Dengeli bir rejimde yemeğin yeri çok önemli. -Fran Lebowitz |
|
||||||||||
|
Bakışlarında ise ne can ne de heyecan vardı. Solgun yüzüne yerleşen çaresizlik ifadesi adeta müzminleşmişti. Oysa ki bir zamanlar onun da yaşama tutunması için bir sebebi vardı. . Kum tanesi kadar çoktu sevgisi..Ama artık kıyısında köşesinde kimse kalmamıştı. Denize kucak açan sahiller, rüzgarın dansa kaldırdığı ağaçlar, bulutun dünyaya getirdiği, toprağın anne şefkati gösterip içine bastırdığı yağmurlar, çiçeklerin tadına bakan arılar bile ondan şanslıydı. Yürüdü adımlarının büyüklüğünce..Pamuk tarlasına dönmüş saçlarını yıllar gelişigüzel toplayıp atmıştı. Dümdüz ovadan farksızdı artık başı. Sırtındaki kambur onu hergeçen gün biraz daha toprağa yaklaştırıyordu. Ama ölümden korkmuyordu ki.. Şiddetli gök gürültüsüyle birlikte gözlerinden birkaç damla yaş düştü yere.. Kış, bir sokak hayvanlarını bir de kendi gibi kimsesizleri vuruyordu işte.. Bir anda bastıran yağmuru iliklerinde hissediyordu. Titreyen elleriyle yırtık paltosunun önünü iyice kapatmaya çalıştı. Fakat ağzındaki dişler gibi önündeki düğmeler de yıllara yenik düşmüştü. Kalan iki tane düğmeyi bile iliklemeye dermanı yoktu. Camiye birkaç adım ya var ya da yoktu. Güç toplamaya çalıştı ama birden dizlerinin bağı çözüldü sanki.. Yığıldığı yerden kalkabilmek için park halindeki bir arabaya tutunmaya çalıştı. Fakat o şekilde kalıverdi. Yanından geçenlerin kimisi farketmemiş, bir kısmı ise ne yaptığını anlayamadığı için dudak büküp hızlı adımlarla geçmişlerdi. Bir vatandaş aynı yolu ikinci kez dönüyordu. Gözleri büyüdü birden ve yüksek sesle konuşmaya başladı: - Allah Allah bu adamcağız az önce de aynı pozisyondaydı. Ölüp kalmasın! Bir anda etrafı doldu yalnız adamın.. Hem de uzun zamandır hiç olmadığı kadar.. Keşke yaşarken karşısına "Ne oldu sana ?, Neden sokaklardasın" diyen biri çıkabilseydi.! Bir Allah'ın kulu elinden tutup düşkünler yurduna götürebilseydi.. Yollara dökülen yaprakları küreğe süpüren görevliler gibi belediyenin cenaze arabası da onu götürmüştü. Kimdi?, Ne oldu? Neden bu duruma düştü? bilinmeden toprak bir kulunu daha çekmişti içine.. Aysel AKSÜMER
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |