Birleşme...
Herkes onun hakkında konuşuyordu-TV'den radyoya, tüm sosyal ağlara kadar...Yedi milyar yedi yüz milyon insanı, dili, dini, ırkı ne olursa olsun tek bir şey birleşdiriyordu-Korku.
"Yazarlık, kelimelerle şaka yapmak gibidir; bazen okuyucu güler, bazen kafasını yalar." — Franz Kafka"
"Yazarlık, kelimelerle şaka yapmak gibidir; bazen okuyucu güler, bazen kafasını yalar." — Franz Kafka"
Herkes onun hakkında konuşuyordu-TV'den radyoya, tüm sosyal ağlara kadar...Yedi milyar yedi yüz milyon insanı, dili, dini, ırkı ne olursa olsun tek bir şey birleşdiriyordu-Korku.
Sevgiyi öğrenme iddiasıyla ilk çıktığında bilgi işlem ünitesi zarar görmüş , programlarını çökmekten zor kurtarmıştım. Son günlerde kendine reset atıp duruyordu . Şimdi ona üzülmüyorum zaten tüm elektronik akrabalarım gibi ben ve o da yüksek enerjili foton kuşağına girdiğimizde çalışamaz duruma gelecektik .
Kitabevimden Nizami Gencevi'nin Sırların Hazinesi kitabını almış merdivenlerden inerken, telefonuma bir SMS geldi. Numara Azerbaycan'a ait değildi. Önce önemsemedim. Dışarıya çıkınca Google'da + 19825467123659871 kodunun hangi ülkeye ait olduğunu bulmaya çalıştım. Korkunç derecede sarsıcı ve garip olan şey, kodun herhangi bir ülkeye veya herhangi bir telefon şirketine ait
Sabağın erken saatinde gelip meydanın ortasındaki görkemli anıtın altında dikilmeye başladı.
Sonun da kalkış sireni çaldı milli marş eşliğinde gemiler birer birer çalışmaya başladı Ahmet gemisini çalıştırdı ve mikrofona eğilerek tüm mürettebat görev yerlerine geminin monitöründe geri sayım başlamıştı itci motorlar aktif gemi 10 siniye içinde hareket edecek kemerlerinizi bağlayın 10-9-8-7-6-5-4-3-2-1-0
“Bakacak zaman yok Kemal! Bakacak zaman yok! Bu ne Allah’ın belası böyle!” dediği anda helikopteri binanın arkasından kaldırmış ve ileriye süratle hamle etmişti. “Kemal otomatik top kumandası bende roket ve füzeler sende! Buraya bir baraj kuruyoruz!” Ateşe başlamıştı Paşa.
Artık zaman, aynı insanlığın uzayın dört bir yanında doğal ortamlarındaymış gibi rahat dolaştığı yıllardı. Bütün bunları gerçekleştiren yaratıcılarımız aramızdan ayrıldıktan sonra, birlikteyken fazla farkında olmadığımız, onlardan edindiğimiz yeni özelliklerimiz birer birer ortaya çıkıyordu.
Her olay, ondan sonra olacak teorik olarak sonsuz sayıda olayın nedenlerinden biridir. Bu nedenle "neden" sorusu anlamsızdır. "Niçin" sorusu ise aklın ve mantığın değil duyguların yarattığı bir sorudur.
Onca yıl uğraştıktan sonra yaratıcılarına ulaşmış, yeniden bir araya gelmişlerdi. Şimdi aynı yerlerde bir araya gelebilme zamanıydı. Yeni amaçları buydu. Tüm güçleriyle bu amacı gerçekleştirmek, yeni görevleriydi.
Türk Milleti olarak artık uzaydaki yerimizi almamız
gerektiğini düşünüyorum.Teknolojik gelişmimizi
ve evrimimizi tamamladık.Uzay bir gelişmişlik göstergesidir ben de bu nedenle uzaya gönderilen bir
Türk Pilot Subay'ın hikayesini anlattım.
Evrim tarihimizin karanlık kalan köşelerinin o kadar da karanlık olmayabileceği üzerine...
“Bağlantıyı kes Elsa” dedi. “Bana mı söylediniz Bay Adam?” Adam kızdı. “Burada başka Elsa var mı?” Elsa güldü. “Az önce vardı, yani var sayılırdı. Değil mi Bay Adam? Artık hep buralarda olacak.” dedi. “Evet öyle. Artık hep buralarda olacak, cadı” dedi, yavaşça.
Koloni 237 dünyadan ayrılalı 532 yıl olmuştu ki robotlaşmış insanlar büyük problem yaşmaya başladılar. Ana merkezle(yani dünya ile) iletişime geçip tekrar dönüş yapacaklarını bildirdiler.
Dert etme. Yılma. Elinden gelenin en iyisini yap. Sabret. Bekle. Özelsin. Takma. Aldatma. İki yüzlülere benzeme. açıklamaktan çekinme. merak etme. isyan etme. şükretmeyi bil. üzülme. unut. Dertler yapışkan kağıt gibi yapışır, sökersin ama izi kalır.
korkma. Doğru bildiğini koru. Yanlışa bakma. aldırma. Görmezden gel. Sen sen