İstanbul Masalları 2
G.antepin Nizip Ilçesinde Pazarcami̇ Mahallesi̇ni̇n Hemen Yaninda
Kürt Mahallesi̇ Adiyla Bi̇li̇lnen Yerleşi̇m Bi̇ri̇mi̇nde Bulunan Çorak Tepedeki̇ Evi̇n Hi̇kayesi̇di̇r Bu.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
G.antepin Nizip Ilçesinde Pazarcami̇ Mahallesi̇ni̇n Hemen Yaninda
Kürt Mahallesi̇ Adiyla Bi̇li̇lnen Yerleşi̇m Bi̇ri̇mi̇nde Bulunan Çorak Tepedeki̇ Evi̇n Hi̇kayesi̇di̇r Bu.
Hücrelerdeki kalan insanların çoğu ölmüştü inleme sesleriyle ama ölmüş olsa bile idamdan kurtulamayacaklardı. Bu bölgenin genel kuralı buydu. Topallayarak yürüyordu koridor da çıkışa fazla yoktu her yaklaştığında vazgeçmek istiyor duraklıyor arkasında gardiyan onu dürtüklüyordu.
insan bazı şeyleri öncen hissediyor sanki. yoksa bu şarkı mutlu günlerimdeyken de canımı böylesine yakamazdı…
Orman sessizleşti, hava kararıyordu. Batu’nun bıraktığı gitar ormanın içinde yeni sahibini bekliyordu.
Tecrübe edilen acılar ve derin hüzünler çoğu zaman insana vazgeçilemez bir his verir, ilahi yahut kontrol edemediğimiz bir kurgunun özelliğinden dolayı beliren bu his; acı ve ıstırap verenin beraberinde iyi ve güzel ayrıntılarıyla gelmesidir. Bir diğer ifadeyle bu; iyi ve güzel haberler, gelişmeler, olaylar vs.. ile birlikte karanlık
Aşka ulaşırsın bazen ama karşındakine söyliyemezsin çünkü o aşk hep imkansız olmuştur... Ve olmaya devam edicektir...
Bir kaldırımdan diğerine koşarak geçen yalnızlığı, musalla taşına sahipsiz bir tabut gibi yatırdı. Ellerini can çekişirmişçesine yanlarına düşürüp başını arasına aldı.
Tıkış tıkış otobüsleri ve dolmuşları düşündü. En arkada sıkışarak oturan kendisinin tıpatıp aynısıydı. Yüzündeki giz ifadeye dönüşüp ortalığa soru işaretleri yığıyordu.
\- gel, / benim yüreğim seninkinden az yalnız değil,
gel, / az hasretli değil, gel, / sevdaların hepsi sana ait, /
sen onları toplamadan / onlar seni toplayacak / gel...
Tüm asiliğine rağmen hayattaki tek zaafı Fıstık olan bir insan. Karamsarlıklarla dolu yaşamı, elinde kalan tek şey olan kaybetme duygusu ve zamanın akışında tükenen umutları.
Suya atladığımda güneş doğmamıştı henüz. Saniyeler süren o uzun yolculuk az önce bitmiş, gözlerim daha iri gözlülerle karşılaşmamak için titremeliydi hala...
Yağmurun sesi ile açtı gözlerini. “Yine yağıyor” diye düşündü, hem de hiçbir varlığın yaşayacaklarına aldırmadan ve herhangi bir rahatsızlık duymadan akıyordu.