..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýyi bir aþk mektubu yazmak için, neler yazacaðýný bilmeden oturman, kalktýðýnda da ne yazdýðýný bilmemen gerekir. -Rouesseua
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




17 Nisan 2010
Baðgurt  
Mehmet Önder
"Baðýmsýz" ne demek? Baðýný baðgurtlarýna yidirmiyle, baðý galmamýþ, demek...


:AEAJ:
      BAÐGURT


      Yüzü bugüne kadar hiç bu denli mutsuz, bu denli asýk görülmemiþti Mestan amcanýn. O sürekli tebessüm yok olmuþ, yüz asýlmýþ, dudaklar bükülmüþ, buðday ten morarmýþ, hatta kararmaya yüz tutmuþtu. Kötü haberi en önce o almýþtý; hiç kimsede bulunmayan gür sesli pilipis radyosundan... Radyosunun sesi köy kahvesindeki televizyondan bile gür, üstelik anlatýmý tane taneydi. O gün haberler çiftçinin baþýna gelecek felaketten bahsediyordu.

      Mestan amca bu halde kahveye geldi. Tek dileði radyodan dinlediði haberin yanlýþ olmasý ya da kendisinin yanlýþ anlamýþ olmasýydý. Haberin aslý baþka bir þey olsun, güzel bir þey olsun, istiyordu. Baðlara bir tür kurt dadandýðý, bundan sonra çiftçinin yaþamýnýn zor geçeceði, hatta bu da hafif kalýr, yaþamýnýn zehir olacaðý haberi yalan olsun, yanlýþ olsun, istiyordu. Tabi bu durumda devletin, baðgurt zararlýsý ile mücadele için yüklü para toplayacaðý haberi de asýlsýz olmuþ olacaktý.

      Bu düþüncelerle erkenden kahveye geldi; Antepli Musa ustadan alýnan Telefunken televizyonun karþýsýna kuruldu, beklemeye baþladý. Bu arada Musa ustanýn çýraðý Cüneyt ayný köydendi. Her þeyden deðerli köyün tek televizyonunu o açar o kapardý. Televizyonda, yükselticide bir arýza olacak diye ödü kopardý köylünün. Tozunu bile almazlardý; arýzalanýr diye. Yalnýzca Cüneyt’in dokunmasýna izin vardý. Cüneyt’le televizyonu o denli bütünleþtirmiþlerdi ki, bir an yayýn kesilmesin, hep bir aðýzdan baðýrýrlardý: “Cüneeeyt kurcala þunu!” Hatta milli maçlarda yenen gölleri bile ondan bilirler “Ne oluyoz Cüneyt!” diye hesap sorarlardý. Bereket versin Mestan amca akýllý adam; ayaða kalkar “Sus ülen! Onna domuz etinnen besleniyo, bizimknleen yidiði ilahna haþýllýmasý, turpotu gaynatmasý; ogudar olacak” diye baðýrýr, Cüneyt’i kurtarýrdý.



      O gün Cüneyt‘i yine televizyonun yanýna oturttular.

     Ajans baþladý:

      - Sayýn seyirciler, Bað - Kur’a üyelik resen teþekkül edecek. Primini ödemeyenlerden icra marifetiyle tahsilat yapýlacaktýr.

      Mestan amcanýn da evden morarmýþ, hatta kararmýþ gelen yüzü o an daha da kararmýþ, umutsuzluðu, mutsuzluðu daha da artmýþtý. “Yok” dedi, “Kurda zararlýya bir çare bulamamýþlar. Çare yok.” Sonra Cüney’e döndü:

- Kapat oðlum þu cenabeti. Datlý haber yok, yanýþýmýzýn haberini veriyor hala.
          
     Televizyon kapatýlýp Mestan amca da susunca bir an sessizlik oldu; ama hemen ardýndan da bir gürültü koptu. Televizyonun kapatýlmasý herkesi kýzdýrmýþtý, her kafadan bir ses çýkýyordu: “Ne kapattýn Cüneyt!”, “Neye sýkdýn garýnýn nünüðünü!”, “Neye söndürdün makineyi!”, “Gadeþim ne deye burdun kutuyu!”, “ Filim baþleycadý üle!”
Ardýndan Mestan amcanýn gür sesi duyuldu:

- Kesin bakem gürültüyü! Baþýmýzý geleni duymadýnýz mý? Gursaðýmýza gircek lokma sayýya girdi. Felaket kapýda . Siz neler yapýyosunuz?

     
      Kahvedekiler “Ne oldu Mestan emmi ne felaketi?” diye sormaya baþladýlar.     

      Mestan amca “Ahh ah biz yanmýþýz” der gibi baþýný saða sola salladý:

- Çocukla dinleyin: Baðlara bi gurt dadanmýþ ki, demen gitsin. Çaresiz baðla eriyip, çürüyüp çok olcak. Çiftçi bitti. Hastalýk Bayýndýr’dan Durbalý’ya, Tiri’den Ödemiþ ‘e, ordan ta Keles’e gadar yayýlmýþ. Memlikat yangýn yeri!.

      Haber bu denli önemli olunca kahvedekilerde bir kýpýrdanma oldu; herkes yönünü Mestan Amca’ya döndü. Uzakta oturanlar sandalyelerini sürüye sürüye haberi daha iyi duyabilecekleri bir yere kadar getirdiler. Kimi arkalýðýna yaslandý, kimileri de sandalyeye ters oturup, arkalýðýna ellerini üst üste koydu, üstüne de yanaklarýný yapýþtýrýp pusuya yatar gibi dinlemeye koyuldu. Ayaktakilerden toz toprak demeyip yere baðdaþ kuranlar oldu.

      Mestan amca çevresini saran meraklýlarý uzun uzun süzdü. Önemsesinler diye biraz da abartarak anlatmaya baþladý:

      - Siz nerde yaþýyosunuz. Okumam yazmam yoktur; emme radyodan televizyondan her bilgiyi alýr, öðrenirim. Siz gaste bile okur, okuduðunuzu anlýmazsýnýz.

Biri çok merak etmiþ olacak, ayaða kalktý:

- De gari emmi, ne oluyo ne bitiyo? Bir de san anlat o zaman; biz anlamazsak gine anlamayalým.

      Mestan amca baktý söz dinleyecekler, baþladý:

- Hah, durun bakeyim þöyle annacýmda. Çocukla, arkýdeþla, derdimiz böyük. Ürüne, baða bahçeye yeni bi tür gurt dadanmýþ. Baðlarýn kökünü, dalýný yapraðýný, üzümleri yiyip bitireceði söylenmekte. Uzak memleketlede insaný, yiyecek ekmeðe muhtaç etmiþ. Zeytine, buðdaya da dadanýrmýþ. Bu yýl da bizi periþan etcek.

     “Eee dayý?“ dedi, yine içlerinden biri, “Nasýl öderiz kredileri, borçlarý. Ne yer ne içeriz?”

     Oysa Mestan amca daha derliydi. Kötü haberin katmerlisi de arkadan geliyordu:

- Borcu, krediyi ödeyelim ödeyebilirsek de, dert bununla da bitmeyo. Asýl dert Baðgurt borcu. Devlet bu gurdun verdiði zararlar için para toplucak . Adý da pirim mi dirim mi, öylü biþey, herkese zorunluluk var.

Dinleyenler arasýnda bir gürültü, bir homurtu koptu yine. Sandalyeye düz oturanlar uyuþan kýçlarýný bir saða bir sola yatýrýp rahatlattýlar. Ayaktakiler aðýrlýk verdikleri ayaklarýný, diz çökenler dizlerini, sandalyeye ters oturanlar yanaklarýný deðiþtirip rahatlayýnca uðultu biçiminde bir “Yaaaa!” sesi duyuldu.

Mestan amca devam etti. “Borç rezen yazýlcak, ödümeyenlere haciz memuru gitcek!”

Kalabalýktan bu kez “Abooovvv!” diye bir ses duyuldu. “Abov ya” dedi, Mestan amca . “Ýþte anladýðýnýz gibi. Hani mecburdu, zorunluydu výz geldi týrýs gitti de, bu “Rezen” lafý beni korkuttu. Üþüdüm, ne yalan söyliyem.”

Herkeste bir panik, bir tedirginlik oluþtu. Bu kez de cesurca görünen biri söz aldý :

- Mýstan efe, dedi; bu baðgurt nasýl cenabet bi gurtsa çaresi vadýr elbet. Sonuna gadar savaþýrýz. Biz hazýrýz.

Ama Mestan amca umutsuzdu:

- Ah yeðenim, heç bi ilaç heç bi zehir kar etmezmiþ. Yer bitirir, dýmdýzlak býrakýmýþ, ovularý, gýrlarý, daðlarý.

      ...


O ana kadar hiç söze karýþmayan, yalnýzca ne olup bittiðini anlamaya çalýþan Kahraman söze karýþtý:

- Amca, dedi, o Baðgurt dediðin, sandýðýn gibi kurt deðil. O bir sosyal güvenlik kuruluþudur. Ödeyeceðiniz primler ilerde yaþamýnýzýn güvencesi olacak.

Kahraman’ýn sözleri hiç mi hiç tatmin etmedi Mestan Amcayý:

- Sen, dedi. Sosyal mi demiþtin. O lafý bi daha et bakem.

“Sosyal güvenlik”, dedi Kahraman.

Aradýðý pasý almýþ, zayýf noktayý yakalamýþtý kendince Mestan amca. Zaten çok bilmiþ gözüyle baktýðý, zýddýna giden Kahraman’a karþý saldýrýya geçebilirdi. Artýk onu mat etmek, anasýnýn ak sütü gibi helaldi.
     
- Ha iþte, dedi. Sosyal, yani sosyalizm. O ne biliyor musunuz çocuklar derken çevresindekilere baktý: “Biliriz”, “Bilmeyiz”, “Ne ki?” yanýtlarý gibi yanýtlar duyuldu.


Mestan amca baþýný bilmiþ bilmiþ salladý:
- Susun, dinleyin; iþte bu koninizimdir. En baþtan anladým. Biliyom, bu gurdu yokardan gönderiyolar, guzeyden. Düþünün bi yol. Adý bile sosyalizm. Önce gurtla baðlarý gurutacak, aç býrakacak, ondan sonra gelsin sosyal mosyal kominizm. Belli deðil miydi çocuklar; arpanýn buðdayýn kuzeyden kuzeyden kurumasýndan belli deðil miydi? Elhamdülillah foyalarý ortaya çýktý.

Kahraman yine savunmaya çalýþýyordu sosyal güvenlik kuruluþunu:

- Bak amca, bu kurt filan deðil, bir kurumdur. “Baðýmsýz çalýþanlar sosyal güvenlik kurumu.”

Mestan amca bunu da duyunca iyice güçlendi:

- Tabi, ayný benim dediðim. “Baðýmsýz” ne demek? Baðýný Baðgutlarýna yidirmiþle, baðý galmamýþ, demek. Yetiþin gardeþler, gayri benim baðým yok. Ben aç kaldým. Baðýmý, bostanýmý koministler yidi bitirdi demek. Üstüne bi de pirim borcu ödeyecez. Malýn mülkün tapusunu da öyle alacaklar. Doðru mu Kahraman efendi?

Artýk hiç bir yanýt gelmiyordu.
     
Sonunda herkes Mestan amca’ya hak verdi. Doðru söze ne denirdi. Sandalyeye düz oturanlar, ayakta duranlar, yere diz çökenler, baðdaþ kuranlar, sandalyeye ters oturanlar hep birlikte aþaðýlayýcý gözlerle baktýlar Kahramanýn yüzüne. Usulca “Brejnev’in iti ipini gýrmýþ , oooþþt..” diye fýsýldayan bile oldu.
      ...

O yýl baðlarda hiç kuruma olmadý. Zeytinlerde, armutlarda da olmadý. Pamukta ürün bol, fiyat yüksekti.

Ancak hiç kimse baðgurt denen þeyin zararlý bir kurt deðil, yararlý bir sosyal güvenlik kuruluþu olduðuna inandýrýlamadý.

     



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.