Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık
Zeus'un Kızı; Olta, Balık ve Deniz
Ama balıkları tutarken, ağızlarından demir çengeli çıkarırken, babamın ameliyatlarda gösterdiği özeni gösteriyor, acıtmamaya dikkat ediyordum. Ve onları, asla çıkamayacakları , üstü kesilmiş su dolu, plastik bidonun içine atarken hiçbir şey düşünmüyordum, onların biten hayatları dışında. İçeri tıkıldıklarında, bir süre kurtulduklarını düşünürler, azalan oksijen ve değişmeyen görüntü onlara her
Unuttum Sayende
her geçen gün sakladığım takvim yapraklarını
teker teker yakacaktım zamana inat
senin dudaklarından içecektim şarabı
Güzeller Şahı, Pervanene Selam Ver (!) Sen
Neler işittim.. Ahh neler gördüm Ah neler yaşadım ey Bcan Hiç yalnız bırakmıyorlar beni Binlerce km yol da gitsem ne duyduklarımdan, ne sezdiklerimden, ne yaşadıklarımdan bir parçayı senin kapına bırakıp cigercânın ağıtlarına bestekârlık yapmanı istemedim
Sihir midir Keramet midir Bu Şemsiye?
Şemsiyesini açan, yüzleştiğim içimdeki can dostuma: Sevgilerden yağmur damlalarının küçük dokunuşları
Balik ve Melisa
insanin bir umudu olmali ve insan bu umudunun pesinde kosmali...ve asla vazgecmemeli...
Bana, Hayır Dediğin An...
Bir genç kız delikanlıya sorar:
"Benden hoşlanıyor musun?"
Delikanlı;
"Hayır" diye cevap verir.
Kız sorar:
Kırlangıç Hatıraları - VIII
Hacı amca bahçenin köşesinde tırpanlarını eğeliyordu,
Ben, duvara dayatılmış tırpanların keskinliğine bakıyordum,
Birde iki elimin işaret parmaklarına…
Direkteki Resim
Resim yine aynı yerinde duruyordu. Ağaç bir direğe çivilenmiş yağlıboya bir erkek portesi. Gelen gidenin pek seyrek olduğu bir sokakta kaderine terk edilmiş bir halde tek başına. Zavallı ne kadar ızdırap içindedir kim bilir.
-Kim olduğunu bilirmisin? Elim fotoğraf makinesinin çekme düğmesine tam dokunmak üzereyken duyduğum
Bahçe Duvarı
Bir yolunu buldu ve büyüdü sarmaşık. Bahçe duvarının dışında, asfalt kenarında Evi sandığı karanlık, nemli, rutubetli yerde doğmuştu ve dünyası o karanlık yerden ibaretti ilk başta. Ama sonra büyüdü ve uzadıkça boyu; gördü bahçe duvarının ardındaki dünyayı. Burası bir evin arka bahçesiydi.
Gramofondan yayılan müziği duydu.
Aptal Âşık
Onu ilk kez rıhtımda yürüyüşe çıktığımda görmüştüm. Görünüşte kalabalıktan bunalmış ve kafasını dinlemek için kendini rıhtıma atmış bir insanın görüntüsü vardı. Üzerinde haki renkte bir takım elbisesi ,başında da modası geçmiş türden bir fötr şapkası ile tam bir İstanbul Beyefendisi görünümündeydi. Oturduğu bank sanki ona tahsis edilmiş gibi
İnsanlar Tıpkı Bir Vücudun Hücreleri Gibidirler
Bir gün; hiç tanımadığınız yabancı bir ülkede bulunduğunuzda, paranız çalınıyor ve siz dilini dahi bilmediğiniz bu ülkenin insanlarının gözü önünde, yüzünüzü kızartacak bir durumda kalıyorsunuz...
Kınalım
Ben yazarım, benim işim insan, kötü hava koşulları beni etkilemez, insanları zor durumlarda gözlemem gerek, zor durumda yaşayanları bilmem gerek, bu insanların dışarıda ne halde olduklarını anlatmam, yazmam gerek..
Kuzey İkliminin Zemherisin de Bir Başkadır Anıları Düşlemek!
Ne kadar geniş bir otlaktı burası. Neredeyse diz kapaklarına dek yükselen otlar arasında iki kardeş, bir birlerine baka kaldılar. Vakit bir hayli geç olmuştu. Çiftlik evine dönmekle, önlerinde güneşin battığı yöne doğru uzayıp giden çayırlığı keşfetmek arasında ikilemde kalmışlardı. Gittikçe kuvvetlenen esinti, yemyeşil çimenleri bir oraya bir buraya
Son Mesaj
12-13 yaşlarında ailesin zoruyla zengin bir ailenin yanında yaz tatili boyunca evin hanımına yardım edecekti Serap. Serap o yaz tatili boyunca o ailenin yanında yaşamanı sürdürürken hep ilkleri yaşadı, bir çok görmediğini, tatmadığını, giymediğini ve yapmadığını yaptı.
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20