Hüzünlü Değilim, Mizacım Böyle.
Kadınlar kitap gibi dir, öyle sade sonunu okuyarak bütün kitabı anlayamasssın...
"İyi bir yazar, okurun beyninde yangın çıkarır; kötü yazar ise sadece dumanla misafirlik yapar." – Jorge Luis Borges"
"İyi bir yazar, okurun beyninde yangın çıkarır; kötü yazar ise sadece dumanla misafirlik yapar." – Jorge Luis Borges"
Kadınlar kitap gibi dir, öyle sade sonunu okuyarak bütün kitabı anlayamasssın...
Kenarında sakin, odaksız, kedersiz bir hayatın izlerini taşır. Bulutlarda şekillenen dumanlı yolları hatırlatır. Görünmez olur, aşka ramak kalır. Sesinle rüzgarı getirir, kalbinle başkalığı belirtir. Sonsuzdur, kaçılmaz olur, bilir en derinlerde ne var, sorgusuz durur.
Bilmeyince hiç duymadığın şarkının sözlerini, kendin yazarsın önceden, iş edinir gibi.. Ahengi
Ya da kesişme noktasında durduğunuz an o kadar kısa olacak ki belki onu fark etmeyeceksiniz bile. Sürekli olarak bir şeyleri kaçırdığınız ya da unuttuğunuz hissi yakanızı bırakmayacak. Aslında bunlar, sizin, kendinize kurmuş olduğunuz pusulardır.
Kendine sormalısın ne istediğini şimdi. belirsiz hayaller değil, canlı rüyalar olmalı öne sürdüğün.. Kalbin olacakları hissetmeli.. Dünyan sesinle irkilmeli.. Beni anlayacaksan eğer, kalbin aşmalı gelgitleri..
Bilmiyorsun! Yazmak, ruhun hikayelere anlam katması, savrulan anlamların kendini bulması.. Arıyorsan sevdiğin şeyleri karşındaki sahnede, neyin ne olduğu önemli değil, gideceğim.
Öğretmen; o tatlı, sihirli, tılsımlı sözcük!… Nasıl da telâffuz eder çocuklarımız onu coşku ve heyecanla… Söylerken kalpleri küt küt atar. Çünkü kalpten gelen, katıksız, saf bir kelimedir o… Derste, teneffüste, dışarıda, gök kubbenin altında her yerde yüreğimizi heyecana gark eder. Hangi birimizin hayatında derin izler bırakan öğretmeni yoktur
bir dost sons evgilisine dair bir şeyler anlatmıştı günün birinde. onu dinlerken garip düşünceler şimşek hızıyla üşüştü beynime birer birer. nasıl oynuyorduk hayatın karşısında? rollerimizi seçerken nelere dikkat ediyorduk? aşk dediğimiz neydi gerçekten? sanal bir yanılgı mıoydı tümüyle? yoksa çarpıtılmış gerçeklerden örülü fantastik kurgu bir öykümüydü? sevgi yüce
Yedi milyara yaklaşan dünya nüfusunun çok büyük bir kısmı açlık ve safalet içerisinde acı çekmektedir Bunun nedeni de kendini düşünen, değerli, ve insani hasletlere sahip olduğunu ileri süren insanoğludur( açgözlü, doymak bilmeyen hırsa sahip olan insan).
Hiç bir tartışma kazanılamaz deniyorsa, bu ne derece doğru olabilir ? Karşılıklı haklar gözetilerek, varılmak istenen sonuca odaklanıldı ise tartışma gerekli de olabiliyor. Bir ego tatmini ya da gururun ortaya serilmesinden ziyade, ortak bir yol bulunması için.
Birbirini yiyen ve bunu bir gereklilik bir göze girme
Sevginin gücüne inanmalıyız. Ki o güç,nefreti de, kuşkuyu da, öfkeyi de, yok edebilecek güçtedir. Bu bizim gerçeğimizdir.Sevgimizin gerçeğidir.Gerçeklerimize şaşırabilir, beklentilerimizle yanılabiliriz.
Zeytincilik yaygınlaşmadan önce buralar bağcıydı. Şimdi zeytin ormanı misali, boş bir kara parçası kalmamacasına zeytin ağaçlarıyla kaplı. Adını taşıyan asmalardan bir zamanlar altın sarısı üzümler sallanırdı. Bağ bozumu küfelerle tozlu arazi yollarında taşınırdı. E kolay mı? Az mı beklendi? Bağlarda çardaklar kuruldu, tilkiler çakallar kovuldu. Eskiler anlatır, o
Yağmurun susmaya niyeti yok. Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi, Söz dinlemeyen aşık gibi, hiç bir tesellisi olmayan acılı anne gibi, şimdi çalan şarkıda ' hoşça kal gözümün nuru hoşça kal' deyip ardına bakmayan vefasız sevgili gibi,hızlı hızlı yağmaya devam ediyordu...
Neden sana ezberleyeceğin bir tanım ya da zorlanmadan elde edeceğin bir bilgiyi vereyim ki? Çözmen gerekeni kendin gör!..
keman! yalnızca bir enstrumanmıdır gerçekten? yoksa bir sanatkarın parmakları aracılığıyla insanın diline kafa tutan başlı başına bir hayt formu mudur? neleri anlatır tınıları? nelere karşılık gelir sesleri?