• İzEdebiyat > İnceleme > Çocuk Eğitimi ve Yetiştirilmesi |
1
|
|
|
|
Kaburga, göğüs kemiği ve omurlarla birleşerek göğüs kafesini yapan, sağ ve solda 12 tane olmak üzere toplam 24 tane olan yassı kemiklerin her biri. Göğsü çevreleyen göğüs kafesinin paralel kemiklerini oluștururlar. |
|
2
|
|
|
|
Drama ve eğitici dramanın tanımı ve nitelikleri, eğitici dramanın sağlayabileceği yararlar, okulöncesinde dramanın özel amaçları |
|
3
|
|
|
|
Aslında bu okuma alışkanlığı, sosyologlar, psikologlar, dilbilimciler tarafından sosyal bir deney ve geniş çaplı araştırma gerektiren bir konu. Benimki naçizane küçük bir öneriden ibaret olacak. |
|
4
|
|
|
|
Yapabilirsen kıskançlıktan uzaklaştır ve öğretebilirsen öğret kitapların mucizesini ona...Ama sessiz süreler de tanı ki gökyüzündeki kuşların , güneşin , yeşil tepelerin ve çiçeklerin ebedi sihrini de düşünebilsin....
|
|
5
|
|
|
|
Öğrenciler aritmetikteki işaretlerin, günlük yaşamda karşılıklarının olduğunu da öğrenmelidirler.
|
|
6
|
|
|
|
Eğitimde, bence, öncelikli nokta: Çocukları anlayabilmek, onları sevebilmek, sevildiklerini kendilerine hissettirebilmek....... |
|
7
|
|
|
|
Çocuklara karşı kullanacağınız dille, onların hoşuna gideceği sözlerle, çocuklara istediğinizi yaptırmak, onları programın istediği şekilde yönlendirmek inanın hiç zor değil. Önemli olan ; nerede, neyi, hangi kelimelerle ve nasıl söylemek gerektiğini bil |
|
8
|
|
|
|
Anneler, kişiliklerini, davranışlarını, konuşma biçimlerini Kur’an’da bildirilen üstün ahlaka yakışır bir hale getirmeye gayret ettikleri kadar, bilime dair konularda da kendilerini eğitmelidirler. Bütün bu özellikler, çocuklarına verecekleri eğitimde onlara yardımcı olacaktır. |
|
9
|
|
|
|
Bir derste hepsine aynı konuyu vermek , bana göre boş bir çabaydı ve en büyük hata. Bütün sınıfa aynı numaralı ayakkabıyı giydiremezdim. |
|
10
|
|
|
|
Acaba televizyonda yoğun şiddet içeren görüntüleri seyretmek çocuğu şiddeti taklit etmeye, şiddete karşı hoşgörülü olmaya, şiddete karşı duyarsız olmaya, şiddeti genel geçer bir insan ilişkileri yöntemi olarak kabul etmeye iter mi? |
|
11
|
|
|
|
“Kitap okumasaydım bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım” diyordu Mustafa Kemal ATATÜRK. Harp okulu yıllarında sürekli olarak “Eşitlik”, “Hürriyet” gibi kavramları anlatan kitapları yatakhanede kötü ışık koşulları altında okuyan ATATÜRK, savaş yıllarında yerleşik düzeni olmadığı için okumak için sürekli olarak yanında kitaplar bulundururdu.
|
|
12
|
|
|
|
Türk halkı, yüzyıllardır sözlü geleneğin içinde oluşan şiir, hikâye, tekerleme, mani gibi kendi özüyle yoğurarak oluşturduğu ürünlerini geçmişten bugüne taşımasını bilmiştir. Bu ürünler halkın sıkıntılarını, duygularını, coşkularını, sevinçlerini kısacası kendi yaşantılarını anlatan kültür ürünleridir. Toplumu oluşturan bireylere atalarının, dedelerinin konuştuğu dili, anadillerini, geleneğin doğal taşıyıcısı olan halk edebiyatı ürünlerinden daha iyi öğretebilecek bir başka araç yoktur. [ bu yazı bekir ince ve sebahattin köklü tarafından yazılan ve 2009'un mart ayında cinius yayınlarından çıkan çağdaş eğitimde halk edebiyatının yeri- şirvan şah ve şemail banu adlı kitaptan alınmıştır.] |
|
13
|
|
|
|
Eğitim, tanımı ve içeriği ile en zor kavramlardan biri. Eğitim alanında da en mükemmele ulaşmak uzun yıllardır insanları hep meşgul ede gelmiştir. Eğitimi insanlarda kalıcı ve istendik yönde bilgi ile donatmak diye tanımlamak yanlış olmaz sanırım. İşte ülkemizde son yıllarda karşımıza cıkmış olsa da dünya gündeminde epey eski bir yeri olan “Yaratıcı Drama “ konusuna değinmek istiyorum... |
|
14
|
|
|
|
Aile içi şiddete maruz kalan, dayanamayarak sokağa kaçan çocuklar…
Anne/baba sevgisinden, oyunlardan habersiz, çocukluklarını yaşayamadan büyüyen çocuklar…
Oyun çağında oyununu, okul çağında okulunu feda etmek zorunda kalan çocuklar…
Küçük yaşta büyük sorumluluklar altına giren çocuklar…
İnsanlıkdışı koşullarda çalışan, çalıştırılan çocuklar…
Yaşamlarını risk ve tehdit altında geçiren, sokakta suça itilerek yaşayan çocuklar…
Ve birçoğu da büyümekle büyümemek arasında kalan çocuklar…
Bunlardır uçucu madde kullanıp,hayatı herkese zindan eden...
Ömer YALÇIN
|
|
15
|
|
|
|
Anne ve babalar oğullarına tosunum derler. Bilmezler mi tosun büyüyünce öküz olur. Yine anne ve babalar çocuklarına aslanım derler. Sonra niçin insanlığın var olmadığından şikayet ederler. Önce çocuklarınıza insan gözüyle bakın, sonra orman kanunlarından nasıl çıkıldığını göreceksiniz. Kuzum veya kuzucuğum denildiğinde ise, büyüyünce koyun olur çocuklar. |
|
16
|
|
|
|
“Kitap okumasaydım bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım” diyordu Mustafa Kemal ATATÜRK. Harp okulu yıllarında sürekli olarak “Eşitlik”, “Hürriyet” gibi kavramları anlatan kitapları yatakhanede kötü ışık koşulları altında okuyan ATATÜRK, savaş yıllarında yerleşik düzeni olmadığı için okumak için sürekli olarak yanında kitaplar bulundururdu.
|
|
17
|
|
|
|
Çocuklarımızı bilgisayar başında saatlerce oyun oynamalarından ve gereksiz bilgilerle beyinlerini doldurmalarından sakındıralım. Yararlı bilgilerle donanmalarına yardımcı olalım. Bu amaçla sizlere çok güzel/yararlı bir Facebook sayfası tanıtmak istiyorum... |
|
18
|
|
|
|
Başkalarının gözünde özürlü olan çocuklarını, seçilerek kendilerine verilmiş özel çocuklar olarak gören anneler, kendileri de özel insanlar. Onlar gösterdikleri sabır ve tevekkülle sınanıyorlar |
|
19
|
|
|
|
Kıymetlidir, bizim saydığımız canlarımız. Hak etmeli tabii ki en iyisini, en güzelini. İyi meslekleri olsun değil mi, ama mutlu da olsunlar. İyi insan yetiştirmek; ahlâklı ve hoşgörülü olması için elimizden geleni yapmalıyız.
|
|
20
|
|
|
|
Çocuğa öz saygı kazandırma, çocuğun öğrenme, sevme ve yaratma yeteneğini güçlendirmektedir. Öz saygı, mutlulukla ve hayattaki başarıyla ilgilidir. Bazı düşünürlere göre öz saygı, tamamen aile sevgisiyle birlikte iyi bir eğitimin ürünüdür. |
|