"Yazardan korkma: Kaçınılmaz olarak seni kendinden daha çok seviyordur." – Franz Kafka"

Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık

üzgün

Zeus'un Kızı; Olta, Balık ve Deniz

Ama balıkları tutarken, ağızlarından demir çengeli çıkarırken, babamın ameliyatlarda gösterdiği özeni gösteriyor, acıtmamaya dikkat ediyordum. Ve onları, asla çıkamayacakları , üstü kesilmiş su dolu, plastik bidonun içine atarken hiçbir şey düşünmüyordum, onların biten hayatları dışında. İçeri tıkıldıklarında, bir süre kurtulduklarını düşünürler, azalan oksijen ve değişmeyen görüntü onlara her

üzgün

Unuttum Sayende

her geçen gün sakladığım takvim yapraklarını
teker teker yakacaktım zamana inat
senin dudaklarından içecektim şarabı

üzgün

Güzeller Şahı, Pervanene Selam Ver (!) Sen

Neler işittim.. Ahh neler gördüm Ah neler yaşadım ey Bcan Hiç yalnız bırakmıyorlar beni Binlerce km yol da gitsem ne duyduklarımdan, ne sezdiklerimden, ne yaşadıklarımdan bir parçayı senin kapına bırakıp cigercânın ağıtlarına bestekârlık yapmanı istemedim

üzgün

Kırlangıç Hatıraları - VIII

Hacı amca bahçenin köşesinde tırpanlarını eğeliyordu,
Ben, duvara dayatılmış tırpanların keskinliğine bakıyordum,
Birde iki elimin işaret parmaklarına…

düşündürücü

Direkteki Resim

Resim yine aynı yerinde duruyordu. Ağaç bir direğe çivilenmiş yağlıboya bir erkek portesi. Gelen gidenin pek seyrek olduğu bir sokakta kaderine terk edilmiş bir halde tek başına. Zavallı ne kadar ızdırap içindedir kim bilir.
-Kim olduğunu bilirmisin? Elim fotoğraf makinesinin çekme düğmesine tam dokunmak üzereyken duyduğum

karamsar

Bahçe Duvarı

Bir yolunu buldu ve büyüdü sarmaşık. Bahçe duvarının dışında, asfalt kenarında Evi sandığı karanlık, nemli, rutubetli yerde doğmuştu ve dünyası o karanlık yerden ibaretti ilk başta. Ama sonra büyüdü ve uzadıkça boyu; gördü bahçe duvarının ardındaki dünyayı. Burası bir evin arka bahçesiydi.
Gramofondan yayılan müziği duydu.

üzgün

Aptal Âşık

Onu ilk kez rıhtımda yürüyüşe çıktığımda görmüştüm. Görünüşte kalabalıktan bunalmış ve kafasını dinlemek için kendini rıhtıma atmış bir insanın görüntüsü vardı. Üzerinde haki renkte bir takım elbisesi ,başında da modası geçmiş türden bir fötr şapkası ile tam bir İstanbul Beyefendisi görünümündeydi. Oturduğu bank sanki ona tahsis edilmiş gibi

karışık

Kınalım

Ben yazarım, benim işim insan, kötü hava koşulları beni etkilemez, insanları zor durumlarda gözlemem gerek, zor durumda yaşayanları bilmem gerek, bu insanların dışarıda ne halde olduklarını anlatmam, yazmam gerek..

karışık

Kuzey İkliminin Zemherisin de Bir Başkadır Anıları Düşlemek!

Ne kadar geniş bir otlaktı burası. Neredeyse diz kapaklarına dek yükselen otlar arasında iki kardeş, bir birlerine baka kaldılar. Vakit bir hayli geç olmuştu. Çiftlik evine dönmekle, önlerinde güneşin battığı yöne doğru uzayıp giden çayırlığı keşfetmek arasında ikilemde kalmışlardı. Gittikçe kuvvetlenen esinti, yemyeşil çimenleri bir oraya bir buraya

olumsuz

Son Mesaj

12-13 yaşlarında ailesin zoruyla zengin bir ailenin yanında yaz tatili boyunca evin hanımına yardım edecekti Serap. Serap o yaz tatili boyunca o ailenin yanında yaşamanı sürdürürken hep ilkleri yaşadı, bir çok görmediğini, tatmadığını, giymediğini ve yapmadığını yaptı.

Başa Dön