İnsanlığın hangi filizi köreltilmek istenmişse, tersine o filiz daha gür büyümüştür. -Freud |
|
||||||||||
|
Ülkedeki muhafazakar ve gerici odaklar 2013 yılındaki seçimlerden sonra büyük bir farkla ülke yönetimini ele geçirirler. Anayasa federal bir İslam cumhuriyetine uygun olarak değiştirilir. Türk ve Türkiye sözcükleri anayasa içeriğinden çıkarılır. Türkiye'nin ismi “Teokratik İslam Federal Cumhuriyeti” olur. Başkanlık sistemine geçilir. Ülke 7 eyalete bölünür, etnik dillerde eğitim ve öğretim serbest bırakılır. Kars, Ardahan, Ağrı Gürcü ve Ermenilere bırakılır. Güneydoğu illeri Kuzey Iraktaki kukla yönetimle birleşir. TBMM ise BÜM (Büyük Ümmet Meclisi) e dönüşür. Ayrıca bir de İslam Yüksek Şurası ile İslam Bilimleri Encümeni oluşturulur. Şura ülkede yapılacak her işin şeriata uygun olup olmadığına karar verirken, encümen de besinlerde domuz yağı veya domuz katkısı olup olmadığını bilimsel yöntemlerle araştırır. Azınlıklara ayrı yasalar uygulanır. Milletvekili olacaklarda İmam Hatip veya İlahiyat mezunu olma koşulu aranır. İlerici aydın sınıfa karşı büyük bir linç kampanyası başlatılır. Katliam ve linçten kurtulan aydınlar, gazeteciler, yazarlar, muhalefet partilerinin liderleri tutuklanarak toplama kamplarına yerleştirilir. Tekke, tarikat ve zaviyeler tamamen serbest bırakılır. Arap harfleriyle din ağırlıklı bir eğitim başlar. Kız ve erkek öğrenciler ayrı ayrı sınıflarda okurlar, falaka uygulamasına geçilir. Hilafet kurumu yeniden ihdas edilir. Kurtuluş Savaşı, devrimler, Lozan Antlaşması eğitim ve öğretimden çıkartılır. Atatürk (Deccal) ve arkadaşları padişaha ve halifeye başkaldırmış İslam ve Hilafet düşmanı azılı teröristler olarak tanıtılır. İstiklal Marşı'nın ezgisi arabesk bir ilahiyle değiştirilir. Atatürk ilkeleri, Gençliğe Söylev, devrimler ve medeni kanun iptal edilir. Anıtkabir, AKM, Kubilay Anıtı ve Taksim Anıtı yıkılır. Taksime dünyanın en büyük hoparlörlü camisi inşa edilir. Caminin altı market ve otopark olur. Anıtkabir'in yerine Kabe benzeri bir Sünnet Sarayı inşa edilir. Kız çocukların da klitoris sünneti vacip olur. Taksim anıtının yerine ise halkın toplu aptes alması için büyük bir havuz, şadırvan, apteshane ve çeşme yapılır. Modern tuvaletler, pisuvarlar, tuvalet kağıdı kullanımı dinen yasaklanır. Taharet muslukları sol tarafta olan alaturka hela mecburiyeti getirilir. AKM'nin yerine dev bir Düğün Sarayı inşa edilir. Kubilay, İnönü, Zübeyde Hanım, Atatürk büstleri, heykelleri çapulcular tarafından kırılır ve kaldırılır. Atatürk resimlerinin yerlerine Arapça dualar, hoca efendilerin, şeyhlerin ve tarikat reislerinin resimleri asılır. Bayrağın rengi yeşil olur, yıldız kalkar, ay yayvan hilal şeklini alır, Arapça ayet ve bir de kılıç konur. Her apartmana mescit yapılır. Takunya, ibrik, peştamal, tesettürlü giyim, haşema, misvaklı diş macunu satışlarında büyük patlama yaşanır. Güzel sanatlar, opera, klasik müzik, caz, pop, Alevilik, Mevlevilik, Sema ve Semah ile ehli sünnet inancına uzak olan benzer tarikatlar yasaklanır. Cem evleri, ilerici dernekler, sol partiler, sanat, resim ve heykel galerileri kapatılır. Karaçarşaf, potur, şalvar, fes giyilir. Kravat, smokin, frak, fötr şapka, şarap ve domuz eti tamamen yasaklanır. Başı açık ve modern giysilerle sokakta dolaşan kadın ve kızlar görüldükleri yerde "Toplumsal Asayiş Kuvvetleri"nce kamçılanır ve 100 değnek vurulur. Plajlar, lokantalar, iş yerleri, otobüsler, okullar, fabrikalar, her yer haremlik selamlık olarak ikiye ayrılır. Evlilik yaşı kızlarda altıya iner, çok eşlilik ve dini nikah serbest bırakılır. Şeriat hükümleri uygulanır. Eller, ayaklar, kafalar kesilir. Hüllecilik gözde meslek olur. II. PERDE Bu şeriatçı-faşist yönetimden bir tek Trakya'nın ve Ege'nin bir bölümü kurtulur. Dinci rejimden kaçan devrimci ve aydınlık güçler Kurtuluş Savaşı öncesinde olduğu gibi kongreler düzenleyerek şeriatçıları alt etmenin yollarını araştırırlar, gizli örgütler kurarlar, direniş başlatırlar. Yurt dışında, Azerbaycan ve diğer Türki Cumhuriyetlerde yaşayan Türkler de direnişçilere destek verir. Sonunda, 19 Mayıs 2019 yılında sabaha karşı Yıldırım Orduları ve birleşik halk halk milisleri, Lale Devrinden beter bir rehavet ve sefahat içinde ahlaksızca saltanat süren gericilere beklenmedik bir karşı saldırı başlatırlar. Tüm kontrol noktalarını ele geçirirler. Hükümet binaları, gecekondu mahalleleri, varoşlar, havuzlu, tesettürlü villalar tank ve topların nokta atışlarıyla yok edilir. Arabesk kasetler, cdler, mp3ler, ipodlar Taksim Meydanı'nda silindirler ve iş makineleriyle ezilir. Yıldırım Ordularının harekatıyla ülke Misakı Milli sınırlarına kavuşur. III. PERDE Kamplardaki aydınlar özgürlüğüne kavuşur, onların yerine maganda, kıro, denize donla giren, türbanlı, haşemalı, karaçarşaflı, arabesk şarkıcı, minibüsçü, “badadis, sovan, garpuz, gavun va” diye bağıranlar, velhasıl lumpen ayaktakımı kamplara yerleştirilir. Buraları rehabilitasyon merkezleri haline dönüştürülür. Rehabilitasyon merkezlerinde bunlara psikolojik sağaltım uygulanır, sürekli klasik müzik dinletilir. İnsanlık, görgü kuralları, nezaket, evrensel ahlak, sevgi, hoşgörü, estetik ve uygarlık hakkında yurttaşlık bilgisi dersleri verilir. Ancak, hiçbiri dinlemek, görmek ve duymak istemez. “Burada cami, mescit, hamam, apteshane yok mu? Kurban kesmek isterük” diye tepişip dururlar . Bu süre zarfında birbiriyle itişmekten, ezişmekten ve dövüşmekten zaten çoğu ölür, ya da, kafayı yer. Avlular ve bahçeler, beyaz çorap, arkası basılmış ayakkabı, türban, takunya, bilezik, diş kırıkları, yolunmuş saç ve kıllarla dolar taşar. Sonunda inanılmaz bir mucize gerçekleşir: Gök Tanrı'nın buyruğuyla uzaydan gelen alev alev yanan göktaşları bir anda hepsini yer bitirir. Ülke nüfusunun yüzde atmışa yakını yok olur. Ama sanki herkesin üzerinden büyük bir yük kalkmış gibidir. IV. PERDE (Epilog) Her şey yeniden yapılandırılır. Atatürk'ün ölümünden sonra inşa edilmiş olan tüm cami, mescit ve benzeri şekilci pagan yapılar yıkılır. Minarelerdeki hoparlörler sökülür. İmam Hatip okulları, Diyanet İşleri ve alt birimleri, müftülükler, BÜM, İYŞ ve ruhban sınıfı lağvedilir. Tarihsel özelliği olan tapınaklar müze haline getirilir. Türkler sonunda kendilerine yabancı bu dinden kurtulup kendi öz dinlerine, atalarının dinine dönerler. Coşkulu kutlamalar başlar. Halk ellerinde ay yıldızlı al bayraklar, flamalar, Atatürk ve Kubilay'ın posterleri, devrim şehitleri, bilim adamları, gazi ve kahramanların resimleriyle sevinçle yollara dökülür. Trampetler çalar, borular öter. Büyük bir şölen ve şenlik düzenlenir. Yüz gün, yüz gece Türk ulusu büyük coşkuyla eğlenir. Yenilir, içilir. Gökler alev alev yanar. Şölenden arta kalan yiyecek, içecek ve malzeme dünyanın diğer fakir halklarına gönderilir. Dirlik ve düzen içinde sonsuza dek huzur ve mutluluk içinde yaşarlar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |