey duymadým Soner ama kafamda soru iþaretleri var.
     Ali susunca Soner ýsrar etti.
-Çatlatma adamý Ali söyleyecek misin?
-Kendilerine camia diyen adamlar Bijon Suphi’yi koruyor. Karabulut denen istihbaratçý bizi Saddam’ýn elinden kurtardý. Camia eðer Karaþahin holdinge bir þekilde çökmek istiyorsa hedeflerinde Orhan Bey var Soner. Aklýma baþka bir þey gelmiyor.
-Abdullah Bey varken hedefe Orhan Bey’i koymalarý mantýksýz deðil mi Ali?
-Bana sorarsan son derece mantýklý Soner. Abdullah Bey holdingin beyni doðru ama yýllardýr ailenin korumasý Orhan Bey de deðil mi? Orhan Bey’in adý bile pek çok kiþiyi engellemiyor mu? Engelliyor. Orhan Bey’in pasife düþmesi Abdullah Bey’in elini kolunu baðlar. Ýstemediði ortaklýklara mecbur kalýr mý? Kalýr. Bir þirkete çökmenin en garantili yollarýndan biri bu deðil mi? Ýstenmeyen ortaklýklar ve borç.
     Soner olaya hiç bu açýdan bakmamýþtý. Ali haklýydý. Orhan Bey’in bulunduðu yerde kimse bir halt edemezdi ama Orhan Bey olmazsa?
-Düþünüyorum da haklýsýn Ali. Son derece haklýsýn. Yýllardýr Karaþahinlere yapýlan veya yapýlmasý düþünülen tüm saldýrýlarý Orhan Bey engelledi. Çocuklarý iyice tembihlemek lazým. Bekir’in çay bahçesine gidelim Ali. Bir þeyler içeriz.
-Bende oraya gidiyorum zaten Soner.
     
     











Kibar Karaþahin, Yasemin ve Murat saat 11 gibi yeni açacaklarý lokantaya gelmiþlerdi. Bir haftadýr ustalar lokantada tadilat yapýyorlardý. Elektrik ve su tesisatý yenilenmiþ, döþeme deðiþtirilmiþ, esnafa ve resmi dairelere el ilanlarý daðýtýlmýþtý. Kibar Karaþahin açýlýþta hiçbir eksik istemiyordu. Lokantanýn demirbaþlarý getirilip yerleþtirilmiþti. Küçük bir alanda büyük ve rahat bir çalýþma alaný oluþturmaya çalýþýyorlardý. Kibar Karaþahin’in anlaþýp iþe aldýðý iki genç aþçý onlarý bekliyordu. Kibar Karaþahin aþçýlýk lisesi mezunu gençlerden memnun kalmýþtý. Bir haftadýr çalýþanlara yemek yapýyorlardý. Elleri lezzetliydi. Kendilerinden geçmiþ bir halde çalýþýrlarken vaktin nasýl geçtiðini anlamadýlar. Öðle ezaný okunurken aþçýlar herkesi yemeðe çaðýrdýlar. Murat her zamanki gibi iþtahla yemeðini yerken Kibar Karaþahin cam kenarýndan yolu seyrediyordu.
     Klasik mafyacýlar gibi dikkat çeken beyaz kaþkollu elleri tespihli dört kiþi lokantaya yaklaþtý. Üç kiþi dýþarýda beklerken biri gülerek içeri girdi.
-Afiyet olsun beyler kolay gelsin dedi yýlýþýk bir tavýrla. Buranýn sahibi kim?
     Kibar Karaþahin sandalyesinde ayaða kalktý.
-Buyurun benim.
-Memnun oldum haným teyze. Burasý için izin aldýnýz mý?
-Her türlü resmi izini aldýk.
-Onu sormadým haným teyze. Rýfký aðabeyden izin aldýnýz mý?
-Rýfký kim? Belediye baþkaný falan mý?
     Yýlýþýk tavýrlý genç kahkahalarla gülmeye baþladý. Gülmesi bitince ciddi bir ifade takýndý.
-Rýfký aðabeyim buralarýn sahibidir haným teyze. Buralarda dükkan açmak isteyen hediyesini verir iznini alýr. Baþka türlü olmaz bu iþler. Anladýn mý?
     Murat sandalyesinden kalkýp yengesinin yanýna yaklaþtý.
-Anlamadým diye cevap verdi Kibar Karaþahin yýlýþýk yýlýþýk gülen genç mafya bozuntusuna. Konuþmanýzdan bir þey anlamýyorum kusura bakmayýn. Daha açýk olursanýz…
     Genç mafya bozuntusu elindeki tespihi Kibar Karaþahin’in yüzüne doðru uzattý.
-Anlayýþsýz insanlarý Rýfký aðabeyim sevmez, ben de sevmem haným teyze. Daha basit anlatayým. Açýlýþ için haracýmýzý sonra haftalýk harçlýðýmýzý vereceksin ki zarar uðramadan çalýþýp para kazan. Anladýn mý?
     Kibar Karaþahin yanýnda hareketlenmeye hazýr Murat’ýn elini tuttu. Cevap vermedi.
-Sana bir 5 gün müsaade haftaya cuma günü gelir hediyemi alýrým. Yoksa seni burada barýndýrmam haným teyze. Bunu iyice kafana sok.
     Kibar Karaþahin adamýn arkasýndan gitmek isteyen Murat’ý engelledi. Kendisini izleyen çalýþanlara baktý.
-Yemeðinizi bitirdiyseniz iþ baþýna gençler. Yapacak çok iþimiz var. Çaylarýnýzý çalýþýrken içersiniz. Haydi bakalým iþ baþýna.













Ali Abdullah kardeþiyle güzel vakit geçirmiþti. Eski günlerdeki gibi hissetmiþti. Bir ara karýsýnýn açacaðý mekaný ziyaret etmeyi düþündüyse de vaz geçti. Varlýðýyla çalýþanlarý etkileyebilirdi. Onun yerine Orhan Metin’e kendisini evine býrakmasýný söyledi. Kafasý rahat deðildi. Halalarýn memlekete dönmesiyle babasý yalnýz kalmýþtý. Bundan sonra daha sýk babasýný ziyaret etmeli veya babasýnýn evinin bitiþiðine yaptýrdýðý müþtemilat olarak kullanýlan eve taþýnmayý düþünmeliydi. Taþýnma fikrine Kibar Hanýmýn vereceði tepkiyi merak ediyordu. Bunlar düþünürken salondaki kanepenin üstünde uyuya kaldý. Mutfaktan gelen seslerle uyandýðýnda saat 18,30 olmuþtu.
     Evin kapýsý açýlýnca uzandýðý kanepede uyanan Ali Abdullah lavaboda yüzünü yýkayýp mutfaða geçti. Karýsý ve yeðenlerinin yorgunluklarý yüzlerinden okunuyordu. Buzdolabýndan çýkardýðý malzemelerle sucuklu yumurta hazýrlarken duþ alan aile fertleri yemek masasýna oturmuþlardý. Konuþmadan karýnlarýný doyurdular.
     Kibar Karaþahin kocasýnýn moralinin bozuk olduðunu fark etmiþti. Kocasýný tanýyordu. Evine asla iþ getirmemek gibi bir prensibi olan Ali Abdullah caný sýkkýn olsa bile karýsýný konuþmaya teþvik ederdi. Merakýný gidermek için Yasemin ve Murat’ýn izin isteyip odalarýna geçmelerini bekledi.
-Hayýrdýr Ali Bey? Seni bu kadar morali bozuk görmemiþtim. Helin’e mi moralin bozuldu? Ayrýntýsýný bilmiyorum ama bizden sonra masada vakýfla ilgili bir tartýþma olmuþ galiba?
     Ali Abdullah taze sýkým portakal suyunu bir yudumda içti.
-Vakýf gelirleriyle ilgili problem birkaç yýldýr var haným. Helin, Nuri ve Ýlhan’ýn her zamanki halleri. Canýmý sýkan onlarýn tavrý deðil. Halalar memlekete dönmüþler. Babam yalnýz kalacaðý için sýkýntýlýyým biraz. Babam yetmiþine merdiven dayadý. Evde çalýþanlar var ama yine de kafamý kurcalýyor.
     Karýsýnýn söyledikleri 30 yýllýk meslek hayatýndan sonra artýk hiçbir þeye þaþýrmayacaðýný düþünen Ali Abdullah’ý gerçekten þaþýrttý.
-Ali Bey istersen, biz babanýn yanýna taþýnabiliriz
-Sen ciddi misin haným?
     Kibar Karaþahin fincanlara hazýrladýðý çaylardan birini kocasýnýn önüne koyup karþýsýna oturdu.
-Elbette ciddiyim Ali Bey. Ýstersen babanýn yanýna taþýnabiliriz. Abdülkadir babanýn evi yeterince büyük deðil mi?
-Þaþkýnlýðýmý hoþ gör haným. Senden böyle bir þey duymayý beklemiyordum.
-Sence de bu ev bizim için çok büyük deðil mi? Sadece üç odasýný kullandýðýmýz, 300 metre karelik bir evde oturan iki kiþiyiz. Lokanta açma fikrinden sonra kafam biraz karýþýk doðrusunu istersen. Lokantaya erken gidip geç döneceðim. Benim alýþkanlýklarým var Ali Bey. Yýllardýr ailemin sabah kahvaltýsý ve akþam yemeðini hazýrlamak gibi vaz geçemeyeceðim alýþkanlýklar. Yarýn lokantayý erken açmamýz lazým. Ýþe gittiðimde aklým sende kalmasýn istiyorum. Kahvaltýsýz evden çýkarsan kendimi kötü hissederim. Baban zaten vaktini odasýnda geçiriyor. Benim için sorun olmaz. Ýstersen taþýnabiliriz.
     Ali Abdullah’ýn içinden bir sevinç dalgasý kabardý. Ayaða kalkýp karýsýný kucakladý.
-Çok teþekkür ederim Kibar Haným. Beni çok mutlu ettin. Eminsin deðil mi?
-Elbette eminim Ali Bey. Biz aile deðil miyiz? Senin mutlu olacaðýn yerde bende mutlu olurum merak etme.
     Ali Abdullah sevgiyle karýsýna baktý. Kibar Karaþahin’in merak ettiði baþka þeyler vardý.
-Bu ev, çocuklar ne olacak Ali Bey?
-Yasemin’le Murat isterlerse burada kalýrlar, isterlerse bizimle gelirler. Babamýn ev hepimize yeter. Burayý yaptýrýrken üç baðýmsýz eve bölünebilecek þekilde yaptýrmýþtým. Bizim çalýþanlardan oturacak birilerini buluruz.


11 Kasým Pazartesi 2013

     Hatice Çaylý otele geldiðinde babasý lobide gazeteleri okuyordu. Hatice mantosunu ve çantasýný garsonlardan birine verip odasýna götürmesini rica etti. Kahve söyleyip babasýna yaklaþtý.
-Selamün Aleyküm baba. Günaydýn.
-Aleyküm Selam kýzým. Gel.
-Baba bir problem mi var?
-Yok kýzým nereden çýkarýyorsun?
-Evin önündeki korumalarý deðiþtirmiþsiniz. Bir sýkýntý mý oldu?
-Hiçbir sýkýntý yok kýzým merak etme. Ali’nin söyledikleri mantýðýma yattý. Güvenliði deðiþtirdik.
     Hatice babasýna cevap ister gibi bakýyordu. Caner Çaylý açýklamaya çalýþtý.
-Camiayla aramýn bozuk olduðunu biliyorsun kýzým. Ali bana saldýrý olabileceðini söyledi. Düþününce mantýklý geldi.
-Baba neler söylediðinin farkýnda mýsýn? Hayatýný vakfettiðin camianýn böyle bir þey yapabileceðini nasýl düþünürsün?
-Camia iþin içindeyse artýk her þeyi normal görüyorum kýzým. Beni hýrsýzlýk çetesiyle ortak yaptýktan ve üç yýl kirli parayý taþýttýktan sonra var gerisini sen düþün.
     Hatice cevap veremedi.
-Kendini tehlikeye atmak yerine devlete mi?
-Bir ara bende düþündüm kýzým ama camia devletin her yerinde. Onlardan habersiz bir þey yapmak mümkün deðil. Otelde kaç adamlarý çalýþýyor bilmiyor musun?
-Doðrusun baba ama bir yol olmalý.
-Ali bunun için yanýmýzda ya kýzým. Bizi korumasý için. Þu anda koruma istemeyeceðim tek yer istihbarat. Böyle bir þey yaparsam hem daha fazla tehlikeye gireriz. Hem de bunu müþterilerimize izah edemeyiz. Ýspiyoncu durumuna düþmek daha kötü ve tehlikeli. Ali’yle arkadaþ oldunuz sanki.
     Hatice gülümsedi.
-Ortada bir tiyatro var. Ali ve ben rolümüzü iyi oynamaya çalýþýyoruz baba. Asýl ben senin için endiþeleniyorum.
-Endiþelenme kýzým. Hayatýma yön veren kitaplarda þöyle bir cümle vardýr. Ýnsan bir yolcudur. Yolculuk ise alemi ervahtan, rahmi maderden, gençlikten, ihtiyarlýktan, kabirden, berzahtan, haþirden, köprüden geçen ebedül abad tarafýna bir yolculuktur. Ana rahmine düþtüðümüz gün ölmeye baþlamýyor muyuz? Rabbim beni ve benim gibi insanlarý kandýranlardan bir nebze de olsa intikal almayý nasip ederse ne mutlu bana. Gerisi lafý güzaf. Kahvaltýya geçelim mi kýzým?
-Geçelim baba.    



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn polisiye kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bereli 25
Bereli 30
Bereli 28
Bereli 33 Final
Bereli 32
Bereli 31
Bereli 24
Bereli 26
Bereli 27
Bereli 20

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mankurt Ýsimli Romaným
Terk Edilmiþ Romanlar Bitenlerden Daha Vaatkâr.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýslam Felsefesi - Ýslamýn Felsefesi - Müslümanýn Felsefesi [Deneme]
Selefiler - Reformcular [Deneme]
Kelimeler Kavramlar - Reform - Ýslamda Reform [Deneme]
Kelimeler - Kavramlar - Oryantalistler [Deneme]
Amatör Yazarýn Çilesi [Deneme]
Yaratýcý - Yaratma [Deneme]
Kelimeler Kavramlar - Kelam Ýlmi [Deneme]
Zafer Toprak Söyleþisi - Tarih [Deneme]
Elfaz - I Küfr [Deneme]
Kelimeler Kavramlar - Ýnsan Anlatan Bir Kelimedir [Deneme]


MUSTAFA ESER kimdir?

50 YAÞINDAYIM. MEMURUM. ÝKÝ ÇOCUÐUM VAR.

Etkilendiði Yazarlar:
HERKESTEN VE HÝÇ KÝMSEDEN


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © MUSTAFA ESER, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.