..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İste, sana verilecektir; Ara, bulacaksındır; Çal ve kapı sana açılacaktır -İncil
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Hulki Can Duru




9 Aralık 2010
İnançlara Saygı Göstermek  
Hulki Can Duru
Bilimsel bakışta hoşgörü, saygı, saygısızlık gibi kavramlara yer yoktur. Bilimsel düşünce deney, akıl, mantık, nesnellik, tarafsızlık, eleştirel yaklaşım ilkelerine göre işler. Matematikte demokrasi olmaz. Doğru tektir ve diğer sonuçlar hoşgörülemez.


:CCIG:
İslamcı, dinci ve şeriatçı kesimler yıllardan beri inançları konusunda nasıl sıkıntı çektiklerini, zenciler gibi nasıl aşağılandıklarını sürekli dile getirip dururlar. Geçenlerde yine aynı konu gündeme bu kere başbakan tarafından dramatik ve ağlamaklı bir söylemle dile getirildi.

Bir din düşünün ki, cennette ne cin ne de insan eli değmemiş, saklı yumurtaya benzeyen ceylan gözlü huriler ile kolları gümüş bilezikli, parlak giysili, ipeğe saçılmış inci gibi gılmanlarla birlikte olunacağını, altın tepsilerde sunulan şarapların mide ağrısı yapmayacağını, sarhoşluk vermeyeceğinden bol bol içilebileceğini belirtsin, cennette şahnişli köşkler, divanlar, yeşil yastıklar, serilmiş halılar, yemekler, etler, meyveler, su ırmakları, şarap ırmakları, bal ırmakları, süt ırmakları olduğunu vaaz etsin...

Bir din düşünün ki hala yüzyıllar öncesinin bedevi inancını, feodaliteyi, çöl ahlakını, köleciliği, cihatı, şeriatı, çok eşliliği, kadınların kapatılmasını, cinsiyet ayrımcılığını, cennet ve cehennem gibi pagan ve mitolojik kökenli inançları savunsun, bunu topluma dayatsın, hak din olduğunu iddia etsin, üstelik bunlara inanmayanları kafirlik ve öldürmekle tehdit etsin, korku salarak eleştirilmeyi, tartışılmayı da engellesin...

Böyle bir dinin dünya kamu vicdanında saygıyı hak etmesi söz konusu olabilir mi? Kamusal alanda, çağdaş toplum vicdanında ve aydın kesimin gözünde saygıyı ve hoşgörüyü hak eder mi? Üstelik burada mitolojik inançlarda genelde rastlanmayan çok daha büyük bir tehlike ve tehdit söz konusudur. Neden? Çünkü, mitoloji, efsaneler, destanlar kimseyi kendine inandırmak için zorlamamış, cihat provaları yapmamıştır. Oysa, din zorlamakta, dindarlık, iman ve din kisvesi ile insanları mümin ve münafık diye ikiye ayırmakta, kendinden olmayan kafirleri -bir zamanlar Kilise'nin yaptığı gibi- ölümle tehdit etmekte, hatta öldürmekte, çağdaş toplum düzenini yok etmeyi hedeflemektedir.

ÖKÜZÜN BOYNUZU
Fakat burada dile getirilmesi gereken esas konu bir inancın gerçekten doğru olup olmadığı, tanrısallıkla bağdaşıp bağdaşmadığı, akıl, mantık ve bilimsel düşünceye uygun olup olmadığıdır.

Örneğin, günümüzde, dünyanın öküzün boynuzunda durduğuna inanan liseli bir Budist, veya ateşe tapan üniversiteli bir Zerdüşt bu inancını "hayatı boyunca büyük bir gurur vesilesi olarak yüreğinde taşımış" ve öğrencilik yıllarında inancı nedeniyle aşağılanmaya, alaya, baskıya, engellemeye maruz kalmış olabilir. Onun giyimiyle, kuşamıyla hatta başına takmış olduğu kapüşonla da alay edilmiş olabilir.

İmdi ne diyelim? Ne yapalım? Yapılan yanlış mıdır? Yanlıştır! Alay etmemek gerekirdi! İyi de birader insaf edin. Peki millet ne yapsın? Yani millet böyle birinin sırtını sıvazlayıp "aferin tosunuma, pek güzel harikulade bir inanç, on ! Herkes buna inansın !" mı demeliydi yani? İşte sorunsal aslında budur.

İnançlara hoşgörü göstereceğiz de bir satanist kalkıp da inancı gereği bir insan, bir tavuk veya bir kedi kurban etmek isterse o zaman ne yapacağız? Hoş görecek miyiz? Dikkat edin yakında benzer talepler gelecektir. İllerin ve ilçelerin duvarlarındaki satanist yazılardaki hızla artışın farkında mısınız beyler, hanımlar?

Yine de şu soruyu sormak durumundayız: "Pagan olsun olmasın, çağdışı olsun olmasın, tüm inançlara saygı ve hoşgörü göstermek zorunda mıyız ?"

Elcevap: Evet! Etik ve hukuksal açıdan -maalesef- evet. Çünkü herkes istediği inanca inanmakta özgürdür ! Çoğulcu demokrasinin yanlışlığı ve paradoksu burada gizlidir.

Maalesef diyoruz, çünkü eski Yunan'da demokrasi algılayışı böyle değildi. Demokrasi seçkinler için, soylular ve aydınlar için geçerliydi. Köleler ve sıradan halk oy kullanamazdı. Günümüzdeki demokrasi ayaktakımı-lumpen-arabesk demokrasidir ve ayaktakımının örfleri ile inançları baş tacı edilmektedir.

Eğer antik Yunan'da veya Roma İmparatorluğunda kölelere ve ayaktakımına oy kullanma hakkı verilseydi çoğunlukta olduklarından iktidar olurlar, kaos doğar, devlet batar ve aynı günümüzdeki gibi sorunlar yaşanırdı.

BİLİMSEL BAKIŞ
Ancak, bilimsel bakış çerçevesinde, a priori, her dinsel inanç doğrudur diye bir kural olmadığı gibi bilimsel düşünce açısından hoşgörü, saygı, saygısızlık gibi kavramlara da yer yoktur. Bilimsel düşünce deney, akıl, mantık, nesnellik, tarafsızlık, eleştirel yaklaşım ilkelerine göre işler. Matematikte demokrasi olmaz. Doğru tektir ve diğer sonuçlar hoşgörülemez (!) .

Örneğin, eğer Galile - güya inanca saygı göstermek bahanesiyle- "dünya yuvarlıktır" demeseydi ve bunu kanıtlamasaydı biz hala bugün dünyanın tepsi gibi dümdüz olduğunu sanacaktık. Galile Kilise'ye ve dine saygısızlık etmemiştir, ancak, çekinmeden ileri sürdüğü görüşler dinsel inanca aykırı olduğundan "kafirlik" ile suçlanmış, aforoz edilmekle ve hatta Engizisyon Mahkemesince işkenceye tabi tutulmakla tehdit edilmiştir.

Gerçi bu arada, o devirde dünyanın dümdüz olduğuna içtenlikle inanan ve bunu "hayatları boyunca büyük bir gurur vesilesi olarak yüreğinde taşıyan" koyu dindar Hristiyanlar da kendilerini aşağılanmış ve hakarete uğramış gibi hissetmişler, acı ve sıkıntı çekmişlerdir kuşkusuz ! Ancak, acı olmadan yeni düşünceler oluşmaz.

Eğer Galile bugün dünyaya gelseydi çağdışı ve gerici her türlü öğreti ve inanca karşı çıkardı mutlaka. İşin özü buradadır. Acı ve sıkıntı çekmeden eski ve köhne inançlardan kurtulmak mümkün değildir.

Yapılan yanlış eski dandik inançları allayıp pullayıp yeniden topluma yutturmaktır. Yapılan yanlış "bizi aşağıladılar !" diyerek çağdışı inançların doğru olduğunu kanıtlamaya çalışmak, ayaktakımı örflerini topluma dayatmak ve mağduru oynamaktır. İrtica budur. Bu ısrarcı kafa ve kendini beğenmişlik sürdükçe acı ve ızdırap da sürecektir. Acı, sıkıntı, gözyaşı ve emek olmadan yeni düşünceler doğamaz. Bakın yüzyıllarca önce Mevlana bir rubaisinde neler diyor:

Ta medrese vü minare viran neşeved
Ahvali kalenderi be saman neşeved
Ta iman küfrü küfr iman meşeved
Yek bendei Hak behak Müslüman neşeved

Medreseleler ve minareler yıkılmadıkça
Kalenderilik'in durumu düzene giremez.
İman küfür, küfür de iman olmadıkça
Hiçbir Tanrı bendesi hakkıyla Müslüman olamaz

Yani, Mevlana, dini okullar ve camiler ortadan kalkmadıkça, Kalenderilik (Melamilik) felsefesinin gelişemeyeceğinden, küfür zannedilen mevcut söylem ve eylemlerin aslında iman, iman zannedilen mevcut söylem ve eylemlerin ise aslında küfür olduğuna işaret ediyor. Bunu fark etmek ve algılamak gerekiyor. Bunun anlaşılmaması halinde Tanrıyı ve gerçeği arayanlar­dan hiç kimsenin amacına ulaşamayacağını anlatmak istiyor. Ki görünen durum sanırım budur.



.Eleştiriler & Yorumlar

:: Hulki Can Duru
Gönderen: RUTİL BİLGİNER- / , Türkiye
20 Mayıs 2012
yazılarınız çok güzel çok anlamlı gerçekten önce kendimizi sayıp değer vermeliyiz öz varlığımız tanımassak başka hiçbirşey hiçtir .. nihilist bir kavram oluruz:) saygılar

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
21 Aralık 2010
Teşekkürler üstadım. Saygılarımla.

:: ............
Gönderen: Kâmuran Esen / ,
14 Aralık 2010
İlgiyle okudum Doyurucu çalışmanız için teşekkür ederim.Sevgiyle.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şeker Bayramı Nereden Geliyor?
Gök Tanrı Dininin Yeniden Yükselişi
Davul ve Din
Sünnet Olmak veya Olmamak
Din İnsanlığın Sorunlarını Çözebilir mi?
Dindar Gençlik Sendromu
Eleştiri ve Din

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İslam Coğrafyasında Kadın Olmak
Neden Böyle Akılsızım? Neden Böyle Kötü Kitaplar Yazıyorum?
Dominodaki Son Taş: Türkiye
Deli P… ile Çılgın T…"nin Kıssadan Hisseli Sergüzeştleri
Yugoslavya Sendromu: Türkiye'yi Yok Etmek!
Kuklalar ve Kuklacılar
Türkiye Hristiyanbir Devlet Olsaydı...
Çünkü Şifreyi Bilmiyorduk!
Yumurta ve Sevgi
Heykel ve Put

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Elsa'nın Gözleri [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan - II [Şiir]
Albatros [Şiir]
Yeryüzü Rüzgarları [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan [Şiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Şiir]
Malta Şahinlerine [Şiir]
Uçan Ayakkabı [Şiir]
Havanın Ölümü [Şiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Şiir]


Hulki Can Duru kimdir?

Başlıca yapıtları: Eski Kule Müziği (şiir) Geometrik Aydınlık (şiir) Havanın Fen Noktası (şiir) Tartaros Paradigması (eleştiri) Teslis Sendromu (eleştiri) Nano Kutsallık (eleştiri) Sevgili Kutlu Yaşam (öykü) Kuşku Bilinci ve Eleştiri (eleştiri)

Etkilendiği Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.