Öykü

yazı resim

Emanetçi Dede

Karısı:Allah, Allah!demekle yetindi önce. Bu nasıl bir müşteri ki, yoksa goca tanrımın bir lütfu olsa bu gerek! Emanetçi, Ben demiştim, bu kadın ermiş.diye. Ama inanan yok şu kasabada.

Bâb-ı Âli de Bir Gün -1-

Güne, Hüseyin abinin kalın ve otoriter sesiyle uyandım...Zoraki kalktım.Yorganım bile, yorgunluktan ağırlaşmıştı nedense...hayır hayır ! kirlilikten diyelim, içine girilesi değildi.

Kıymet Anne

İlk ayı geride bıraktım. Andırın dönüşü, Münir'e uğradım. Öğrencilerimin eksik kitaplarının siparişini verdim. Münir çaya davet etti beni.

Gotik Hikaye

Güneş, kızıl boya küpünden çıkarılmış top gibi geniş boşluğun ötesindeki şatonun ardına süzülüyordu. Kavrulmuş toprağın orasında burasında lav hâlinde nehirler akıyor ve tek tük sivri kuleli yapılar ihtişamla dikiliyordu. Terkedilmişliğin kasvetli loşluğunda, siyah duvarlar kızıl güneşin son ışıkları altında âdeta yanıyordu. Ve dahası

Reddediyoruz!

Telefondaki alarmın sesiyle irkildi. El yordamıyla telefonu bulup alarmı kapattı. Yüzünü yorgandan dışarıya çıkardığında odanın soğukluğunu daha iyi hisseder oldu. Dönüp uyumak istiyordu ama servisi kaçırırsa işe yetişme şansı yoktu.

Randevu

Zarif ve yumuşak parmaklarıyla kristal, ince kadehe uzandı. Sandalyesinde daha rahat oturup bacak bacak üstüne attı. Beyaz, sıfır kollu, yakası işlemeli bir gömlek ve bordo, diz üstü bir etek giymişti. Parmak uçlarıyla gerdanlığıyla oynuyor ve giden balıkçı gemisinin etrafına üşüşen martıları izliyordu.

Şaşkın Hırsız

Koşarken nefes nefese kalmışlardı. Arabaya bindiler ve uzaklaştılar. Bütün planları suya düşmüştü. Planlarında bir hata vardı. Allah ın bütün diğer günleri dururken neden Cuma gününü seçmişlerdi ki! Tabii ki işe yaramazdı. Herkes, ellerini dua için açtığı anda onlar, günah işlemeye yeltenmişlerdi.

Başa Dön