Mektup
Bir kaç kelime bulup, bunları kalbimin ve ruhumun derinliğindeki renklerle karıştırıp, çocukluğumdan beri kendimle taşıdığım hüznümün süzgecinden geçirerek sana seslenmek istedim.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Bir kaç kelime bulup, bunları kalbimin ve ruhumun derinliğindeki renklerle karıştırıp, çocukluğumdan beri kendimle taşıdığım hüznümün süzgecinden geçirerek sana seslenmek istedim.
VE YER GÖK O GİTTİ KOKUYORDU. Keskin koku acımsı yayılganlığıyla sadık köpeklerin dünyasına gitti , burunlarından beyinlerine süzüldü , feryat figan ağladılar.
İnsan aklının sesini dinlediğini söyleyenler şeytanın sözlerine kulak vermeye birazcık daha yatkın oluyor. Yine de durumu çok hafife almaya gelmez, meleğin de kafası fena çalışmaz aslında.
Ellerimin içinde oldu değişimin. Gözlerimin önünde. Sabun eridikçe küçülür ya, sen eridikçe çoğaldın, yeni şeyler yazdıkça, ürettikçe arttın. Biliyordum adım adım gittiğini. Benden, bizden uzaklaştığını, her geçen gün farklılaştığını korkarak görüyordum;
Bunu düşündü ağaçtaki ardıç kuşu, ama gene bilmedi ve bir müddet sonra unuttu ne düşündüğünü ve kanat çırpıp güneşe doğru uçtu. Ardında tomurcuklanmış bir ağaç vardı, o yükseldikçe küçülüyordu ağaç. Uçtu en yükseklere kadar uçtu. Ve sonra tomurcuktan bir
Deli olmak gerek
konuşabilmek,hayal kurabilmek için.
Deli olmak gerek
kelimelere bir ünlem- hayallere isim verebilmek için.
Bizler aşkı yazdıkça içimizi, içimizi yazdıkça aşkı bulduk. Ne Leyla çıktı karşımıza ne Mecnun. Gözü kendi kendine kamaşan mimara döndük.
Bir kabridtandı bedeninm, bu kabristanda en değerli servetim, peşimden kaybolmamak için bıraktığım gölgelerim...