İş İştir
Arabasıyla geldi, üzerinde: meme uçlarını belirgin olarak gösteren, lacivert, dar badisi, altında kısa kot pantolonu vardı. Belli belirsiz makyaj yapmıştı.
"Yazmak, aslında ölümü aldatma sanatıdır; her kelime, mezar taşındaki bir fıkradır." - Oscar Wilde (kurgusal)"
"Yazmak, aslında ölümü aldatma sanatıdır; her kelime, mezar taşındaki bir fıkradır." - Oscar Wilde (kurgusal)"
Arabasıyla geldi, üzerinde: meme uçlarını belirgin olarak gösteren, lacivert, dar badisi, altında kısa kot pantolonu vardı. Belli belirsiz makyaj yapmıştı.
Öteki tarafı görerek; –bu da duvarın üzerinde henüz karşılaşmadığım çatlakların, oyukların, deliklerin ortaya çıkmasıyla söz konusu olabilir– gördüklerimden birinin belki de birkaçının bu kapıdan geçmiş ya da geçebileceklerden bir tanesi veya daha fazlası olabileceği avuntusuna düşmedim. Çünkü eğer kapı açılmayacaksa ve ben içeriyi bir şekilde görebiliyorsam veya aynı
Bazen insanlar, başkalarının gururunu hoş bulmazken bunun kendi gururlarından kaynaklandığını farketmezler
Bazıları, evrimin gerçek olduğuna ve doğal-seleksiyonun (bir şekilde) tanrı tarafından gerçekleştirildiğine inanır. İşte bu hikâye, o ihtimal üzerine bina edilmiştir.
...Güzel, kendini mutlu kılacak şeyler düşünmeye zorlayarak bedenini yorganın altına almasına karşılık, kafasında kurduğu o huzur dolu uykuya geçemiyordu...
Bush'un Rusya gezisinin ve 2. Dünya Savaşı Zaferi kutlamalarının beni yazmaya zorladıkları bir hikâye...
"Son günlerde hep sıkıldığını hissediyordu.Ters giden bir şey yoktu aslında.Her şey bildik sırasıyla, alışılageldiği gibi olup bitiyordu."
Birşeyler kaçırmış olmalıyım. Ne insanları, ne de ilişkileri anlamaya mecaalim yetmez olmuş. Ben bütün altmışikilerden tavşan olur sanırdım, meğer timsah yapanlar da varmış. En iyisi ben gidip seksenbeşten dinozor olayım...
İşte şimdi çok süper bir yazı oldu. Evet nerde kalmıştım. Efendim havalarda pek ısındı. Çocuklar çok terliyor eve de bir klima taktırsak mı ne
" Yeni Dünya Düzeni " diye bir yalan daha var, onu sonra anlatacagim....
Nezihe’nin elindeki çay ile ön dişlerine tutunmuş, iyi piştiği kızarıklığından anlaşılan poğaça dikkatimi çekerdi. Her keresinde alaylı halimin işbirlikçisi hınzır gülüşümle:
—Bakınız, derdim. Böyle giderse öbür dünyaya götüreceğiniz tek sermayenizin, kalçalarınız ve göbeğiniz olacağına dair bahse girerim. Ama siz yine de unutmamam için bana miras olarak,
Kapının önünde uyuklayan küçük çocuk. Küçük çocuğun kafası pek çok kereler durmuştu. Yğmur yağmaya başlayınca, ayakkabısınn önünde iki büyük leke.
Sn Erdal Öz, Sn Cemil Kavukçu, Sn. Faruk Duman, Sn. İnan Çetin, Sn Ayşe Sarısayın'ın katıldığı III. Çanakkale Öykü Günleri dolayısıyla
Bir pop şarkıcısının mutluluğun formülünü bulduğu gibi o da şöhretli bir yazar olmanın formülü bulmuştu: 4K, 1B.