Güzel kızım benim, kabuğuna çekilmek istiyorsun, sonunda yaşadığın bildiğin kendi mutsuzluğun. Denemek zor geliyor, canım yine yanarsa diye korkuyorsun. Risk almadan hiçbir şey kazanma şansın olmaz. Piyango çıkmasını istiyorsan önce onu ellerinde tutmalısın. Değişmek istiyorsan o yolda adımlarını farklı atmalısın, yorulduğunda bir kaldırım kenarında durup dinlenebilmelisin, yağmur yağdığında sevdiğin birinin şemsiyesiyle korunabilirsin. Gözlerini açarsan, bakarsan etrafına, seninle birşeyler paylaşmaya can atan birçok dost çevrende görebilirsin. Şemsiyelerin rengi ister mavi, ister yeşil, şemsiyeler ister düz ister kareli, yağmurdan koruyorsa ikinizi ne fark eder ki. Senin de birçok farklı şemsiyen var dolabında. Ve çevrende ıslanan insanlar, her zaman onların istediği şemsiyeyle olamasa bile, semsiyeni sunmaya devam etmelisin sende. Senin gibi onların da ihtiyacı aynı. Kar, yağmur, dolu, fırtına, güneş, ateş, alev cebindeki hangisi,hangisi uygun onların iklimine, arada bir düşünmeli. Bir düşünüp bin yapmak yerine, bin düşünüp yüz yapmak doğru belki de. Güneş,yağmur, kar,dolu,fırtına, hepsinde de şemsiyeye ihtiyaç var. Ama sunacağın güvence, belki uygun olmayacak karşındakine, üzülme ve pes etme. Tecrübelerini gözle, sağduyunu dinle, güven kendine. Doğru kişiye doğru yerde doğru hediye vermeyi öğreneceksin, denemekten vaz geçmediğin sürece.

Sana uzanan elleri sakın itme elinin tersiyle. İhtiyacın olmasa bile, seni düşündüğü için minnet duy sadece. Elindeki, kendi bildiği, en iyiyi sunmuştur sana, sana uymasa da. İyi niyet yeterli olmasa da, mazur görülmese de hatalara. Saygı duyulmalı, ve içindeki gizli anlam kavranmalı.