..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
En tatlı sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Ortamsal > Kerem Yüce




28 Mayıs 2008
Vedasız Ayrılıklardan Selamsız Sürgünlere Yolculuk  
Kerem Yüce
Mutluluğun kutusuna doldurulup paketlenen yalancı ayrılıklar yeniymiş gibi satılıyordu kırmızı halılı tezgahların üstünde ve halıların üstündeki o kırmızıların bir önceki hatıralardan kalan son emanet olduğunu bilemezdi daha önce bu yolu kullanmayanlar.Oysa ayrılıklar daha çok yaşıyor insanın toprağa sevdasından.Bu yüzden toprağın son emanetini güller taşıyor hemde en kırmızısından...


:BJEB:
İnsanın toprağa sevdasıydı ölüm,topraktan toprağa yolculukta.Uzun görünen nerede biteceği belli olmayan bir yolun başlangıcıydı;kimi erken toplamıştı bavulunu,kimi sürgüne gönderilmişti bavulunu toplamasına vakit kalmadan.Zor olan da buydu ya;vedasız ayrılıklardan selamsız sürgünlere yolculuk...Kim sallandırabilirdi denizi bir ipin ucunda,kim mühür vurabilirdi gökyüzünün maviliğine ya da kimin gücü yetebilirdi bir insana istemediği şeyi yaptırmaya?Halbuki ne kadar merhametliydi otuzbeşi yolun ortası diye niteleyen şair.Bir başka şair yolun neresinde olduğunu bilmeden kan tükürüyordu mendiline.Oysa kimi o sıfatları alamdan,dudağından düşen bir kelimeyle tek başına sallıyordu dünyayı.Daha acısı da vardı ayrılıkların;bir kelime için nefes tüketmeden karanlığa karışanlar.Öyle bir karanlıktı ki bu güneş yetmiyordu aydınlatmaya,yutuyordu dili damağına yapışıp yutkunmaya takati kalmayanları.Ve gölgelerinde yaşıyordu hayatın tuzaklarını kabul edemeyenler;gölge gibi sahte,hep bir adım geç kalmışlığın deminde.Kendi kendini çiğnerken insan gerçekten zordu vefanın mezarını ziyaret etmek.Öyle bir sabah gelirdi ki kururdu dilek ağaçları,kurak mevsimler demir atardı hayat ve sahraya doluşan akbabalar gibi kemirirdi günler hayalleri...Taş dibeklerde öğütülse de maziye gömülenler,geriye kalan bir parça sıçrardı insanın üstüne mutlaka ve parçalandıkça çoğalıp dağılırdı bedenin tüm hücrelerine.Beklenen dönmezken haykırışlar zamanla sessizleşirdi,tükenirken gözlerin o ateşten feri yıllar bir bir gizlice devrilirdi.Ne büyük bir sancıydı bu tanrım;tüm organları tek tek ziyaret edip bitirene kadar nöbet tutan...Veda eden kimdi aslında;gidenin ardından kaldığı yerde kendini bitiren mi yoksa arkasına baktığında geride bıraktığını bir daha göremeyen mi?Ne önemi vardı ki bitiyordu birşeyler işte,bazen insan,bazen duygular,bazen de yaşananlar.Kim durdurabilirdi ki dizginlerini koparıp dört nala ilerleyen bir at edasındaki zamanı?Mutluluğun kutusuna doldurulup paketlenen yalancı ayrılıklar yeniymiş gibi satılıyordu kırmızı halılı tezgahların üstünde ve halıların üstündeki o kırmızıların bir önceki hatıralardan kalan son emanet olduğunu bilemezdi daha önce bu yolu kullanmayanlar.Oysa ayrılıklar daha çok yaşıyor insanın toprağa sevdasından.Bu yüzden toprağın son emanetini güller taşıyor hemde en kırmızısından...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın ortamsal kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aslında Hep Ayrıydık

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İstasyon Hikayeleri
Yaralandığını Zanneden Avcı
Ölümün Getirdiği Mektup
Çok Erken Gittin Yüreğimden
Adını Firar Koydum,istanbul İse Senin Yanında...
Bir Hayallik Boşluk Yok
Avuntudur Bu Yazı Tüm Sevenlere
Seni Sevdiğime de Pişman Olmak İstiyorum Sevgili
Yeni Bir Dille Merhaba
Ben Bir Ağlasam Kaybederdi Deniz Rengini

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sağır Duvarlarımsın [Şiir]
Deniz Olsun Tüm Sevdiklerimin Adı [Şiir]
Dört Harften Bakardım Sana [Şiir]
Gölgen Gezinmekte Hala İçimde [Şiir]
Kendi Celladım Oluyorum Seni Düşündükçe [Şiir]
Ayrılık Tüm İstasyonları Tek Tek Dolaşmış [Şiir]
Güneş Olup Dokunma Perdelerime [Şiir]
Bir Güneş Yürümekte [Şiir]
Saf Tutuyordu Oda [Şiir]
Fırıncı Çocuk [Şiir]


Kerem Yüce kimdir?

Yazmak,düşünmek gibidir;kağıdı kaleme değdirmen yeterlidir bazen ve akıp gider harfler bir gölün üstünde giden sıralı kuğular gibi. Gözünü açtığında okyanuslara açılmış,türlü balıkların bahçesine misafir olmuştur o kuğular. . . Ama öyle bir an gelir ki;kıpırdamaz kalem,bileğini sıkıca tutar sanki bir el. . . Bir yazarın tıkanması hiçbir şeye benzemez. Tıkanan lavaboyu açarsın,logarın altına yetişir vidanjörler,trafikte yardıma koşar emniyet şeridi,fakat yazarla kelimelerin arasındaki o duvar kalkmadıkça bitmez tıkanıklar. Bir çocuğun topunun dikenli tellerle çevrili bahçeye kaçması gibi. Tek sorun zamanın akışını beklerken fırtınanın dalgaları harekete geçirebilme ihtimalidir. İnatla beklenir o tellerin etrafında,aşılmaya çalışılmaz duvarlar. Bilmektedir yazar uygun bir zamanın olduğunu ve o zamanda bahçenin sahibinin çıkıp geleceğini. Çünkü kendi özgürlüğüne kavuşurken başka özgürlükleri yok etmek üzerine kurulu değildir yazarın felsefesi. . . Ve doğru zamanı yakaladığında başlar fırtına,sörf tahtasının üstündeymiş gibi dans edilir dalgalarla,çözülür beyindeki zincirler,kanat çırpar en beyaz kuşlar saçlarının üstünde. Böyledir yazmak bir yazar için;ekmek gibi,su gibi vazgeçilmez, havadaki gizli kelimeleri nefesle çekmek gibi ciğerlerine. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Cezmi ERSÖZ,Nazım Hikmet RAN,Can YÜCEL,Ümit Yaşar OĞUZCAN,Edip CANSEVER,Özdemir ASAF,Ahmed ARİF,Cemal SÜREYYA


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kerem Yüce, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.