..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İste, sana verilecektir; Ara, bulacaksındır; Çal ve kapı sana açılacaktır -İncil
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > ömer akşahan




29 Temmuz 2003
Dağınık Düşünceler  
ömer akşahan
“Her gün aynı kapıdan girmek, aynı dünyaya girmek değildir elbet.”


:BAHE:

Ömer Akşahan

“Her gün aynı kapıdan girmek, aynı dünyaya girmek değildir elbet.”
“Bir evde, bir yaşam mekânında ne kadar çok pencere varsa, o denli farklı bakış açısı vardır.”
“Bıçak, kesmek eylemi kadar, taşıdığı mecaz anlamlarla da yaşamda ayrı bir değer taşır.”
“Bugün modern dünyada genel eğilim, doğaya geri dönüş; ultra lüks ofis ya da daireler yerine antropoloji ve tarih kitaplarında yer alan ot evlerde yaşamayı tercih eden batılı insanın verdiği mesaj, yeni yorumcular bekliyor.”
“Savaş, tüm dünyanın iletişim gücüyle en ince ayrıntılarıyla izlediği tarihsel olay olmaya devam ediyor. Ayrıca kirletilmiş ve yönlendirilmiş bir medya savaşı da en acımasız şekilde sürüyor.”
“Baharın gelişi ile Irak’a saldırının başlaması arasındaki benzerlik hiç şaşırtıcı değil; birazcık tarih bilgisi olanlar için tabii...”
“Borsada manipülasyon yapanlar acaba dünyada ve ülkemizde yaşayan milyonlarca aç ve susuz yaşamaya mahkum insanlar için de bir düğmeye bassalar, dünya nasıl bir değişim yaşardı kim bilir?”
“Magna Carta Libertatum: Madde: 39. “Hiçbir özgür kişi, denklerinin hukuken geçerli bir hükmü ya da ülke yasalarının gerektirdiği durumlar dışında tutuklanamaz, hapse atılamaz, mallarından ve yasal haklarından yoksun bırakılamaz, sürgüne gönderilemez ya da hiçbir biçimde zarara uğratılamaz; biz (kral olarak) ona saldırmayacağımız gibi, kimseyi de üzerine saldırtmayacağız. “
“Ve II. Sultan Mehmet (Fatih), Magna Carta’dan 262 yıl sonra, 1477-1480 arasında, padişah olan şehzadenin kardeşlerini öldürebileceği ilkesini getiriyordu.”(Savaşçı, D. Cüceloğlu, s.166-167, Sistem yayıncılık, Mart 2000, İST.)
“Eğitim kurumlarımızda öylesine değişik ve çarpıcı olaylara tanık oluyorum ki; beni, kimi zaman karamsarlığa itiyor, kimi zaman da umutlarımın yeniden yeşermesine yol açıyor.”
“Bilgiye erişimin en kısa yolunun tartışmasız ‘İnternet’ olduğu günümüzde, henüz İnternetle tanışmayan ve telefon faturalarını bahane ederek bilgiyi kullanmak istemeyen, ayrıca üst amirleri istedi diye “e-mail” adresi almak zorunda kalıp da alamayan yöneticilerle eğitim kurumlarını daha ne kadar yöneteceğiz bilmiyorum.”
“Eğitim sorunları, ülke sorunlarının ilk sıralarında olmaya devam ediyor.”
“Kablosuz aşkları ne zaman yaşamaya başlayacağız ?”
“Kas erimesi hastalığıyla 22 yıldır mücadele eden bir öğretmen arkadaşın söyledikleri bugün gibi beynimde çınlıyor: ‘Bu hastalığa yakalananlar genelde en fazla beş yıl dayanabiliyorlar. Bense, öğrencilerimin sevgisiyle bunca yıl dayanma şansı buldum.’ İşte sevginin gerçek gücü !”
“Reklam ajansı işinde aradığını bulamayan ne yapar ? Böylesi bir dost, yaşadığı düş kırıklığını ve öfkesini Web üzerinden meslektaşlarına ücretsiz program indirme olanağı sağlayarak pozitif enerjiye dönüştürmüş. Bu da, güzel bir örnek bence.”
“Bugün yine işbaşı yaptım. Bu kaçıncı dönüş? Tembellik, sorumsuzluk veya bir yere bağımlı yaşamama! Adı ne olursa olsun, tatil tartışılmazlık tahtında keyif sürüyor...”
“Aşk, bazen bir deniz börülcesine benzer: İlk bakışta bir anlam veremezsin, burun kıvırıp geçersin. Kimisi için balık kokusundadır ki beğenilmez, oysa hazırlanıp sofraya konulması için büyük uğraş gerektirir. Ama asıl önemlisi, bu besleyici gıda için özel bir sos hazırlığı gerektirir. Eee, aşk bu, burun kıvırmaya hiç gelmez, her şeyi dört dörtlük ister.”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dün Gitti, Yarın Meçhul, Bugün Bir Nimet
A n
Garajlar ve İnsanlar
Yolculuklara Dair...
Ataş Bana Ne Dedi?
Şair ve Kent
Duyguya Ad Koyabilmek
Ödünç Bir Yaz(ı) Almaksa Eğer...
Hayatın İçine Yuvarlananlar

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonbahar Soloları
Köşe Yazarlığı
Efeler, Yörükler, Türkmenler
Sözlence
Aynı Dili Konuşmak
İsimsizler
Okumadığım Her Şey, Bir Şenliktir!
Kum Tanesi İle Yosun
Velad'la Mariya...
Sokrat Chat Yaparsa...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hiçliğe Övgü [Şiir]
Kayıtdışı Şiir [Şiir]
Gece Dokunuşları [Şiir]
kalem [Şiir]
Meğer [Şiir]
Güz Yağmurları [Şiir]
Küçük Mariya İçin Kar Senfonisi [Şiir]
Giderken Düşürdünüz 'Ben'i Çantanızdan [Şiir]
Issız Sokak [Şiir]
ayrılıklar [Şiir]


ömer akşahan kimdir?

Kendini nasıl anlatır ki insan… Oturup yazılmaya kalkılsa, her edebiyat işçisinin yaşamı kalın bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdığım denemelerde ve şiirlerimde yansıtmaya çalışıyorum. Yapıtlarımı izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüğümüz, tümcemiz. . Kendimi şiirde ilk keşfedişim beni aynı zamanda büyük bir hayal kırıklığı yaşattı ve düzene yenik düştüm. Yol göstericim de yoktu yanımda; düzene isyan edeceğime, şiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaşananlar ortaokul dönemime rastlar. Yine bir gün düzen beni aldı, bir sonbahar yaprağı gibi Aydın Dağlarının zirvesine fırlattı. Yıl 1981. Ve beni yeniden hayata bağlayan sihirli gücün şiir olduğunu orada anladım. O gün bugündür, can yoldaşım, arkadaşım, sırdaşım ve en büyük sığınağımdır ŞİİR! İnanıyor ve haykırıyorum; şiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben şuyum diyemez. Tek inancım, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdırarak da olsa şiire ihanet etmeyeceğim. Aydın’ın İncirliova ilçesinde, ‘53 yılının Ocak ayında, bir Kova erkeği ve sevgili annemin tek eşinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmişim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiş bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öğretmenlik uğraşımı resmi düzeyde ‘99 yılına dek sürdürdüm. Halen özel sektörde işimden arta kalan zamanlarda, öğrencilere Türkiye’nin hemen her noktasında şiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk şiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarından öğrenemeyen gençlere yeni Türk şiirinin kapısını aralamaya çalışıyorum. İnanın bu çalışmalarda şiir adına öyle ilginç olaylara tanık oluyorum ki, gözyaşlarınızı inanın tutamazsınız. Tüm uğraşlarımdan edindiğim çok önemli bir gerçeğin altını kalınca çizmek istiyorum: ŞİİR ÖYLESİNE SİHİRLİ BİR ANAHTAR Kİ, AÇMADIĞI BİR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIŞTIR! Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde şiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , anı yazılarımla yer aldım. ‘90’da Ödemiş EFE dergisi yöneticiliği, Almanya’da Almanca yayımlanan GEMEİNSAM adlı yayının sorumluluğunu yaptım. Almanca şiir, öykü denemelerinin yanı sıra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye şiir kazandırma çalışmalarımı yayımladım. ‘90’da “Nasıl Çalışalım? Nasıl başaralım?” adlı çalışmam M. E. B. ca tavsiye edildi. Egebank tarafından 3000 adet basıldı. ‘98’de ilk şiir kitabımı Sivas’ta yakılan 37 güzel insana adadığım için yalnızca 37 şiir içermektedir. Evliyim. Eşim de emekli sınıf öğretmeni olup, bir oğlum ve bir kızımla beraber yaşamımızı renklendirmeye çalışmaktayız.

Etkilendiği Yazarlar:
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.