yanından geçti sıfır kilometre mersedesin.onun şimdi bir bisikleti bile yoktu ama ayda gezindiğine inanıyordu.ondört raund boyunca savaşmış ama onbeşte nakavt olmuştu.mersedese küçümseyerek baktı.onu ve birçok şeyi özümsemesini senelerdir anlayamamıştı.
küçük hayallerinin ondan çalındığı zamanın üzerinden kaç kırlangıç geçmişti.bir mersedesinin olduğu ama ayda gezinmediği günlere doğru yol aldı.çok gençti o zaman ve o zaman yüzlerce imajla sevişmişti mersedesi sürüp..virajları onun kadar hızlı geçen mağrur bir şoför var mıydı?
oysa şimdi tabutta plonjon yapmaya hazırdı.bir şişe şarabı yanındaydı.bir pakette sigara oldu mu..işte bu kadardı senelerin özeti."ben bir dinozorum" der ve katıksız gülerdi.rulet oynuyordu şarap şişesiyle onu çeviriyor ve şişe hep onun tersi tarafta duruyordu.kaybediyordu.iş ortağının zamanında kazandığı gibi.kaybetmek mi..?
geriye dönüp mersedese yöneldi ve pantolonunu indirdi.dalgasını çıkardı ve ağzından bir kül parçası düştü üzerine.soğuk havada mersedesin ön camından sıcak buharlar fışkırıyordu ve yanındaki şarap şişesi ayın ışıklarını sarhoş ediyordu.adam işini bitirip yalpalayarak uzaklaştı oradan.yine rulet oynayacaktı yollarla.ve yere düşen boş şişenin üzerine damlıyordu şehrin ışıkları kırılarak.ayın sarhoşluğu ise dişi bir dünyayı ısıtıyordu.
gece tutulmuştu virajları dönmeden...