..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - ebru
ebru - yaşadıkça seveceğim...
Site İçi Arama:


Deneme
  ilk sevdiğim gibisin bu akşam (ebru) 19 Mayıs 2002 Düşler 

Uyku şimdi koynunda dans ediyor. Sanki bana inat doğadaki her şey seni benden daha çok yaşıyor, daha çok sarmalıyor. Kimi zaman kendimi ne kadar hoyratça savurduğumu düşünüyorum. Bu kadar senle doluyken elimden gelen sadece yazmak... Çok komik... Neler ge

  sana olan sevgim, utandırıyor beni yıldızlara karşı (ebru) 20 Mayıs 2002 Düşler 

“Sen! Güneş kız! Parmaklarını kurtlara verme sakın; Sakın... Onlar ki; şu an yalnızlığımda güzellikle dökülen sevgimin damlacıkları, sevda yaşımın kaynağı... Onlar ki; limanlardan, limanlarımızdan çoktan çekip giden gemilerin izlerini bile sildi...”

  yasak aşk (ebru) 20 Mayıs 2002 Sevgi ve Aşk 

Kızmaksa kızıyorum işte; alamıyorum kendimi. Sana olan sevgimden alabildim mi ki sanki... Ne olur bendeki beni susturmamı isteme, o sustukça bendeki senin görüntüsü silikleşiyor çünkü...

  leyla ve tilki... (ebru) 20 Mayıs 2002 Sevgi ve Aşk 

...Kalkıp camımı açmalıyım. Usul bir rüzgar esmeli gecede... Saksıda yeni yeşermeye yeltenen çiçekler bende filizlenen seni görüp hasetin doruğuna ulaşmalı. Yaydığım kokuyu alan şu hain iğdeler sen kadar kokamadığı için koparmalı köklerini topraktan.

  açılmamış mektuplarım-1 (ebru) 21 Mayıs 2002 İtiraflar 

Bir masal böyle yazılır işte hayat... Sen bulanıklaştırsan da, göğü, denizi, içimdeki tanrı hepsini siler atar... Anlar anlamlanır... Dokunuşlar hayat verir...

  açılmamış mektuplarım-2 (ebru) 27 Mayıs 2002 İtiraflar 

Tarifsizlik yine alıp alıp vuruyor beni... Korkuyorum... Bunca güzel şeyi benden almalarından korkuyorum. Biri sifonu çekecek ve her şey bir lağım pisliğine karışacak diye ellerim ayaklarım kilitleniyor. Yaşadığım pembeliğin tozu gözüme kaçıyor...

  Bari sen acı bana yağmur... (ebru) 30 Mayıs 2002 Düşler 

Yağmur... Hüznü de koynunda taşıyan afet... Benden daha mı dolusunda taşıyorsun sen... İçin benden daha mı çok yağıyor da akıyorsun! Bana inat mısın lanet olası! Neler taşıyabilirsin ki sen kara bulutlarından başka? Ağırlığı ne ki? Onla boy ölçüşebilir mi

  açılmamış mektuplarım-3 (ebru) 30 Mayıs 2002 İtiraflar 

Seninde mi hesapların olacaktı? Sende mi kaçacaktın kendinden, benden... Neyi yaşamaman gerekiyor ki, söylesene bana? Yüreğindeki bozkırları coşturan deli rüzgarım mı acıtıyor seni? Sevdam ağır mı geliyor, sevdan... Omuzlarını çökerten ne söylesene bana?

  sevgi oyuncağı (ebru) 30 Mayıs 2002 Yüzleşme 

O zaman nasıl olsa yüreğinizin en taze yerinden söküp değdiğiniz bir başka ten muhakkak bulacaksınızdır... Hep aynı yanılgıya düşecek ama asla özleyen olmayacaksınız... Sevgi oyuncağı bu kadar çokken ve sizde bu kadar sevmeye hevesliyken hayat nasılda baş

  karanlığa uyanış (ebru) 24 Haziran 2002 Yüzleşme 

Neredeyim ben tanrım. Yerim göğüm nerede kayboldu. İçimdeki tanrıyı kim çaldı benden. Köşeler bucaklar nerelere gizlendi. Gözümden akan bu ıslak şey de ne... Ellerimi kanatan, kulaklarımı tırmalayan ne... Neden aynaya bakıp bakıp gülüyor bu yabancı yüz...

  açılmamış mektuplarım-8 (ebru) 14 Ağustos 2003 İtiraflar 

Bu savaşı sen kaybedeceksin “gerçek”. Elbette bir gün kazanacak olan benim. Boşuna gelme üstüme. Benim artık yitirecek bir şeyim yok. Var ettiğim bir tek “O” var bende.

  Hadi Kımılda (ebru) 19 Ağustos 2002 Yüzleşme 

Gelmeyecek trenleri kaçırdın sen hayatında zaten

  Kandırmaca (ebru) 19 Ağustos 2002 Yüzleşme 

Karanlığı ne kadar güneşle kapatabilirsin ki...

  açılmamış mektuplarım-4 (ebru) 18 Kasım 2002 İtiraflar 

Soluğunun olduğu atmosferde olmakla bile mutlu olan ben, yangın dolu gecelerde çığlık çığlığa yakıyorum kendimin her bir parçasını. Belki de gün gelecek sevecek bir ben bile kalmayacak. Sırf seni sevebilmek için kendimden bile vazgeçtim görmüyor musun...

  Kukla Yaşamlar (ebru) 22 Kasım 2002 Yaşam 

Ve açıldı perde 1978’ de. Sahnenin girişinde kör hayat zebanileri biletleri çoktan satmıştı bile. Tıklım tıklımdı hayat. Ve tek kişilikti sahne.

  Uçurumlarında Kalan Yalnızlığım (ebru) 23 Ocak 2003 Sevgi ve Aşk 

Olmadı sözleri çınlayacak kulaklarımda ve her uçurumda kendimi bir kez daha atacağım boşluğuna.Saniyeler süren düşüşüm saatler sürecek biliyorum...

  Yalnızlığımda Büyüyen Sevdan! (ebru) 23 Ocak 2003 Sevgi ve Aşk 

Buralarda seni severken, seni tüm aydınlıklarla doldurmaya çalışan ve sonunda yapayalnız kalacak... Buralarda sonunu kendi elleriyle biçimlendiren ve seni sevdikçe yalnızlaşan bir ben var...

  açılmamış mektuplarım-5 (ebru) 26 Mart 2003 İtiraflar 

Bir bütün oluşturmak için geceler boyu yap-boz yapan çocuklar gibi yitik bir parçanı aranıp duruyorum. Ya gözlerini kaybediyorum, ya da gözlerinin içindeki beni...

  Korkma Seni Yalnızlığa Bürüyeceğim (ebru) 26 Mayıs 2003 İtiraflar 

İnanmıyorsun bana biliyorum. En az ben kadar inanmıyorsun bana... Ama gideceğim.

  açılmamış mektuplarım-7 (ebru) 27 Mayıs 2003 İtiraflar 

Diyorum ya, senin suçun yok diye; tüm suç benim. Seni bunca sevmemeliydim... Şu haritası çizilmiş dünyada kimse bu kadar sevmeyi ve sevilmeyi hak etmiyor, kimse buna izin vermiyor, inan...

  açılmamış mektuplarım-6 (ebru) 14 Mayıs 2003 İtiraflar 

Bunca aşikarlığa rağmen, sizse hala küçük bir çocuk gibi prenses olma hayalleri kurarsınız. Asla vazgeçmez, sevgi ile her şeyi aşabileceğinizi zannedersiniz. Zaten hayatınızda hep “zannetmekle” geçer.

  Bilmediğim Bir Yerden Geldim (ebru) 18 Haziran 2003 Düşler 

Belki bende hiç bilmediğim bir yere, bildiğim ama şimdi öylece yattığım bir yerden geldim...

  İçime Dönecek Yüzüm Yok... (ebru) 31 Temmuz 2003 Yüzleşme 

Azgın dalgalar vuruyor gönlüme... köpük köpük... bembeyaz... Sütliman olmayı bekliyorum sadece... Kafamı kaldırıp baktığımda aynaya; yeniden gülmeyi bekliyorum. Bekliyorum...

  Bilemedin Sevgili! (ebru) 11 Eylül 2003 Sevgi ve Aşk 

Hiç olmadığın kadar yoktun hayatımda ve belki yaşadığım bir hayat bile yoktu.

  Bırak Yakamı Sevda (ebru) 17 Eylül 2003 Sevgi ve Aşk 

Bırak yakımı deli sevda. Küstü gönlüm sana. Ne yıldızların kandırabilir beni artık ne da rayihaların. Körebe de oynamak istemiyorum artık. Karanlıktan korkar oldum, kapama gözlerimi sevda...

  Satıyorum! (ebru) 22 Eylül 2003 Yüzleşme 

Evet... Satıyorum... Yok mu arttıran... Üç... Beş... Hadi ama... Bu çok fonksiyonlu kalbe sahip olmak istemez misiniz... Bakmayın öyle gözümün içine... Tamam... Tamam... Üstüne ben para vereceğim... On... Yirmi... Yüz... Yok mu alan... Hadi ama... Sahibin

  Gülen Gözlerimi Geri Verebilir misin? (ebru) 25 Eylül 2003 Sevgi ve Aşk 

“Seviyorum” yazıyordum; yetmiyordu... “Özlüyorum” yazıyordum; dolmuyordu... Tüm imla kılavuzlarını çöpe atıp; “bdkjadjıdaDHŞWD” yazıyordum; anlamıyordun...

  Sana Sevdayı Ben Giydirdim (ebru) 14 Kasım 2003 Sevgi ve Aşk 

Hiç hesapta yokken kendine bir beden buldu içimdeki hayal sevda. Arsızca yerleşti bedenine. Elleri ellerin oldu... Gözleri gözlerin... Ve ben asla “hayır” diyemeyeceğim aşkıma kavuştum.

  Vazgeçtim (ebru) 26 Aralık 2003 Yaşam 

Sevgilinin yüreğinden, acının dilinden, sahte yüreklerden vazgeçtim... Daha ağlayamadan, göz yaşlarımdan vazgeçtim...

  Sevda Bencilliğim (ebru) 26 Nisan 2004 Sevgi ve Aşk 

Dünya lügatında tanımlayamadığım...

  Seni Hala Seviyorum (ebru) 6 Eylül 2004 Sevgi ve Aşk 

Aradan onca mevsim geçmesine rağmen hala yakıştıramıyorum ayrılığı sevdamıza. Bana o sımsıkı sarılmalarının, “seni seviyorum” demelerinin, birlikte döktüğümüz gözyaşlarının yanında ne kadar soğuk duruyor o kara ayrılık. Ve hala gittiğine inana

  Gelmeyeceğim! (ebru) 9 Ağustos 2007 Yaşam 

Gençliğim ve umutlarımla asılmıştım dallarına. Bir baktım; Gençliğimi ve umutlarımı asmışsın dallarında

  Babam' A (ebru) 9 Ağustos 2007 Yaşam 

Daha biz onla tavla oynayacaktık... Daha biz onla...

 

 



Kurşun sesi kadar hızlı geçer yaşamak;
Öyle zordur ki, kurşunu havada, sevgiyi de yürekte tutmak!
Geçtiğimiz yollarda kaybettiklerimizin bize en büyük kötülüğü kendilerini tekrar tekrar hatırlatmalarıdır.
Onlar, bir kere kaybetmekle kurtulamadıklarımızdır.
Yoklukları hayatımızdaki varlıkları haline gelir.
Hep ama hep hatırlarız.
Ne biçim kaybetmektir bu? Kim gölgesinden kaçabilir ki?
Bazen duygularımız bizden erken yaşlanır ve bizden hayatın geri kalanını alır.
Hayatın, kendini anlayanları cezalandırmasıdır bu.
Durup, durup ardına bakan kadınlar vardır.
Geçmişi düşünmekten şimdiyi yaşayamazlar.
Her şeyi didikleyip duran, mazisinin gölgesinden, anılarının yükünden bir türlü kurtulamayan, gözleri ufuk yorgunu kadınlar. Zaman ilerledikçe birçok şey, daha zor olmaya başlar. Beklentisi yüksek olan kadınların yalnızlığı daha koyu oluyor. Büyük lafların gölgesinde geçen hayatlar, bir daha iflah olmuyor, geçip gittiğiyle kalıyor. Zaman, aşk...... her şey!
Ayrılıkları ayrıntılar acıtır. Kadınları mahveden erkekler değil, ayrıntılardır. Erkekler, erkekliklerinin tadını alabildiğine çıkartırken, kadınlar bu konuda da umutsuzdurlar. Çünkü kadınlık bekler. Ummak ve beklemek kadınlığa verilmiş iki cezadır.



 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ebru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 04.12.2024 11:11:08