Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
“Brindarim” kelimesinin ne anlamaya geldiğini tüm okuyucularım bilmese de bazı okuyucularım çok iyi bilir. Yanılmıyorsam -aynı zamanda- Kürtçe bir (birkaç da olabilir) şarkının ismi… Lakin ben şarkı isminden dolayı dile getirmedim. “Sürü filminin fön müziği” nden dolayı hiç bahsetmek istemedim. Ben, benden bahsetmek istiyorum. Brindar olan benim. Ben brindarım/biz brindariz… Sizin de dikkatiniz çekti mi bilmiyorum ama istisnasız en büyük edebiyatçılar; baskı altında yaşayan ülkelerde çıkmıştır. Baskı üstüne baskı yapan ve tüm dünya edebiyatına katkı sağlayan Rus yazarlar baskı altında yaşamışlardır. Öyle inanıyorum ki, Türkiye’de de en büyük edebiyatçılar Doğu’da çıkar. Çıkması gerekir lakin… Lakin Doğu’da yaşayanların şansızlığı okur-yazar bir aileden gelmeyişleri. Hem okur-yazar değiller hem de Türkçe bilmiyorlar. Size garip gelecek ama Kürtçe de bilmiyorlar. Örneğin ben Kürdüm ama Kürtçe bilmiyorum doğru dürüst. Neden mi? Annem babam beni okula verdikleri zaman Kürtçe konuşmak yasaktı. Kürtçe konuşmak yasaktı Türkçeyi de zaten bilmiyordum. Ben ilkokula başladığım zaman sıra arkadaşım bana tercümanlık yapmıştı. Ve öylesine mahcup olmuştum ki… Potansiyel suçlu konumuna düşürülmüştüm. Dilini bilmediğimiz beyaz tenli kızlara ne kadar yaranmak istedikse de yaranamadık. Yalnız beyaz tenli kızlara değil beyaz tenli, kızların annelerine, babalarına, amcalarına, halalarına, teyzelerine, yöneticilerine, yönetilenlerine yaranamadık… Kaldı ki Amerika’daki zenciler kadar esmer de değildik. Amerika zencileri kadar esmer değildik ama bu memleketin zencileri biz esmer tenli/kara yağız delikanlılardık. Hep dışlanarak yaşadık. Vatan koruma ve kollamada en ön saflarda biz vardık ama memleketin nimetlerinde faydalanmada hep en arka saflarda yer gösterdiler bizlere. Hâsılı baskı altında yaşadık lakin dil bilmediğimiz için kendimizi ifade edemedik. “Dil” öğrenmiş olsaydık… Dil öğrenmiş oldaydık kim bilir belki de dünyanın en büyük edebiyatçıları bizden çıkardı. Lakin kendimizi ifade edemediğimiz için hep brindar yaşadık…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |