• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
1321
|
|
|
|
bir kaç gün önce aramýzdan ayrýlan sevgili arkadaþýma ithafen |
|
1322
|
|
|
|
Hayatta sürekli kaybetmenin çaresizliði içinde tutanabileceðimiz tek dal, mucize arzusuyla yaþamak mý? |
|
1323
|
|
|
|
Daha bi’ uzak çeþitliliðimi seziyorum.Sen nerede yaþayabilirsin, yolculuklarý seven, verimliliðine inandýðým düþncelerim. |
|
1324
|
|
|
|
Giderek baþka ülkeleri tanýmamýþ olmanýn üzüntüsü çöküyor üstüme. Hani tüm kainatý Edirne-Ardahan sýnýrlarýnda düþünüp ardýndan ‘’dünyanýn hiçbir yerinde böyle þey yoktur’’ diyenlerden biri olup çýkmanýn burukluðu tebessüm ediyor s |
|
1325
|
|
|
|
Biliyor musun anne?
Sen dahil herkes beni güçlü sanýyor. Oysaki geceleri yorganýmýn altýnda dizlerimi göðsüme kadar çekerek, sessizce döktüðüm göz yaþlarýmýn seninleyken bile sensizlik için olduðunu kimse bilmiyor.
|
|
1326
|
|
|
|
Günümüzde banliyö yaþamýndan esintiler... |
|
1327
|
|
1328
|
|
|
|
Tomurcuklarýn baþýný asker botuyla ezmek adettendir.Gülümseyen çiçekleri öldürmek de... |
|
1329
|
|
|
|
Ben sana ne demeliyim þimdi?
Demeliyim ki; þu evren üzerinde sahibine ulaþmayan tek bir kelime bile kalmamalý… al, oku… |
|
1330
|
|
|
|
Çaðýmýzýn bilgi çaðý olduðu söyleniyor. Bence deðil ! Günümüzde bilgiye ulaþmak çok kolay. Eskisi gibi ciltlerce kitaplara sahip olmak gerekmiyor. Bir tuþla hertürlü bilgiye eriþebiliyoruz. Günümüzde teknoloji, hamallýðý ortadan kaldýrmýþtýr ; gerek fiziksel, gerekse zihinsel hamallýðý. Dünyanýn bir ucuna yorulmadan gidebiliyoruz. Bir tuþla hertürlü bilgiye eriþebiliyoruz. O halde, bilgi, elde etmesini bilenler için kolayca eriþilebilecek bir konumda. Önemli olan bu bilgiyi kullanabilmek. Yani düþünmek. Zamanýmýz “Bilgi Çaðý” deðil “Düþünme/irdeleme” çaðýdýr. Ancak, farklý düþünme yöntemleri ile yeni bilgilere eriþebiliriz.
|
|
1331
|
|
|
|
Uzayýp kýsalan bir yolda kimi azlýðýyla ,kimi de elinde bir yiyecek bile olmadan ilerliyor... Azlýðýmýz büyüklerimizin nasihatlarý ... Bu azlýðý küçümseyenler ise aç karnýna yolda ilerlemeye çalýþanlar... |
|
1332
|
|
|
|
Herþey taze iken hiç unutulmýyacakmýþ gibi gelen her olayýn, zaman geçtikçe, artýk eskisi kadar acý vermediðini hissetmeye baþlarýz. Zaman ilacý etkisini göstermeye baþlamýþtýr artýk. |
|
1333
|
|
|
|
Huzur evi ziyaretlerimi aksatmaktan hiç haz etmezdim, bundan birkaç sene öncesine kadar.. “Yaðmur, çamur” demeden giderdim yanlarýna.. Bilirdim, görünce:
- “Geldi, hayýrlý kýzýmýz” diye, sevineceklerini.
- “Dün akþam, Hasan Amcan öldü” demiþti.. Dalgýn, aðlamaktan göz pýnarlarý kýzarmýþ gözlerle, ölümün her an peþinde olduðunu kabullenen yaþlý teyzelerden birisi…
Ne diyeceðimi bilemeden, kalakalmýþtým ayakta öylece.. Böyle sözleri dinleyince… |
|
1334
|
|
|
|
Ýsterseniz bir ziyarete gidelim. Napolyon'dan, Sezar'a, Büyük Ýskender'den Sokrates'e kadar tarihin akýþýný deðiþtiren her çeþit insan ile akýl hastanelerinde tanýþabiliriz. |
|
1335
|
|
|
|
Baþýmýza gelen en kötü þeyin, aslýnda olabilecek en iyi þey olduðunu düþündünüz mü?
Bir acýyý kabullenmek, hayatýn kendini kabullenmemiz deðil midir?
Reddettikçe acýtýr canýmýzý gerçek..
Bir tek yol var.. Kabullenmek.. Boyun eðmeden... |
|
1336
|
|
|
|
akýl ve zeka ile ilgili bir yazýdýr. |
|
1337
|
|
|
|
Cemal Aslan’la ilgili, geçmiþimin fotoðraflarý gözlerimin önünde bir film þeridi gibi gelip geçti…
Hiçbir karesinde negatif bir poz göremedim.
Güler yüzlü ve gülmesini bilen bir insandý Cemal Aslan. Onun bulunduðu ortamda hep pozitif bir hava eserdi. Çünkü gülmesini bildiði gibi güldürmesini de bilirdi. Mertlik ve delikanlýlýk onu en iyi tarif eden iki kavramdý. Hiçbir zaman diklenmeyen ancak hep dik durmasýný bilen ve bu ilkesinde asla taviz vermeyen hasbi bir insandý…
Birkaç satýrlýk yazý ile onun kitaplara sýðmayacak kadar güzel hasletlerini anlatýp bitirecek deðilim. Benim maksadým, -birkaç güzel kelam da olsa- onu hayýrla yad edip rahmet okumaktýr. |
|
1338
|
|
|
|
Onu ilk gördüðümde ýlýk bir Mayýs sabahýydý. Gece yaðmurun çiseleyerek ýslatmýþ olduðu sokaklar yavaþ yavaþ kurumaya yüz tutmuþtu. |
|
1339
|
|
|
|
hayata anlam katan sonlardýr. |
|
1340
|
|
|
|
Sahi can derdi sadece bedeni vurunca mý baþ gösterir. Yoksa içimiz yanýnca da mý can derdine düþeriz? Kederde, hastalýkta saðlýkta bir arada olmaya söz verdiren evlilik törenleri de bunun için midir? |
|