"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Öykü

Yaşlı Teyze!

Çok yoğun geçen bir gündü, bu bakımdan oldukça yorulmuştum, büroda işler yoğun olduğu için, eve saat 20.30 civarında gitmeye karar vermiştim.
Motoruma binerek, Erkilet bulvarından ilerliyordum,Sümer bez fabrikasını henüz geçmiştim, önümde beyaz renkli, fort marka bir otomobil ilerliyordu.

Güçlü Zamanların Yorgun Yaratıcısı

Etrafta dönüp duran, çocuksu bir anı gibi, mutluluğu önüne getiren sade bir sevgiydi bugünün resmi. " Kaçma " dedi. " Kaçışın korkularının mağdur bir akışa dönüşmesidir bu kez. " Sen en güçlü zamanların yorgun yaratıcısı olmalısın ! Kendini solgun bir durumdan, yeni anlara taşımalısın.. Gördüklerin yeniden canlanan, mutluluk

O Gün

İşte üniversite döneminde yazdığım bir öykü; ama bana sorarsanız lisedeki öykülerim bu öykümden çok daha özgündü.

Kaktüs ve Akrebin Kısa Tarihi

‘Zamanın Kısa Tarihi’ni yazmak isterdim. Ancak, Profesör Stephen Hawking benden önce davranıp popüler bilim kitabı olan bu çalışmasını 1988'de yayınladı. Bana da popüler olmayan bu öykümü sizlerle paylaşmak düştü.
Hayat, güneş ışınlarının fütursuz foton tacizine uğrayan pangaea çölünde başlıyor. Kaktüsümüz çölün merkezinde çevresinde kerpiç duvarlar olan

Yankesici

O güne kadar hiç yankesici görmamiştim. Yaı da ben öyle sanıyordum. Belki görmüşümdür de , sanatını icra etmeye kalkışmadığından farkına varmamışımdır.

Bir Memurun Sabah Mesaisi Öncesi Gördükleri,düşündükleri

Her sabah gördüğü ve fakat bugün nedense göremediği, mezar kazıcısı mı yoksa mezarlık dilencisi mi olduğunu bir türlü kestiremediği, paspal kılıklı, kısa boylu, biçimsiz suratlı adam neredeydi acaba. Hiç usanmadan, çekinmeden, mezarlığın önünden geçen herkese el açar, para ister, ne dediği pek anlaşılmazdı. Zaman zaman da kendisi gibi

Beklek VIII.

İstifini hiç bozmadan oturuyor. Kalkıyorum. Onu yerden kucağıma alıyorum. Başını koltuğuma sokup gövdesini sevmeme izin veriyor. Bunu yaparken arka ayaklarını yürümeye çalışıyormuş gibi hareket ettiriyor. Ona dokunurken her seferinde bunu yapmasından nefret ediyorum. Kendimi sürekli tecavüz ediyormuş gibi hissediyorum. O da cüssemden korkuyor ve duruma, ben vazgeçene kadar

Ölü Bir Kadın

Karanlığın gölgelediği mistik bir havanın doldurduğu bir odadayım. Gözlerim kapalı, nargilemin fokurdaması hoşuma gidiyor, içime garip bir huzur doluyor, ağzımdan çıkan dumanlar odaya dolarken hafifçe başımı arkaya doğru itip gözlerimi aniden açıyorum. Bir şey düştü sanki. Ses önce tok sonra bir çatırdama şeklinde geldi gibi.

Başa Dön