ÇÖZÜMDEN BAÞKA YOL YOKTUR

Kürt sorunu çözülmek isteniyor mu acaba? Yoksa Kürt sorunuyla oynanýyor mu hâlâ? Ortada, hiçbir tarafta sanki bir ciddiyet görülmüyor, ne yazýk ki…

Kürt sorunu, bir oyuncak deðil ki, onunla oynuyorsunuz. Bu sorunla oynayayým derken, bastýðýnýz topraðýn temel taþlarýyla oynamaya baþladýðýnýzý öngöremiyorsunuz. Kürt sorununu oyuna çevirirseniz, onunla oynayacak öyle çok oyuncu çýkar ki, oyundaki yerinizden olursunuz.

Kürt halký var mýdýr? Evet. Bu halk, milyonlarla ifade edilecek bir ulus mudur? Evet. Öyle ise, bu halkýn, ulus olmaktan gelen temel haklarý olmalýdýr ve bu haklarý vermek, hiçbir muhataba gerek olmadan da icra edilebilmelidir. Bahanelere artýk gerek yoktur; yan çizmelere de… Görünen köy için, kýlavuz aramayýn, gerekmiyor çünkü...

Bu sorunu çözemeyen iktidarlar, çözülmeye mahkûmdur her zaman. Nitekim bu yolda çözülen çok iktidar oldu. Ders çýkarýp, ibret almak gerekir. Bu sorunu týkamaya hiçbir iktidarýn gücü yetmedi ve çözümden kaçmak için hiç bir yalan, kâr etmedi... Çözümden kaçýþ yoktur. Sorun, üstünüze üstünüze geliyor ve gittikçe çýð gibi büyüyor. Bu çýð, hem iç, hem dýþ dinamiklerle gittikçe büyümekte ve çözüm için kendini dayatmaktadýr. Sorunu, çözmek istemeyenler, onun altýnda kalacaktýr.

Çözümsüzlükte ýsrar edenler, zorun gücüne dayanmak istiyorlar; zoru dayatanlarýn kendileri de zorlanýrlar; bu kaçýnýlmaz tarihi bir gerçektir. Etki, tepkiyi doðurur her zaman. Þiddet, þiddeti davet eder. Sizler, ortamý gerer ve sorunu karýþýk hale getirirseniz, sorunun içine çomaðýný sokacak sürüyle odak çýkar ortaya. Acýyý bir tek taraf çekmiyor; herkes çekiyor. Kaybedilen deðerler, ortaktýr; can da olsa, mal da olsa, bu böyledir… Ortak deðerlere böyle kolay ve hoyratça kýymak, büyük vebal almaktýr.

Bu sorunu, çözmek istemeyenler, hile ve fitne malzemesi olarak kullandýklarý, din, iman, kardeþlik, birlik ve beraberlik gibi temel deðerlerin içini boþaltýrlar. Öylelerin, kendi kutsal deðerlerine de inanýlmaz ve güvenilmez olur. Öyle ki, bir Türk yöneticinin, bir Kürde “kardeþlik” ten, “birlik ve beraberlik” ten söz ötmesi, neredeyse hakaret etmekle eþdeðer hale gelmiþtir. Ýçi tamamen boþaltýlmýþ ve anlamsýzlaþtýrýlmýþ bir hile ve desise yerine geçmiþtir. Bu oyunlarýn artýk cýlký çýkmýþtýr. Kimse kendini kandýrmaya devam etmesin; kendi tarihiyle gerçekleþmek kendilerine bir rahatlama getireceði gibi, çözüme de kolaylýk saðlayacaktýr. Güven tesis edecektir.

Gerçekler ve doðrular kýsa ve özdür; kardeþler, eþit hak ve hukuka sahip olmalýdýr. Söylemler, pratikle ispatlanmadýkça, adý yalan olur, hile olur, tezgâh olur. Bu oyunlara gelecek insan, bu zamanda artýk kalmamýþtýr. Eðri otursan da doðru olacaksýn; kandýrmayacaksýn, oyun oynamayacaksýn, hileli tezgâh kurmayacaksýn. Aksi halde, “kardeþlik” dediðin vakit, “kalleþ” olabileceðin anlaþýlabilir; “birlik ve beraberlik” dediðin zaman da, inkârcý ve asimilasyoncu olabileceðine hükmedilir. Güveni kaybettiysen, her þeyini kaybetmiþsin, demektir. Birlikteliðin çözüm yollarý, yerini ayrýlýða býrakýr; ayrýlýk, bölünmektir; bölünmek, küçülmektir; küçülmek, emperyalizme kolayca yem olmak demektir. Karþýlýklý güvene ve eþitliðe dayanan birliktelikler, birleþtirici olur; güç birlikleri taraflarý daima büyütür, güçlü kýlar. Büyük düþünmek gerekir.

Ayrýca düzmece filmlerle, kendi rolünü baþkalarýna yükleyemezsin, kimse inanmaz buna. Çünkü “Vadi” lerde “kurt” olan; “Tepe”lerde “þefkat” sýz olan kimdir, filmleri izleyen herkes biliyor. Terörün ve katliamlarýn dini, dili, ýrký ve rengi fark etmiyor. Bu tür filmleri seyredenler, TV kanallarýnda kaliteli, diye izlenebilecek film artýk bulamadýðýndan izliyordur; kimileri, ( benim gibi) onlarý, komik gördüðü halde izliyorlar. Öyle yapmacýk ve öyle aleni uyduruk yalanlar atýlýyor ki, tam bir “Türk filmi” olduðunu ispatlanmaya gerek kalmýyor yani. O filmlerin her tarafýndan výcýk výcýk ýrkçýlýk ve faþizm akýyor. Bu gülünç filimler, dini deðerlerimize olan inancý nerdeyse tüketecekler. Kendi “derin” pisliklerini, ne yapsalar da paklayamazlar; karanlýk yüzlerini aklayamazlar. Kürt sorununu çözmedikçe, tüm dinci (!) ve millî kanallarý 24 saat seferber etseniz bile, boþa kürek sallamýþ olursunuz. Dizi üstüne dizi çýkarýp, o, yapmacýk ve uydurukçu dizileri sýraya dizerek, hiçbir Kürdü artýk kandýramazsýnýz. Yapmayýn böyle; film izleme zevkimizi de öldürüyorsunuz.

Bir asýrdýr “Vatan, Millet, Sakarya” nýn cýlkýný çýkardýnýz; þimdi de dinsel söylemlerin manevi deðerlerini tüketmektesiniz. O ýrkçý özünüzü, dinî kisvelerle örtemiyorsunuz iþte. Yazýktýr, artýk insanlýðýmýzla oynamayý býrakýn; lütfen biraz siz de gerçek insan olabilmeyi deneyiniz. Artýk, gerçek kardeþlik, neyi gerektiriyorsa; gerçek eþitlik, neyi gerektiriyorsa; gerçek hak ve hukuk, neyi gerektiriyorsa; gerçek anlamda çözüm, neyi gerektiriyorsa, lütfen onu yapýn ve Kürt halkýnýn gerçek güvenini kazanmaya bakýn; onlarýn nefretini deðil!..

Bir yandan Apo ile görüþüyorsunuz; öbür yandan Apocularla vuruþuyorsunuz, öldürüþüyorsunuz. Yani, ya görüþmeyin, ya da vuruþmayýnýz; size olan güvenimiz tükeniyor. Apo ile görüþmeleriniz, barýþ için, kardeþliði tesis için ise, operasyonlarý durdurun ki ciddiyetinize inanýlsýn.. Barýþ adýna, kime, ne görev düþüyorsa, yapýlsýn. Yeter ki, açýk, þeffaf ve gerçekçi olunuz.

Silahlarýn tesliminden ve öyle bir çözüm yolundan dem vuruyorsunuz; öte yandan neredeyse onlarýn silahsýz tüm taraftarlarýný topluyorsunuz. Peki, elinde silah olan, size niye inansýn; ya da ne için silahýný size teslim etsin ki? Bu saçma bir yaklaþým deðil midir? Onlarý mý kandýrmaya çalýþýyorsunuz; yoksa kendinizi mi kandýrýyorsunuz? Lütfen her yaklaþýmda biraz da ciddiyet olsun.

Artýk demokratikleþtik, silahlý mücadeleye gerek kalmadý; herkes özgürce örgütlenebilir, diyorsunuz; öte yandan politika yapmayý seçenlerin dokunulmazlýðýný kaldýrmayý dayatýyorsunuz. Yani, güvenirliðinizi kaybetmek için elinizden ne geliyorsa yapýyorsunuz; sizin aklýnýz baþýnýzda mý Allah aþkýna?! Söylemlerinizde ciddi olduðunuzu ispatlamak için, demokratik kanallarý, daha fazla açmanýz gerekmez miydi? Politika yapabilmeyi daha fazla teþvik etmeniz gerekmez miydi? Bunu engellemek niye, demokratik yollarý týkamak niye? Eðer, çözüm yerine, çözümsüzlük diyorsanýz; devam edin buna, o zaman doðru yoldasýnýz. Eðer, barýþ yerine kavga diyorsanýz; devam edin, elbette doðru yoldasýnýz.

Milletvekillerinin de dokunulmazlýðý kalkacaksa, dokunulmayacak ne kalýr ki?! Hangi sözün, hangi demokratik eylemin, hangi söylemin güvencesi olabilir ki? Hele bir de bu zihniyetle, baþkanlýk sistemi gelecekse, varacaðý nokta, Hitler’in, Musolini’ nin durduðu yer olur ancak. Bir toplumda demokrasi yoksa baþýna gelecek “Devlet Baþkaný” ancak bir diktatör olabilir ve varsa eðer, ortamdaki demokrasi de ölecektir.

Lütfen savaþ tamtamlarýný durdurun ve savaþ dilini terk edin. Elinizdeki tek silah güvercin olsun; uzattýðýnýz þey, zeytin ve defne dalý olsun. Artýk hiç kimsenin çocuðu ölmesin; hiç kimsenin anasý aðlamasýn. Çocuklarýmýz, ortak geleceðimiz ve vazgeçilmez deðerlerimizdir, umut dolu yarýnlarýmýzdýr onlar. Onlarýn, okumaya, geliþmeye ve ideal toplum için yetiþmeye, yetiþtirilmeðe ihtiyaçlarý vardýr. Býrakalým, fidanlarýmýz özgürce tomurcuklansýn, gül olup açýlsýn; toplumun gülen yüzü olabilsinler.

Her þey, gerçek ve demokratik bir ortamda; eþit ve özgür bir kardeþlik temelinde bir arada yaþamanýn yollarýný teþvik adýna olsun. Artýk barýþýn ayaklarý yere deðsin; bu yolda hýzlý adýmlar atýlsýn. Barýþ ve kardeþlik trenini kaçýrmak, hiç kimseye bir fayda saðlamayacaktýr. Çözüme dair tüm barýþçýl çabalarýmýzý ortaklaþtýralým; çünkü çözümden baþka yol yoktur.

Selam ve sevgiyle kalýn.

M.Nazým Güler - 15.12.2012
info@mnaizm.com