..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam baþlangýcý olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




15 Ocak 2011
Koltuk Nöbeti  
Mehmet Önder
Ufuk bey, alýþýncaya kadar yoklaya yoklaya oturdu.


:ADGD:



KOLTUK NÖBETÝ



      Müdürümüz Tayfun Bey yaþ haddinden emekli olunca yerine yeni müdür geldi. Yeni müdür Ufuk bey hem genç hem de dinamik biri.
      Ýlk günden devirteslim iþlemlerini tamamladý, ne varsa devraldý. Oldukça da yorulmuþ olmalý, Tayfun beyden kalma gösteriþli makam koltuðuna oturup, sýrtýný arkaya yasladý; ve müdürümüz yaslanýr yaslanamaz bir çatýrtý koptu. Baktýk Ufuk bey yerlerde. Kaldýrdýk, tozunu aldýk ettik. Çok kötü beli incinmiþ, uzun süre ofladý pofladý.
     Yahu Tayfun bey bu koltuktan hiç kalkmazdý. Yemeðini de burada yer, þekerlemesini de kaykýlýverir üstünde yapardý. Onca yýl birlikte çalýþtýk, adamý bir kez olsun yerlerden toparladýðýmýzý anýmsamam. Acaba, yalnýz Tayfun beyin bildiði bir oturuþ yöntemi mi var, yoksa yeni müdürümüz mü oturmasýný bilemiyor?
      Ardýndan arkadaþlardan biri daha denedi, baktýk, o da yerlerde.

     …

     Bununla olmayacak. Müdürümüze, geçici olarak yumuþak bir sandalye bulduk, adam “Öf, öldüm, bittim!” diye diye kýyýsýndan iliþti.
     Peki bu koca koltuk ne olacak? Bir iki ustaya gösterdik, çok eskiymiþ, parçasý bulunmazmýþ, olmadý. Depolarda koyacak bir yer baktýk, bir santim boþ yer yok, deðil ki bu sýðsýn.
     Müdürümüz Ufuk bey sürekli çare arýyor, bulamýyor. Herhangi bir yere koydursa, oturan yuvarlanýp sakatlanacak, olmaz. Çöpe attýrsa, o hiç olmaz. Devlet malý bu, üstüne zimmetli. Hem de tutanakla zimmetlenip teslim edilen demirbaþ listesinin birinci sýrasýnda kayýtlý. En dalgýn müfettiþin bile gözünün içine batar. Adamý genç yaþta memuriyetinden eder.
     Müdürümüz sonunda “Gözümün önünde olsun. Hem koltuk güvencede olur, hem de birinin oturup belini baþýný incitmesine engel olurum” diye düþünmüþ olacak, tam annacýna koydurdu.
     …

     Ama bu da çare deðil. Müdürüm akþama kadar koltuðu gözetleyecek deðil ya, çekmeceden bir þey alacak, kasaya bir þey koyacak oluyor; bir de bakýyor ki, biri yerlerde “Öf belim, baþým” diye kývranmaya baþlamýþ.
Bu kývrananlar, öyle sýradan yurttaþlarda da olmuyor. En hatýrlýlarýndan, hani o “Hamili kart yakýnýmdýr” yazýlý bir kartvizit uzatýp “Filanca beyin selamý var” diye havalý havalý gelenler var ya, tam da onlarda oluyor.
Bunlar önemli adam kartýyla geldikleri için, torpilli; kendilerini pat diye atýveriyorlar rahat koltuða. Ondan sonra “Belim baþým, yandým bittim” feryatlarý baþlýyor.
Sýradan insanlar doðal olarak düþmüyorlar. Sýradan demekle, “Buyurun oturun” demeden oturmaya yeltenmeyenleri, çekingen olanlarý kastediyorum. Bunlar saygýlarýndan olsa gerek, iþleri bitene kadar hep ayakta duruyorlar.

     …


Ýlk bir hafta içinde, gelen hamilikartçýlarýn tamamý belden darbe yedi. Bunlara müdüre ziyarete gelen iki yakýný da eklenince, ivedi çözüm arayýþýna giriþildi. Müdürümüzün bulduðu ilk çözüm, iki el büyüklüðünde bir kartona, büyük harflerle “Oturma!” yazdýrýp koltuðun üstüne yapýþtýrtmak oldu.
Ama, bu daha da kötü oldu. Yazý “Oturmak zorunlu” biçiminde anlaþýlýnca, her gelen kendini koltuða atmaya baþladý. Hele o elinde bir hamilikart yakýnýmdýr kartý bile olmayan çulsuz tipler var ya; onlar iþin iyice cýlkýný çýkardý. Adam haline bakmýyor, hamilikartçýdan beþ kat fazla baðýrýyor. Sanki, kartvizitine “Hamilikart yakýnýmdýr” yazýp verecek, dayý kývamýnda bir ahbabý varmýþ gibi, kendine beleþten zengin süsü veriyor.

     …

“Oturma” yazýsý bir iþe yaramadýðý gibi, iþleri daha da zora sokunca, müdürümüz yeni bir çözüm arayýþýna girdi, buldu da. Yeni çözüm, koltuk nöbeti.
Biz personele haftada bir kez nöbet geliyor. Ýþimiz, müdürün karþýsýnda duran, koltuðun yanýnda dikilip gelenin gidenin oturmasýný önlemek.
Ama, hamilikartçýlar genellikle güçlü kuvvetli oluyorlar; kendilerine güvenleri tam oluyor. Tabi, zengin kiþiler; zenginlikleri bu kartý bulabilecek saygýn kesimden oluþlarýndan belli. Þimdi, eðri oturalým doðru konuþalým; bulgur aþýyla beslenmiþ bir yoksul olsa, kolay. Oturmasýn, diye çekiþtirmeye bile gerek kalmaz. Bir kaþgöz iþareti yap, saatlerce ayakta beklesin. Hamilikartçýlar öyle mi? Baðýr çaðýr, çekiþtir nafile, bana mýsýn demiyorlar. Adam ille de belini kýrdýrýp rahatlayacak. Bir gün yine bunlardan biri çýktý geldi, adam bilmiþ mi bilmiþ. Sözüm buralardan ýrak, köprüyü geçene kadar dayý dediðimiz türe de akraba olmalý, pat diye oturdu belini halletti. Baþladý “Öf pöf”e. Üstelik adam da parasýnýn miktarýný, tapularýnýn sayýsýný bilemeyecek kadar deðerli biri miymiþ?
Müdürümüz neredeyse iþinden oluyordu, ondan daha deðerli birini buldu da zor kurtuldu.



     
Ortalýkta bu hamilikartçýlarýn oraný da oldukça yüksek. Bir hafta sonra yine nöbetteyim, bu türden biri çýktý geldi. Adam kelli felli. Hemen de oturmaya yeltendi. Tabi býrakýr mýyým? Belinden kavradým; o yüklenir ben asýlýrým, o yüklenir ben asýlýrým. Bir an boþta mý bulundu ne, yýkýldý mý üstüme; ben “Yandým belim!” çýðlýklarý atmakta olayým, kapýda eski müdürümüz Tayfun bey bitti. Neymiþ? Son gün koltuðun bir parçasý kýrýlmýþmýþ, oturmaya kalkarlar, bir yanlarýný incitirler, diye yedek parçasýný bulmuþ getirmiþ.
Ufuk bey, alýþýncaya kadar yoklaya yoklaya oturdu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.