• İzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık |
121
|
|
|
|
Bu kadar olgun, terbiyeli, güzel de sayılabilecek bir kadını üzen ne olabilir diye düşünürdü O'nu her gördüğünde...Bilmezdi ki O da açtı kendisi gibi sevgiye.
|
|
122
|
|
|
|
Bizim kaynaştığımızı gören Christian bira bardağını banka vurarak, "Bir bira daha", diyor. "Daha kibar olabilirsin", diyorum. Bana yanıt vermeden Murat'a dönüyor. "Demek sen şairsin ha! İnanmam, bedevilerin dilinde şiir yazacak kadar sözcük olamaz!" diyerek, kahkahayı basıyor. Bira bardağını önüne koyarken; "Kapa çeneni. Gülünç duruma düşüyorsun!" diyorum. Hırsla birayı yarısına kadar içiyor, dudağının üstüne yapışan köpüğü elinin tersiyle siliyor. "Bırak biraz neşeleneyim, şair bir deve çobanı ile ilk kez karşılaşıyorum", diyerek çirkin çirkin gülüyor. |
|
123
|
|
|
|
Ben yazarım, benim işim insan, kötü hava koşulları beni etkilemez, insanları zor durumlarda gözlemem gerek, zor durumda yaşayanları bilmem gerek, bu insanların dışarıda ne halde olduklarını anlatmam, yazmam gerek.. |
|
124
|
|
|
|
Ülkenin iyiye gitmesi için uğraşan bir ağbeyin çbaları |
|
125
|
|
|
|
Bu yazıda tamamen bana aittir gerçek bir anıdan esinlenmemiştir |
|
126
|
|
|
|
Aksak bir kemandan farkım yokmuş...
Yanlız bir keman sesi, sonu, notası.. sızlıyor ince ince.. |
|
127
|
|
|
|
Sevig çölde bir damla su gibidir. |
|
128
|
|
|
|
Resim yine aynı yerinde duruyordu. Ağaç bir direğe çivilenmiş yağlıboya bir erkek portesi. Gelen gidenin pek seyrek olduğu bir sokakta kaderine terk edilmiş bir halde tek başına. Zavallı ne kadar ızdırap içindedir kim bilir.
-Kim olduğunu bilirmisin? Elim fotoğraf makinesinin çekme düğmesine tam dokunmak üzereyken duyduğum bu ses düğmeye basmama engel oldu... |
|
129
|
|
|
|
Kadın, “var olduğumun farkında” diye düşünmüş. Gülümsemiş adama. Yüzündeki elleri tutmaya devam etmiş, bakışları adamın bakışlarını daldırdığı gözlerindeymiş. |
|
130
|
|
|
|
Günümüzde yaşanan ama ders alınması gereken bir arkadaşlığın öyküsüdür bu.Sevgiyi başka amaçları için kullanan insanları tanımada çok yararlı |
|
131
|
|
|
|
Yataktan kalktı zorlukla yürüyerek yanıma geldi.
“Gidebiliriz artık. Bundan sonra yalnız bebeğim için, kocamın bana bıraktığı emaneti için yaşayacağım. Oğlumun adını YAŞAM koyacağım.
Yaşam bana sevdiğim adamı, kocamı bağışlamadı. Umarım oğlumu YAŞAM’IMI bana bağışlar.” dedi.
Ve ağır adımlarla.Kucağımda YAŞAM’la birlikte odasına gittik.
|
|
132
|
|
|
|
Bu hikayeyi daha önceden okumuş olabilirsiniz.
Ama ben yeni okudum ve çok beğendiğimden, henüz okumayanlarla paylaşmak istedim. |
|
133
|
|
|
|
Ardından, ’Uykun geldiyse,hadi geri dönelim’ dedi gözleri uykusuzluktan kapanan iri arkadaşına. Tombul solucan:‘Evet,çok uykum var.Hadi gidelim.Şu yeni gelen ailenin çaresine daha sonra bakarız artık!’ diye cevap verdi. |
|
134
|
|
|
|
İşe girip çalışa bilmem için mahkeme kararı ile yaşımı büyüttük. Artık memurluğa hak kazanmıştım teknik eleman olmak yerine direk dairede işe başladım. Şimdi daha bir sıkı sarılıyordum üniversite hayallerime, daha çok çalışıp yükselmeli daha fazla maaş almalıydım. Yaşam demek buydu çünkü paran kadar insandın...
|
|
135
|
|
|
|
Eğitim alanında olsun, dinlenme saatlerinde olsun, hep yalınız ve düşünceli görünen bir asker sürekli dikkatimi çekiyordu. Memleketini özlüyordur geçer dedim. Günler geçiyor onda hiç değişiklik yoktu. |
|
136
|
|
|
|
Üç maymunculuk oynamayı çok iyi bilen bir çocuk, herkesin duymadığı sandığı şeyleri yutan hayal çağında küçük bir beden... Ve ölüm hiç tanımadığı bir yolla ulaşıyor ona, ölüm gemisi yolcularından dedesi... Kalkış saati belli değil, nerede duracağı hiç değil. Ölüm arkasında bıraktıklarıyla kabarık bir deniz gibi, dalgalar gibi, çocukluğun saflığı ve hayalleri gazoz kabarcıkları yada güneşin altında bekleyen bir dondurma kadar kalıcı yalnızca... Gerçekler ise hala bir acı biber tadında. |
|
137
|
|
|
|
sadece bir kişiye değil, yüreğime sarılışlarıyla farklı duygular akıtan herkese dair.. abla, arkadaş, anne.. |
|
138
|
|
|
|
Oturduğumuz bina dört katlıdır. Giriş katındaki dükkanın üstündeki dairede oturuyoruz. Üstte de iki daire var. O daireler sık sık kiracı değiştirdi.Birileri taşındı, birileri çıktı gitti. Bu ailelerden biri var ki ben onları hiçbir zaman unutmayacağım. 3 sene önceydi, 6 çocuklu bir Kürt ailesi üstümüzdeki daireye taşındı.Ne yalan söyleyeyim onların çok gürültü yapacağı aklımdan geçmedi değil. Canlılığı, hayatiyeti severim ama gürültü başka.Oysa hiç sesleri çıkmıyor, evdeler mi değiller mi belli değil. Şimdi ‘ yahu çocuklar hasta falan mı acaba ‘ diye beni endişelendiren sessizliği düşünüyorum da gülümsemekten kendimi alamıyorum. Kim derdi ki gürültüden değil de sessizlikten rahatsız olacağım.
|
|
139
|
|
|
|
Hayatımızda etkisi olan insanlar vardır. Ben de çocukluğuma giderek eğitim hayatımda etkisi olan iki insanı anlatıyorum size bu yazıda. |
|
140
|
|
|
|
Adamın karşısındaydı genç kadın, otuz beş yaşında evli iki çocuk annesi bir bayandı, mutluydu aslında karnını doyuyor, çocuklarına bakabiliyor, kocasıyla mutlu olabiliyordu ama yokluk ve ihtiyaçlar onu yabancı bir erkeğin karşında çırılçıplak soyunmaya itmişti. |
|