..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > kemal düz




2 Ekim 2010
İdam Edilen Dört Gencin Ruhuna Ağıt  
kemal düz
serdar, mustafa, ali ve ahmet’ di adları. belki de birbirlerini hiç tanımıyorlardı. 1980 - 83 sürecinde adana 1 numaralı sıkıyönetim mahkemesinin kararıyla idam edilen bu dört genç insandan üçü sol, biri sağ görüşlü mahkumun infaz öyküsü, tarihin bilinmeyen kuytu köşelerinden çıkarılıp gün yüzüne çıkarıldı...


:AGCB:
İDAM EDİLEN DÖRT GENCİN RUHUNA AĞIT

Serdar, Mustafa, Ali ve Ahmet’ di adları. Belki de birbirlerini hiç tanımıyorlardı. Onların en önemli ortak yanları, Adana’da bir idam sehpasında can vermeleri oldu. Döneminin daha güzel, refah içinde mutlu bir yurt ve dünya kurma özleminin yansıması olarak; onların da ütopyaları, daha yaşanılası bir ülkeydi. Dördünün de umutları, hayalleri, beklentileri vardı. Ortak düşünceleri; barış içinde, kardeşçe, eşit, özgür, adil, insana yakışan bir düzendi belki de. Ancak gençliklerinin verdiği coşku, heyacan, ve içinde bulunulan ortamın etkisiyle; ölüm, yaralama gibi çeşitli suçlar işledikleri ve yasadışı olaylara karıştıkları iddiasıyla Sıkıyönetim mahkemesinde yargılanırlar. Çok hızlı ve kısa süren mahkeme duruşmaları, idam kararıyla sonuçlanır Böylece hayatları darağaçlarında noktalanır. Bu dört genç hayatlarının en güzel yıllarında sabah vakitlerinde alacakaranlıkta, sonsuz bir yolculuğa uğrulandılar. Uğurlayanlardan biri yıllar sonra yaşadıklarını, gördüklerini gazeteci Akın Bodur’a anlattı, elinde ki belgeleri mektupları verdi. O’da bu anlatılanların ve belgelerin doğrultusunda araştırdı, inceledi, yazdı ve bir ağıt çıktı ortaya. 2010 yılı Eylül ayında Doğan Kitap tarafından yayınlanan, kitabın adı: “12 Eylül Karanlığında ‘Dört İdam Bir Tanık’”
Kitabın önsözüne gazeteci Nail Güreli; “Acılı bir dönemden ibret dolu kesitler sunan bu kitap tarihe tanıklık ediyor.” diye yazmış. Kitabın yazarı Akın Bodur’da sunuş yazısında, “Belki de ilkokula giden küçük bir öğrenci olmanın avantajını yaşadım; ezilen bir kuşağa dahil olmamak adına…” demiş. Bu ifade bana, J. Mauro De Vasconcelos’un çok okunan ve sevilen kitabı “Şeker Portakalı” isimli kitabındaki; “Bir çocuk yüreği unutur ama asla affetmez…” cümlesini hatırlattı. Kenan Evren, o yıllar da demişti ki; “Yaptığımız bu müdahalenin etkisini 25 yıl sonra göreceksiniz .” İdam edilenlerden Sedar Soyergin, ailesine yazdığı son mektubunun bir yerinde: “…cuntanın amacı devrimci mücadeleyi söndürmek ve cunta yönetimini ABD’nin seçtiği sivil yönetime devretmektir…” diyor.
O dönemde yaşanılanlar ve olup bitenler ve bugün yaşanılanlar 12 Eylül düzeninin kendisini yeniden üreterek ve pekiştirerek devam ettiği savını doğrular niteliktedir.
Kitap 12 Eylül 1980 sonrası dönemde Adana’da idam edilen; Serdar Soyergin, Mustafa Özenç, Ali Aktaş ve Ahmet Kerse’nin, hücrelerinden alınıp idam sehpasına götürülüşlerini, ailelerine yazdıkları son mektupları, son istekleri, ailelerinin ve arkadaşlarının anıları, infaz tutanakları ve mezarlarını anlatmakta. 80 sonrası, 517 kişi idama mahkum edilmiş, bunlardan 50’sinin cezası infaz edilmiş. İşkenceler, fena muameleler, acılar, hüzünler,korkular, idamlar kitap okundukça, sayfalarını çevirdikçe sanki yeniden canlanıyor. Kitap bir döneme ayna tutuyor, tanıklık ediyor, yarınlara taşıyor. 12 Eylül dönemini anlatan pek çok kitap yayınlandı. Bunlar ya bu acıları yaşayanlar ya da yapanlar tarafından dile getirildi. İlk defa ortada duran, taraflardan biri olmayan, ancak olaylara tanıklık eden, gözlemleyen bir görevlinin açıklamaları ve muhafaza ettiği belgeler doğrultusunda; nesnel, gerçek belgelere dayanarak bir kitap olarak ortaya çıktı.
Kitabın yazarı Akın Bodur, tarafsız, bir gazeteci titizliğiyle, ideolojik ve duygu sömürüsü yapmadan, arı duru bir şekilde salt gerçeği olduğu gibi tanığın anlatımları doğrultusunda ortaya koymuş. Okuyucuyu ağlatmadan, kahretmeden, sızlatmadan; “ne ise o” demiş, konuşmuş, araştırmış, yazmış, derlemiş, toplamış ve zamana tanıklık eden bu eser ortaya çıkmış.12 Eylül infazları bugün günümüz Türkiye gerçeğine de ışık tutuyor büyük ölçüde. O dönemi yaşayan sayısız insan, şöyle veya böyle o dönemde yaşanılanlardan nasibini aldı ve almakta. Kimi idam edildi, kimi tüm kamu haklarından mahrum edildi. Kimi fişlendi, damgalandı. O dönemde işkence görenler ve yakınları, acı çekenler günümüzde de bir şekilde yön ve biçim değiştirmiş bir acının girdabında çalkalanmaktadırlar. 1980 - 83 sürecinde Adana 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesinin kararıyla idam edilen bu dört genç insandan üçü sol, biri sağ görüşlü mahkumun infaz öyküsü, tarihin bilinmeyen kuytu köşelerinden çıkarılıp gün yüzüne çıkarıldı. Gerçekler ortaya çıktıkça tarih yeniden yazılacaktır.
20 Ağustos 1981’de gecenin üçünde Adana Cezaevinde idam edilen Mustafa Özenç’in “O Büyük Gün Geldiğinde” isimli cezaevinde yazdığı şiirin bir bölümünü aşağıya alıyorum:
"O büyük gün geldiğinde
ben kimbilir kaç yıldan beri
ebedi yatağımda toprağın derinliklerinde
sonsuz bir uykuda uyuyor olacağım

fakat alınca ne zamandır beklediğim haberi
uyanıp, sesimi kimse duymadan
o büyük zaferin tarifsiz coşkusuyla
kara toprağın altından, ben de haykıracağım.
unutup geçmişte kalan acı dünü
…..
adımın yazıldığı taş bile yıkılsa da
kalmamış ta olsa şu dünyada mezarım
hatırlayıp tek canlı gelmese başucuma
o müjdeyi ben doğadan alacağım




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın unutulamayan dönemler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Benden Selam Söyleyin Değirmenderesi'ne

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Anılarda İskenderun: Cem Erman ve Hikayet-i Zeki Müren
Genç Bir Yazar ile Söyleşi: Murat Kömür
Bir Dönem Soğukoluk ve Hatay
Koranavirüsle Nasıl Mücadele Ettik
Bir Paçavra Hastalığı: Koronavirüs
Krishnamurti ile Kendini Tanıma Sanatı
Trene Özlem: İskenderun'dan"dan Adana'ya" Yolculuk
Payas'ta Tarih Tarihte Payas
Divan Edebiyatının En Güzel Şairi
Sinemanın En Figüranı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nevruz Uğur [Şiir]
Aybastılı Şair İzzet Haznedar [Şiir]
Münzevi Bir Osmanlı [Şiir]
Çukurova'nın İki Yiğit Sesi: [Şiir]
[Şiir]
Şiirin Hatayı [Şiir]
Düşüyorum Tut Elimden - Selma Sayar [Öykü]
Bir Öykücümüzden Bir Öykümüz Var [Öykü]
Aybastılı Bir Feylesof: Refik Güley [Roman]
İskenderun'da Kitapçı Olmak [Eleştiri]


kemal düz kimdir?

edebiyat sanat, tarih, kültür ve folklora karşı ilgim var. yerel bir gazetede kültür sanat yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
engin geçtan, edip cansever, tevfik fikret v.b.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © kemal düz, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.