Bazen evrende yalnýz olduðumuzu düþünürüm, bazen de olmadýðmýzý. Her iki durumda da bu düþünce beni afallatýr. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
“Asýl sorun, evrenin baþlayýþ þeklinin -bizim anlayamadýðýmýz nedenlerden ötürü- Tanrý tarafýndan seçilen bir yol mu, yoksa bilimsel yasalarýn gerektirdiði bir yol mu olduðu. Ben yanýtýn ikincisi olduðuna inanýyorum. Eðer isterseniz bilimin yasalarýna 'Tanrý' diyebilirsiniz, ancak, bu kiþisel olarak tanýþabileceðiniz, sorular sorabileceðiniz ve dua edebileceðiniz, olaylara karýþan kiþisel bir Tanrý olmayacaktýr.” O halde, bu durumda, Big Bang’i (Büyük Patlama) evrenin baþlangýcýný açýklayan kuram olarak kabul edersek, -Hawking'e göre- Big Bang’i baþlatan “Tanrý” deðil, "kütle çekim yasasý" oluyor. Güzel. Ne diyor Hawking? "Tanrýya baþvurmaya gerek" yok diyor. Tamam. Tanrýya baþvurmayalým, o zaman yasaya baþvuralým. Ýyi de "kütle çekimi yasasý" diye bir yasa varsa, bu yasa durup dururken nasýl meydana geldi? Sonra bilimin yasalarýna niye Tanrý diyelim ki? Yasalar, kanunlar, planlar, projeler, tasarýlar, çizimler kendiliðinden veya tesadüfen meydana gelebilir mi? Yasalarý yapan bir "yasa koyucu", bir "tasarýmcý" olamaz mý? Eðer, "yasa koyucu" var ise, o zaman "akýl" ve "zeka" da vardýr. Dolayýsýyla "kiþilik" de vardýr. Kiþiliksiz zeka olur mu? Hawking bunlara inanmýyor. Evrenin baþlayýþ þeklinin bilimsel yasalarýn gerektirdiði bir yol olduðuna "inanýyor". Eðer inanýp inanmamak, yani, "inanç" söz konusu ise o zaman "bilimsel düþünce"ye ne oldu? O zaman bilim adamý ile din adamý arasýnda ne fark var? Bertrand Russell "Din ile Bilim" isimli yapýtýnda bilim adamlarýnýn kamuoyu nezdinde gün geçtikçe prestij kaybýna uðrayacaklarýný, günün birinde onlarý kimsenin ciddiye almayacaðýný ve din adamlarýndan bir farký kalmayacaðýný ileri sürer. Russell'ýn bu öngörüsü gerçekleþiyor mu yoksa? 9.CU SENFONÝ ÝÇÝN BEETHOVEN'E GEREK VAR MI? Binlerce rüzgar çanýný toplayýp bir araya getirelim. Milyarlarca yýl sonra bu çanlarýn Beethoven'in 9.cu Senfonisini kendiliðinden çalma olasýlýðý var mýdýr? Vardýr. Olasýlýk hesaplarýna göre, bu çok uzak bir "olasýlýk" da olsa, vardýr. Ama senfonide bir de koro var, onu ne yapacaðýz? Koronun sözleri de Schiller'in "Neþe" (An die Freude) þiiri. Ýþte bu noktada "olanaksýz" ya da "imkansýz" olanýn anlamýna ulaþmýþ oluyoruz. Ýmkansýzýn ya da asla'nýn anlamý "ihtimalden çok uzak" demektir. O kadar uzaktýr ki gerçekleþmesi olanaksýzdýr ! Ayrýca senfonik müzik bir tek rüzgar çanlarý grubundan oluþmaz. Senfonik orkestra koro hariç, en az 60 kiþi ve 15 çeþit enstrüman grubundan oluþur. Besteci her grup enstrüman için ayrý ayrý notalar, partisyonlar hazýrlamak zorundadýr. Beethoven aylarca uðraþtýktan sonra Koral Senfonisi için yaylýlar, aðaç ve bakýr üfleme çalgýlar, vurmalý ve telli çalgýlar için ayrý ayrý notalar yazmýþtý. Üstelik bunlarý yaparken de artýk tamamen saðýrdý. Bir þarký ya da ezgi çalýndýðý an, icra edildiði sürece "varolur". Senfoni "çalýnýrken" Beethoven'e gerek yoktur. Çünkü Beethoven alt yapýyý, sistemi, düzeneði, kurguyu o þekilde tasarlamýþtýr. Arabanýn motorunun "çalýþmasý" için imalatçý firma teknisyenlerinin orada hazýr bulunmasýna gerek yoktur deðil mi? Çünkü araçtaki düzenek motoru sizin çalýþtýrabileceðiniz þekilde kurgulanmýþ, tasarlanmýþtýr. Doðan bir bebek, ya da civciv, ya da ipek böceðinin "fitilini ateþleyen" tabi ki "doðrudan" Tanrý deðildir. Ýþte evren ve yaþam en basit anlatýmla bu þekilde tasarlanmýþ, kurgulanmýþtýr. Bebeðin "doðmasý", veya civcivin yumurtadan "çýkýþý", veya ipek böceði tohumundan pýrtlayan larvanýn týrtýla dönüþerek koza örüp "baþkalaþým" geçirerek kelebek halinde "yeniden doðumu", yerçekimi yasasýndan çok daha karmaþýk, akýl almaz embriyolojik yasalarýn, genetik kodlarýn, insektolojik düzeneklerin, nano-biyolojik tasarýmlarýn, projelerin devreye girmesiyle gerçekleþir. Hawking'in mantýðýyla yola çýkarak “genetik yasalarý olduðu için, canlýlar kendini yoktan yaratabilir" veya "müzik kurallarý olduðu için senfoniler kendilerini yoktan yaratabilir" diyebilir miyiz? Diyebiliriz, çünkü özgürüz ! Ama bu biraz "saçma" olmaz mý? Hawking'in kuramý etkileyici, ama inandýrýcý, tatmin edici deðil. Hawking felsefe bilmiyor, hem kendisini, hem de bilim adamlarýný küçük düþürüyor. Kuramý dogmatik ve skolastik kilise öðretilerini andýrýyor.. Kendisine Berlin Filarmoni Orkestrasý'ndan 9.cu Senfoninin canlý performasýný dinlemesini ve ipek böceði yetiþtirmesini öneriyorum. EK 1 (Meraklýsý için okuma parçasý) TANRI VE DÝN Tanrý'nýn varolduðu olasýlýðý -olmamasýna oranla- çok daha baskýn bir olasýlýk olarak görünüyor. Ancak bu, Tanrýnýn dünya dinlerinin tanrýsý olduðu anlamýna kesinlikle gelmez. Tanrý kavramý dinlerin tekelinde deðildir. Tanrý'nýn var olmasý dinlerin Tanrý ile baðlantýlý olduðunu, veya dinlerin doðru olduðunu, veya Tanrý tarafýndan insanlara verildiðinin göstergesi deðildir. Evreni ve insaný "yaratan", veya "ortaya çýkaran", veya "oluþturan", veya herhangi bir biçimde "tasarlayan" Evrensel Akýl, bereket ilahý Demeter, veya para ilahý Mammon, veya uðursuzluk ve felaket saçan Medusa benzeri bir varlýk deðildir. Servetini, malýný, mülkünü nasýl sarf edeceðini bilmeyen basiretsiz miras yediler gibi TOKÝ veya kooperatif baþkaný gibi Tanrý millete ulufe, mal, mülk, avanta, para vermez, cinsiyet ayrýmý yapmaz, saç, kýl, tüyle uðraþmaz, cennet ve cehennem gibi düzmece mekanlar yaratmaktan da uzaktýr. Tanrý insanlarý cihata, savaþa teþvik etmez, recm, el kesme, ayak kesme gibi Hammurabi Kanunlarýndan beter cezalarý insanlara veremez. Tanrý kusurlu unsurlar, öðeler, yaratmaz, yaratamaz. Bu Tanrýnýn tanrýlýðýna, yüceliðine ve mükemmelliðine aykýrýdýr. Ýnsanlarýn kör, topal, saðýr doðmalarýnýn nedeni onlarýn genetik yapý ve soylarýnýn çeþitli hastalýk ve çevresel koþullarla bozulmasýndan kaynaklanýr. Mülk ve servetin sahibi Tanrý deðildir. Aksini söylemek büyük bir aymazlýktýr. Tanrý'yý aþaðýlamaktýr. Ýnsanlar malý mülkü kendi çabalarýyla, alýn teri, iyi veya kötü yollarla edinirler. Yine ekonomik olaylar, kendi hatalarý, akýlsýzlýklarý nedeniyle servetlerini kaybederler. Ýnsanlara servetin tanrýsal iradeyle ihsan edildiði inancý malý mülkü güvence altýna almak, ve servetin hangi yollarla edinildiðini gizlemek için konmuþtur. Tanrý böyle þeylerden münezzehtir, beridir. Bunlar Ýsrailiyat'týr, Arap-Sami halklarýn mitolojisinden kalma pagan inançlardýr. Bilim ve teknik geliþtikçe, doðada ve evrende yeni sýrlar keþfedildikçe tüm bunlarýn arkasýnda büyük bir dehanýn olduðu çok daha net bir þekilde ortaya çýkacaktýr. Bu ayný zamanda bu kadar yüksek bir zekanýn din ile hiçbir ilgisinin olmadýðýný ve dolayýsýyla dinsel kurallarýn aslý astarý olmayan ilkel pagan inançlardan kaynaklandýðýný ortaya koyacaktýr. Dinsel kurallarýn yerini evrensel etik kurallarý alacaktýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |