..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Kerem Yüce




14 Şubat 2008
Alzehimer Bir Sevda Dolaşıyor Sokaklarımda  
Kerem Yüce
Yağmur yemiş duvarlar gibiydim,fırtınanın karşısına korkmadan dikilmiş ama içeriden rutubet bağlamış.Her günüm birbirinden hassas birbirinden kırılgandı acının yıktığı duvarsız odamda.Sayısını hatırlayamadığım senelerimde sayılı gün hüküm sürememişken,işte bu gün benim günümdür diyerek içinden saatleri çekip kendime esir edememiştim ve bu yüzden öfkem isyandı kelimesiz,harfsiz en sessizinden,çınlıyordu kulaklarımda.O çınladıkça deliniyordu zar yer değiştiriyordu çekiç,örs,üzengi.


:ADJC:
Yağmur yemiş duvarlar gibiydim,fırtınanın karşısına korkmadan dikilmiş ama içeriden rutubet bağlamış.Her günüm birbirinden hassas birbirinden kırılgandı acının yıktığı duvarsız odamda.Sayısını hatırlayamadığım senelerimde sayılı gün hüküm sürememişken,işte bu gün benim günümdür diyerek içinden saatleri çekip kendime esir edememiştim ve bu yüzden öfkem isyandı kelimesiz,harfsiz en sessizinden,çınlıyordu kulaklarımda.O çınladıkça deliniyordu zar yer değiştiriyordu çekiç,örs,üzengi.Peşine bir taht kuruluyordu beynimin en orta yerine ve o tahtı kemiren ufak bir kurt çürütüyordu beni içten içe.Öyle bir içti ki bu çeke çeke bitmeyen,yaşadığı bedene muhalif...Bana muhalefet olan bu diğer yüzüm her tereddüte düştüğümde ben sana demedim mi der gibi bakıyor,her dediğini yapıp yanıldığımdaysa o kötü adam kahkahalarından atıyordu.Bense acının yıktığı duvarsız odamda bu eziyete daha fazla dayanamayıp bir gece öldürmeye kalkıyorum o sesi.İlk başarısız deneyimimden sonra daha da sağlam planlar yapıp bir gece daha deniyorum ama her seferinde benden önce davranmış oluyordu ve gözümü açtığımda bir hastane odası;kolumda cam şişeden uzanan bir hortum.Bu kadar zordu bıraktığın aksisedadan kurtulmak,bu kadar yıpratıcı.Ve seni unutmak için bir başkasına veriyorum yerini,o da zamanla kuruyordu tahtını düşüncelerime.Gelenle gidenin hesabını yaptığımda büyümek için can atan o kurt yine kemirmeye başlıyordu beynimi ve bu devinimdeki tüm yollar unutup unutup hatırladığım sana çıkıyordu.Alzehimer bir sevda dolaşıyordu beyin hücrelerimde;istediği zaman fermanlar okuyup istediğinde emri altına aldığı diğer sevdalarımla seferlere çıkıp tek başına dönen.Oysa sevdalı düşüncelerimin içinde tek bir tilkinin bile ayak izi yokken alzehimer bir sevda eziyordu yeni başlangıçlarımı ve ben öldüremiyordum o sesi.Bana muhalefet olan bu ses senin sevdandan geriye kalan tek emanet,zorla bıraktığın tek hediyeydi.Yollarıma kurduğun ücretli gişeler sayesinde düşüncelerimin hangi yöne gideceğini biliyordu.Bu yüzden hep o sesle yaşamaya mahkum edildiğimi anlıyordum.
Seni unutmama izin vermeyen alzehimer bu sevda dolaşırken yollarımda adına sevgi dediğim tüm düşüncelerimi katlediyordu adresine ulaşamadan,ben artık katledilen sevdaların olay yeri incelemesini yapıyordum.Bildiğim,tanıdığım fakat durduramadığım seri bir katil elini kolunu sallayarak geziyordu sokaklarımda.Aynı zamanda öldürmeye kıyamadığım,her kıymaya kalktığımdaysa bir hastane odası...Ve alzehimer sevda rehin tutuyordu beni,sayılı gün hükmünü süremediğim hayatımda...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
İstasyon Hikayeleri
Çok Erken Gittin Yüreğimden
Avuntudur Bu Yazı Tüm Sevenlere
Seni Sevdiğime de Pişman Olmak İstiyorum Sevgili
Kendimi Kendime Muhtaç Edecek Kadar...
Bir Uzanabilseydim Tutacaktım Kanatlarından
Anneme Çıkıyordu Tüm Sevdaların Yokuşlu Yolu
On Yaşımızdaydık
Analogtu Benim Sevdam Hazır Değil Dijitale
Uykumda Sevemiyorum Seni

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaralandığını Zanneden Avcı
Ölümün Getirdiği Mektup
Adını Firar Koydum,istanbul İse Senin Yanında...
Bir Hayallik Boşluk Yok
Aslında Hep Ayrıydık
Yeni Bir Dille Merhaba
Ben Bir Ağlasam Kaybederdi Deniz Rengini
Bir Cesedin Elini Tutuyorsun
Unutsa Tanrı Günahlarımı Gelecektin
Vedasız Ayrılıklardan Selamsız Sürgünlere Yolculuk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sağır Duvarlarımsın [Şiir]
Deniz Olsun Tüm Sevdiklerimin Adı [Şiir]
Dört Harften Bakardım Sana [Şiir]
Gölgen Gezinmekte Hala İçimde [Şiir]
Kendi Celladım Oluyorum Seni Düşündükçe [Şiir]
Ayrılık Tüm İstasyonları Tek Tek Dolaşmış [Şiir]
Güneş Olup Dokunma Perdelerime [Şiir]
Bir Güneş Yürümekte [Şiir]
Saf Tutuyordu Oda [Şiir]
Fırıncı Çocuk [Şiir]


Kerem Yüce kimdir?

Yazmak,düşünmek gibidir;kağıdı kaleme değdirmen yeterlidir bazen ve akıp gider harfler bir gölün üstünde giden sıralı kuğular gibi. Gözünü açtığında okyanuslara açılmış,türlü balıkların bahçesine misafir olmuştur o kuğular. . . Ama öyle bir an gelir ki;kıpırdamaz kalem,bileğini sıkıca tutar sanki bir el. . . Bir yazarın tıkanması hiçbir şeye benzemez. Tıkanan lavaboyu açarsın,logarın altına yetişir vidanjörler,trafikte yardıma koşar emniyet şeridi,fakat yazarla kelimelerin arasındaki o duvar kalkmadıkça bitmez tıkanıklar. Bir çocuğun topunun dikenli tellerle çevrili bahçeye kaçması gibi. Tek sorun zamanın akışını beklerken fırtınanın dalgaları harekete geçirebilme ihtimalidir. İnatla beklenir o tellerin etrafında,aşılmaya çalışılmaz duvarlar. Bilmektedir yazar uygun bir zamanın olduğunu ve o zamanda bahçenin sahibinin çıkıp geleceğini. Çünkü kendi özgürlüğüne kavuşurken başka özgürlükleri yok etmek üzerine kurulu değildir yazarın felsefesi. . . Ve doğru zamanı yakaladığında başlar fırtına,sörf tahtasının üstündeymiş gibi dans edilir dalgalarla,çözülür beyindeki zincirler,kanat çırpar en beyaz kuşlar saçlarının üstünde. Böyledir yazmak bir yazar için;ekmek gibi,su gibi vazgeçilmez, havadaki gizli kelimeleri nefesle çekmek gibi ciğerlerine. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Cezmi ERSÖZ,Nazım Hikmet RAN,Can YÜCEL,Ümit Yaşar OĞUZCAN,Edip CANSEVER,Özdemir ASAF,Ahmed ARİF,Cemal SÜREYYA


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kerem Yüce, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.