• ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk |
21
|
|
|
|
Balýklarýn yaþamalarý da insanoðlu gibi tehlikelerle doludur. Saðý solu belli olmayan denizlerde her an savunma halindedirler. Dellenmeye görsün bir kez deniz, dalgalarýna aldý mý tutar en uzaða savurur balýklarý hatta çoðu zaman kýyýya fýrlatýr atar. Sürekli bir mücadele, hayatta kalma savaþý verirler. Zaman zaman takýlýr bir avcýnýn oltasýna yok olmayý seçer. Ýnsan seyretmeli denizi. Her halini görmeli tanýmalý. Balýklardan ders çýkarmalý. Küçük balýklar gibi cesur olmalý kaybolacaksa büyük denizlerde kaybolmalý. Bir balýk bilir ki sýð denizlerde dolaþýrsa kendini hiç bilmediði bir anda kýyýda bulur. Oysa keþfedilecek ne çok þey vardýr bu uçsuz bucaksýz denizlerde, derinlere dalmaya cesareti olmalý bir balýðýn. Unutmamalý ki bütün hazineler suyun yüzeyinde deðil altýnda gizlidir. Deniz kabuklarý içindeki istiridyelere ulaþmak için kulaçlarýný geniþ atmalý, zamanýný da iyi seçmelidir. Ýnsan da öyle deðil midir sanki? |
|
22
|
|
|
|
Ben âdemoðlunun hayatýný yaþadým. Ýnsanýn uzun ve sýkýcý yaþamýna tanýk oldum ve aðýr aksak geçiþini gördüm. Hatta bir yalnýz adama bir bakýma dost da oldum. Bu bana yapýlmýþ büyük, çok büyük bir haksýzlýktý; çünkü ben aslýnda bir sivrisinektim. Evet evet hani siz insanlarýn Culicidae familyasýndan culex – ev sineði dedikleri türdendim. Basit deðil mi? Aslýnda çok basitti ama sonra olan oldu. Olan oldu ve dönüþüp çilekeþ bir hayata mahkûm edildim. Anlatacaðým. Þimdi. |
|
23
|
|
|
|
Neler iþittim.. Ahh neler gördüm… Ah neler yaþadým ey B’can… Hiç yalnýz býrakmýyorlar beni… Binlerce km yol da gitsem ne duyduklarýmdan, ne sezdiklerimden, ne yaþadýklarýmdan bir parçayý senin kapýna býrakýp cigercânýn aðýtlarýna bestekârlýk yapmaný istemedim…
|
|
24
|
|
|
|
Koca Seyit'in (Seyit Onbaþý) yaþamýndan kýsa bir kesit. |
|
25
|
|
|
|
Kadýn:
- Execuse me, (Affedersiniz) dedi.
Muhtara dönüp:
- Kadýn Ýngilizce konuþuyor. Yabancý sanýrým, dedim.
Karanlýktan ve uzak mesafeden göremediðimiz için kadýnýn kucaðýndaki minicik köpeði ancak o zaman fark ettik. |
|
26
|
|
|
|
Sürücüye boyun eðmeyeceðim. |
|
27
|
|
|
|
Gün devam ededursun, hayat her zamanki seyrindeyken birden bir uðultu sardý bizim mahallemizi. Gülümsedin? Þaþýrdýn mý bizim de bir mahallemiz oluþuna. Üstelik sizin artýk bir mahalleniz kalmamýþken, mahalle denilen güzel iklim sadece eski hikayelerde anýlan birer nostalji iken kalksýn bizim mahallemiz olsun! |
|
28
|
|
|
|
Kuþlar kadar olamadýk, dedi içinden...Biz de birlikte uçabilirdik oysa ki. |
|
29
|
|
|
|
Sýcaklýk hissetmeye baþlamýþtým artýk ellerimde, donmamýþta yanýyordu sanki. Sýzlamasý da cabasýydý. Elimdeki sepeti tutmakta zorlanýyordum. Ayaklarýma dolanan eteðimin uçlarý buz tutmuþtu. Güya açýlan küçük yolda yürüyordum ama yaðan kar açýlmýþ, yol mu býrakýyordu. |
|
30
|
|
|
|
Bu öykü dostluk ve arkadaþlýðýn nasýl olmasý gerektiðini anlatýr |
|
31
|
|
|
|
Kurak ve bereketsiz bir araziye, yüzlerce yýl susuz kalmýþ bir çöle yaðmurlar yaðdý. Toprak, suya doydu. Tam o anda bir ormanda birden boy attý adýný bilmediðim bitkiler, filizlenip üstündeki taþý topraðý attý bir tohum. Günýþýðýna kavuþtu. Bir karaaðacýn dallarý uzadý göðe. Gölge oldu, karýncalara ve yoldan geçenlere. Galaksideki toz bulutu daðýldý. Yörüngesini þaþýran bir gezegen yerini buldu. Bir yýldýz daha doðdu uzayýn karanlýk boþluðunda. O ana dek saða sola yayýlarak, daðýlarak ilerleyen; bir türlü bir yere ait olamayan, doðru düzgün akamayan bütün akarsular yataðýna kavuþtu. Samanlardan örülmüþ bir yuvada ürkek bakýþlarla etrafýný süzen yavrunun üstüne bir anne ya da baba kuþ kanatlarýný gerdi o an.
Avuçlarýnýn atlasýnda senin dünyayý keþfediyordum. Bir kadýn ve bir erkeðin gözleri buluþuyordu tutkulu bir dansýn finalinde Latin Amerika'da. Bir anne yeni doðan bebeðini ilk kez kucaðýna alýyordu o an. Adýný bilmediðim dillerde sevgi sözcükleri fýsýldýyordu insanlar birbirlerine. Avuçlarýnda senin, yeni bir evren yaratmýþtý tanrý tam o anda. Ben ilk kez rüzgârýn uðultusunu duyuyordum parmak uçlarýmda ve bir yaðmur kuþu kanatlarýný çýrpýyordu orada. Adýný hiç bilmediðim iklimlerle tanýþýyordum ellerinin çizgilerinde.ir fil büyük bir sancýyla yavrusunu doðuruyordu Afrika' da. Bir su kaplumbaðasý kabuðunu kýrýyordu okyanusun kýyýsýnda.
Avuçlarýnýn içinde an be an yaratýlan evrenleri keþfediyordum.
Bir güvercin sürüsü kanatlanýyordu saat kulesine doðru. Kordon' da ilk kez buluþuyordu iki liseli. Bir kadýn bir adamý ilk kez öpüyordu ve bir çift sonsuza dek evet diyordu. Avuçlarýnda senin sayýsýz evren vardý. Birinde bir ýþýk dalgasý bir ses dalgasý ile seviþiyordu. Bir þarkýnýn notalarý bir evrenden diðerine köprü kurmuþtu sonra. Bir þaman oturuyordu milyarlarca yýl evvel ay ýþýðýnda bir kayýn aðacýnýn gölgesinde . Tam da az evvel filin yavrusunu doðurduðu yerde; davuluna vuruyordu þaman. Nasýl akacaðýný unutmuþ bir akarsu kayýn aðacýnýn gölgesinde ilerliyordu sessizce. Þaman davuluna vurmaya devam ediyordu. Kayýn aðacýnýn dallarý arasýndan binlerce yýl evvel esendi þimdi senin avuçlarýnda ve benim parmak uçlarýmda uðuldayan rüzgâr. |
|
32
|
|
|
|
Taksi o ara geldi. Vedalaþtýlar. Cemil son kez “Ökkeþ selfini bol bol gönder ki senden haberdar olayým. Bakarsýn hatýra denen þeyi canlý tutarýz.” Ökkeþ anlamýþtý ne dendiðini. “Yeri ve zamaný geldiðinde selfimi eksik etmem. Ama anýlarý hatýrlamak için biraz kuvvetli bir sese ihtiyaç var. Haydi yolun açýk olsun.” Dedi. Hakkarili aile kapý önünden misafirlerini yolcu etti.
|
|
33
|
|
|
|
Yetmiþ dokuzlu yýllardý…
Daha önceleri pek fark etmediðim bu kýz…
Ayný yerde çalýþýyorduk |
|
34
|
|
|
|
Bir yolunu buldu ve büyüdü sarmaþýk. Bahçe duvarýnýn dýþýnda, asfalt kenarýnda… Evi sandýðý karanlýk, nemli, rutubetli yerde doðmuþtu ve dünyasý o karanlýk yerden ibaretti ilk baþta. Ama sonra büyüdü ve uzadýkça boyu; gördü bahçe duvarýnýn ardýndaki dünyayý. Burasý bir evin arka bahçesiydi.
Gramofondan yayýlan müziði duydu. Kadehlere dökülen þarabý gördü. Bir tango þarkýsýydý çalan: "No mas amor aqui..." þarký, sanki her þey mümkünmüþ gibi hissettiriyor, taze bir umutla dolduruyordu içini önce; her þeyin mümkün olduðuna en çok inandýrdýðý anda, aslýnda hiçbir þeyin öyle olmadýðýný yüzüne vuruyordu dinleyenin.
Adam ve kadýn sarýldý. Arka bahçede aþk vardý. Sarmaþýk aþký gördü. Aþký görmek onu bilmeye yetmiyordu; sonra bu kalabalýðýn içinde aðacý fark etti birden. O an aþký sadece görmekle kalmadý, aþký bildi. Aðaç, kendinden emin bir þekilde kök salmýþtý topraða. Güçlü bir gövdesi ve geniþ dallarý vardý. Fark edilmemesi imkânsýzdý. Aðacýn adýný bilmiyordu. Henüz onu tanýmýyordu bile; bir gün karar verdi, bahçe duvarýný aþacaktý. þýk olmuþtu aðaca. Uzadý; bin bir türlü emekle karar verdiði gecenin ertesinde aþýverdi bahçe duvarýný. Gün yeni yeni aydýnlýða kavuþurken o da kavuþmak istedi aðacýna. Az kalmýþtý; kimselere duyulmadan kararlý ama ürkek adýmlarla yürüdü aðaca doðru |
|
35
|
|
|
|
kol düðmelerini saklamýþtý beyaz gömleðinin üzerinde ve kemerini ve en sevdiði pantolonunu …sanki her an gelecek, üzerini giyecek bir yerlere gidecekler gibi… çoraplarý, ayakkabýlarý en güzel yerinde hazýrda bekliyordu odasýnýn ve dört duvar dört çerçeve gülümsüyordu resimleri… |
|
36
|
|
|
|
köpekler kangal olursa aidiyeti kuvvetli olur |
|
37
|
|
|
|
Gitmeyi istemekle, gitmesini istemek at baþý giden olgular, bir bakýyorsun giden arkasýndan yas tutmuþsun, bir bakýyorsun gittiðin halde yas tutmuþsun, acaba gittiðin senden önce gitmiþ olsaydý, acýn nasýl deðiþecekti?
|
|
38
|
|
|
|
Yalnýzlýk demiþtin deðil mi?
Yalnýzlýðýna çare olabilirim.
Kendi yalnýzlýðýmý katar da içine çeþni bile yaparým, ama dindirir miyim arttýrýr mýyým iþte orasýný bilmem. |
|
39
|
|
|
|
Oyunun bir parçasý olsa bile insanýn tüylerini diken diken ediyordu... |
|
40
|
|
|
|
Parkýn çýkýþ kapýsýna yönelirken,güneþte ardýnda býraktýðý kýzýllýkla kayboluyordu...
|
|