çırılçıplak yalnızlığımı örten gece mavisinden sana yıldızların şavkıyla uzanmak istiyorum. her birinde apayrı bir ışığın bende yarattığı farklı duyguların adlarıyla...

sonra avucumdaki sensizliğinle şiirler okumak istiyorum sana.. birinde Adiloş Bebe aglardı, birinde Spartaküs isyan bayrağı tasırdı. bir Muhammed gibi ibadetkar, ya da İsa gibi çarmıh acılı. bir bakarsın Jeronimo olmuşum ateş dansı yapan, bir de bakmış Mem olmuşum Zin'i(seni) içinde düşleyen.

elimde değil, yüreğim uzatır ellerimi saçlarına. alevler içinde transa geçerim ilahi güçlere kavuşmak isteyen... dudaklarının her dokunuşunda ruhum kelimelerden taşar deli deli.. kan basınçlarında titrer dudakların.. kararır gözbebeklerin şuursuz.. gerilir yüz mimiklerin istemsiz.. susar yalnızlık.. başlar gecede ateşböcekleri dansı.. ahhh..

oynaşır hecelerim dilimin ucunda.. bırakır kendini camlardan boşluğa.. yiter sensiz yanlarım, başlar kırmızı gece vokallerim; tutkularımı dile getiren kor öpücüklü dilberin solistliğinde. en gizemli masalların sırlarını keşfeden olurum sonra; yasak sınırların ötesinde... elmanın en ısırılmak istenileni tatmış oluruz seninle.. düşlerin en ulaşılmak istenileni yaşamış oluruz.

hani gün doğarken sensizliğin kaygısını duymayacağım bir gecede... hani kızıl saçlarının yüzümü okşadıgı bir sabah vakti. hani dudaklarıma dokunan parmaklarının duygularını aktaran kıvamda.. hani güneşten de sıcak gözlerine hapsedişinde beni...

uzanmak istiyorum senli geceye; koynunda, çocuk yanlarımın irem ırmaklarına dalmak isteğiyle kabaran bilinmez yanlarımla...