Prensiplerden hoþlanmam. Önyargýlarý yeðlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Bir din düþünün ki, cennette ne cin ne de insan eli deðmemiþ, saklý yumurtaya benzeyen ceylan gözlü huriler ile kollarý gümüþ bilezikli, parlak giysili, ipeðe saçýlmýþ inci gibi gýlmanlarla birlikte olunacaðýný, altýn tepsilerde sunulan þaraplarýn mide aðrýsý yapmayacaðýný, sarhoþluk vermeyeceðinden bol bol içilebileceðini belirtsin, cennette þahniþli köþkler, divanlar, yeþil yastýklar, serilmiþ halýlar, yemekler, etler, meyveler, su ýrmaklarý, þarap ýrmaklarý, bal ýrmaklarý, süt ýrmaklarý olduðunu vaaz etsin... Bir din düþünün ki hala yüzyýllar öncesinin bedevi inancýný, feodaliteyi, çöl ahlakýný, köleciliði, cihatý, þeriatý, çok eþliliði, kadýnlarýn kapatýlmasýný, cinsiyet ayrýmcýlýðýný, cennet ve cehennem gibi pagan ve mitolojik kökenli inançlarý savunsun, bunu topluma dayatsýn, hak din olduðunu iddia etsin, üstelik bunlara inanmayanlarý kafirlik ve öldürmekle tehdit etsin, korku salarak eleþtirilmeyi, tartýþýlmayý da engellesin... Böyle bir dinin dünya kamu vicdanýnda saygýyý hak etmesi söz konusu olabilir mi? Kamusal alanda, çaðdaþ toplum vicdanýnda ve aydýn kesimin gözünde saygýyý ve hoþgörüyü hak eder mi? Üstelik burada mitolojik inançlarda genelde rastlanmayan çok daha büyük bir tehlike ve tehdit söz konusudur. Neden? Çünkü, mitoloji, efsaneler, destanlar kimseyi kendine inandýrmak için zorlamamýþ, cihat provalarý yapmamýþtýr. Oysa, din zorlamakta, dindarlýk, iman ve din kisvesi ile insanlarý mümin ve münafýk diye ikiye ayýrmakta, kendinden olmayan kafirleri -bir zamanlar Kilise'nin yaptýðý gibi- ölümle tehdit etmekte, hatta öldürmekte, çaðdaþ toplum düzenini yok etmeyi hedeflemektedir. ÖKÜZÜN BOYNUZU Fakat burada dile getirilmesi gereken esas konu bir inancýn gerçekten doðru olup olmadýðý, tanrýsallýkla baðdaþýp baðdaþmadýðý, akýl, mantýk ve bilimsel düþünceye uygun olup olmadýðýdýr. Örneðin, günümüzde, dünyanýn öküzün boynuzunda durduðuna inanan liseli bir Budist, veya ateþe tapan üniversiteli bir Zerdüþt bu inancýný "hayatý boyunca büyük bir gurur vesilesi olarak yüreðinde taþýmýþ" ve öðrencilik yýllarýnda inancý nedeniyle aþaðýlanmaya, alaya, baskýya, engellemeye maruz kalmýþ olabilir. Onun giyimiyle, kuþamýyla hatta baþýna takmýþ olduðu kapüþonla da alay edilmiþ olabilir. Ýmdi ne diyelim? Ne yapalým? Yapýlan yanlýþ mýdýr? Yanlýþtýr! Alay etmemek gerekirdi! Ýyi de birader insaf edin. Peki millet ne yapsýn? Yani millet böyle birinin sýrtýný sývazlayýp "aferin tosunuma, pek güzel harikulade bir inanç, on ! Herkes buna inansýn !" mý demeliydi yani? Ýþte sorunsal aslýnda budur. Ýnançlara hoþgörü göstereceðiz de bir satanist kalkýp da inancý gereði bir insan, bir tavuk veya bir kedi kurban etmek isterse o zaman ne yapacaðýz? Hoþ görecek miyiz? Dikkat edin yakýnda benzer talepler gelecektir. Ýllerin ve ilçelerin duvarlarýndaki satanist yazýlardaki hýzla artýþýn farkýnda mýsýnýz beyler, hanýmlar? Yine de þu soruyu sormak durumundayýz: "Pagan olsun olmasýn, çaðdýþý olsun olmasýn, tüm inançlara saygý ve hoþgörü göstermek zorunda mýyýz ?" Elcevap: Evet! Etik ve hukuksal açýdan -maalesef- evet. Çünkü herkes istediði inanca inanmakta özgürdür ! Çoðulcu demokrasinin yanlýþlýðý ve paradoksu burada gizlidir. Maalesef diyoruz, çünkü eski Yunan'da demokrasi algýlayýþý böyle deðildi. Demokrasi seçkinler için, soylular ve aydýnlar için geçerliydi. Köleler ve sýradan halk oy kullanamazdý. Günümüzdeki demokrasi ayaktakýmý-lumpen-arabesk demokrasidir ve ayaktakýmýnýn örfleri ile inançlarý baþ tacý edilmektedir. Eðer antik Yunan'da veya Roma Ýmparatorluðunda kölelere ve ayaktakýmýna oy kullanma hakký verilseydi çoðunlukta olduklarýndan iktidar olurlar, kaos doðar, devlet batar ve ayný günümüzdeki gibi sorunlar yaþanýrdý. BÝLÝMSEL BAKIÞ Ancak, bilimsel bakýþ çerçevesinde, a priori, her dinsel inanç doðrudur diye bir kural olmadýðý gibi bilimsel düþünce açýsýndan hoþgörü, saygý, saygýsýzlýk gibi kavramlara da yer yoktur. Bilimsel düþünce deney, akýl, mantýk, nesnellik, tarafsýzlýk, eleþtirel yaklaþým ilkelerine göre iþler. Matematikte demokrasi olmaz. Doðru tektir ve diðer sonuçlar hoþgörülemez (!) . Örneðin, eðer Galile - güya inanca saygý göstermek bahanesiyle- "dünya yuvarlýktýr" demeseydi ve bunu kanýtlamasaydý biz hala bugün dünyanýn tepsi gibi dümdüz olduðunu sanacaktýk. Galile Kilise'ye ve dine saygýsýzlýk etmemiþtir, ancak, çekinmeden ileri sürdüðü görüþler dinsel inanca aykýrý olduðundan "kafirlik" ile suçlanmýþ, aforoz edilmekle ve hatta Engizisyon Mahkemesince iþkenceye tabi tutulmakla tehdit edilmiþtir. Gerçi bu arada, o devirde dünyanýn dümdüz olduðuna içtenlikle inanan ve bunu "hayatlarý boyunca büyük bir gurur vesilesi olarak yüreðinde taþýyan" koyu dindar Hristiyanlar da kendilerini aþaðýlanmýþ ve hakarete uðramýþ gibi hissetmiþler, acý ve sýkýntý çekmiþlerdir kuþkusuz ! Ancak, acý olmadan yeni düþünceler oluþmaz. Eðer Galile bugün dünyaya gelseydi çaðdýþý ve gerici her türlü öðreti ve inanca karþý çýkardý mutlaka. Ýþin özü buradadýr. Acý ve sýkýntý çekmeden eski ve köhne inançlardan kurtulmak mümkün deðildir. Yapýlan yanlýþ eski dandik inançlarý allayýp pullayýp yeniden topluma yutturmaktýr. Yapýlan yanlýþ "bizi aþaðýladýlar !" diyerek çaðdýþý inançlarýn doðru olduðunu kanýtlamaya çalýþmak, ayaktakýmý örflerini topluma dayatmak ve maðduru oynamaktýr. Ýrtica budur. Bu ýsrarcý kafa ve kendini beðenmiþlik sürdükçe acý ve ýzdýrap da sürecektir. Acý, sýkýntý, gözyaþý ve emek olmadan yeni düþünceler doðamaz. Bakýn yüzyýllarca önce Mevlana bir rubaisinde neler diyor: Ta medrese vü minare viran neþeved Ahvali kalenderi be saman neþeved Ta iman küfrü küfr iman meþeved Yek bendei Hak behak Müslüman neþeved Medreseleler ve minareler yýkýlmadýkça Kalenderilik'in durumu düzene giremez. Ýman küfür, küfür de iman olmadýkça Hiçbir Tanrý bendesi hakkýyla Müslüman olamaz Yani, Mevlana, dini okullar ve camiler ortadan kalkmadýkça, Kalenderilik (Melamilik) felsefesinin geliþemeyeceðinden, küfür zannedilen mevcut söylem ve eylemlerin aslýnda iman, iman zannedilen mevcut söylem ve eylemlerin ise aslýnda küfür olduðuna iþaret ediyor. Bunu fark etmek ve algýlamak gerekiyor. Bunun anlaþýlmamasý halinde Tanrýyý ve gerçeði arayanlardan hiç kimsenin amacýna ulaþamayacaðýný anlatmak istiyor. Ki görünen durum sanýrým budur.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |