..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İste, sana verilecektir; Ara, bulacaksındır; Çal ve kapı sana açılacaktır -İncil
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > Kâmuran Esen




11 Eylül 2001
Kuralları Bozmaktaki Ustalığımız  
Bu özelliğimizi nasıl kazanırız, nasıl geliştiririz, hiç anlayabilmiş değilim. Sanki bir kalıtım gib

Kâmuran Esen


“Kurallar bozmak için vardır.” diyerek alaya alır, işin ciddiyetinden ne kadar uzak olduğumuzu gösteririz. Kurallara uymak, sanki başkasının görevidir. O kurallar bizim dışımızdakiler için geçerlidir.


:BBEC:
İnsanlar çok farklı özelliklerde ve görünüşlerde yaratılmışlardır. Birinin fiziği diğerine, onun karakteri şununkine benzemez. Her insan başlıbaşına bir değerdir. Kimi esmer,kim sarışın,kimi zayıf,kimi şişmandır. Bazısı sakin yaratılmış, bazısı sinirli, bazısı neşelidir. Her biri bir diğerinden farklıdır.

Ancak,çoğumuzun sahip olduğumuz bir özelliğimiz var ki, bu özelliğimiz hiç övünülecek gibi değil. Bu özelliğimizi nasıl kazanırız,nasıl geliştiririz,hiç anlayabilmiş değilim. Sanki bir kalıtım gibi,aile bireylerinden birbirine;bulaşıcı hastalık gibi sosyal ilişkide bulunduğumuz kişilerden bize geçer. Bu özelliğimiz nedir,biliyor musunuz?Yapılanları bozmakta,toplum düzenini sağlamak için konulmuş kuralları bozmaktaki ustalığımızdır. Hatta bu kötü alışkanlığımızı, bir duvar yazısındaki gibi, “Kurallar bozmak için vardır.” diyerek alaya alır, işin ciddiyetinden ne kadar uzak olduğumuzu gösteririz. Kurallara uymak, sanki başkasının görevidir. O kurallar bizim dışımızdakiler için geçerlidir.

Bakın bu konuda size ne örnekler vereceğim. Eminim bana hak vereceksiniz. Veya vermeyebiliriniz de. Düşüncem sadece bana aittir. Düşünceme katılıp katılmamakta tamamen serbestsiniz. Gelelim örneklere:Kapalı mekanlarda “Lütfen sigara içmeyiniz.” yazısını görmezden geliriz. “Canım,ben sigarayı yaktıktan sonra gördüm o yazıyı.” diye espri yaparız bir de. Veya, “Herkes içiyor nasıl olsa. Bir de ben içsem ne olacak?” mazeretine sığınırız. “Başkalarının yaptığı yanlışı bir de bizim yapmamız, hiçbir şeyi değiştirmez.” yanlışına düşeriz. “Kabuklu yemiş yemeyiniz” yazısını görmezden gelir,kabuklu yemiş yeriz. Veya eğer bunu başkaları yapıyorsa, uyarma gereği duymayız. Özenle yetiştirilmiş çimler üzerinde çocuklarımızın oyun oynamasına göz yumarız. Sonra efendim, “Balık avlamak yasaktır” levhasının hemen dibinde balık avlarız. Hele bu konuda kendisine güvendiğimiz biri varsa, hiç sorun yoktur.”Lütfen beldemizi temiz tutalım” levhasının hemen dibine çöp dökeriz. Piknik yerlerine konulan masaları,kimsenin görmediği bir zamanda sırtlar ,arabamızın arkasına atar,bahçemize getiririz. Piknik yerlerinde çöplerimizi orada bırakırız.

Otobüslerde “Lütfen şoförü konuşturmayın “ uyarısına rağmen,şoförü lafa tutarız. Onun bize laf yetiştirmek için, gözünü yoldan ayırmasından hiç rahatsız olmayız. Kaza yapabileceğinden endişe duymayız. Evimizin önünde arabamızı yıkar,sokağı çamur içinde bırakırız. Her gün süpürülen sokakları çabucak kirletmekte ustalık gösteririz.

Araba kornaları bizim için selamlaşma, uyarı ,seslenme aracıdır. Tanıdıklarımıza korna ile selam veririz. Kızdığımız sürücüleri korna ile uyarırız. Arabadan inip birini çağırmaya üşenir, korna çalarak o kişiyi çağırırız. Başkalarını rahatsız edebileceğimizi aklımızın ucundan bile geçirmeyiz.

Pikniğe gittiğimizde;”Ateş yakmak tehlikeli ve yasaktır!” uyarısını göre göre ateş yakarız. Sonra da televizyonda yangın haberlerini izlerken “Kim yakıyor bu ormanları?” diye söyleniriz. Oysa; bizim gibi kurallara uymayanların yangına sebep olacağını pekala biliriz.

“Çöplerinizi çöp kutusuna atınız” diye yazarlar ya; eskiden şaşırırdım neden böyle yazıyorlar diye. Çöp kutusunun hangi amaçla konulduğu belli, bir de yazmaya ne gerek var diye düşünürdüm. Oysa şimdi,çöp kutularını boş,ama etrafını çöp içinde görünce, “Çöplerinizi çöp kutusuna atınız” diye yazmanın gerekli olduğuna inanıyorum. Oysa kuralları hepimiz biliriz. Biliriz de bu kurallara uymaya genelde özen göstermeyiz. Bize hizmet verenleri zor durumda bırakırız. Sonuçta da, kurallara uymamaktan kendimiz kötü yönde etkileniriz.

Bir de trafik kurallarını çiğnemekte çok ustayızdır. Yol sadece bize aitmiş gibi davranırız. Bizden başkalarının da yolu kullandığını hep unuturuz. Kuralları biliriz,bilmezden geliriz. Aynı fıkradaki gibi: Temel şehir içinde arabayla seyrederken ,kırmızı ışıkta geçmiş. Hemen durdurmuş trafik polisi. “Beyefendi” demiş. “Kırmızı ışığın yandığını görmediniz mi?” Cevap vermiş Temel: “Valla memur bey, kırmızı ışığı gördüm de sizi görmedim.” Biz de kurallara ceza alma korkusuyla uyarız. O kuralların kendi hayatımızı korumak ve kurtarmak için konulduğunu, nedense bilmezden geliriz.

Peki,bu yanlışları niçin yapıyoruz? Kurallara niçin uymuyoruz? Bu soruya bir türlü cevap bulamam. İşin daha acıklı yanı nedir,biliyor musunuz? Hem bu yanlışları yaparız,hem de bu konuda kuralcı davrananları işgüzarlıkla suçlarız. Bizim yaptığımız yanlışları yapmayanları,durumu düzeltmeye çalışanları “eski köye yeni adet getirmekle” suçlarız. “Bu düzen böyle gelmiş,böyle gider. Türkiye’yi sen mi düzelteceksin?” diye çıkışırız. Sonra ne mi olur? Çocuklarımız biz büyüklerin yaptığı bu yanlışları göre göre kanıksarlar. Yanlışları “doğru” ya da “açıkgözlülük” olarak değerlendirirler. Böylece bu yanlışlar ,yanlış davranışlar bulaşıcı bir hastalık gibi toplumu sarar. Yapılan yanlışlar kimseyi rahatsız etmemeye başlar. Tabii ki her durumda olduğu gibi,bu durumda da istisnalar vardır. Ama,hepinizin bildiği gibi istisnalar durumu değiştirmez.

Kuralları çiğnemekteki, yapılanları bozmaktaki ustalığımız,duyarlı bir vatandaş olarak beni rahatsız ediyor. Peki ya siz?Siz rahatsız değil misiniz bu yanlışlardan? .....Bu yanlışları düzeltmenin bir yolu mutlaka olmalı. Ama nasıl,nerede ve ne zaman? Korkarım pek yakında değil. Doğrusu ben pek umutlu değilim. Keşke yanılıyor olsam. Bu konuda yanılmış olmayı ne kadar isterdim.

Toplum düzeninin sağlanması ve korunması amacıyla konulmuş kurallara uymayı,uyabilmeyi öğrenebilmemiz ve uygulayabilmemiz dileğiyle.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İtiraflar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Birazcık Deli miyim?
Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü / Pehlivan Tefrikası Gibi Bir Ürya Gördüm
Elli Yaşıma Doğru Hayatıma Giren Erkek
Sen misin Vitamin Haplarını Çiçeklerine Veren!
Öldüğümü Farzettim
Hayatımı Yazacak Biri Çıksa
Sen Yanımda Olmalıydın
Yıllardan Alamadığım İntikamı, Bir Çarşaftan Nasıl Aldım!
Ben Bir Yalancıyım!
Vitamin Haplarımı Çiçeklerime Verdim

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Güzel Dilimiz Türkçe
Kızım Sen Avukat Ol!
Atatürk'e Mektup
İstanbul Sizin Olsun
Öğretmenler Günü
Mudurnu'da Bir Günlük Gezi
Yeğenime Yaptığım Peynirli Börek Tarifi
Bişim Efde Heykes Bi Asayip...
Kaybedecek Hiçbirşeyi Olmayana / Ölüm...
Canı Sıkılmak Nasıl Birşey?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.