Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Peygamber sevgisi demektir. Allah'ın müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdiği Peygamberleri özellikle bütün insanlığın Peygamberi Hz. Muhammed (a.s.)'i sevmek, mü'minlerin Peygamberlere karşı görevlerinden biridir. Peygamberi sevmek, Allah'ı sevmenin sonucudur. Çünkü Allah, bizi sevmesini, bizim Peygambere uymamıza bağlamıştır (De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.Çünkü Allah çok bağışlayandır,çok merhamet edendir."Âl-i İmrân: 31) Peygambere uyabilmek için, onu tanımak, onun peygamberliğini tasdîk etmek ve onu sevmek gerekir. Tevbe suresinin 24. ayetinde(De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticâret ve beğendiğiniz meskenler size Allah'tan, peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah fasık topluluğu doğru yola erdirmez." Tevbe : 24) eş,çocuk, baba-oğul, mal-mülk gibi hiçbir şeyin Allah ve Peygamberinden daha sevimli olmaması gerektiği bildirilmiştir. Peygamber sevgisi, imanın gereğidir (Ahmed, IV, 11). Buhârî,el-Câmi'u's-Sahîh adlı hadis kitabında Îmân bölümünün 8.bahsinin başlığını "Peygamberi Sevmek İmandandır"şeklinde koymuş ve şu hadisleri kitabına almıştır: "Biriniz ben kendisine (ana-)babası, çocukları ve bütün insanlardan daha sevimli oluncaya kadar îmân etmiş olamaz." (Buhârî, Îman,8), "Kimde şu üç şey bulunursa (o kimse) îmânın tadını bulmuştur. (Bu üç şey); Allah ve Peygamberinin kendisine bu ikisinin dışında her şeyden daha sevimli olması, kişinin sevdiğini Allah için sevmesi ve ateşe düşmekten hoşlanmadığı gibi küfre dönmekten hoşlanmamasıdır." (Buharî, Îmân, 9). Kur'ân'da,"Peygamber, mü'minlere canlarından daha ileridir (evla),peygamberin eşleri de onların anneleridir" buyurulmuştur (Ahzâb, 33/6). Peygamberi sevmek,Kur'ân ve Sünnette yer alan hükümleri uygulamak,Hz.Muhammed (a.s.v) 'i kendine örnek ve önder, Kur'ân'ı da rehber edinmekle mümkün olur.Peygamberi seven âhirette onunla beraber olur. Birisi Peygamberimiz (a.s.)'e, -Kıyamet ne zaman kopacak diye sormuş, Peygamberimiz (a.s.) de ona, -Kıyamet için ne hazırlığın var? diye karşılık vermiştir. Adam, -Allah ve Peygamberinin sevgisini demiş, bunun üzerine Rasûlüllah (a.s.), -Öyle ise, sen sevdiğin ile berabersin buyurmuştur (Müslim, Birr, 161) Mü'min,Peygamberini Allah için sevmelidir. Çünkü Peygamberimiz (a.s.);"Beni Allah sevgisinden ötürü seviniz." buyurmuştur (Tirmizî, Menâkıb, 33. V, 664) Mü'min,kendisi Peygamberi sevdiği gibi çocuklarını da bu sevgi ile yetiştirmelidir. Şu hadis bunun delilidir: "Çocuklarınızı üç özelliğe sahip olarak yetiştirin: Peygamber sevgisi, Ehli beyt sevgisi ve Kur'ân okumak." (Deylemî, bk. Hâşimî, No:48) Peygamberimiz (a.s.)bu sevgiye layıktır. Çünkü O, Allah'ın elçisidir. (Ey kitap ehli! Artık size elçimiz (Muhammed) gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur'an) gelmiştir. Mâide : 15) Peygamberimiz (a.s.), "Biliniz ki ben Allah'ın sevgili kuluyum, dostuyum, (Ancak) övünme yoktur (övünmüyorum)" demiştir (Tirmizî, Menakıb, 1) Peygamberi seven Allah'ı sevmiş, ona uyan Allah'a uymuş olur. O şefkatli ve merhametlidir (Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir.O size çok düşkün,mü'minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.Tevbe:128 ).Peygamberi (a.s.) çok seven kıyamet gününde ona yakın olacaktır (Tirmizî, Birr, 71. IV, 370) Bir insanın Peygamberi seviyor olabilmesi için;onun hak peygamber ve tebliğ ettiği İslâm'ın hak din olduğunu kabul etmesi, gücü nispetinde Kur'ân ve Sünnete uyması, isyân etmemesi, onu kendine örnek ve rehber edinmesi, ona salât ü selam getirmesi gerekir. (Allah'a ve Peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin. Âl-i İmrân : 132; Andolsun, Allah'ın Resülünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır. Ahzâb : 21 Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resülüne karşı gelirse şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır. Ahzâb : 36 Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin. Ahzâb : 56 Allah'ı Peygamberini ve hak dini inkâr eden Allah'a ve Peygambere eziyet etmiş; îmân edip İslâm'ın emir ve yasaklarına uyan kimse de Allah'ı ve Peygamberi sevmiş olur.Kadın ve erkeği ile sahabe,Peygamber (a.s.)'i çocuklarından,yakınlarından ve mallarından çok seviyorlardı.Müşrikler tarafından esir alınan Hubeyb ve Zeyd'e; "eğer yerinize Muhammed'in öldürülmesini isterseniz ölümden kurtulacaksınız" denilmişti.İki sahâbî, ölümü tercih etmişler ve "değil onun öldürülmesine, ayağına Medine sokaklarında bir dikenin batmasına bile râzı olmayız, müslüman olarak ölmek dinimizi terk etmekten daha hayırlıdır" demişlerdir. (İ.K.) Diyanet Web sayfası –İslami kavramlar. AŞK Aşk insani bir duygudur.Pek çok İslam alimi aşk’ı hayvani ve rahmani olmak üzere ikiye ayırmıştır.Edebiyatta şairlerin en çok kullandıkları kavram olan Aşk,Ehl-i Sünnet mutasavvıflarının ve kendisini mutassavvıf görenlerin de en çok kullandıkları kavramlardan birisidir.Aşk kelimesi günümüzüde en çok suistimal edilen kelimelerden birisidir aynı zamanda. Din’den,tasavvuftan bahseden bazı kişilerin ağzına sakız olan Aşk kelimesinin Ehl-i tasavvuf’taki karşılığı tavizsiz olarak İslama bağlılıktır.Bu durum Kur’an’ı Kerim’de şöyle anlatılır: Peygamber, mü'minlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun eşleri de mü'minlerin analarıdır. Aralarında akrabalık bağı olanlar, Allah'ın Kitabına göre, (miras konusunda) birbirleri için (diğer) mü'minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız başka. Bu (hüküm) Kitap'ta yazılıdır. Ahzâb : 6 Aşk kelimesinin manası şu şekilde açıklanmaktadır: Sözlükte "aşırı sevgi, bir insanı belli bir varlığa, bir nesneye ya da evrensel bir değere doğru sürükleyip götüren gönül bağı" anlamına gelen aşk, tasavvufî bir terim olarak, sevginin insanı bütünüyle hükmü altına alması,sevginin son mertebesi, varlığın yaratılış sebebi, varlığın aslı anlamında kullanılmaktadır. Kuran’da ve sahih hadislerde aşk kelimesi yerine, sevgi kelimesinin karşılığı olarak çoğunlukla hubb ve mehabbet, bazen de vüdd ve meveddet kelimeleri ile bunların türevleri kullanılmıştır. İslâmî literatürde aşk ilâhî ve beşerî olmak üzere başlıca iki anlamda kullanılmıştır. İlâhi aşka genellikle hakiki aşk, beşeri aşka da mecazi aşk adı verilmiştir. Sözlükte "sevmek, beğenmek, rağbet etmek, istemek, meyletmek, hoşlanmak ve tercih etmek" anlamlarına gelir. Sevgi iradeden daha geneldir. Her sevgi iradedir, ancak her irade sevgi değildir. Canlı, anlayışlı ve bilgili varlıkların bir özelliği olan sevgi, kalp ve duyu organlarının zevk aldığı ve hoşlandığı şeylere meyletmesidir. Sevgi, bilgiye ve tanımaya bağlıdır. İnsan bilmediği, tanımadığı, görmediği, anlamadığı ve duymadığı şeyleri sevemez.Diyanet Web sayfası –İslami kavramlar. Biz O(sav) nu çok sevdik. O Allahın Resulü, Hz. Muhammed Mustafa (sav)Efendimiz. İki cihanı güneşi. Efendimiz yaratılış sebebimiz. Yüce Rabbimiz(cc) in Rahmetenlil Âlemin olarak yarattığı yüce insan. Son Peygamber. Son Resul. Hateminnebiyyin. İki kurbanlığın oğlu. Hz. İbrahim (as) ve Hz. İsa (as)ın duası.Gözyaşı peygamberi. Biz O’nu (sav) görmeden sevdik. Biz ümmeti olmakla iftihar ettiğimiz İki cihanın güneşi Hz. Peygamberimiz Efendimizi o kadar çok sevdik ki hayatımız onunla geçti. Onunla ağladık. Onunla güldük.Sohbetlerimizi o’nun(sav) ismiyle şereflendirdik. O’nun yaşadığı beldelere demiryolu döşenirken “edebe” aykırı olur diye çekiçlerin altına keçe döşedik. O’nu(sav) ziyarete giderken ayağımızı makamına doğru uzatıp yatmayı edepsizlik addettik ve “Sakın terki edepten ki makamı mahmudu hüdadır dedik. O’nun âşıkları vardı. Bilal’ı Habeşi gibi.Vefatından sonra ezan okuyamayan. “Eşhedü Enne Muhammeden Rasulullah” derken bayıldığı için hiçbir ezanı tamamlayamayan. O’nun âşıkları vardı. Süleyman Çelebi gibi. Büyüklüğünü anlatmak için Mevlidi şerifi yazan. Yaman Dede gibi âşıkları vardı O’nun(sav) ismi anılınca heyecanlanıp ağlayan. Üveys gibi âşıkları vardı Efendimizin görmeden âşık olan ve yanan.Hz. Ömer (ra) Hz.Ali(ra) efendilerimizi Yemene getirten ve dua isteten. 29/03/2018
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © MUSTAFA ESER, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |