zamana dair karalama
var mı tanımlayabilen zamanı ha...
tanımlayabilene hele hele farkrdebilene aşkolsun...
var mı tanımlayabilen zamanı ha...
tanımlayabilene hele hele farkrdebilene aşkolsun...
sıkıcı bir hayat
hep aynı yollarda yürüyoruz
dönme dolabın gönüllü mahkumlarıyız
Aşkının fahişeliğini dudaklarını kanatarak durdurmaya çalışıyor. İsanın dikenli tacını dudaklarına takıyor. Dudakları özlem dolu alevlerle çevrili.
"bir aşkın içindeyken biriktirilmiş çok kelime kalır insanın içinde. kullanılmamış kelimeler. o kadar çok konuşulduğu halde, gene de kullanılmamış kelimeler. bir sonrakine vermek isteriz onları. içiniz çürümedikçe, kelimeler içinizde diri kalır. dipdiri. kendi hikayesi için bizden hakkını isteyen ve boğazımızı düğümleyen bunlardır. günün birinde diliniz kabuk bağlayıp, ruhunuz
Amasra... Bir balık lokantasındayız.Babama sarılmışım, tüm şımarıklığımla ve hiç büyümemişliğimle.Yüzümün hüznünü bir tek ben anlıyorum bakınca resme....
Yaz, yaz, yaz diyordun...İşte, geldi yaz! Odana doluşan davetsiz bir müziğin eşliğinde ne(denli) ve ne(densiz) bir yazı dünyaya getirme uğraşında sana ancak çile çiçekleri eşlik edebilir inan.
Kim derdi bana, bir gün şu karşımda kafasını kaşıyıp duran Ataş la sohbet edeceksin. Kesin inanmazdım doğrusu... Hayat ne sürprizlere gebe!
Kadınlar hamarat ve titizdir
Oraya basmaaa laaaaaaaan şuraya basmaaaa iz olur
Kahredici bir trafik. Saygısız, insanı her an hayattan koparıp alabilecek denli kuralları hiçe sayan eğitimsiz bir kalabalık var, kendini insan olarak görmek isteyenlerin içinde.
Aslinda paylasilmayan guzel seylerin
dostluk gibi, saygi gibi, sevgi gibi, ask gibi
bir gun kendi kendini yok edecegine inananiyordum
ve bir zamanlar guzel olduguna,
degerli olduguna inandigim hersey zamanla kendini imha etmeye baslamisti icimde....