..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Türkiye > Nükhet Everi




26 Aralık 2003
Sevgilim Mardin © - 2  
Kakule Kokulu Kadınlar

Nükhet Everi


Sadece bozkır gözlü değil, kakule kokuludur da Mardin...


:BCEA:
Sadece bozkır gözlü değil, kakule kokuludur da Mardin...
 
Geçen sene Mardin gezim sırasında tanıştığım GÜNSİAD (Güneydoğu Anadolu Sanayici İş Adamları Derneği) başkanı Bedrettin Karaboğa Mardin girişimlerim içinde mutlaka tanımam gereken bir kadın hareketinden bahsetti ve beni Kızıltepe ilçesine götürdü. Burada Diyarbakır’dan bildiğimiz bir hareketin, KA-MER’in devamını gördüm ve sonsuz mutlu oldum: KADMER.
 
KADMER’in lokali aynı zamanda bir lokanta. Hala tadı damağımda olan yemeklerini yerken biraz sohbet ettik oradaki arkadaşlarla. Geçen seneden belleğimde kalanlar şunlar:

KADMER bir kadın hareketi. Amaçları da, kadının girişimciliğini, yaratıcılığını ön plana çıkartarak bir şeyler oluşturmayı ve kimseye muhtaç olmadan ayakta durabilmesini sağlamak. Bunun için öncü olmak.

 
Zor iş. Hem de çok zor. Neler yapabilmişler? Ben kendileriyle tanıştığımda ikinci yılındaydı KADMER. Bağımsız, yani herhangi bir parti veya görüşe bağlı olmayan bir grup evde oturan on kadın KADMER grup çalışmalarını başlatıyorlar. Bu arada girişimci ruh öne çıkıyor ve bir soru oluşuyor kafalarında: Kızıltepe’de ne yapılabilir? Bu soruya başka bir soruyla cevap buluyorlar: Biz en iyi ne yaparız? En iyi yaptıkları şey, yemek. Hemen lokanta projesini hayata geçiriyorlar. Hem de benim de doğum günüm olan 11 Nisan’da. Yedi kişi tam gün çalışıyor, epey fahri destekçi de var. Bu arada bir sorun çıkıyor ortaya: KADMER’de çalışan kadınların çocuklarını bırakabilecekleri bir yer yok. Hemen yeni bir projeyi devreye sokuyorlar: Çocuklar için bir kreş. Ama burada da bir sorunla karşılaşıyorlar. Kız Meslek Çocuk Eğitimi bölümündeki bir diploma sorunu nedeniyle Diyarbakır’da eğitim görüyor burada çalışacak olan öğretmenler. KA-MER’de kreşte eğitim alıyorlar. Diyarbakır KA-MER kreş olayına öncülük eden kişi sevgili Can Yücel’in çok sevdiğim ve saygı duyduğum eşi Güler Yücel’dir. Onun yönetiminde yetişiyorlar.
 
Neyse, ben geçen sene tadı hep damağımda kalacak yemekler yiyerek, not defterime birkaç Mardin yemeği tarifi yazarak sohbeti sonlandırmış, Mardin gezime ve araştırmalarıma devam etmiştim. Ama aklım da Kızıltepe’de, KADMER’de kalmıştı. Bu nedenle de bu seneki Mardin gezisine Kızıltepe’de detaylı bir gezi ve KADMER’de bir öğle yemeği ekledim.
 
Geçen seneye göre epey değişiklik gözlemledim KADMER’de. Öncelikle eskiden tanıdığım arkadaşları göremedim ama Aycan hanım (Aycan Başboğa) –umarım bana darılmazlar o gidenler- kimseyi aratmıyor yaptığı çalışmalar ve karizmatik kişiliği ile.
 
Aycan hanım emekli memur, evli, iki kızı ve bir oğlu var. Emekli olduktan sonra bir boşluk hissediyor ve burada gönüllü olarak çalışmaya başlıyor. Konuşma esnasında rahatsızlık duyduğu bir konuyu devamlı vurguluyor: KADMER’i ne yazık ki pek çok kişi sadece lokanta olarak tanıyor, yani ‘KADMER Kızıltepe Sofrası’. Halbuki buranın asıl amacı kadın hareketini geliştirmek, bu nedenle de KADMER’in kadın hareketinin başlangıcı olarak görülmesi gerekiyor Kızıltepe’de. Aslında Mardin’de de diyebiliriz. Mardin’de her ne kadar Kadın Komisyonu, Kadın Hakları ve İnsan Hakları Dernekleri olsa da pek giden olmadığı için KADMER daha da bir önem kazanıyor. KADMER’de kadın çalışması yapılıyor ve Aycan hanım herkese bıkmadan usanmadan bu oluşumu anlatıyor. Amaç ‘Kadın Merkezi’ olmak. O kadar kendisiyle bütünleşmiş ki KADMER, alışverişe gittiğinde bile ne alacağını unutacak kadar dalıyor anlatmaya insanlara bu konuyu. Aycan hanım umutlu, oturacak yavaş yavaş diye bakıyor büyük bir iyimserlikle.
 
KADMER üçüncü yılında ama Aycan hanım bir yıldır KADMER’de. (Demek ki ben Mardin’den döndüğümde girmiş buraya.) Temmuz ayından beri tüm sorumluluğu üstlenmiş. Kreş, toplantılar, gelen arkadaşların sorunlarıyla ilgilenmek, alışveriş, muhasebe... Aklınıza ne gelirse Aycan hanım koşturuyor. Geçen sene yedi kişi tam gün çalışırken bu sene maaşlı iki kişi var tam gün çalışan. Fahri destekçiler gene var.
 
Bu arada kreş açılmış. İki sınıfı, iki diplomalı öğretmeni ve on altı çocuk var. Diyarbakır KA-MER tabii her zaman olduğu gibi maddi manevi destek veriyor. KADMER’in tam oturmamasına karşın KA-MER’in yıllardır oturmuş bir sistemi var. Onlar da bu deneyimlerden faydalanıyorlar. Kız Meslek’teki diploma sorunu çözülmüş, eskiden olduğu gibi Diyarbakır’a eğitim almaya gitmek zorunda değil artık mezun olup da burada çalışmak isteyenler.
 
İleriye yönelik projelerden biri de sokak çocuklarıyla ilgili. Kızıltepe’de bilinen seksen tane tinerci çocuk olduğunu söylüyor Aycan hanım ama korkarım bu sadece buz dağının görünen kısmı. Kızıltepe’de ne yazık ki bu konuya yönelik bir çalışma yok. Biraz toparlandıktan sonra ilk iş olarak el atmak istiyorlar bu meseleye.
 
Kızıltepe ne yazık ki hijyen sorunları olan bir ilçe. Aslında bu maalesef tüm Güneydoğu Anadolu’nun ortak sorunu. Oysa ki belediye iyi çalışıyor. Belediye başkanları kadın. Temizlik kampanyası var, afişler asılmış, poşetler dağıtılıyor. Ama iş bununla kalsa iyi tabii de, herkesin de bireysel olarak da bir şeyler yapması gerek. Ben Kızıltepe’nin halini pek beğenmedim açıkçası. Ama hijyen konusunda KADMER bir örnek olabilir herkese o yörede. Tuvaletleri pırıl pırıl. Mutfak tertemiz. Her yere kadın eli değdiği belli. Arkada toplantı odası olarak kullandıkları bir oda var. Orayı aynı zamanda mantı ve içli köfte yapmak için de kullanıyorlar. Çalışanların üstü başı tertemiz. Her detaya önem veriyorlar hijyen konusunda.
 
Kızıltepe’nin Mardin’in en yoğun nüfusuna sahip ilçesi olması onlar için bir avantaj mı? Olmalıydı ve olmalı bence. Ama kimler ilgi gösteriyor? Kadın hareketini oturtmak kolay değildir, epey zaman, sabır, bir de uzun ve yorucu bir yolculuk gerektirir. Ama madem herkes burayı lokanta olarak tanıyor, acaba lokantaya kimler rağbet ediyor diye merakımı gidermek istediğimde pek de arzu ettikleri, hayal ettikleri alakayı ve ilgiyi görmediklerini üzülerek öğrendim. En çok yabancı öğretmenler rağbet ediyormuş. Onlar da zamanları olmadığından ve bu nedenle yemek yapamadıklarından. Esnafı da çekiyorlar aslında, hiç gelmiyor değiller. Ama burada yedikleri yemeği zaten evde de yiyorlar. Esnafın aslında aradığı kebap vs türü. Yani et türü. Bu da bence pek tipik bir Mardin tadı değil.
 
Geçen sene hatırlıyorum KADMER’i bulunduğu yerden taşımayı düşünüyorlardı konumu nedeniyle. Bir apartmanda KADMER. Yeri güzel aslında, ama merdivenlerden çıkıp büyük bir terastan geçerek giriyorsunuz lokale. Yani müşteriler apartmanın içindeki esas giriş kapısını kullanmıyorlar. Yan daireyi alan kişi, müşterilerin terasın kendine ait olan bölümünden geçmelerinden rahatsız ve araya duvar çekeceğini, müşterilerin ana kapıyı kullanmasını söylüyormuş. Aycan hanıma göre bu problem olur, çünkü ana kapıyı personel kullanıyor. KADMER bulunduğu dairede kiracı. Ev sahibi Aycan hanımı ne zaman görse ‘işler nasıl?’ diye soruyormuş. Aycan hanım da ‘iyi hacı amca’ deyince, hacı amca ‘seneye Allah kerim’ diyormuş. Anlaşıldı, seneye ‘hacı amca’ kira arttırma talebiyle gelecek karşılarına.
 
Bu işe girdiğinde 60 kg olan ve zaman içinde 53 kg’ya düşen Aycan hanım tek başına kalsa bile sonuna kadar direnmekte kararlı. ‘Burası asla kapanmayacak’ diyor. Herkes başından beri (nedense bu bizim milletimize has bir tavırdır) kapanacak KADMER diye bakmış, hala da öyle diyenler çoğunlukta. İlk başlarda Aycan hanıma da pek çok kişi destek vereceğine onu eleştirmiş. Hatta kızı bile. Onu lokantacı zannedip utanıyormuş. Eskiden evde oturan bir kadın olan Aycan hanım, kızının tabii ki eve geldiği zaman annesini ve hazır yemeğini bulmaktan dolayı mutlu olduğunu, ilk başlarda annesinin çalışmasına memnun olduysa da, ne yaptığını tam anlayamadığı için sorunların başladığını anlatıyor. Aycan hanım kabahatin kendinde olduğunu, büyük ihtimalle bir iletişim kopukluğu nedeniyle böyle olduğunu düşünüyor ve sabırla kızıyla iletişim kurmanın yollarını arıyor. ‘Ben anlattıktan sonra olay değişti. Özellikle toplantılara gittikçe, evde broşürleri, dokümanları vs ortada bırakıyordum ki, okusun, göz gezdirsin, ne olduğunu daha detaylı görsün. Şimdi bakıyorum, eve geldiğimde, yemek hazır, ev temiz’ diyor. Şimdilerdeyse her yerde annesini ve yaptığı işi savunuyor, hatta ileride kendisinin de bu işe gireceğinden bahsediyormuş. Ancak ileride. Çünkü KADMER’in bir kuralı var, ana kız aynı yerde çalışamıyorlar.
 
Aycan hanım bana bunları anlatırken düşünüyorum: Kadının toplumdaki yeri açısından çok güzel şeyler bunlar, evine ekmek getiren, belki de kimi zaman kocasından daha fazla para getiren kadın. Bu Anadolu’da çok önemli bir şey, ki ben Kızıltepe’yi son derece medeni ve ileri bulurum. Ama meğer burada da ne sorunlar varmış! Bunlardan beni en çok şaşırtanı, Aycan hanıma ulaşmaya çalıştıkları kesimleri ve hangi konularda yardımcı olmaya çalıştıklarını sorduğumda ortaya çıktı. Tamam, yasal konularda ve eğitim konularında
insanlar çok eksik, sağlık konusunda bilinçli değiller. Herhangi bir durumda ne yapacaklarını, nereye baş vuracaklarını bilmiyorlar. Dil sorununu çözemediğiniz takdirde kadın doktora gittiğinde derdini anlatamıyor, derdini anlatamayınca bu sefer hep erkeğin arkasına sığınmak zorunda kalıyor. Tüm bu sorunlara çözüm bulmak amaçları KADMER olarak. Buraya kadar tamam, ama bakın benim hiç düşünmediğim ve çok şaşırdığım bir konuya değiniyor Aycan hanım: ‘Kocasına hırslanıp çocuğuna şiddet uyguluyor pek çok kadın’ diyor. Sizi bilemem ama ben biraz şaşırdım, çünkü bunu düşünmüyoruz kadın sorunları içinde, hep o dayak yiyor gibi geliyor genelde. Grup çalışmalarına katılıp çocuklarına şiddet uyguladığının farkına varanlar için de Aycan hanım, ‘önemli olan bundan sonrası’ diyor, ‘önemli olan bir şeyler almak istemeleri’. Grup çalışmalarına her düzeyden insan ilgi gösteriyor. Serbest esnaftan olanlar, eşi öğretmen olanlar, eşi çalışmayanlar...
 
Erkeklerin karılarının bu toplantılara katılmasına tepkisini merak ediyorum. Kadınların zamanı çok iyi ayarladığını söylüyor Aycan hanım. ‘Kadınlar yemeğini, ev işini yapıyor, toplantılara geleceği zaman gezmeye gittiğini söylüyor’ diyor, ama inanılmaz derecede bir öğrenme çabası var kadınlarda anladığım kadarıyla.
 
Kızıltepe’de gezer, alışveriş yaparım her sefer. Bir şey bayağı dikkatimi çekiyor. Eskiden dışarıda çalışan genç kız görmek mümkün değildi, şimdilerde ise  müzik marketlerde, mağazalarda, çeyizcilerde, beyaz eşya satan yerlerde görmek mümkün çalışan pek çok genç kızı.
 
İnsanların iş ya da eleman aradıklarında ilk akıllarına gelen yer KADMER oluyor. Ben geçen sene orada geçirdiğim birkaç saat içinde şahit oldum buna. Bu arada KA-MER’in Avrupa Birliği’ne KADMER için bir başvurusu olmuş. Avrupa Birliği’ndeki bazı fonlardan yararlanma durumu gündeme gelebilir KADMER için başvuru onaylanırsa.
 
Bunu can-ı gönülden umuyorum. Umuyorum, çünkü manevi destek iyi hoş da, maddi destek de acilen gerekiyor tüm güzel projeleri hayata geçirebilmeleri ve Güneydoğu Anadolu’da kadın olmanın zorluklarını aşıp örnek olmaları için bu bozkır gözlü kakule kokulu kadınlara.
 
Mardin’e yolunuz düşerse Kızıltepe’yi ve güzelliklerini görün, bir öğle veya akşam yemeği için KADMER’e uğrayın, sohbetlerinin tadını çıkarın, muhteşem Mardin mutfağını bir de burada deneyin...
 
Yolunuz açık olsun bozkır gözlü kakule kokulu Kızıltepe kadınları...
 
KADMER KIZILTEPE SOFRASI
PTT Cad. Özmuhaciroğlu Apt. B/Blok Kat: 1 Daire: 2
Kızıltepe / Mardin
 
Tel: (0482) 313 21 00



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cunda Adası, Pateriça ve Paşam Cafe - 2
Mardin'de Bir Akşamüstü
Halikarnas Balıkçısı, Murathan Mungan, Turizm Haftası ve Kel
Sevgilim Mardin © - 1
Sevgilim Anadolu © - 1

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Zaman Amazon Zamanı
Asırlık Lezzet 'Konyalı' Artık Başkent'te
Avucumdaki Yürek
İğde Ağacına Güzelleme Ya da Cunda'nın Kedileri
'Hava Durumu' Deyince...
Açıkhava Akıl Hastanesi
Gecikmiş Bir Mektup...
Yazmak... Ama Neden, Neyi ve Nasıl Yazmak?
Bir Anadolu Efsanesi Troya
Gel Yine... Geleceğim!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevgili Hrant Dink! [Eleştiri]
Cnn Türk'e Yakışmadı! [Eleştiri]
Güvercinime Güvercin Postası [Eleştiri]
Türkiye Bu Mudur? [Eleştiri]
Bu Gafın Faturasını Kim Ödeyecek? [Eleştiri]
Okuduğunu Anlamak [Eleştiri]
Sen de Kardeşini Seç... [Eleştiri]
İmdat! Rtük Uyuyor Mu? [Eleştiri]
Mor Yakup Manastırı (Salhe/barıştepe - Turabdin) [İnceleme]
Hazan Sesli 'Deli Düş' [İnceleme]


Nükhet Everi kimdir?

Bozkırlardır gözleri. . .

Etkilendiği Yazarlar:
William Shakespeare, Gabriel Garcia Marquez, F.G. Lorca, Hermann Hesse, Max Frisch, Paul Auster, Jean Paul Satre, Can Yücel, Özdemir Asaf, Edip Cansever, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Murathan Mungan


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nükhet Everi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.