..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > ömer akşahan




21 Haziran 2003
Ödünç Bir Yaz(ı) Almaksa Eğer...  
ömer akşahan
Yaz, yaz, yaz diyordun...İşte, geldi yaz! Odana doluşan davetsiz bir müziğin eşliğinde ne(denli) ve ne(densiz) bir yazı dünyaya getirme uğraşında sana ancak çile çiçekleri eşlik edebilir inan.


:BJDD:




Ömer Akşahan

Yaz, yaz, yaz diyordun...İşte, geldi yaz! Odana doluşan davetsiz bir müziğin eşliğinde ne(denli) ve ne(densiz) bir yazı dünyaya getirme uğraşında sana ancak çile çiçekleri eşlik edebilir inan.

Tüm mevsimler doğaya giydirilmiş birer ödünç mantodur. Nasıl şairler düzyazılarını ancak şiirden çaldıkları ödünç zamanlarda kaleme alıyorlarsa, doğa da tüm evrene âdeta yeni bir kişilik kazandırıyormuşçasına kandırıyor bizi. Ve bizlere de bu oyunda ancak figüran olmak kalıyor sadece.

Bu yazının asıl konusu “Mercan Kırmızısı”(1) olmalıydı. Her planlanan ölüm gibi bu hayatın anlamını, gizemini çözemeyen insan kendine yakışanı giymede de çoğu kez yanılıyor.

Her yazdığım cümlenin ardından aynada yüzümün çizgilerini, göz çukurlarımı inceliyorum. Yazım sanki aynada şekilleniyor. Aklıma, yazının gücünün yüze yansıması konulu bir tez yazılsa, nasıl bir sonuçla karşılaşabiliriz, diye düşünürken göz kaslarımın yorulduğunu hissediyorum.

Mevsime inat, portakalla flört etmeye devam ediyorum. Güzelleşmek (!) uğruna bira denemesine girişiyorum. Boyun damarlarımın zorlamasıyla oluşan ter ırmaklarında yıkanmak istiyorum. Bu beni istemeden Göksu’ya oradan Manavgat’a, bir sıçramayla kendimi Kurşunlu’da buluveriyorum. Güçlü bir istemin başaramayacağı bir şey yok yaşamda!

Denenmiş, başarılmış ancak başkalarına aktarılmamış bir bilgi kime yarar ki? O ancak müzelere yaraşır. İşte Mercan Kırmızısı’nın hazin öyküsü de öyle. 1550-1605 yılları arasında İznik çiniciliğine Mercan Kırmızısı rengini bularak literatüre geçen kişi ne yazık ki, bu sırrını mezara taşımış. 1985-1993 yılları arasında bu kez Ali ve İbrahim Kocaoğlu adlı kardeşler tam 12 bin deney yaparak bu efsanevi rengi bulmaya çalışmışlar. Bu deneyler sırasında “Pembe” rengi keşfetmeleri nedeniyle çini literatürüne geçmiş olmalarına karşın, kardeşlerden Ali Kocaoğlu Aralık 1993’te Mercan Kırmızısı’nı bulamayacağını anlamış ve yaşamının bir anlamı kalmadığını düşünerek intihar etmiştir. Diğer kardeş ise halen arayışlarını sürdürüyor.

Bira, salatalık ve portakaldan oluşan mönüye yazın esnettiği kaslarıma doping niyetine iştahla yumulurken, biraz da felsefe niyetine Platon’dan(2), Tanrılar biz ölümcül insanlara neden karın denen bir illeti yarattığının, yanıtını paylaşmamız gerekir sanıyorum:”ileriyi gören Tanrılar, ölümlülerin soyunun hastalıktan yok olmasını, erginleşmeden hemen sönüp gitmesini önlemek için, yiyip içtiğimizin gereksinmemizden çok olanlarını içine alsın diye karnı yarattılar. Ayrıca insanın felsefeyle ve sanatla çok uğraşmasını engellemek için de bağırsakları üst üste doladılar.”

Odamda beni yaşama bağlayacak ne kadar uçuk nesne varsa bir bir önüme koyup denemeye kararlıyım. Bu yaz(ı) ben ne çok istemiştim oysa!

16.06.2003 / Alsancak

1. Gelişim ve Öğrenme, Ziya Selçuk, sy.156, Nobel Yayın Dağıtım, İstanbul, 6.Basım
2. Timaios, Platon, Çev. E.Günay-L.Ay, sy.86, Cumhuriyet-Dünya Klasikleri, Şubat 2001


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Yaz eserleri
Gönderen: Dilara / İstanbul
22 Ağustos 2003
Ben okumayalı bu yaz çok güzel eserler üretmişsiniz.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dün Gitti, Yarın Meçhul, Bugün Bir Nimet
A n
Garajlar ve İnsanlar
Dağınık Düşünceler
Yolculuklara Dair...
Ataş Bana Ne Dedi?
Şair ve Kent
Duyguya Ad Koyabilmek
Hayatın İçine Yuvarlananlar

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonbahar Soloları
Köşe Yazarlığı
Efeler, Yörükler, Türkmenler
Sözlence
Aynı Dili Konuşmak
İsimsizler
Okumadığım Her Şey, Bir Şenliktir!
Kum Tanesi İle Yosun
Velad'la Mariya...
Sokrat Chat Yaparsa...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hiçliğe Övgü [Şiir]
Kayıtdışı Şiir [Şiir]
Gece Dokunuşları [Şiir]
kalem [Şiir]
Meğer [Şiir]
Güz Yağmurları [Şiir]
Küçük Mariya İçin Kar Senfonisi [Şiir]
Giderken Düşürdünüz 'Ben'i Çantanızdan [Şiir]
Issız Sokak [Şiir]
ayrılıklar [Şiir]


ömer akşahan kimdir?

Kendini nasıl anlatır ki insan… Oturup yazılmaya kalkılsa, her edebiyat işçisinin yaşamı kalın bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdığım denemelerde ve şiirlerimde yansıtmaya çalışıyorum. Yapıtlarımı izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüğümüz, tümcemiz. . Kendimi şiirde ilk keşfedişim beni aynı zamanda büyük bir hayal kırıklığı yaşattı ve düzene yenik düştüm. Yol göstericim de yoktu yanımda; düzene isyan edeceğime, şiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaşananlar ortaokul dönemime rastlar. Yine bir gün düzen beni aldı, bir sonbahar yaprağı gibi Aydın Dağlarının zirvesine fırlattı. Yıl 1981. Ve beni yeniden hayata bağlayan sihirli gücün şiir olduğunu orada anladım. O gün bugündür, can yoldaşım, arkadaşım, sırdaşım ve en büyük sığınağımdır ŞİİR! İnanıyor ve haykırıyorum; şiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben şuyum diyemez. Tek inancım, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdırarak da olsa şiire ihanet etmeyeceğim. Aydın’ın İncirliova ilçesinde, ‘53 yılının Ocak ayında, bir Kova erkeği ve sevgili annemin tek eşinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmişim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiş bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öğretmenlik uğraşımı resmi düzeyde ‘99 yılına dek sürdürdüm. Halen özel sektörde işimden arta kalan zamanlarda, öğrencilere Türkiye’nin hemen her noktasında şiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk şiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarından öğrenemeyen gençlere yeni Türk şiirinin kapısını aralamaya çalışıyorum. İnanın bu çalışmalarda şiir adına öyle ilginç olaylara tanık oluyorum ki, gözyaşlarınızı inanın tutamazsınız. Tüm uğraşlarımdan edindiğim çok önemli bir gerçeğin altını kalınca çizmek istiyorum: ŞİİR ÖYLESİNE SİHİRLİ BİR ANAHTAR Kİ, AÇMADIĞI BİR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIŞTIR! Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde şiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , anı yazılarımla yer aldım. ‘90’da Ödemiş EFE dergisi yöneticiliği, Almanya’da Almanca yayımlanan GEMEİNSAM adlı yayının sorumluluğunu yaptım. Almanca şiir, öykü denemelerinin yanı sıra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye şiir kazandırma çalışmalarımı yayımladım. ‘90’da “Nasıl Çalışalım? Nasıl başaralım?” adlı çalışmam M. E. B. ca tavsiye edildi. Egebank tarafından 3000 adet basıldı. ‘98’de ilk şiir kitabımı Sivas’ta yakılan 37 güzel insana adadığım için yalnızca 37 şiir içermektedir. Evliyim. Eşim de emekli sınıf öğretmeni olup, bir oğlum ve bir kızımla beraber yaşamımızı renklendirmeye çalışmaktayız.

Etkilendiği Yazarlar:
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.