Hamam Böcekleri
(Şefika Ünal) 9 Mart 2012 |
İronik |
| |
Taşrada çalışırken İstanbul’a tayinleri çıktı. Bunca sene taşrada çalıştıktan sonra İstanbul’da görevlendirilmek hem mutlu etmişti aileyi, hem de biraz korkutmuştu. “İşimize yakın bir yerden ev tutalım da ulaşıma para harcamayalım, ulaşım çok para tutuyormuş İstanbul’da.” diye karar aldılar. |
|
İki Papağanın Hikayesi
(Şefika Ünal) 11 Mart 2012 |
Çocuk |
| |
Hayvanat bahçesinden iki papağan anlaşmış ve kaçmaya karar vermişler. Kaçmak için uygun bir zaman kollamaya başlamışlar, günlerden bir gün hayvanat bahçesindeki görevlilerin ihmalini ve kapının açık bırakıldığını görünce bizim iki kafadar kafeslerinden çıkıp, kaçmışlar. |
|
Eşek Adası
(Şefika Ünal) 24 Mart 2012 |
Çocuk |
| |
Belki de ada ismini böyle bir hikayeden almıştır, kim bilir! |
|
Kağılan Dikeni Söyler
(Şefika Ünal) 8 Nisan 2012 |
Halk Öyküleri |
| |
Gün gelir kötülükler ve yanlışlar gün yüzüne çıkar, kimse bilmese, söylemese dahi kağılan dikeni söyler, söyletir. |
|
Güçlü Ordu, Güçlü Devlet, Güçlü Millet
(Şefika Ünal) 8 Nisan 2012 |
Toplumcu |
| |
Çocukluğumdan bir anım. Gün geldi, gün yüzüne çıktı, aklıma geldi, paylaşmak istedim.
"Yaşlı teyze bizde yirmi gün kaldı. Sonra annem onu memleketine gönderdi. Çocuk aklı nereliydi, nereye gitti hatırlamıyorum. Ama ne önemi var, o güzel insan memleketimin bir yöresinden." |
|
Şeytanın İyiliği
(Şefika Ünal) 23 Nisan 2012 |
Halk Öyküleri |
| |
Bir gün adamın biri muziplik olsun diye Şeytan için bir mum diker. Peki, Şeytan bu iyiliğin karşılığını nasıl öder? |
|
Padişah ile Kör Dilencinin Hikayesi
(Şefika Ünal) 29 Kasım 2012 |
Halk Öyküleri |
| |
Her Cuma Namazı sonrası kör dilenci padişaha “Eden bulur, eden bulur. Sen doğru ol, eğri belasını bulur. Padişahım sen çok yaşa" diye seslenir ve karşılığında bir kese altın alır.
|
|
Hağus'un Deli Memet
(Şefika Ünal) 6 Ocak 2013 |
Gülmece (Mizah) |
| |
Eski bir zamanda köyün birinde çoban bir gün hastalanmış. Köylü Hağus’un deli Memet’e “Sana bir kilo tuz verelim bir gün çobanlık yap” demiş. |
|
Şehzade ile Fakir Bir Kız
(Şefika Ünal) 2 Ocak 2013 |
Çocuk |
| |
Bir varmış bir yokmuş, padişahın bir kızı varmış. Bir gün padişahın kızı kaplıcaya gitmiş. Yıkanırken altından hamam tası, altın tarağı varmış. Cariyeler padişahın kızını yıkıyorlarmış. Hamamda bir genç kız padişahın kızı yıkanırken hayran hayran ona bakıyormuş. Bir taraftan da elinde hamamın eski taslarıyla kurnadan su alıp yıkanıyormuş. |
|
Anan İçin Her Yer Tekne!
(Şefika Ünal) 7 Ocak 2013 |
Gülmece (Mizah) |
| |
Yaşlı bir bayan oğlunu karşısına almış ve akıl vermek istemiş. “Oğlum gel içme. Çocuklarının rızkını gel içkiye verme. Canına da malına da zarar veriyorsun. Yapma oğlum. İçki kötü bir şeydir” demiş. |
|
Leyleğin İntizarı
(Şefika Ünal) 9 Ocak 2013 |
Anı |
| |
Bir gün dedemin komşusu tarlasında çift sürerken bir ağacın tepesinde bir leyleğin yuva yaptığını ve kürke bastığını görmüş. Leyleğin yumurtasının üzerinden kalktığı bir gün yumurtasını hindi yumurtasıyla değiştirmiş. Ya sonrası... (Yaşanmış gerçek bir hikayedir.) |
|
Uyanık Dilenci
(Şefika Ünal) 17 Ocak 2013 |
Halk Öyküleri |
| |
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde bir dilenci varmış. Dilenci köy köy dilenir gezermiş. Yine bir gün bir köye gelmiş. Köyde bir kalabalık görmüş. “Ney ki bu kalabalık” diye düşünmüş. Köyün girişinde çocuklar oynuyormuş. Dilenci çocuklara yaklaşmış, “Bu köyün adı ne?” diye sormuş. Çocuklar “Sarıyer köyü” diye yanıt vermişler. Daha sonra “Peki bu kalabalık ne?” diye sormuş. Çocuklar “Köye bir çift geyik geldi, köylüler de kesti etini paylaşıyorlar, ondan kalabalık “ demişler. |
|
Manavla Kurdun Hikayesi
(Şefika Ünal) 21 Ocak 2013 |
Çocuk |
| |
Çocukluğumda mahallemizdeki manav manavının önüne gelen bir kurdu evine köpek diye getirince...
Gerçek yaşanmış bir hikayedir. |
|
Son Av
(Şefika Ünal) 16 Ekim 2013 |
Halk Öyküleri |
| |
Bir bakmış geyik orada, akşamdan beri aynı yerde duruyor. Geyiğin fazla gideceği yer yok, biraz gitse uçurum, dönse Padişah vuracak. Geyiğin pek fazla bir seçeneği yokmuş, ya uçurumdan düşecek ya Padişah vuracak. |
|
Bedduacı Teyze
(Şefika Ünal) 7 Aralık 2013 |
Halk Öyküleri |
| |
“Ne yapayım, en iyisi bedduacı teyzeye bir gideyim de paramı çalana beddua etsin” |
|
Kime Niyet, Kime Kısmet!
(Şefika Ünal) 21 Aralık 2013 |
Anı |
| |
İşte böyle bir temizliğin ardından kapı çalmış Şerif Hanım kapıyı açtığında komşunun ayran getirdiğini görmüş. Eskiden inekleri olanlar yayıkta yoğurdun yağını alınca ayranını da komşulara dağıtırlardı. Şerif hanım komşunun getirdiği ayranı büyük bir bardağa koymuş tam içecek yine kapı çalmış. |
|
Hırsızın Son Dileği
(Şefika Ünal) 28 Aralık 2013 |
Halk Öyküleri |
| |
Adamın biri hırsızlığa çocuk yaşta başlamış. İlk hırsızlığı kümesten bir yumurta çalmak olmuş. Annesi yumurta çalıp getirdiğinde cezalandıracağına, oğluna aferin demiş. |
|
Kaymakamın Köy Ziyareti
(Şefika Ünal) 1 Ocak 2014 |
Halk Öyküleri |
| |
Yaşanmış, gerçek bir hikayedir.
Ankara’nın orman köylerinden birine Kaymakam ziyarete gitmiş. Köye yaklaşmışlar kimse yok, karşılamaya kimse gelmemiş. |
|
Hayvanların İsyanı
(Şefika Ünal) 1 Ocak 2014 |
Çocuk |
| |
“Üç gün havada, üç gün denizde, üç gün karada hayvanlar tedirgindi, acaba bunların biz insanlardan bir talebi mi var, bizden bir şey mi istiyorlar?” demiş bir gün bir çocuk. Herkes çocuktur deyip gülüp geçmiş. Kimse çocuğun önerilerini dikkate almamış. |
|
Yedi Deliler
(Şefika Ünal) 15 Ocak 2014 |
Gülmece (Mizah) |
| |
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde yedi deliler varmış. Bir gün 7 deliler iş paylaşımı yapmışlar. İçimizde en akıllı kim? Saire “Benim diye atılmış, o zaman iş paylaşımını ben yapayım. |
|
Bir Kaz Göndersem Yolar mısın?
(Şefika Ünal) 17 Ocak 2014 |
Halk Öyküleri |
| |
Bir varmış bir yokmuş. Günlerden bir gün padişah ava çıkmış. Avda kimsenin olmadığı bir yerde bir kulübe görmüş. Veziri ile kapıyı çalmışlar, tek başına bir kız kapıyı açmış. |
|
Sihirli Pabuçlar
(Şefika Ünal) 16 Şubat 2014 |
Çocuk |
| |
Eve koştum ayakkabılarımı sakladığım yerden çıkarıp, bir kutuya koydum. Küçük çocuğun yanına gidip kutuyu uzattım. Çocuk kutuyu alıp açtığında ayakkabıları görünce gözleri parladı, çok mutlu oldu. |
|
Padişahın Balkon Konuşması
(Şefika Ünal) 23 Şubat 2014 |
Halk Öyküleri |
| |
Ülkenin birinde padişah belirli zamanlarda balkon konuşması yapar ve zekasıyla övünürmüş. “Ülkenin en akıllısı benim” der, arada bir “Aranızda benden daha akıllı var mı?” diye de sorarmış. Halk da padişahlarına “Padişahım sen çok yaşa, senden daha akıllısı yok, ülkenin en akıllısı sensin” derlermiş. |
|
Titiz Yoğurtçu Teyze
(Şefika Ünal) 2 Mart 2014 |
Gülmece (Mizah) |
| |
Kasabanın birinde çok titiz, temiz yaşlı bir bayan varmış. Bu kişinin eşi imammış ve bu nedenle kendisine hocanın eşi diye hitap ederlermiş. Hocanın eşinin titizliği dillere destanmış. |
|
Talihim
(Şefika Ünal) 14 Nisan 2014 |
Halk Öyküleri |
| |
Bir varmış bir yokmuş eski zamanda çok zengin bir ailenin hizmetine koşan çok güzel bir kız varmış. Evin hanımı romatizma olduğu için bu kızcağız evin hanımına hizmet eder, kulunçlarına masaj yaparmış. Bir gün masaj yaparken evdeki aynada kendini ve masaj yaptığı evin hanımını birlikte görüvermiş. |
|
Altın Nine
(Şefika Ünal) 18 Nisan 2014 |
Çocuk |
| |
Altın nine ise bu duruma hiçbir şey söylemez, üzüldüğünü ve kızdığını belli etmezmiş. |
|
Üç Genç, Üç İstanbul ve Bir Ulema
(Şefika Ünal) 26 Mayıs 2014 |
Halk Öyküleri |
| |
Kasabanın birinde bir medrese ve bu medresede bir ulema varmış. Bu ulemanın medresesine gençler okumaya diye gelirler, kimisi okur kimisi ise okumadan dönermiş. |
|
Arılar
(Şefika Ünal) 2 Ocak 2015 |
Çocuk |
| |
Bal arıları eşek arılarına, “Sizi gidi asalaklar sizi, hem mekanımıza saldırın, hem de dur durak bilmeden ürettiğimiz ballarımızı yiyin. Biz hem kendimiz, hem de insanlar için çalışıyoruz. Yağma yok, size yedirtmeyiz ürettiklerimizi.” |
|
|
Annannemden kulağımda kalan öyküleri torunlarımıza aktarmak, yaşatmak, yaşatmak, yaşatmak...
|
|