• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
1541
|
|
|
|
Çocuklar daha geç fark ederler dünya deðiþtirdiklerini. Çoðu zaman oynamaya kalkarlar. Onlara o kadar zordur ki öldüklerini anlatmak. Belki de bu yüzden tecrübeli yusufçuklarý çocuklarýn baþýna dikerler. Çocuklarý televizyonlarda þiddetten uzak tutarlar, ölümden bahsedilmez hiç yanlarýnda, gelin görün ki bebek denecek yaþta ölmüþ birine ölümü anlatýn. |
|
1542
|
|
|
|
Ýnsanlýk insanlýðýn düþtüðü vicdani durumdan kar etme çabasýna girdi.Birinin düþkünlüðü,zor durumu baþkalarý için bur durumdan ne kadar kazanýrým sorusuna cevap bulmak için kullanýyor.Bunun en büyük örneði müze sanýlan Afrika Kýta'sý... |
|
1543
|
|
|
|
Her gidiþin bir dönüþü de vardýr ama dönüþü hiç düþünmem..bazen hiç bilmediðim bir þehir karþýlar beni. Ýnsanlar arasýnda, caddeler arasýnda kaybolacaðým diye düþünmem, aksine kaybolmak isterim. Bilirim ki bulunmayacak bir yol yoktur, yoldaþýn yüreðinse, dostun da Rabbin her yol açýlýr, her þehir tanýdýk gelir insana. Her çýkmaz sokaðýn sonunda bile seni bekleyen bir þey vardýr, onu da eklersin heybene ve devam edersin yoluna..
|
|
1544
|
|
|
|
Bazen seneler mi bizi kovalýyor? Yoksa biz mi onun peþinden koþuyoruz bir türlü anlayamýyorum… |
|
1545
|
|
|
|
Özürlü engelliler biliyorum, çok rahatýsz eder beni durumlarý. Engellerini bir özür haline getirmeleri. Engelsiz özürlü çok var. Onlar da korkutucu. Dolu tabancayla kapalý mekanda oynayan geri zekalý gibi... Bir de engelli olduklarý halde özürlü olmayan pýrlanta gibi insanlar var iþte. Engelini özür haline getirmeyenler... |
|
1546
|
|
|
|
... bu beni rahatlatmýyor, iyi bir kýlýf uydurmaya çalýþýrken yine altýndan iðrençlik çýkýyor ve kötülük te yok diyorum aslýnda , sýnýfsal ayrýmýn yarattýðý açlýk ve modernizmin tetiklediði ... |
|
1547
|
|
|
|
Benim hayatým, ev sahibimin insafýyla patronumun bitmek bilmeyen istekleri arasýna sýkýþmýþ minik bir yürekten ibaret" diyenlerin keyifle okuyacaðý kýsacýk bir deneme. |
|
1548
|
|
|
|
Aynanýn karþýsýnda söylenmemiþ hiçbir þey kalmamalý. Dürüst bakýþlarla süzmelisin kendini. Çýldýrdýðýnýn farkýndasýn, korkmadan yazmalýsýn. Ýþte bu dünya, iþte bu sen. Deliliðine hoþ geldin. |
|
1549
|
|
|
|
Gözlerimi kapatýp düþünüyorum. Þehrin üzerine çöken yoðun sis ve buluta raðmen þehri en tepeden izlemeye çalýþýyorum. Yahya Kemal Beyatlý gibi “sana dün bir tepeden baktým aziz Ýstanbul” diyemiyorum ama aklýma Ahmet Hamdi Tanpýnar’ýn “Bursa’da zaman” þiiri geliyor. Eski bir camii avlusunu arýyorum. Bu kadar camii arasýnda hangisi olabilir acaba? Ya küçük þadýrvan. Hala su þakýrdýyor mu acaba?
|
|
1550
|
|
|
|
O günden sonra eleþtirel tümceler ile vedalaþtým. Ýnsanlara bir þeyler anlatmaya gerek yoktu. |
|
1551
|
|
|
|
Kiþinin gerçek sermayesini sorguluyor bu yazý, nedir insanýn en önemli sermayesi sorusuna cevap arýyoruz |
|
1552
|
|
1553
|
|
|
|
Uzun uzun calan telefonuma cevap veren android bir sesti. O yine uzaklardaydi, anlamistim. Yeniden tek basina ciktigi o yolculuklardan birindeydi ruhu.... |
|
1554
|
|
|
|
týk týk týk...heyyy orda amatör yazý okumak istiyen biri var mý? belki hoþunuza gider... |
|
1555
|
|
|
|
Fantastik ve dengesiz bir çaðýn içindeyiz.
Muhafazakarlýkla birlikte batýl inançlarýn, Hayri poturlarýn, Selenalarýn, bez bebeklerin, büyücülerin, cadýlarýn, vampirlerin, zombilerin arttýðý/arttýrýldýðý, sürekli beslendiði bir çað bu..
Aklýn, gerçeðin yerini hayalin, inancýn aldýðý bir çað…
|
|
1556
|
|
|
|
Onun bahçesinden içeri girdiðimde, içimde binlerce yeni çiçek birden açardý. Ortancalar, sardunyalar, güller, aslanaðýzlarý ve zambaklarýn dikili olduðu, irili ufaklý bir sürü saksý çiçeðine eklenirdi içimde açan çiçekler. Ýlkbahar boyunca üzerlerine týrmanmaktan bedenimde türlü çiziklere, kesiklere yol açan dikenli ve güzel kokulu akasya aðaçlarý, mis kokulu leylaklar, hanýmelleri ile karným aðrýyacak kadar çok üzümünü yediðim, þýrasýný içtiðim, aðlatmak için dallarýna türlü þeylerle vurduðum asma onun bahçesindeydi. |
|
1557
|
|
|
|
Bayramýn ilk günü ve gecesi evimiz çok hareketliydi…
Tayfun bir önceki gecenin yatýlý elemanlarýndan olduðundan, Özgün sabahtan babasýyla bayramlaþmaya geldi ve bir ara ben mutfaðý toplarken, mutfak kapýsýnda gitar çalýp þarký söyledi ki, hep birden eþlik etmememiz mümkün deðildi…
|
|
1558
|
|
|
|
Gerçekler acýdýr. Hayat gerçek mi acaba.
Biraz arabesk bir yazý ama dinlemeyen var mý ki... |
|
1559
|
|
|
|
Bir yol seçmiþsem kendime sonunu görmesemde yürürüm.Çok iddialý deðilimdir tüm yollarýndan geçmediysemde hayatýn en azýndan patikalarý bilirim; |
|
1560
|
|
|
|
Çaðýn güncel sorunu sanmayýn ki, karýn doymasý, teknoloji meknoloji. Hz. Ýsa (as), "insan yalnýz ekmekle doymaz" diyor. Ah O kutlular gibi biz de bileydik, ne olurdu bileydik. Betonlaþmasaydýk böyle, makineleþmeseydik böyle. |
|