İyice Charles Bukowski’ye bağladığım şu saatlerde gönül rahatlığı ile diyebilirim ki biz iyi bir toplum falan değiliz… Bizim içimiz fesat… Beraberinde de korkaklığımız ve bencilliğimiz kol kola yürüyor.

Tabi ki siyaset kanalından gireceğim her zamanki gibi, çünkü ülkeyi yönetenler nasıl davranırsa, halk da öyle davranıyor özellikle Orta Doğu ve gelişmemiş diğer topraklarda…

Bu yüzdendir ki bizlerde yasa, anayasa ya da toplumsal kurallar hakkında pekala yorumlar yapılabildiği gibi sözde ana muhalefet olacak iktidarın paf takımı da her gün senelerden beri olduğu gibi çözüm üretmek yerine, saçma sapan bomboş açıklamalar yapıyor. Haliyle bunu gören ahali de kendi hayatlarında benzer davranışlarda bulunuyor. Kah sessizce ekmeğine bakıyor, kah 74 yaşındaki dedekuşun çare olacağını sandığını yediremeyip susuyor, kah ise gaddarın ta kendisi oluyor.

Şu örneklerin bile kafalarda inceden kıvılcım çaktırdığını varsayarak ve fazla da açmayarak demek isterim ki; ben toplumsal anlamda artık bir şeylerin değişmeyeceğini anladım. Neden biliyor musunuz? Bugün muhalif geçinen kanallar; hala iktidar partisine başvurup red yedikten sonra ana muhalefete katılan bazı İmamınoğlunun kazanacağını ve iktidarın hala aday bulamadığını söylüyor. Şaka gibi.

Gerçekleri kabullenip, şu bu sebeplerle SWOT analizi yapıp güçlenmek yerine, hala sırf parti adına sığınıp bir yerlerde olanların kazanacağına inanmak, kazanmasına inandırmak ve ‘’positive vibe’’ lar vermek tamamen…. Neyse… Tabi ki hepiniz değerlisiniz. Tabi ki iyi hissetmeyi hak ediyorsunuz. Tabi ki özelsiniz. Tabi ki kararlarınız doğru. Canım…

Toparlayayım haydi… Ne mutlu ki kış saati elektrik tasarrufu için olduğundan ve birkaç saat sonra karanlıkta metro ya da metrobüslerde Yaratan’ın yansımaları şu fani hayatlarında pırıltılarını da kaybedip geçim kaygısı için bazı şeylere bu yeni günde de biat edecekler. Halbuki kendilerini güçlendirip, güce az biraz tehdit olsalardı, kendilerini tanısalardı, birlik olsalardı, işler çok daha farklı olabilirdi… Amma velakin tarih göstermiştir ki; güce salt sığınmak, biat etmek, olduğun yeri korumak uzun vadede risktir. Öyle olmasa insanların güvendiği dağlara kar yağmazdı… Yine aynı şekilde Kutsal kitaplarda dahi belirtildiği gibi kendini herkesten üst sananlar sevgiye dahi layık görülmeyip, lanetlenmezdi…

Her şeyin var sebebi şüphesiz, bizler de susup gözlemliyoruz sessiz sessiz, gün sonunda ise Kıblemiz her zamanki gibi net, acımasız ve keskin.