"Yarın ölecekmiş gibi yaşa, sonsuza dek yaşayacakmış gibi bugünü ertele." - Franz Kafka (kurgusal)"

Öykü

yazı resim

Babadan Oğula Atatürk Sevdası

O mucizevi karşılaşmayı babam hep gözleri dolarak anlatırdı. Huzuruna çıkarıldığı engin bakışlı paşanın ona kim olduğunu soruşunu, kendisini eski bahriye zabitlerinden Mollaoğlu Mustafa olarak tanıtırken yaşadığı heyecanı, Acele etmelisiniz Paşam. İngilizler gelmek üzere olabilirler, biran önce sizi karaya ulaştırayım derken ki telaşını sanki o anları yeniden yaşıyormuş gibi

Cafer Kalfa Konstantinopoliste

"Ey oğul sana ben ne demiştim?..Küffar toprağı Konstantinopolis seni bekliyor. Bir görevin vardı senin. Sen öncüsün, arkandan gelecekler var demiştim. Ama sen ne yaptın, bre şerefsiz?.. Sen Allah'tan korkmaz mısın, bre kafir, bre dürzü, bre namussuz, şerefsiz, haysiyetsiz sapık. Karın Haticeye acımaz mısın?.. Oğlun Hıdır'dan kızın Fadime'den utanmaz

İki Rengin Hikayesi

Darağacına salıncak kurup sallanan iki rengin hikâyesiydi aslında Yeşil ve Mavi'nin hikâyesi. Aylardan hüzün, mevsimlerden hüsran, yıllardan cereme iken başlamıştı bir gün ansızın. Rüzgâr çıkmıştı en kuvvetlisinden ki darağacının kurumuş dalarını bile bir oyana, bir bu yana savruluyordu. Kalemini kırmış hâkimin idam onayı savcının ellerinde ve savcının dilinden

Beklek VI.

Kadınların gözyaşlarını saklama şekilleriyle yataktan çıktıktan sonraki giyinme şekilleri arasındaki benzerlik çarpıcıydı. Her ikisini de arkalarını dönüp, erkeği yok sayarak yapıyorlardı. Garip bir teşhir yöntemi olmakla birlikte etkisiz olduğunu söylemek benim açımdan olanaksızdı.

İki Kurt Yoldaş

Bu öyküyü İhsan Oktay Anar'ın vermiş olduğu ödev üzerine yazmıştım ve o öykümü yeterli görmemişti; çünkü öyküm bir Dede Korkut öyküsüne yeterince benzemiyor.

Başa Dön