..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kendinden daha uyanýk insanlarý iþe aldýðýn zaman, senin onlardan daha uyanýk olduðunu kanýtlamýþ oluyorsun. -R. H. Grant
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Seval Deniz Karahaliloðlu




6 Mart 2010
Tiyatro Soluyanlardan "Koca Bir Aþk Çýðlýðý"  
Ancak sahnede var olan, sahnede nefes alan bir kadýnýn gözünden kocaman bir çýðlýk bu

Seval Deniz Karahaliloðlu


Çýlgýn, deli dolu Jiji Ortega.(Tilbe Saran). Neredeyse bütün sahneyi kucaklayan kocaman hareketleriyle þaþýrtan, büyüleyen, hayat dolu, enerjik bir kadýn. Sahneye çýkarken elini yere vurup öpmesiyle bizi tam kalbimizden vurur. Bir oyuncu. Oynamaya aç. Sahnelerden altý yýl uzak kalmýþ. Sanki asýrlar gibi uzun. Oyunun bir yerinde eski partneri, sabýk kocasý Hugo Marsiyal’e “Sen, hiç saatlerce kahrolasý telefonun baþýnda bir rol gelmesi için bekledin mi? Günlerce bir rol gelsin diye beklemenin ne demek olduðunu bilir misin?” der. Ortama ayak bastýðýný hemen anlarsýnýz. Yüksek perdeden çýkan sesi, baskýn karakteri, büyük hareketleri, sahnenin her santiminin hakkýný vermesiyle gözünüzü ondan alamazsýnýz. Çýðlýk çýðlýða yüreðimize seslenir .“Bir martýyým ben …” Onu duymamak ne mümkün. Bizlere de martýyý takip etmekten baþka bir þey düþmez gayrý.


:CDEI:
Tiyatro Soluyanlardan “Koca Bir Aþk Çýðlýðý”

Seval Deniz Karahaliloðlu

Oyun baþlamadan önce, oyuncular perde arasýndan seyircilere bakarlar ya. Bu sefer perde arasýndan seyirciler bakýyor sahnenin arkasýna. Tiyatronun mutfaðýna. Ta kalbine. Oyuncularýn sahne arkasýndaki hallerine. Çokça kahkaha, az dozajda verilen yumuþatýlmýþ dramlar, ironi, oyunculuk dersleri, oyuncu nedir ya da ne deðildir sorusunun cevabý “Koca Bir Tiyatro Çýðlýðý” olarak çýkýyor.

Ancak sahnede var olan, sahnede nefes alan bir kadýnýn gözünden kocaman bir çýðlýk bu
Büyük kahkahalar içinde eriyen “Koca Bir Aþk Çýðlýðý”. Kadýnýn adý : Josiane Balasko. Paris’te yaþayan, bütün hayatýný tiyatroya adamýþ bir kadýnýn gözünden bir oyunun sahneye konma sürecinde yaþananlara tanýk oluyoruz. Josiane Balasko akýllý bir kadýn. Bütün o dramlarý, yalnýzlýðý, çaresizliði, parasýzlýðý, saatlerce telefon baþýnda bir rol için bekleyen kadýný, oyun provalarýný, oyuncu, yönetmen ve yapýmcý arasýndaki iliþkileri bir kahkaha selinin ardýnda anlatýyor.

Çýlgýn, deli dolu Jiji Ortega.(Tilbe Saran). Neredeyse bütün sahneyi kucaklayan kocaman hareketleriyle þaþýrtan, büyüleyen, hayat dolu, enerjik bir kadýn. Sahneye çýkarken elini yere vurup öpmesiyle bizi tam kalbimizden vurur. Bir oyuncu. Oynamaya aç. Sahnelerden altý yýl uzak kalmýþ. Sanki asýrlar gibi uzun. Oyunun bir yerinde eski partneri, sabýk kocasý Hugo Marsiyal’e “Sen, hiç saatlerce kahrolasý telefonun baþýnda bir rol gelmesi için bekledin mi? Günlerce bir rol gelsin diye beklemenin ne demek olduðunu bilir misin?” der. Ortama ayak bastýðýný hemen anlarsýnýz. Yüksek perdeden çýkan sesi, baskýn karakteri, büyük hareketleri, sahnenin her santiminin hakkýný vermesiyle gözünüzü ondan alamazsýnýz. Çýðlýk çýðlýða yüreðimize seslenir .“Bir martýyým ben …” Onu duymamak ne mümkün. Bizlere de martýyý takip etmekten baþka bir þey düþmez gayrý.

Hugo Marsiyal (Selçuk Yöntem) bir dönemin starý. Kadýnlarýn gözdesi. Yakýþýklý, karizmatik artsit. Büyük oyuncu. Her daim adý manþetlerde. Þimdilerde biraz çaptan düþtü ama bunu pek kabul etmek istemiyor. “Sahnelere dönüþüm muhteþem olacak” dedirten bir oyun buldum derken, baþrolü paylaþtýðý kadýn oyuncu hamile kalýr. Tam da sýrasý. Kancýk Miriam. Menopoza girmesi gerekirken hamile kalan þýllýk. Peki, sahnelerin Tanrýsý Hugo þimdi ne yapacak?

Üç kaðýtçý, sevimli Daniel (Ömer Akgüllü). Koca Bir Aþk Çýðlýðý oyununun yapýmcýsý. Hugo’nun menajeri. Tek ayak üstünde kýrk yalan söylemesiyle sorunlarý tereyaðýndan kýl çeker gibi çözer. Ya da çözermiþ gibi yapar. Her þeyi, her zaman en son öðrenen yönetmen Leon’un sýk sýk kalp krizi geçirmesine sebep olan kiþi. Allah için çok becerikli. Ama zorda kaldý mý kaçar ve olayý Leon’un üzerine yýkar. Ona bir türlü kýzýlamaz. Ne yapar eder kendini af ettirir. Adam da þeytan tüyü var.

Þirin Leon (Bekir Aksoy). Dozu iyi ayarlanmýþ bir eþcinsel. Onu sevmemek mümkün deðil. Nabza göre þerbet veren çokça arabulucu, anlýk çözümlerin yönetmeni. Sürekli unutulmaktan muzdarip. Ýþin hamallýðýný yapar ama nedense bir türlü adýný hiçbir yerde göremez. Ýþin kaymaðýný üçkaðýtçý Daniel yerken o sahnede umutsuz Daniel çýðlýklarý atarak dolaþýr ama kriz anýnda hep devrededir. Her þeyi en son o öðrenir. Sýk sýk kalp krizi geçirir. Aðýr aðýr kalýp gibi yere düþerken büyük bir kahkaha seline neden olur. Tamam artýk oyuncular burada býrakýr dediðimiz anda gider Hogo’yu kalbinin üzerinden öper, Jiji’yi de kýçýndan ýsýrýr. Neden mi? Adam yaratýcý dahi.

Veee büyük an. Eski aþýklar, bugünün küskünleri sahneye konan oyunda, Mona ve Anthony rollerini oynamak üzere buluþurlar. Küçük bir ayrýntý. Üçkaðýtçý Daniel sayesinde birlikte oynayacaklarýndan henüz haberleri yoktur. Sonrasý mý? Sonrasý “Koca Bir Aþk Çýðlýðý” oyununda.

Oyundan önce, Ýzmir Sanat’ta Tilbe Saranla Jiji’yi , oyunculuðu ve tiyatro dünyasýný konuþtuk. Oyuncu kulisinin havasýný birlikte soluduk. Tilbe Saran bir yandan Jiji’nin makyajýný yaparken yürekleri ýsýtan o sýcak gülüþüyle sorularý yanýtladý.

SDK – Oyunda provalar sýrasýnda tek bir sahneyi, Selçuk Yöntem ile birlikte öfkeli, umursamaz, son derece abartýlý biçimde “rol keserek” ve seksi olmak üzere dört farklý oyun diliyle oynuyorsunuz. Ayný sahneyi dört farklý biçimde oynama fikri nasýl ortaya çýktý? Orijinal metinde var mýydý yoksa bu sizlerin sonradan oyuna getirdiðiniz bir yorum mu?
Tilbe Saran - Bu oyunun orijinal metninde vardý. Karakterlerin içinde bulunduðu durum rolü öyle oynamayý gerektiriyor. Bu durum oyuncularýn çokça baþýna gelen bir þey. Tiyatronun bütün gizli büyüsü orada. Her gün sahiden yeni bir þey olmasýnýn sebebi tiyatronun her gün yeniden yeniden kurgulanan ve yeniden yaratýlan bir þey olmasý. Provalar sýrasýnda eski sevgililer, eski kocalar, eski arkadaþlar sonradan birbirleriyle kavgalý hale gelebilir ve sonradan yeniden barýþýrlar. Bütün bunlarýn oyuna yansýmamasý düþünülemez. Burada da bir oyun içinde bir oyun hazýrlýðý söz konusu olduðu için bütün o sahne üzerinde ve kuliste yaþananlar, oyun içindeki oyun kiþilerine doðal olarak yansýyor.

SDK- Jiji oyuncular için “canavar” diyor. Jiji’nin eski kocasý Hugo Marsiyal “oyun ateþ gibi gidiyor” dediði için çok istediði halde doðuramadýðý bir bebeði var öyle deðil mi?
Tilbe Saran – Bu sadece tiyatrocularýn deðil ayný zamanda toplumun farklý kesimlerinden kadýnlarýn baþýna gelen bir durum. Özel hayatlarýný kariyerleri için askýya alan iþ kadýnlarýnda bu durum çokça yaþanýyor.

SDK – Oyunun bir yerinde Jiji Hugo’ya döner ve “Sen erkeksin. Sana her zaman rol var” der. Jiji kadýn ve erkek oyuncularýn iþ bulma konusunda yaþadýklarý çifte standarta da dikkat çekiyor öyle deðil mi?
Tilbe Saran –Gösteri dünyasýnda çok aðýr koþullarda çalýþan çok sayýda kadýn var. Pek çok sektörde olduðu gibi kadýnlar sadece yetenekleriyle var olamýyorlar. Gösteri dünyasýnda kadýnlar için fiziksel görünümleri önemli oluyor. Orta yaþý geçmiþ çok sayýda kadýn oyuncuyu bir “gençlik korkusu” sarýyor. Formda kalmak, genç kalmak, hala aranýlýr, istenilir, beðenilir olmak önemli hale geliyor. Bu özelliklerden uzaklaþtýðýný düþündükçe, gösteri dünyasýnda kendisine yer bulamayacaðý hissine kapýlýyor. Maalesef, bu doðru. Kaldý ki edebiyata baktýðýnýz zaman sahiden erkek aðýrlýklý bir rol daðýlýmý var. Tiyatro yazýnýna baktýðýnýzda kadýn yazarlar ancak son dönemlerde ortaya çýkmaya baþladý. Dolayýsýyla, tiyatroda kadýnlarýn oynayacaðý roller yaþa baðlý olarak giderek azalýyor. Jiji’nin de bunu çok aðýr biçimde yaþadýðýný görüyoruz. Kaybettikleri, bozulan saðlýk durumu iþin içine girince gerçekten çok kötü bir dönem yaþýyor. Hem bir alkol problemi oluyor ve ona baðlý olarak iþsizlikle gelen bir parasýzlýk durumu söz konusu. Bunlar bir karabasan gibi büyüdükçe büyüyor. Ýþ olmadýkça alkol artýyor, alkol arttýkça iþ bulmak zorlaþýyor. Ýþsizliðin getirdiði yýpranmayla Jiji kendini daha bezgin, daha kötü hissediyor ve kendini býrakýyor. Sonra, Jiji bu karabasandan yine kendi çabasýyla kurtuluyor. Yeniden sahnelere dönmek için çaba sarf ederken kendini bu oyunun provalarýnda buluyor.

SDK – Jiji sahneye çýkýnca ciddi bir “akýl tutulmasý” yaþýyoruz. Aklýmýz dumura uðruyor. O kocaman el kol hareketlerine, Jiji’nin bütün dünyayý kucaklamak isteyen tavrýna takýlý kalýyoruz. Jiji neden sanki binlerce kiþiye oynuyormuþ gibi yapýyor? Jiji karakterini çýkartýrken oyunun metnine bakarak nasýl bir yol izlediniz?
Tilbe Saran – Jiji sahnede olmadýðý o altý yýlýn acýsýný çýkarýyor. Altý yýllýk açlýðýn getirdiði bir enerjiyle sahneye giriyor. Bu iþten beslenen ve bu kurgu dünyasýnda yaþayarak mutlu olan insanlar gerçek dünyada uzun süreli kalýpta kaçacak yer bulamayýnca çok sýkýntýlý oluyor. Jiji de bir an önce bu masal dünyasýna geri dönmek istiyor. Jiji Ortega sahne üzerinde var oluyor. Jiji kendini sahnede var ediyor. Sahne yoksa, Jiji de yok. Jiji için sahne çok önemli bir yer. Nefes alýp verdiði bir yer ve sahnelerden uzak kalmak için altý yýl çok çok uzun bir zaman. Sahnede olmadýðý o altý yýlýn hepsini birden oynuyor. Sahne, tiyatro oyuncularý için böyle bir þey. Bu oyunun yazarý bir oyuncu. Josiane Balasko. O yüzden bu dünyayý bu kadar iyi biliyor. Çoðu zaman kendi yazdýðý oyunlarý kendisi oynamýþ bir kadýn hatta filmlerini de kendisi yapmýþ bir kadýn. Politik olarak kadýn hareketlerinde, ülkesinin sorunlarýna sahip çýkma konusunda da kararlý ve Fransa’da Paris’te yaþayan göçmen bir kadýn. Hala çalýþan bir yazar. Çok iyi tanýdýðý ve aslýnda çok sevdiði bu dünyanýn hem olumlu hem de olumsuz taraflarýný kimsenin canýný yakmadan çok esprili bir dille yansýtan bir yazar. O kadar esprili bir dil kullanmýþ ki, provalarda hiç bu kadar çok eðlendiðimi hatýrlamýyorum. Bizi o kadar iyi tanýyan, zaaflarýmýzý, mutlu olduðumuz zaman ne yaptýðýmýzý, mutsuz olduðumuz zaman nasýl davrandýðýmýzý o kadar iyi biliyor ki ve bunlarý o kadar komik bir biçimde yakalayýp sunabilmiþ ki daha fazla ayrýntý yazmasýna zaten gerek yoktu.

SDK –Oyunun ritmi çok yüksek. Son derece akýcý. Hiç durmuyor. Bir an sahnede dört kiþilik bir tenis maçý izlediðim kanýsýna kapýldým. Gözlerim dördünüz arasýndaki paslaþmaya takýlý kaldý. Cayýr cayýr bir enerjiyle oynanan bir oyun diyebilir miyiz?
Tilbe Saran – Bu tamamen yazarýn olaðanüstü baþarýsý, becerisi. Bu oyunun metninden kaynaklanan bir durum. O metni bir kez öðrendiðiniz zaman oyun kendi ritmini öðretiyor. Onun dýþýnda oynamanýza imkan yok. Oyun olmaz o zaman. Bu oyun baþka türlü oynanamaz. Evet, bu can havliyle oynanan bir oyun diyebiliriz.

SDK – Bu arada bir oyunun nasýl sahneye konduðunu adým adým izliyoruz. Deðil mi?
Tilbe Saran – Oyun birbirini çok sevmiþ ve çok kýrmýþ ve çok önemli ortaklýklar yaþamýþ iki insanýn yýllar sonra yeniden bir araya geldiði tiyatro oyununun provalarý. Bu iki oyuncu hem kendi hesaplaþmalarýný yaþýyorlar. Bu hesaplaþmalarý yaþarken yaþadýklarý süreç canlandýrdýklarý karaktere sýzýyor. Aynen bize de öyle olur. Selçuk ile kavga etmiþsem, Bekir ile bir konuya sýkýlmýþsam mutlaka beni etkileyecektir. Ya da seyirciden istediðimiz ýþýðý alamýyorsak ayný þekilde bizi etkiler. Gündelik hayatta, nasýl evde fasulye ayýklarken canýnýz sýkýldýðýnda fasulye ayýklayýþýnýz deðiþirse ya da tam tersi mutlu ve keyifli olduðunuz zaman gene fasulye ayýklayýþýnýz nasýl deðiþirse oyuncular da öyle. Çünkü biz canlýyýz. Bize deðen ýsý, soðuk, aþk ve nefreti olduðu gibi, aldýðýmýz gibi veriyoruz, yansýtýyoruz. Oyunun içindeki karakterlerin canlandýrdýðý ikincil rol kiþilikleri de o sahneden bizim etkilendiðimiz gibi etkileniyorlar. Çünkü bunlar tiyatronun ana elementidir. Burada da o süreci, adým adým gösteriyor. Nasýl bir araya geliyorlar, metni nasýl okuyorlar, nasýl yorumluyorlar, karakterleri birbirlerinden nasýl farklý düþünüyorlar. Aynen tiyatroda da böyle olur. Ben derim ki “iþte burada kadýn doðru yapýyor, adam yanlýþ yapýyor” hakikaten de oyunda gösterdiðimiz gibi olur, kavga çýkar. Yönetmen der ki “ne alakasý var, bu böyle olacak”. Bir öneri getirirsiniz yönetmen o öneriyi çok beðenir, öbür oyuncu hiç beðenmez. Gerçekten, oyun bir tiyatro oyununun hazýrlanýþ sürecini belirli aralýklarla gösteriyor.

SDK – Hugo oyunun okuma provalarýnda “bu çeviri iyi bir çeviri deðil” diyor.
Tilbe Saran - Biz de bu süreci bu oyunu çýkarýrken aynen yaþadýk. Çeviri bir daha gözden geçirildi. Oyuncular o yazarýn yazmýþ olduðu laflarý her zamana týpký kendi sözcükleri gibi benimseyemezler. Maykýl Çehov’un çok güzel bir lafý vardýr. Ben çok severim. “Ben Hamlet’in acýsýný deðil, kendi acýmý oynuyorum” der. Oyuncular öyledir. Kendi acýlarýný, kendi keyiflerini aktarýrlar. O zaman sahne üstünde var olurlar, sahici, gerçek olurlar. Oyunda Jiji ve Hugo samimiyetle kendi duygularýný oyundaki ikincil karakterlere aktarmaya çalýyorlar ama bunu yaparken arada geçen zamanda yaþanmamýþlar, biriktirmiþ olduklarý, birbirlerine söylemek isteyip de söyleyemedikleri içlerinde patladýðý için onlar rollere yansýyor . O rol çalýþmalarý sýrasýndaki iliþkilere yansýyor.

SDK - Oyunun metnini nasýl buldunuz?
Tilbe Saran – Oyunun metnini ben buldum. Yýllar önce, Iþýl Kasapoðlu ile birlikte biz bu oyunu oynamak istedik. O zaman, Aksanat’ta beraber çalýþýyorduk. Aksanat ödenekli bir tiyatroydu. Akbank’ýn tamamen sponsorluðunda olan bir tiyatroydu. Ýþte bu oyun oradaki sahneye uyar mý, uymaz mý, doðru bir seçim midir diye düþündük. Çünkü Aksanat’ýn amacý yerli ya da yabancý yazar olsun Türkiye’de hiç oynanamamýþ metinleri bulmak ve ilk sergilemeyi yapmaktý. O vesileyle çok oyun bulup, okuyorduk. Hangi oyun olur, hangisi olamaz diye bakýyorduk. Sahne olanaklarý çok kýsýtlý bir salondu orasý. Daha sonra araya çok farklý öncelikler girdi. Bu oyun böylece uykuda bekledi. Aradan yýllar geçti. Sonra, bu oyunun bir telif problemi oldu. Telifini bir türlü alamadýk. Sonunda oyunu oynamak AYSA’ya ve bu ekibe nasip oldu. Hugo Marsiyal karakteri için hep Selçuk Yöntem düþünüldü. Döndük dolaþtýk, ayný ekibimizi kurduk. Bu ekibin çok iyi bir seçim olduðunu düþünüyorum.

SDK – Son olarak, bir “rol kesme” meselesi var ki beni bitirdi. Jiji ve Hugo, Mona ve Anthony karakterlerinin tam anlamýyla “cýlkýný çýkarýyorlar”. Bu kadar acayip, abartýlý bir oyunculuk olabilir mi? Gülmekten katýldýðýmýz o sahneler adeta bir oyuncu nasýl “oynanamamalý” mesajýný da veriyor gibiydi.
Tilbe Saran – Tabii bu günlerde böyle abartýlý bir oyun oynama anlayýþý yok. Bugünkü gözle baktýðým zaman Jiji’nin ve Hugo’nun oyunculuklarýný çok eleþtiririm. Ama onlar farklý bir dönemin, farklý bir anlayýþýn, farklý bir yapýnýn oyuncularý. Vodvil Tiyatrosunun, Bulvar Tiyatrosunun oyuncularý. Her ikisi de baþka oyunlarda oynamýþlar, baþarýlar kazanmýþlar, bir çok ortak baþarýya imza atmýþlar. Bugünün ticari tiyatro dediðimiz bulvar, komedi türünde iki usta ismi olmuþlar. Onlarýn oyunculuk tarzýna hiç eleþtiri yapmýyoruz. Tam tersi onlarý çok sevdik ve onlar gibi çok abartýlý bir rol anlayýþýyla oynamaya çalýþýyoruz. Burada Ýzmir’de müthiþ genç, tutkulu bir seyirciyle beraber olduðumuz için onlarýn enerjisiyle oyun tavan yaptý. Bu oyunda tiyatro dediðimiz masalsý dünyanýn arka kapýsýný açtýk sizleri davet ediyoruz..Oyuncularýn çok sahici olduklarý, bütün korkularýný, endiþelerini, keyiflerini olanca büyüklüðü ile yaþadýklarý bir aný seyirciye ortak ediyoruz.

Tilbe Saran ile söyleþimizi henüz bitirmiþtik ki yollarýmýz Bekir Aksoy ile kesiþti. “Koca Bir Aþk Çýðlýðý” oyununun olmazsa olmaz yönetmeni þirin Leon ile. Tatlý gülüþü, sorunlarý çözme konusundaki dahiyane yöntemleri ile bizi kendimizden geçiren Leon’la iki çift laf etmeden olmazdý.

SDK – Çok sevimli bir eþcinsel karakter çýkmýþ ortaya. Neden eþcinsel bir yönetmen düþündünüz?
Bekir Aksoy – Aslýnda orijinal metne baktýðýmýzda eþcinsel olup olmadýðýný bilmiyoruz. Duyarlý, duygusal bir karakter. Dünyaya bir “gay” olarak bakýyor. Leon’un eþcinsel olabileceðine dair ipuçlarýný sadece Daniel’in oyunun içindeki birkaç cümlesinde buluyoruz. Ben Leon’un daha duygusal, daha sinirli halini aldým. Zaman zaman gördüðümüz o ani çýkýþlarýný bu duygusallýðý nedeniyle yapýyor. Yurt dýþýnda oynandýðýnda böyle çok renkli bir karakter deðil. Gayet normal bir kiþi olarak yorumlanmýþ. Mizansenleri, duygusal iniþ çýkýþlarýndan yola çýkarak komik olan bir karakteri iyice komik hale getirmek için böyle yorumladým.

SDK – Leon sahnede hareketliliði ile göz kamaþtýrýyor. Aniden iki defa yumuþak düþüþ yapýyor ve ardýndan bir kahkaha seline neden oluyor. Bu þahane kalp krizi geçirme konusunu biraz açabilir miyiz?
Bekir Aksoy - Aslýnda bunlar da oyunda olmayan ayrýntýlar. Ben Leon’un o duygusal anlarýnda daha büyük patlamalarý olan bir adam olarak düþündüm. Oyunda þöyle bir durum var. Oyunda yönetmeni kimse iplemiyor. Ýki star ile uyanýk ve üçkaðýtçý bir menajer var. Ama Leon yönetmen olarak varla yok arasýnda. Onu yönetmen olarak çok da ciddiye almýyorlar. Leon da devamlý “Beni niye ciddiye almýyorlar? Ben neyim burada” diye soruyor. Bunu düþünürken o iniþ çýkýþlarýný daha duygusal bir hale getirerek almaya çalýþtým. O düþmeler kalkmalar seyircilerin kafasýnda “gerçekten adamýn hiçbir þeyden haberi yok” düþüncesini yaratýyor. “Kimse bu adama bir þey anlatmýyor mu?” düþüncesi oluþuyor. Oyunun bir yerinde Jiji “týpký bir Brecht oyunu gibi olur” deyince Leon “Yine beni unuttunuz” der. Bu cümlede oyuna sonradan eklendi. Devamlý göz ardý edilen bir yönetmen var ortada. Bu olaylarýn ortaya çýkardýðý komik bir durum.

SDK – Oyunun hýzlý temposu içindeki bu duygu yoðunluðuna baðlý patlamalarýn yaný sýra unutulmaz repliklerle birlikte çok renkli ses deðiþimleri de var. Bir sopranonun yedi nota üzerinde dolaþmasý gibi. Bu bir oktav boyunca ses taramasý gibi oluyor. Biraz bu konudan bahsedebilir miyiz?
Bekir Aksoy – Yönetmen Leon oyunun bir yerinde Jiji’ye (Tilbe Saran) þöyle der. “Baþtan beri konuþmuþtuk, herkes elinden geleni yapacak. Bunu ilk söyleyen sendin Jiji. Öyleyse sözünü tut.Tut, tut, tut, tuuuuuuuut. Tut!” der. Buradaki cümle içindeki son sözcük olan “tut” sözcüðü, çok kýsa ve sert vurgularla tekrarlanýr. Daha sonra bir soprano gibi çok ince bir sese doðru geçiyor ve sonra çok kalýn ve pes bir ses ile keskin bir “tut” sözüyle tamamlanýyor. Ben oyuncunun biraz enstrüman gibi olmasý gerektiðini düþünüyorum. O nedenle, oyuncu o enstrümaný ne kadar açarsa, oyunda yarattýðý karakterde o kadar samimi oluyor. Vücudu bir müzik aleti sesi de onun týnýsý gibi düþünmek lazým. Bunlar metinde olan þeyler deðil. Sonradan metin ortaya çýktýkça oyuncunun yaptýðý buluþlar. Bu iniþ çýkýþlar oyunu renklendiren detaylar oluyor.

SDK – Leon’un bu kadar sahici olmasýyla birlikte sevilmesinin nedeninin oluþturulan “oyun diliyle” ilgisi olabilir mi?
Bekir Aksoy – Aslýnda her rolün bir vücut dili var. Þimdi ben Leon gibi bir adam olsaydým bu bir baþarý olmazdý. Leon gibi bir adam olmadýðým için o farklý bir karakter halinde çýkabiliyor ortaya. Oysa vücut dili rol için çok büyük önemi var. Oyuncu da bunu üzerine yerleþtirip giydiði zaman siz orada Leon diye bir karakteri izliyorsunuz. Bekir’i izlemiyorsunuz.

SDK - Leon her yerde unutulmaktan muzdarip. Afiþte adý yok, röportaj yapýlýr adý geçmez. Ne olacak bu Leon’un hali?
Bekir Aksoy – Dünyada bir “yýldýz tiyatrosu”, “yýldýz sinemasý” varsa yönetmeni çok umursamazsýnýz. Dünyada Brad Pitt oynuyorsa Brad Pitt önemlidir. Robert de Niro oynuyorsa Robert de Niro önemlidir. Martin Scorsece gibi çok büyük bir yönetmen olacak ki karþýlýklý ismi anýlsýn. Bizim oyun “yýldýz oyuncularýn” ön plana çýktýðý bir oyun. Bizim oyunumuzun içinde Jiji Ortega ve Hugo Marsiyal zamanýn “yýldýz oyuncularý” yönetmen kimsenin umurunda deðil. Varmýþ yokmuþ önemli deðil. O yüzden Leon hep bunun kompleksi içinde yaþýyor. Mesela Daniel oyunun bir yerinde “baþardým” deyince Leon “Pardon?” diye bir çýkýþ yapar. Bu detaylar sonradan oyuna benim eklediðim þeyler oldu.

SDK – Burada kahkahalarýn ardýna gizlenen ciddi bir sistem eleþtirisi var diye düþünüyorum. Hiç kimseye hissettirmeden hafiften yönetmen, oyuncu ve tiyatro dünyasýný eleþtirirken onlarýn tanýmlarýna da bir göz atýyor sanki.
Bekir Aksoy – Burada iþin kaymaðýný hep vitrinde olan insanlar yer ya da kötüyse zararýný yine vitrinde olan insanlar görür. Bir oyun kötüyse yönetmenin çok etkisi vardýr.Ýyiyse de yönetmen alkýþlanýr. Sistem “yýldýz sanatçýya” yönelik çalýþýr.

SDK – Leon kriz anlarýnda çözüm üretme makinesi gibi çalýþýyor. Hugo’yu kalbinin üzerinden öpüyor, Jiji’nin kýçýný ýsýrýyor. Nabza göre þerbet veriyor. Bütün bunlarýn arasýnda Leon bir yandan da bir yönetmenin profilini de çýkarýyor. Öyle deðil mi?
Bekir Aksoy – Leon karakterini ele geçirdiðiniz anda bunlar doðaçlama bir þekilde kendiliðinden ortaya çýkýyor. Hugo’yu kalbinden öpmesi, bu arada onlara gaz verir tarzda davranmasý, oyun tam kopacakken “Mükemmeldiniz. Harikaydýnýz. Baþka oyuncular olsaydý bir ay uðraþýrdýk” filan demesiyle Hugo ve Jiji’ye verdiði ara gazýyla iþi götürüyor. Oyunculara kendilerini iyi hissettiriyor ama arkalarýndan da konuþmadýðýný býrakmýyor. “Vazgeçsek. Býrakalým. Jiji zaten sarhoþ. Ötekisi manyak. Bunlarý býrakalým. Vazgeçelim. Baþka oyuncular bulalým” diyor. Onlar da diyor ki “Bu yönetmen çok kötü. Baþka yönetmenle çalýþsak” diyor. Aslýnda bütün bunlar bizim piyasanýn sektörün dýþa vurumu. Zaten oyunun yazarý tiyatronun sahibi olan bir kadýn. Bize yakýn þeyleri yazmýþ. Dünyadaki oyunculuk ve yönetmenlik neyse iþin mutfaðýný veriyor.

SDK – Yönetmen çalýþma stili çok hoþ. Kýzýþan oyuncularýn üzerine su dökmesi, Hugo’ya biraz yayarak oyna deyince Hugo’nun gerdan kýrmaya baþlamasý, Jiji’ye çömelerek oyna direktifini vermesi…
Bekir Aksoy – Bütün bunlar, oyun içinde karþýdaki oyuncularýn Jiji (Tilbe Saran) ve Hugo (Selçuk Yöntem) ve Daniel (Ömer Akgüllü ) yaptýklarý hareketlerin üzerinden bulduðum detaylar. Bu oyuncunun kendi insiyatifini kullanarak ortaya çýkardýðý ince ayrýntýlar. Oyuncularýn üzerine su dökmek, Hugo’yu göðsünün üzerinden öpmesi gibi ayrýntýlarý düþündüðümüzde oyuncu kendi dersini çalýþmazsa ortaya çýkabilecek þeyler deðil bunlar. Yönetmenin yönlendirmesiyle bulunacak þeyler farklýdýr. Bunlar ise oyuncunun kendisinin bulduðu ince farklýlýklar. Oyuncu aramaz, araþtýrmazsa bir karakteri sahici bir biçimde ortaya çýkarabilmesi çok zor olur.

SDK – Hýzý, ritmi yüksek bir oyunda dörtlü bir ekip olarak oyunun ritmini yakalamak zor olmalý diye düþünüyorum.
Bekir Aksoy – Komedinin salt gerçeði tempodur. Komedinin içindeki tempoyu yakalamazsanýz seyir için çok kötü bir hale gelir. Dram daha yumuþaktýr, daha aðýr bir temposu vardýr. Bu oyundaki oyuncular Tilbe Saran ve Selçuk Yöntem ile birlikte daha önce baþka bir oyunda daha birlikte çalýþmýþtýk. Ömer bize daha sonra dahil oldu. Hep birlikte çok iyi bir uyum yakaladýk.

Tiyatronun mutfaðýný konu eden bir oyundan bahsederken, sahne arkasýnda çalýþan ve vitrinde sadece yaptýklarý iþlerle var olanlarý unutmamak lazým. Yönetmenliðini Iþýl Kasapoðlu’nun yaptýðý “Koca Bir Aþk Çýðlýðý” Türkçe’ye Zeynep Avcý tarafýndan kazandýrýlmýþ. Müzik Joel Simon’a ait. Sahne ve kostüm tasarýmýnda Hakan Dündar imzasý var. Tiyatronun olmazsa olmazý ýþýk tasarýmý ise Cem Yýlmazer’e ait. Ve yapým AYSA Prodüksiyon.

Unutulmaz Jiji karakterini yüreklere kazýyan Tilbe Saran, gerçek bir yýldýz kumaþýna sahip. Tanrý vergisi yýldýz kumaþýný, her gün güneþin doðudan yükselmesi kadar doðal bir biçimde her oyunda yeniden biçiyor, kesiyor ve kendine emsalsiz bir elbise yaratýyor. Her karakter elbisesiyle birlikte yüreklerdeki yerini bir tanrýça misali saðlamlaþtýrýyor.

Karizmatik rollerin dayanýlmaz oyuncusu Hugo Marsiyal rolünde Selçuk Yöntem rolünün hakkýný veriyor. Vücut dilini mükemmel kullanýþý, bir bakýþ, bir jestle seyircideki istediði reaksiyonu yakalayabilme becerisiyle özel sanatçýlarýn baþýnda geliyor.

Geçirdiði þahane kalp krizleriyle bizi yüreðimizden yakalayan unutulmaz bulvar oyunlarýnýn yönetmeni Leon rolündeki Bekir Aksoy eþcinsel yönetmen tiplemesiyle gerçekten baþarýlý. Ýnce ayar yakaladýðý eþcinselliðin dozunu iyi koruduðu için ortaya iyi bir karakter çýkarmýþ.

Ve üç kaðýtçý, uyanýk menajer Daniel rolünde Ömer Akgüllü. Rolünün hakkýný veriyor. Sevimli bir üç kaðýtçý menajer rolünde gayet iyi.

Son söz yine izleyicinin. Oyunun bitiminde iki yaþlý bayan bir diðerini dürterek þöyle dedi.
“Ay, bu oyun bana çok iyi geldi þekerim. Ýyi ki gelmiþiz.” Diðeri yanýtladý. “Aklýmý çelip beni buraya getirdiðin için sana çok teþekkür ederim” Dünya þekeri iki tonton bayandan alýn size bir oyun eleþtirisi. Üstelik sayfalar dolusu yazýya bedel.

Dünya tatlýsý bu ton ton bayanlara katýlmamak elde deðil. Doðru söze ne denir. “Ýyi ki gelmiþim.”

     









Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
'Kafkas Tebeþir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''
Uluslarararasý Ýzmir Festivali 20. Yaþýný Kutluyor.
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düþlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasýný Taþýyan Onurlu Bir Sanatçý : Rengim Gökmen
Ýlhan Berk"in Þiirleri ve Sait Faik"in Öykülerini Gravürde Eriten Adam: Fatih Mika
Commedia Dell"arte Ýþliði : Michele Guaraldo, Simone Campa ve Korsanlar
Cemal Süreya"dan "Üstü Kalsýn" : Hakan Gerçek
Aðýr Abla Cecilia"nýn Müridinden Faydalý Hayat Dersleri : Ayhan Sicimoðlu
Romanya Ulusal Tiyatrosundan Bir Baþ Yapýt : Fýrtýna
Shakepeare"den Verdi"ye : Falstaff Operasý

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Varmýþ Hiç Yokmuþ
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Þensoy
Ermiþler Ya da Günahkarlar, Ýyilik Ya da Kötülüðün Dayanýlmaz Lezzeti…
Sineklidað"ýn Efsanesi : Keþanlý Ali"nin Ýbretlik Öyküsü
Sahibinden Az Kullanýlmýþ "Ýkinci El" Stratejiler
Tek Kiþilik Oyunlarýn Efsane Ýsmi : Müþfik Kenter
Yaðmur Yaðýyor, Seller Akýyor, Kral Übü Camdan Bakýyor
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüðü Ýlkesi'
Tanrýlarýn Takýlarý
Ruhi Su"nun Ýzinde : Köy Enstitüleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.